• "(bkz: ingilizcedeki en güzel kelime)"
  • "ing. durum, kosul, olay..ingilizcede soylemeyi hic sevmedigim kelimelerden biri.."
  • "özellikle düğün sahnelerindeki yaklaşma-kaçınmalar oyunculuklar ve müzikle birlikte filmin zirvesini oluşturmuş bana göre, izlenmeli."




Facebook Yorumları
  • comment image

    2011 yapımı iran günlük hayatını anlatan çok güzel film. özgürlüğün bir insan hakkı olduğu, kadının da insandan sayılması gerektiği anlatılıyor film boyunca. şeriat devrimi ve mollalar yerin dibine sokuluyor. insanı düşünmeye iten, en azından özgür olduğuna şükrettiren çarpıcı sahneler var.
    bi başka güzelliği de başrollerinde hazal kaya ve fahriye evcen'in olması. spoiler olacak ama söylemeden geçemeyeceğim: sevişiyolar.


    (kizillik - 15 Aralık 2011 11:36)

  • comment image

    maryam keshavarz'ın yazıp yönettiği 2011 yapımı iran filmi.

    iran filmlerinde genellikle iranın rejimiyle ilgili sorgulamalar yer alır ve yine genellikle o film ve yönetmeni ülkede yasaklanır.çoğu filmde iranın devrim sonrası ne kadar baskıcı bir yer olduğu , kadınların peçe taktığı en ufak bir hak tanınmadığı,eğlence hayatının hiç olmadığı bir iran tasavvur edilir.fakat bu filmde çok enteresan bir şekilde (haberlerde sık sık görüyoruz ya 50 kişi kızlı erkekli içkili parti yaparken yakalanarak tutuklandı diye) diğer filmlerden daha enteresan bir iran resmediliyor.bu olumlu yönde değil elbet.mesela batı toplumlarındaki gibi partilerin yapılmasının aslında çok da imkansız bir durum olmadığı gibi bir durumu ortaya çıkarıyor.

    filme gelirsek ise; henüz 18 yaşında bile olmayan iki kızın yaşadığı eşcinsel aşk ve kızlardan birinin abisinin bu ilişki içindeki yeri konu ediniliyor.tabi rejimin de bu ilişkiler üzerindeki etkisi de yadsınamaz.

    güzel bir film , pişmanlık duymazsınız izlerken


    (abartmaya gerek yok - 30 Ocak 2012 00:18)

  • comment image

    "koşul”, kültürel tabuların yarattığı cinsel sıkışmışlık meselesinin özgürlükçü bir dışavurumunun yol açabileceklerine odaklanmış. bunu da muhalif, çarpıcı, dirayetli ve cesur bir noktaya bağlamış. keşavarz ilk filminde ümit vaat eden bir noktaya ulaşırken, neden sundance, san francisco gibi festivallerde önemsendiğini de kanıtlamış. ilerleyen dönemde iran kaynaklı olmasa bile ortak yapımlarla yoluna devam edecektir yönetmen orası kesin."

    kerem akça, !f istanbul’da gösterilecek filmi yazmış. http://pembehayat.org/boyle-iran-filmi-gormediniz/


    (berci kristin - 8 Şubat 2012 15:43)

  • comment image

    hazal kaya ve fahriye evcen'in oynamadığı filmdir.

    baskıcı ve otoriter rejimin etkilerinin anlatıldığı, insanların yaşam standartlarını ve nefes alma özgürlüklerini yok eden şartları gözümüze sokan, fazla örneği olmayan filmlerdendir.
    sadece erkeklerin özgürce yaşayabildiği, kadınların denizde yüzmek için bile özgür sayılmadığı bir ülkede yaşananları anlatmaktadır.
    gerçeklikleri yansıttığını düşünürsek; baskının, otoritenin, dayatmanın olduğu bir yerde insanların bir tutam özgürlük adına ne kadar sapıtabileceğini en iyi şekilde beyaz perdeye yansıtan bir film olmuş.
    okulda, sokakta, evde, karakolda, taşıt içerisinde ne tür zorbalıkların yaşandığını ve yaşatıldığını perdeye etkileyici bir şekilde aktarıyor. devrimci bir anne babanın sistem içerisinde kendi çocukları ile nasıl mücadele etmesi gerektiği gözler önüne seriliyor.
    tüm bunların içerisinde eşcinsel haklarına da değinmeden geçmemiş film. 1978'de öldürülen amerika'nın ilk gay hakları savunucusu, politikacı harvey milk'in hayatını konu alan film olan milk'e de göndermeler yapan bir avuç eşcinselin dublaj yapma sahnelerinde insan şaşkına dönmüyor da değil üstelik.
    şehrin tüm bataklığının insanların odalarına kadar sindiği bir rejimi tüm şeffaflığıyla gözler önüne seriyor film.
    if istanbul kapsamında gösterime sunulan, 18 şubat fitas'ta yer alacak bir film de üstelik.


    (laradayidoy - 16 Şubat 2012 17:42)

  • comment image

    din denilen virüsün nasıl yayıldığını gösteren bir iran filmi.

    babanın oğlunun ruh hastalığına nasıl adım adım çekildiğini gösterişi takdire şayan.

    ancak böyle filmlerle islamın gerçek yüzünü göstermenin şöyle bir handikapı var: islamın karşıtı olarak eşcinsellik, random sex, uyuşturucu ve alkol konumlanırsa bu islamın işine gelen bir şey olur. ortalama muhafazakarın islama meyletmesini doğallaştırır. oysa islamın karşıtı olarak konumlanması gereken denize girebilmek, zorla bekaret muayenesine tabii tutulamamak, şarkı söyleyebilmektir.
    bu film ikisini birlikte yapıyor. ancak filmin genelindeki eşcinsel tema asıl yapılmak istenenden koparıyor filmi.
    cinsellik ya da alkol yasaklamaları üzerinden islam eleştirisi, seks yapmak ya da alkol alabilmek gibi insan haklarını lüks olarak tanımlamaya meyilli muhafazakarların işine gelir.
    oysa, islam erkeğin girebildiği denize kadının girememesidir. islam kadının şarkı söyleyip söylememesine kocasının ya da babasının karar vermesidir. islam herhangi bir filmi başka ülkelerdeki yaşıtlarınız izlerken sizin izleyememenizdir. islam devletin/erkeklerin size zorla bekaret muayenesi yapma gücü bulmasıdır.
    islam salt sevişebilmek ya da uyuşturucu veya alkol kullanmak üzerinden değil, daha temel insan hakları karşıtlıkları üzerinden eleştirilmesi gereken bulaşıcı ve tehlikeli bir virüstür. yönetmen bunun gayet farkında, cesur ve zekice yapıyor işini.
    eski bir uyuşturucu bağımlısının ya da herhangi bir psikopatın (psikolojik sorunlu insanın) dine meyletmesi çok doğal ve de sıradan bir savunma mekanizmasıdır. bu noktada dindarlığın gerektirdiği şey psikolojik tedavidir. film de bunu gayet güzel gösteriyor.

    uzun zamandır denk geldiğim suya sabuna dokunan ve islamla derdini çok net anlatan, haliyle de yönetmenine çok saygı duyduğum bir film oldu.

    eşcinsellikle sorunluluğu, din denen olgunun iğrençliğinin ve insan haklarıyla uyumsuzluğunun en net ve bariz yansımasıdır. gönül ister ki din denen şeyin insan haklarıyla uyumsuzluğunu eşcinselliğe dayandırmayan/eşcinsellik kadar "so obvious" temalar üzerinden konumlamayan filmlerde de bu filmdeki gibi bir netlik görebilelim.
    çünkü bu filmden eşcinsel temayı çıkardığımda ortaya çıkacak olan film ilgimi çekiyor benim.

    kaçmaktan başka çözüm bırakmayan, zenginliğin bile sistemden koruyamadığı bir dini devlet eleştirisi.

    filmde özellikle gözetleme kameralarının kullanımı çok iyiydi. insanların evlerine, yatak odalarına kadar giren sapık bir din devleti. o sapkınlığın kadınlar üzerinden dışavurumu. mehran karakterinin iğrençliği, röntgenciliği, post addict ruh hastalığı. çok başarılı anlatılmıştı.

    underground partilerde random sex ve uyuşturucunun gösterişli vurgusuyla yapılan isyan tanımlaması rahatsız etti sadece biraz.
    bir de baba kızın devrim muhabbeti daha yerinde diyaloglarla verilebilirdi. "sizin devriminiz yüzünden böyle oldu!" konuşması ve babanın yaşaması gereken utanç daha derin yansıtılmalıydı.

    onun haricinde gayet de olmuş bir film. emeği geçenlerle tanışıp sohbet etmek isterdim...


    (pati - 20 Şubat 2012 09:41)

  • comment image

    kadin ve erkek ayriminin temellerine sertlemesine dokunan guclu bir film. baskalarinin direttigi hayati yasamak zorunda kalanlar...din cercevesinde hayatlarina umursamazca tecavuz edilenler...

    --- spoiler ---

    if you could be anywhere in the world where would you be?
    anywhere in the world?
    yes, anywhere.
    a place where you could sing and i’ll be your manager....

    ---
    spoiler ---


    (ozyoz - 20 Şubat 2012 15:26)

  • comment image

    özellikle düğün sahnelerindeki yaklaşma-kaçınmalar oyunculuklar ve müzikle birlikte filmin zirvesini oluşturmuş bana göre, izlenmeli.


    (sweasly - 3 Mart 2012 03:17)

  • comment image

    bir tepkiden doğan her hareket gibi karşı uçta gezinmelerle malül olsa da gene olarak oldukça güzel bir film. baskının doğurabileceği sonuçları gözler önüne sererken didaktik olma tuzağına düşmemiş. ikiyüzlülük, "ahlak" adı altında insan bedeni üzerinden siyaset yapma alçaklığı, aşkın sınır tanımazlığı gibi konulara başarılı bir şekilde değinilmiş. müzikler ve oyuncuların şarkı söyleyişi de filme hoş bir hava katmış.


    (ben ruhi bey nasilim - 3 Mart 2012 09:43)

  • comment image

    dinsel dayatmanın ve özgürlükler kısıtlandığında veya toplumda dini baskının nasıl sonuçlar doğurabileceğini anlatan bir film. bunun yanında dayatmayı yapan kişilerin en yakınlarına bile şantaj yapabileceğini göstermektedir. sormadım değil kendime, anasını babasını neden insan kameraya çeker diye. onu da geçtim nasıl bir duyguysa (sapıklık kelimesi karşılamayacak bence bu durumu) kardeşinin odasına bile insan... elim yazmıyor be sözlük...

    ahlak polisi olan şahsın, atifah karakoldan ayrılırken atifah'ın kalçalarına bakış atması da kameraya yansıyan bir ayrıntıydı. testesteron'un hangi şartlardaki bünyelerin kanında daha fazla olduğunu belirtmek yersiz sanırım.


    (jyngen - 13 Mart 2012 01:49)

  • comment image

    daha bu sabah tekrar izlemeyi düşündüğüm az bilinen güzel filmler listesinde ilk on'a oynayan filmdir. sol frame'de başlığını görünce şaşırdım.

    iran'ın iki yüzlülüğünü, kadın eşcinselliğinin uğrayabileceği haksızlıkları perdeye yansıtan, tabii eksiklikleri de olan güzel bir film.

    şiddetle tavsiye edilir.


    (dont judge me im an advertiser - 18 Ekim 2012 21:18)

  • comment image

    maryam keshavarz tarafından yönetilmiş olan güzel bir film. film, irandaki insanların hayatını anlatması açısından iran'da çekilemeyeceği için lübnan, beyrut'ta çekilmiş.

    shireen karakterini oynayan sarah kazemy, fransa doğumlu ve orada yaşayıp büyümüş. shireen rolünü oynamak için çekimlerden önce iran'a akrabalarının yanına gidip bir süre orada yaşamış; iran'da yaşamın nasıl olduğunu anlayabilmek için.

    atafeh karakterini oynayan nikohl boosheri ise iranlı bir ailenin pakistan'da doğmuş olan çocuğu. kanada'da yaşamış ve hayatı boyunca iran'a hiç gitmemiş.

    zaten bu iki karakter de böylesine eleştirel bir filmden sonra bir daha iran'a gidemez, diye düşünüyorum.

    film gerçekten çok başarılı. ayrıca sarah kazemy ciddi anlamda fahriye evcen'e benziyor. ama bence fahriye evcen daha güzel. filmdeki oyunculuklar ise başarılı. karakterler de kurgu da samimi. vermek istediğini güzelce veriyor.

    cesur bir film.

    --- spoiler ---

    film, iran'daki hayat tarzını, baskıcı hükümeti çok güzel eleştiriyor. abartısız ve düz bir şekilde.
    öyle bir baskı ki, insanlar gündüz vakti gizli saklı alkol alıp partiler düzenliyor. çünkü akşam saatlerinde kızlar evlerinde olmalı.
    camilerde, her yerde hümeyni'nin fotoğrafları dikkat çekiyor filmde aynı zamanda.
    bir sahne var ki, erkekler şortlarıyla, mayolarıyla denize girebilirken kadınlar saçlarından ayaklarına kadar her yerleri örtülü bir şekilde sıcağın altında oturmak zorunda bırakılıyorlar. ki bence bu sahne iran'daki eşitsizliği, adaletsizliği çok güzel bir şekilde anlatıyor.
    ve film, dini inancın aslında nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunu, nasıl da göstermelik ve şeffaf olduğunu gösteriyor. para karşısında ikiyüzlüce buharlaşıyor dini inançları insanların. rüşvet karşılığıda "olmamış gibi davranma", pasaporta vize vermeyecekken parayı görüp vizeyi verme gibi durumlar...

    insan izlerken hem üzülüyor, hem de sinirleniyor.
    ---
    spoiler ---


    (feministim ben - 20 Aralık 2012 15:54)

Yorum Kaynak Link : circumstance