ilk çıktığında fransa'da pek çok yayınevi bu eserin yayınlanmasını reddetmiştir. houellebecq metropol hiyerarşi sistemini eleştirir depresif modda ve de tabi öncelemeleriyle.

(zarp - 24 Eylül 2011 16:44)

michel houellebecq'in türkiye'de kuşatılmış yaşamlar adıyla can yayınları'ndan çıkan kitabının adı. paris'te sarı çarşafların üstünde, loş ışıkta veya duvara monte edilmiş lamba bir yanıp bir sönerken, avuca tam sığan j ai lu versiyonunu okumanın zevki başkadır.
can yayınları ve istanbul pek başarılı değil aynı etkiyi yaratmakta. hem fransız versiyonundan kapak arkası yazısını copy paste'lemiş neredeyse. yazık.

(naylon - 23 Mart 2003 23:09)

gayet iddialı bir önsözü var can yayınlarının bu kitabının.
"kuşatılmış yaşamlar ise, artık bir kült kitap haline gelmiş durumdadır."
okudukça bu görüşe katılıyorsunuz.
özellikle bilişim sektöründeyseniz, çevrenin bu kadar tanıdık olmasına şaşırabilirsiniz de.
kahraman damla damla depresyonun derinliklerinde kayboldukça ve başınıza benzer şeyler gelmiş olsa dahi, okuyucuyu depreştirmeyen aksine çoşkunlaştıran, mutlu eden bir kitap. bunu biraz uslubun harika akıcılığına bağlamak mümkün.

(sendorm - 25 Ocak 2005 19:08)

michel houellebecq; düzen adamı olmanın bedelini şahane bi şekilde anlatmıştır sözkonusu kitapta. ve tanıtım yazısında der ki: ''...gözde bir mesleğe sahip olmak, televizyonlarda gördüğünüz insanlar gibi ışıl ışıl gülücükler saçarak steril yerlerde yemek yemek istiyorsunuz. beyaz gömlekler giymek ve dizüstü bilgisayarla dolaşmak istiyorsunuz. ve göğsünüze bir ağırlık biniyor. isyan ve kıskançlık karışımı bir duygu boğazınızdan gözlerinize doğru yükseliyor. hayattan kopuyorsunuz bu anlarda, daha doğrusu, yaptığınız her şeyin insan hayatı karşısında ne kadar sonuçsuz, ne kadar anlamsız olduğunu hissediyorsunuz. ve bir gün durumunuz bir sözcüğün içine hapsediliyor: depresyon.''

(mavikedi - 8 Mart 2005 12:54)

houellebecq'in adeta les particules élémentaires romanının öncülü olan, onun geleceğini müjdeleyen depresif kitabı. schopenhauer kötümserliği ile sartre'ın bulantı'sından izler taşır. ne cinsel olarak, ne de zihinsel olarak tatmin olabilen bir erkeğin mutsuzluğuyla yazılmıştır.

iki dünya vardır diyor. biri egemen olma, para ve korkuya dayalı eril bir sistem, diğer ise baştan çıkarma ve cinselliğe dayalı dişil bir sistem. serbestliğin yasak olduğu ekonomik bir düzende herkes iyi kötü işini bulur, zinanın yasak olduğu bir düzende de herkes iyi kötü bir yatak arkadaşı edinir. kimileri ekonomik liberalizm sayesinde servet edinirken, kimileri sefalet içinde tükenir. kimileri cinsel liberalizm sayesinde heyecan verici bir seks hayatına sahipken, kimileri mastürbasyona mahkumdur. bazıları iki tabloda da kazançlı, bazıları ise ikisinde de kaybeden taraf. liberalizm, savaş alanının genişlemesidir, her yaşta ve toplumun her katmanında savaş alanının genişlemesidir.

vahşi kapitalizmin sonuçlarına bir uyarı olarak görülebilir(di) bu kitap. nitekim popülist liderleri başa getirenler, ışid'e katılanlar, tecavüzcüler aynen bu tatminsizliği yaşayan, her iki tarafta da kaybetmiş insanlardı. aynen ana karakterin mutlu bir çifti öldürmek istemesi gibi, motivasyon kaynakları başkalarının mutlu hayatlarını kıskanmaktı.

(kendimi severim yaradandan oturu - 12 Aralık 2017 22:30)

kitabı bitirdikten sonraki gece, ağlayarak uyandırdığım sevgilime sarıldım. kayboluyorum ben, kendimden uzak, herkesin içinde herkese benzeyen biri olarak kayboluyorum, beni bulmam çok zor, hem benden beni de ayıramıyorum ki, benden uzaklaşan mı gerçek ben, arayıp da bulamayacak olan ben mi gerçek ben. çokluğa, aynılığa, bütünleşik olana yenildim. başka şansım yok.. dedim.

bence okumayın.

(iren - 4 Eylül 2018 18:43)