Süre                : 2 Saat 30 dakika
Çıkış Tarihi     : 25 Eylül 2002 Çarşamba, Yapım Yılı : 2002
Türü                : Biyografi,Drama,Müzik,Savaş
Taglar             : piyanist,Soykırım,Yahudi,Hayatta kalma,Polonya
Ülke                : Fransa,Polonya,Almanya,İngiltere
Yapımcı          :  R.P. Productions , Heritage Films , Studio Babelsberg
Yönetmen       : Roman Polanski (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Ronald Harwood (IMDB),Wladyslaw Szpilman (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Adrien Brody (IMDB), Emilia Fox (IMDB)(ekşi), Michal Zebrowski (IMDB)(ekşi), Ed Stoppard (IMDB)(ekşi), Maureen Lipman (IMDB)(ekşi), Frank Finlay (IMDB), Jessica Kate Meyer (IMDB)(ekşi), Julia Rayner (IMDB)(ekşi), Wanja Mues (IMDB), Joachim Paul Assböck (IMDB), Daniel Caltagirone (IMDB), Ruth Platt (IMDB), Ronan Vibert (IMDB), Andrew Tiernan (IMDB), Thomas Kretschmann (IMDB), Cezary Kosinski (IMDB), Nina Franoszek (IMDB), John Keogh (IMDB)

The Pianist (~ Piyanist) ' Filminin Konusu :
Wladyslaw Szpilman, savaş patlak verdiğinde 27 yaşındaydı ve Polonya'nın geleceği en parlak konser piyanistlerinden biriydi. Luftwaffe'de radyo istasyonu bombalandığında Chopin'in C minor Nocturne'nü çalıyordu.Tüm Yahudiler gibi o ve ailesi de evlerinden çıkartılarak Varşova gettolarına sürülmüştü. Bu çok yetenekli genç adam yeni yaşamında karaborsacıların ve işbirlikçilerin eğlendiği barlarda çalmaya başlamıştır.İşte bu işbirlikçilerden biri onu ve ailesini ölüme götüren esir kampı trenlerinden birinden kurtarmıştır. Savaş fısıltıları, direnişçiler ve sürpriz bir Alman subayı sayesinde Szpilman savaşta hayatta kalmayı başarır.

Ödüller      :

Cannes Film Festivali:Palme d'Or
Academy Awards - Oscar:En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Yönetmen
BAFTA:BAFTA Film Award-Best Film, David Lean Award for Direction


Savaş / 12
  • "anafikri öldürmeyen allah öldürmüyor olan film."
  • "filmin belki de en trajikomik sahnesinden bir alıntı:szpilman: please, don't shoot! i'm polish!rus askeri: you're polish? then why the fucking coat? szpilman:i'm cold."
  • "-adın ne?-szpilman...-bir piyanist için güzel bir isim.(bkz: spielen)filmin anafikri şudur ki bir yahudi piyano çalabilir, bir nazi subayı duygulanabilir. hayvanlığın lüzmu yok!.."




Facebook Yorumları
  • comment image

    insanin gozyaslarini icine akitan bir film. hic abartiya kacmadan ilmek ilmek islenmis bir savas, bir hayat, bir insan...

    --- spoiler ---

    o degil de o harabe evde alman askerle karsilasmadan once ve sonra o konserveyi hic birakmadi ya icim bir garip oldu.
    ---
    spoiler ---


    (gecmis zaman - 1 Şubat 2010 02:18)

  • comment image

    ilk defa yahudilerin (o da cidden küçük bir kısmının), almanlara karşı direniş gösterdiğini görebildiğim, dolayısı ile şaşkına döndüğüm filmdir kendileri.. o kadar yahudi soykırımını anlatan film yapıldı, bir tanesinde bile kuzu kuzu fırına giden yahudiler dışında bir şey göremedik (en azından ben görmedim).. onları ya iyi kalpli bir alman ya da cengaver amerikalı askerler gelip kurtarıyorlardı; kurtaramadıkları küllere karışıyordu.. polonyalı yahudilerin de "gelip bizi kurtaracaklar, bizim bir şey yapmamıza gerek yok" ya da "kaçalım, daha uzaklara kaçalım" anlayışı pek güzel resmedilmiş.. daha önceki filmlerde göremediğimiz "işbirlikçi yahudi"ler, "para için halkını satan yahudiler" de güzel güzel yerlerini almışlar..

    yine de, hayatta kalmak için sürekli kaçan, saklanan, kendini inkar eden birindense, gettoda isyan başlatıp, ölümü cesurca karşılayanlardan birini görmek isterdim kahraman olarak.. sonuçta gerçek bir hayat hikayesi, ama belki bir gün o isyanda onurları ile ölen yahudileri de anlatan bir film izleriz (biraz garip bir entry sonu oldu galiba, ya hadi neyse)


    (hayirsiz adam - 9 Mart 2003 22:54)

  • comment image

    filmin belki de en trajikomik sahnesinden bir alıntı:
    szpilman: please, don't shoot! i'm polish!
    rus askeri: you're polish? then why the fucking coat?
    szpilman:i'm cold.


    (bee - 24 Mart 2003 11:51)

  • comment image

    "ama yahudiler de sütten çıkmış ak kaşık değil..." düşüncesinin bence bir yana bırakılıp filmin tamamen gerçek olaylara dayanarak çevrildiği unutulmamalı. zira hiçbir canlının diğer bir canlı türünü yok etme hakkı yoktur. sebep ne olursa olsun.

    szpilman'ın sanatçı olması, korkmamasını gerektirmemekte, o da ölümle burun buruna gelmenin ve ölümün nefesini hep ensesinde hissetmenin korkusunu yaşama hakkına sahip olmaktadır. kaçmak yerine göğsünü kurşunlara açması mı beklenmektedir? bu kime ne kazandıracaktır... yahudilere bağımsızlık mı?

    işte bunların göz önünde bulundurularak eleştirilmesi gerektiğine inandığım filmdir the pianist.


    (cosmic girl - 23 Eylül 2003 11:01)

  • comment image

    yahudi soykırımı sırasında polonyalı yahudi bir piyanistin başından geçen olayları konu edinen film.

    ikinci dünya savaşı bize hâla öğretilmediği için çoğu insan bilmiyor o dönemde neler olduğunu. yoksa facebook'ta twitter'da hitler'in sözlerini paylaşmak için gerçekten insanlık dışı bir vicdana sahip olmak gerekir.

    çoğu filmde işlenmiştir yahudi soykırımı ve daha bir çok filmde de işlenebilir. insanoğlunun neyi yapabileceğinin en büyük kanıtıdır. adamlar intikamlarını sanat eserleriyle alıyor.


    (uxui - 19 Ağustos 2013 00:39)

  • comment image

    --- spoiler ---

    szpilman'ın yaşam mücadelesini görünce kendi hayatımı sorgulamama neden olmuş film. bir elim yağda bir elim baldayken bile ne kadar çok kez lanetler okuyorum bu hayata. szpilman'ı izlerken kendi kendime sürekli söylediğim şey ise; "ben bunlara asla katlanmazdım, ölümü tercih ederdim. çok daha kolay bir yol, yaşam bu kadar da değerli değil" oldu.
    oysa ki ölümle burun buruna geldiğinde hiç de böyle hissetmiyor insan sanırım. yaşamak gerçekten değerli bir şey olsa gerek, sadece günlük hayat içerisinde çok sıklıkla unutuyoruz bunu.

    ---
    spoiler ---


    (onellibir - 25 Kasım 2013 09:58)

  • comment image

    izlediğim en iyi filmlerden birisi.

    --- spoiler ---
    duvarın altından geçmeye çalışırken dövülerek öldürülen çocuk, balkondan atılarak öldürülen tekerlekli sandalyeli adam ve o adamın, nazi subayları tarafından vurularak öldürülen ailesi. en çok bunlar aklımda kaldı. szpilman nazi subaylarını görünce yere yatıp ölü numarası yaptı. bu ne acı bir durumdur yahu. evde tabakları kırdıktan sonra dışarı çıktığında karşılaştığı yan komşunun davranışları filmin özetiydi benim için. yahudi! o bir yahudi! diye götünü öyle bir yırttı ki bağırırken. öyle bir nefretle bakıyor ve davranıyordu ki... izlerken korktum amına koyim o karıdan. sonralardan ortaya çıkan ve szpilman'a yardım eden nazi subayı, keşke uygun bir ortam oluşsaydı da ettiği yardımın karşılığını görebilseydi.
    ---
    spoiler ---


    (kung fu ayicik - 29 Ekim 2014 03:33)

  • comment image

    filmin bir sahnesi vardır, kendime düstur edindiğim;

    --- spoiler ---

    naziler polonya'yı işgal ettiği gün, szpilman ailesi evde toplanır ve şehri terk etme konusunu tartışırlar. hatta, kıymetli eşyalar toplanmaya başlanmıştır bile. fakat gururlu piyanistimiz ve ondan cesaret alan kızkardeşi karşı çıkar bu kaçışa. öleceklerse, kendi memleketlerinde öleceklerdir...

    kardeşlerin bu tepkisi, verilmiş olan kararı sarsmışken, radyodan şu haber duyulur:

    - ingiltere ve fransa, almanya'ya savaş açtı. polonya artık yanlız değil!

    haberin etkisiyle, şehri terk etme fikri hepten reddedilir ve tüm aile o gece sofrada mutlu mesut yemek yiyip eğlenirler.

    fakat ingiliz ve fransızların yardımı, szpilman ailesinden geriye bir tek pianistimiz kalana dek ulaşmaz polonya yahudilerine. hatta ülkeyi nazilerden temizleyen ruslardır, ümidin kaynağı olan ülkeler değil...

    --- spoiler ---

    bazen birilerine güvenip hayati kararlar verirsin. ve ancak her şeyini yitirdikten sonra, sensizliğe gelir o destek. bu sebeple, hayata hep olumlu bakan biri olsam da, denklemin içinde başkalarının da olduğu durumlarda hep en kötüye göre hazırlanmak gerektiğine yürekten inanırım. sanki bize söz verenler hiç yokmuş gibi, dostluk yeminleri edilmemiş gibi, koca dünyada bir köroğlu imişiz gibi...


    (reshad the lionheart - 14 Haziran 2015 16:36)

  • comment image

    -adın ne?
    -szpilman...
    -bir piyanist için güzel bir isim.(bkz: spielen)

    filmin anafikri şudur ki bir yahudi piyano çalabilir, bir nazi subayı duygulanabilir. hayvanlığın lüzmu yok!..


    (krasotkin - 13 Eylül 2004 23:41)

Yorum Kaynak Link : the pianist