metis yayınlarının çıkardığı savaşa karşı bilimkurgu öyküleri asker kaçağı kitabında bir öyküsü bulunan william tenn müstear adıyla yazan philip klass'ın bir öyküsü. asker kaçağı adlı kitabın, derlemenin belki de en çarpıcı ve yürek burkan öyküsü aynı zamanda... militarizmin ve silahlanma ile birlikte asker mantığının bizi götüreceği yerleri çok güzel işlemiş. zenofobi ve militarizmin dibine vuran bir dünyayı, iki canlı türünün nasıl benmerkezci bir yapı ile birbirinden farksızlaşabileceğini anlatmıştır öyküsünde.
ek olarak metis yayınları asker kaçağı kitabının 2. basımını yapmıştır. bilimkurgu türüne ilgi duyanlar için ya da sırf militarizmin ne olduğunu nasıl uç noktalara gidebileceğini görmek için bile alınıp okunmalı. bu öykünün de yer bilimkurgu derlemelerinin ikinci baskısı metis yayınevince yapılmıştır.

philip klass, asker kaçağı - the deserter:
öykü 10 kasım 2039 tarhinde bir askeri bildiri ile başlıyor ve bir jüpiterli askerin teslim olduğundan söz ediyor.
binbaşı igor mardin bir mağarada tutsak alınmış jüpiterli ile iletişim kurmak üzere getirilir. yaşlı general roketkafa billingsley ki "adın rus adına benziyor. ...ruslar'dan nefret ederim" ile ne olduğunu gösteriyor hemen.
"yaşlı roketkafa venüsteki grigoddon denen keşfedilen ilk akıllı yeryüzü dışı yaşamın, henüz emekleme aşamasındaki son bebeğine değin, yeni bir böcek ilacı püskürtülerek yok edilmesini: -venüs, sonsuza değin sakin bir yer haline getirilmiştir." gibi kısa ve öz bir bildiriyle duyuran birisi aynı zamanda...
...
...
bu arada igor mardin arkolog olarak çalışırken mars'ın işgali sırasında jüpiterlilerce tutsak alınan ve iletişim kurulan insanlardan bir aynı zamanda. bu görev için seçilmesinin bir gerekçesi de bu. jüpiterliler ile insanlar arasındaki iletişim alına bağlanan bir duyarga aracılığıyla telepatik süreçlerle işliyor.
...
...
ho-par xv titan garnizonundan gelen ve ganymede komutanlarına yaverlik yapan bir canlı ve şu anda dev bir metan gazı tankı içinde esir. ho-par xv ve kendisi ile kaçan ancak teslim olma sürecinde öldürülen 4 kardeşi ile birlikte "topluluk" ve "genetik" kardeşlermiş. tıpkı dünyanın yaptığı gibi jüpiterlilerin de bir takım toz taneciklerini ganymede titan ve europa uydularında yok ettiklerini öğreniyoruz öyküde. iki tarafı da acıtan bir şey buluyorlar karşılıklı yok ettikleri canlılarda. beş kardeşin firar etmesi ve teslim olmasının altında yatan en büyük neden ise militarizme karşı olmaları.
...
...
jüpiterlilerin geliştirdiği bir silahın ayrıntılarını aktarım sırasında: "sen türünün bir temsilcisi değil misin? senden - senden... farklı olan başkaları mı var?" ...
...
...
"... ve şimdi dostum, kankardeşim, kendine hangi adı görüyorsan, lütfen bu silahı ne tür bir yaratığa teslim ettiğimi anlat bana.
... çünkü sen ve ben, birbirimizi anlıyoruz."

askeri rapordan devamla:
"... ne yazık ki, daha ileri bir sorgulama aşamasında, jüpiterli, besbelli canlı olarak ele geçirilmesinden ötürü üzüntüye kapıldığı için, uzay giysisi işlevi gören devasa tankın kapakçıklarını açarak intihar etmiş ve anında ölmüştür. bu arada insan türünü temsil eden çevirmenin de yoğun bir metan gazı dumanı içinde kalmasına yol açmıştır. çevirmen binbaşı igor mardin ölümünün ardından ... gümüş ay nişanına layık görülmüştür."

çok ama çok kısaca böyle bir şeydi öykü. ancak ne igor mardin'in ne de ho-par xv'nin karşılıklı olarak karar vermeden böyle bir eylemi yapmadıklarını düşünmüşümdür hep. ortaklaşa bir karar ile bu boktan savaşın bir parçası olmamayı seçtiler...
gerekirse birlikte ölerek. gerekmişti...

(us file - 16 Şubat 2011 14:41)