Süre                : 1 Saat 45 dakika
Çıkış Tarihi     : 03 Ocak 1957 Perşembe, Yapım Yılı : 1957
Türü                : Macera,Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Paramount Pictures
Yönetmen       : Edward Dmytryk (IMDB)
Senarist          : Henri Troyat (IMDB),Ranald MacDougall (IMDB)
Oyuncular      : Spencer Tracy (IMDB)(ekşi), Robert Wagner (IMDB)(ekşi), Claire Trevor (IMDB)(ekşi), William Demarest (IMDB)(ekşi), Barbara Darrow (IMDB), Richard Arlen (IMDB)(ekşi), E.G. Marshall (IMDB), Anna Kashfi (IMDB)(ekşi), Richard Garrick (IMDB), Harry Townes (IMDB), Stacy Harris (IMDB), Yves Brainville (IMDB), Mary Adams (IMDB), Richard H. Cutting (IMDB), René Havard (IMDB), Jim Hayward (IMDB), François Valorbe (IMDB)

The Mountain (~ Daglarin Fedaisi) ' Filminin Konusu :
The Mountain is a movie starring Spencer Tracy, Robert Wagner, and Claire Trevor. Selfish Chris Teller pressures his older brother, a retired climber, to accompany him on a treacherous Alpine climb to loot the bodies of plane crash...


  • "white chalk'in kapanis sarkisi. 'ben senin egonu beslerim pj' dedirtiyor..."
  • "(bkz: hamza robertson)"
  • "şu linkteki harika videonun adı."
  • "bu filmi mesaj tv veya meltem tv bir zamanlar çok sık gösterirdi. her seferinde de oturup izlerdim. başrolde guess who's coming to dinner filminden tanıdığımız spencer tracy oynamıştır."
  • "(bkz: acun ılıcalı'nın kedili tişörtü)ayrıca keşke bayanlar için de daha bol çeşit sunsa"
  • "(bkz: gregor clegane)"
  • "burdan okuyup izlemeye karar verecektım kı 1956 filmi 80 den oncesını ızleyemıyorum maalesef."
  • "three days grace parçası."




Facebook Yorumları
  • comment image

    1956 tarihli edward dmytryk filmi.

    o nasıl bir soyad öyle? ilk defa duyuyorum bu yönetmeni. neyse, çok da adı olan bir yönetmen olmadığı için ezberlemeye gerek yok. bu tür şeyleri ezberlemek gibi garip bir huyum var çünkü. ve bunun için kullandığım bilindik yöntemlerim. lynyrd skynyrd'ı yazarken hiç şaşırmam mesela (kaç kere yazdın?). öyle tabii ama elime kağıt kalem geçince karalamayı severim ben. kimi hunharca imzasıyla doldurur kağıdı, kimi minik minik yüzlerce kalple. kimi de benim gibi organik şekiller ve bir takım anlamlı veya anlamsız yazılarla. o vakit şöyle diyelim:

    1956 tarihli spencer tracy filmi.

    filmler bazen yönetmenin değil oyuncuların filmi olarak anılır. hele ki spencer tracy gibi her filme ağırlığını koyan bir isim olunca. lakin şöyle de bir durum var ki; o kadar harikulade filmine rağmen benim kendisine olan saygımın asıl sebebi, bu filmlerden ziyade katharine hepburn'dür. dolayısıyla, hepburn'e olan hayranlığımdır. humphrey bogart'ın o kadar da humphrey olmamasından bile öte bir durum var burada.

    filmin hikayesini o dönem hollywood'unun üç cümle kuralı ile anlatmak gerekirse: dağa küsmüş eski bir dağcı vardır. günün birinde eteklerinde yaşadığı ve avucunun içi gibi bildiği dağa bir uçak çakılır. yeminli emektar dağcı yeminini bozmak zorunda kalır.

    küsmek pek doğru bir tabir olmadı sanki. spencer tracy'nin canlandırdığı bu dağcı aslında dağa küsmüş değildir ama dağın kendisini artık istemediğini düşünmektedir. son tırmanışlarının hepsinde başına olmayacak işler gelmiş ve sonuncusunda da bir ölüme sebep olmuştur. dağın kendisine olan bu tavrı neticesinde dağın artık kendisini istemediğini düşünmüştür ve araları açılmıştır. artık onunla tek ilişkisi ara ara doruklara bakarak iç geçirmekten ibarettir. doruklara sevdalandım...

    iyi film, kötü film olayına fazlaca girmeden şunu sormak istiyorum; filmdeki kardeş, yani dağcının (tracy) öz kardeşi, neden adamın oğlu yaşında? hadi diyelim spencer tracy'yi illa oynatmak istedin. madem öyle, kardeşi de daha yaşlı birisi seç o zaman. oğlu gibi görünmenin de ötesinde, sanki birkaç çocuğu daha varmış da bu da son numaraymış gibi duruyor. tekne kazıntısı kardeş klasmanında bile değerlendiremeyiz, o derece bir yaş farkı var. kaldı ki, bunların kardeş olmasının hikaye üzerinde ne tür bir gerekliliği var. ben öyle bir zorunluluk göremedim. baba oğul olmalarının hikaye üzerinde halledilemeyecek hiçbir etkisi olmazdı.

    kestik!


    (ronesans adami - 20 Şubat 2017 23:46)

  • comment image

    spencer tracy'li film. ortalamayı aşamasa ve izlendikten sonra hatırlanacak bir tarafı olmasa da keyifli bir filmdi. film bir uçağın dağa çakılmasıyla açılıyor. spencer tracy'nin her zamanki vicdanlı, iyi niyetli karakteri (aktör genelde hep erdemli karakterleri oynadı) öykünün merkezinde yer alıyor. bu karakterin hiç dövmediği belli olan, yüzüne 10 tokat aşk etmelik, sabaha kadar dövmelik bir kardeşi var. kardeşi fakir yaşamdan, köy yaşantısından bıkmış gözünü para bürümüş, uçağın düşüşüyle ölen yolcuları dağa tırmanıp soyacak kadar gözü dönmüş birisi. göründüğü her sahnede "allah belanı versin" dedirten bir karakter. film de bu iki kardeşin dağa tırmanmalarını konu alıyor. tracy'i izlemek keyifliydi. ama en çok keyif veren şey dizinin lokasyonları, yani mekânları. yemyeşil, insana dandik pc'nin ekranından bile bakınca huzur veren bir yerde çekilmiş film. betondan başka şey göremediğim şu zamanlarda içimi ferahlattı. sadece yeşillik mekânlar değil, dağ da huzur vericiydi. fazla artısı olmayan, ama sıkıcı da olmayan bir edward dymtryk filmi.


    (sherlock holmes 90 - 7 Mart 2017 16:59)

  • comment image

    burdan okuyup izlemeye karar verecektım kı 1956 filmi 80 den oncesını ızleyemıyorum maalesef.


    (swed - 7 Mart 2017 17:01)

Yorum Kaynak Link : the mountain