Süre                : 2 Saat 13 dakika
Çıkış Tarihi     : 05 Ağustos 2011 Cuma, Yapım Yılı : 2011
Türü                : Drama,Romantik
Taglar             : çıplaklık,orgazm,based on a novel,kız
Ülke                : Japon
Yapımcı          :  Asmik Ace Entertainment , Dentsu , Fuji Television Network
Yönetmen       : Tran Anh Hung (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Haruki Murakami (IMDB)(ekşi),Tran Anh Hung (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Ken'ichi Matsuyama (IMDB)(ekşi), Rinko Kikuchi (IMDB)(ekşi), Kiko Mizuhara (IMDB), Kengo Kôra (IMDB), Reika Kirishima (IMDB), Eriko Hatsune (IMDB), Tokio Emoto (IMDB), Takao Handa (IMDB), Yusuke (IMDB), Yûki Itô (IMDB), Kentarô Tamura (IMDB), Makoto Sugisawa (IMDB), Kohei Yoshino (IMDB), Sawako Okuma (IMDB), Haruka Masuda (IMDB), Yui Higashiyama (IMDB), Izumi Hirasawa (IMDB), Mariko Yamanaka (IMDB), Shinichi Hara (IMDB), Wataru Ohshige (IMDB), Tomoako Miyake (IMDB), Masahiro Kobori (IMDB), Shigesato Itoi (IMDB), Haruomi Hosono (IMDB), Yukihiro Takahashi (IMDB), Tetsuji Tamayama (IMDB), Rika Yasui Hammen (IMDB)

Noruwei no mori ' Filminin Konusu :
1960’ların sonlarında Tokyo’da geçen film, ilk aşkı Naoko’ya derinden bağlı Toru Watanabe’yi izliyor. Watanabe yaşamının her alanında ölümün etkisini hissetmekteyken, ansızın hayatına hayat dolu genç kız Midori giriyor...

Ödüller      :

!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali:FIPRESCI Prize-International Competition


  • "naoko'nun en sevdigi beatles sarkisi.. bunu calmasi icin reiko'ya bir bozukluk verirdi hep..(bkz: noruvei no mori)"
  • "akustikle calinmasi en zewkli sarkilardan biri"
  • "sarkiya gonderme yapan leziz bir haruki murakami romani."
  • "norveç möblesivarken küvette uyuolacak iş mi?(bkz: the beatles şarkılarını haikulaştırma operasyonu)"
  • "george harrison'ın ilk kez sitar çaldığı beatles şarkısı. (bkz: while my sitar gently weeps)"
  • "haydi yatalımama benim uykum varnorveç ağacı...(bkz: the beatles şarkılarını haikulaştırma operasyonu)"
  • "eli çükünde kalmanın iskandinav versiyonudur bir anlamda da. (bkz: wood) (bkz: morning wood) (bkz: boner)"
  • "i once had a girl,or should i sayshe once had megirişiyle bu duyguyu yaşayanların baştacı şarkıdır. pic olmayarak birileriyle beraber olan herkes bunun ne demek oldugunu bilir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    çaykovski nin bir senfonisinden apartma şarkı. e bi de üstüne sitar. yani iki ayrı uç bir şarkıda ve üstüne bi de tuhaf sözler -ki norveç ahşapı o dönemlerde ingiliz işçi sınıfının evlerini döşerken ucuzluğundan dolayı tercih ettiği bir ahşapmış. beatles ın açtığı en büyük yollardan biri de buydu; ufak ayrıntılarla insanların şarkılarıyla daha içten bağlantı kurmalarını sağlıyorlardı.


    (jesus vs mohammed - 13 Eylül 2008 02:33)

  • comment image

    cok hos eglenceli, dinlendirici, basarili bir sarkidir. sarkinin hikayesi hakkinda benim yorumum, paranoyak ve de sapik gencimiz, hoslandigi kizin evine turlu umutlarla gider, kiz buna odasini gosterir bak super guzel mobilyalarim, rahat bir yatagim var, norvec odunu der, kaliteli iscilik kahramanimizin gozunden kacmaz, gecenin ilerleyen saatlerinde hatundan pozitif elektrigi* de alan genc kahramanimiz "ben bu norvec mobilyasinda yatmazsam bana da beatles demesinler der, amma velakin hatun kisi allem eder kallem eder, ne yapar eder, manyak genci yatagina sokmaz, banyoda uyutur.gencimiz uyuz olur duruma, sabah kalkar evi atese verir, yakar, yokeder bu guzelim mobilyalari, gecer seyreder sonra yangina karsi saclarini tarar.


    (sedriss - 23 Kasım 2002 19:48)

  • comment image

    şarkının ilk dizesine bir bakalım:

    "i once had a girl or should i say she once had me"

    burada, "she once had me" ifadesi (veya ingilizcede nesnenin -eşya değil- insan olarak belirtildiği "to be had" kalıbı diyelim) türkçeye doğrudan çevirildiği haliyle "o bana sahip oldu" anlamına gelmemektedir. kastedilen, "o benimle kafa buldu, beni makaraya aldı, işletti, aldattı, yedi, kandırdı, vs." gibi bir şeydir.

    bir de şu hususu not alalım: lennon'un bir olayı baştan sona bir hikaye bütünlüğü içinde anlattığı ilk şarkılarından biridir.

    bir de şu var: (bkz: deplasmanda seks)*


    (frankiegoestohollywood - 2 Nisan 2010 23:27)

  • comment image

    beatles'ın huzur dolu eserlerinin başında olan şarkı. benim açımdan dört seçenek vardır bu şarkıyı dinlerken, a)john ve paul ağızından hikayeyi dinlemek, b)hikaye de baş rol olmak, c)dinlerken uyumak, d)huzurla bir şeyi izlemek mesela gökyüzünü. dahası var mıdır, vardır, ama en makbule geçen bunlardır kanımca.


    (mayonezliarmut - 13 Ocak 2011 03:14)

  • comment image

    beatles şarkısı, murakami romanı noruvei no mori'nin bir çok ülkedeki kitap adı çevirisi ve kitabın ardından oldukça boş ve anlamsız gelen bir film. filmle ilgili olarak:
    *naoko, murakami'nin romanındaki kendine özgü sıkıntılar yaşayan zarif kızdan tam bir histeriğe dönüştürülmüştü.
    *vatanabe karakterini oynayan oyuncuda sıkıntı vardı ve filmde izlediğimiz çok yüzeysel, olayları manasızca izleyen bir japon genciydi.
    *midori karakterini oluşturan bir çok kendine özel sahne atlanmış ve hatta bir sahnede kitapta ona ait rüya naoko/reiko'ya mal edilmişti.
    *nagasava gibi özel ve değişik bir karakter, sığ bir kadın avcısından başka bir şey değilmiş ve berbat biriymiş şeklinde yansıtılmıştı.
    *naoko'nun asıl problemleri dünyaya ve kizuki'nin hep on yedi yaşında kalmaya mahkum olduğu zaman çizgisinde ilerlemeye alışamamak gibi eksenlerden, ya bir daha hiç sevişemezsem kaygısına dönüştürülmüştü.
    *reiko'nun hikayesi silinmişti. elbette bunu yapmak da doğal sayılabilir, yan hikayeyi filmde kullanmak istemeyebilirler fakat reiko ilginç orta yaşlı bir müzisyenden saçma ev hanımından bozma bir bekaret gardiyanına dönüştürülmüştü.
    romanın her cümlesine hakim müzik ve edebiyat fonunun filmde hemen hemen hiç kullanılmaması ise filmin izlenebilirliğini en çok etkileyen eksikliğiydi. film boyunca kitap okurken kafamızda çaldığı gibi beatles çalsaydı eğer, belki film kurtulmuş olabilirdi.


    (oneshortsleeppast - 25 Eylül 2011 16:57)

  • comment image

    bir şarkıdır, bir kitaptır, bir filmdir.

    şarkısını severim. üzerine pek çok yorum yapılmış başlık altında zaten.
    kitabını okuma fırsatım olmadı, henüz.
    ben, japon sinemasının mutfağından 2010 yılında çıkan ve orijinal adı noruwei no mori olan film hakkında konuşmak için karşınızdayım. kitabını okuyan pek çok kişinin filmi beğenmediğini okudum/ duydum. kıyaslama yapamam ancak kitabı hakkında, kitaptaki karakterler hakkında yorumlar şahane olunca filmdeki karakterlerin de içinin daha iyi doldurulması gerektiğini düşünüyor insan ister istemez. zira bu konuda bazı eksikler var gibi. uzakdoğu sinemasında hep karşımıza çıkan ve izleyicinin doldurması için bilinçli olarak bırakılan o anlamlı boşluklardan bahsetmiyorum tabii ki. bazı sahneler fazla uzun, bazı sahneler fazla kısa hissi veriyor. bu da izleyicinin filme dahil olmasını engelliyor zaman zaman.

    -- spoiler içerebilir--

    filmde beğendiğim detaylar da var elbet.

    renkleri yerinde kullanmıştır, gözü doyurur. renkler de anlatır gençlerin ruhsal durumlarını film akıp giderken. bir de dört mevsimden de geçtiğinizi hissettiriyor film size. yağmur, kar, rüzgar, güneş...hepsinden sızıyor içinize biraz biraz. müzikleri de, bu müziklerin uygun sahnelerde kullanılması da güzel. en beğenilenleri hemen sıralayalım ;
    "norwegian wood" (the beatles)
    "mary, mary, so contrary ( can)
    "bring me coffee or tea" (can)
    "don't turn the light on, leave me alone" (can)
    "she brings the rain" (can)

    filmde büyümek zorunda olan gençlerin; aşk, cinsellik, ölüm, sorumluluk, aidiyet, bekleyiş üzerine hissettiklerini, yaşadıklarını yansıtan etkileyici sahneler de var. mutlu olduğu yaşta kalmayı isteyen, büyümek istemeyen naoko’ya inat, watanabe devam etmek, keşfetmek, yaş almak ister. bu yüzden naoko kendini kapatarak, insanlardan kaçıp, inzivaya çekilirken watanabe’nin algıları açıktır; okur, dinler, insanlarla tanışır, paylaşır.

    her karakterin beklediği birşey vardır bir de;
    naoko: bir şekilde kalabilmeyi bekler ve kalabilmesi bir yol ayrımı gibidir. ya gerçekten iyileşip watanabe ile kalacaktır yani yaşayacaktır; ya da olduğu yerde, olduğu yaşta kalmayı tercih edip kizuki’ye kavuşacaktır yani ölecektir.
    watanabe: bir şekilde devam edebilmeyi bekler. ya naoko ile ya da midori ile. naoko sorumluluğu, midori aşk’ı temsil eder.
    midori: bir şekilde aşk’ı bekler; aşkı yani watanabe’yi.

    watanabe midori’yi sevdiğini ama naoko’ya karşı sorumlu olduğunu ve bunun için zamana ihtiyacı olduğunu söylediğinde midori’nin verdiği cevaba da bakalım son olarak ve huzurlarınızdan ayrılalım;

    midori: peki, seni bekleyeceğim. çünkü sana güveniyorum. ama bana geldiğinde sadece beni al, söz mü? beni kucakladığında sadece beni kucakla, olur mu?

    tam da bu sahnede, adı “when you take me, take only me” (japonca meali; watashi o toru toki wa watashi dake o totte ne) olan film müziği de çalmaya başlar. bu sahneyi gördükten sonra, filmin türkiyede imkansızın şarkısı olarak vizyona girmesinin sebebi belki de bu sahne ve bu sahnenin şarkısıdır diye düşünmeden edemedim. ne de olsa, midori’nin beklediği diğerlerininkinden daha imkansızdır.

    --spoiler yayını son buldu--


    (dolls - 23 Aralık 2011 21:57)

  • comment image

    (bkz: #27792789)

    eger ki oykulersek , soyle bir sekle girebilecek sarki;

    "bir zamanlar bir kizla cikiyoruz , ya aslinda kiz beni parmaginda oynatiyor desek yeri. bir gun beni evine cagirdi , odasini gosterdi , iyi hikaye de mi? hem de yatagi norvec ahsabindandi. ustune ustluk onda kalmami soyledi , istedigin bir yere otur dedi bana. bakindim etrafima sandalye namina bir sey yok. ben de yerdeki halinin ustune oturdum , ama bekliyorum ki mokoko zamani gelsin , sarabini iciyorum bu arada kizin. nerden baksan saat ikiye kadar sohbet ettik , sonra hadi yatma zamani dedi bu bana. tam heveslendim ki bu basladi gulmeye , "sabah calistim yorgunum" falan diyor. ben de makarasina aldim , "ben calismadim ama" falan dedim ama nafile , istemeye istemeye ciktim yataktan , gittim banyoda uyudum amina koyim. sabah bi uyandim tek basimayim evde. anlayacagin kuc ucmus gitmis kafesten haci. ben de bir ates yaktim , iyi mi? unutma norvec ahsabindandi yatak.


    (harrage - 5 Nisan 2012 23:01)

  • comment image

    seneler evvel bir kadın tarafından hediye edilmişti bana bu haruki murakami kitabı. bir kadın bu kitabı mesaj vermek için mi hediye eder, yoksa sadece sevip de benim de okumamı istediği için mi, bilmiyorum.ama çok çarpıcı bir sonu olduğu kesindir ve kitaptan benim için geriye kalan bu olmuştur. bir hissiyatı, belki ve muhtemelen de sebepsiz ve gerekçesizce tezahür eden bir hissiyatı, ölümüne yansıtır..

    --- spoiler ---
    " "i have to talk to you." i said. "i have a million things to talk to you about. a million things we have to talk about. all i want in this world is you. i want to see you and talk. i want the two of us to begin everything from the beginning."

    midori responded with a long, long silence - the silence of all misery in the world falling on all the new-mown lawns of the world. forehead pressed against the glass, i shut my eyes and waited. at last, midori's quiet voice broke the silence: "where are you now?"

    where was i now?

    gripping the receiver, i raised my head and turned to see what lay beyond the phone box. where was i now? i had no idea. no idea at all. where was this place? all that flashed into my eyes were the countless shapes of people walking by nowhere. again and again i called out for midori from the dead centre of this place that was no place."
    ---
    spoiler ---

    --- spoiler ---
    nerde olduğumu, ne olduğunu bilmiyorum..sadece seninle konuşmak istiyorum..uzun uzun konuşmak istiyorum..
    ---
    spoiler ---


    (turcopolis - 28 Ağustos 2013 11:56)

  • comment image

    beatles'ın müzikal olarak en güzel parçalarından biri.

    parça, bir adamın, sevişmek umuduyla hoşlandığı bir kızın evine gitmesinden söz ediyor. adam kızdan hoşlanmaktadır ve aralarında güzel bir muhabbet de vardır ama iş sevişmeye gelince, kız gülüp, uyku saatinin geldiğini, çünkü sabah çalıştığını söyleyerek, kahramanımızı başından savar. efendim, evde mis gibi norveç ağacından mobilyalar vardır, sandalye yoktur, kahramanımız geceyi yüz numarada geçirir vs. -bunlar hep hikaye... asıl mesele, şarkının taa en başında: "i once had a girl or should i say she once had me" türkçesiyle, "bir zamanlar bir hatunum vardı/ yoksa ben onundum mu demeliyim?" yaa... aslında kahramanımız kızı elde ettiğini düşünüken, kız onunla oyun oynamış veya onu kullanmıştır. ama kahramanımızın intikamı acı olur: sabah evi yakıp mis gibi norveç ağacının yanışını keyifle izler.

    böyle değerlendirildiğinde, aslında trajik ve gazetelerin üçüncü sayfalarına layık bir öyküdür anlatılan; ama o mis gibi beatles müziği, parçanın temasının çok ötesine geçmektedir.


    (hayalettin - 4 Mart 2005 00:01)

  • comment image

    i once had a girl,
    or should i say
    she once had me

    girişiyle bu duyguyu yaşayanların baştacı şarkıdır. pic olmayarak birileriyle beraber olan herkes bunun ne demek oldugunu bilir.


    (mybraveface - 22 Temmuz 2005 13:16)

  • comment image

    herkesin kendi yorumunu yaptığı, sade, duru, muhteşem the beatles şarkısı..
    "i once had a girl or should i say she once had me"
    bir zamanlar bir kıza sahip oldum, daha doğrusu o bana sahipti.. bir zamanlar bir kızı beğendim ve istedim. bir zamanlar ben ona aittim. artık değilim.
    hafifmeşrep anlamına geldiğini duymuştum norwegian wood'un.. belki öyleydi. kız eve davet etti, kız bana içki verdi. kız bana kendini verecekti belki.
    bütün sözleri muhteşem bir şarkı.. özellikle ilk dizenin güzelliğinde bir şiire çok nadir rastlanır.


    (mylia - 16 Mart 2006 09:23)

  • comment image

    ingilizce öğrenmeye başladığım yıllarda* dayımın , eğitimime yardımcı olsun ve kulağımın pasını silsin diye bir kasede doldurduğu ve elime de bütün şarkıların sözlerini verdiği beatles şarkılarından bence en güzeli. öyle ki günde belki de 15 kere bu şarkıyı dinler ama hiç bıkmazdım. aradan yıllar geçti , sözlerini daha bir iyi kavramaya ve aaa ne kadar da manalıymış demeye başladığım zaman değerini daha falza anladığım ve daha çok sevdiğim şarkı.


    (nightbird - 22 Temmuz 2005 13:24)

Yorum Kaynak Link : norwegian wood