Çıkış Tarihi     : 21 Temmuz 2014 Pazartesi, Yapım Yılı : 2014
Türü                : Kısa Film,Müzik
Taglar             : müzik video
Ülke                : İngiltere
Yapımcı          :  Forever Pictures
Yönetmen       : Austin Peters (IMDB)
Oyuncular      : Sophie Turner (IMDB)(ekşi)

Bastille: Oblivion ' Filminin Konusu :
Bastille: Oblivion is a video starring Sophie Turner. The "Oblivion" music video for the UK band, Bastille. "Oblivion" is from the band's album "Bad Blood" which was released in 2013. Sophie Turner stars as the performer at a...


Oyuncular
  • "'iha' dedikleri robotların ismi her geçtiğinde ihlas haber ajansı diye okuduğum film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bilimkurgularin bilim tarafina giydirmezsem catlarim:

    --- spoiler ---

    fuzyon reaktorlerine gereken su icin gezegen istila edilir mi? daha genel olarak, enerji icin gezegen istila edilir mi? anlatamadik sunu bir turlu uzaylilara, makinelere, bosuna yol tepiyorlar.

    gunes var, gunesler var. otur oturdugun yerde, yap gunesinin etrafina devasa paneller, cagir tesla'yi, uretilen elektrigi wireless iletsin. tum galaksideki zeki makinalar 7/24 counter oynasaniz yine o kadar enerjiyi harcayamazsiniz.

    tet bunu akil edememis. onun yerine okyanuslari olan gezegenler bulmak icin isikyillari asilacak, savaslar yapilacak, klon ordulari yetistirilecek, hafizalariyla ugrasilacak, dronelar imal edilecek, reaktorler kurulacak... dunya kadar maliyet. bunlar entropiyi arttirmiyor mu? neyse yine de matrix'ten iyi bu konuda, en azindan verimsiz de olsa net enerji uretimi var.

    bir de bu kadar yol tepip gelmissin, col gibi issiz evrende bir anda milyonlarca canli turuyle karsilasmissin, bazilari zeki (ozellikle fareler), onlara bir borg kadar bile ilgi ve saygi gostermeden, "su inegi kacirip kicini basini inceleyeyim, begenirsem asimile eder, kollektife katarim" demeden dogrudan soykirim.

    o kirmizi goz ne? galaksinin obur ucuna da gitsen demek ki kirmizi goz seytaniligi temsil ediyor, biz yapmisiz * baskasi yapmis, farketmiyor.

    dronelari tamir eden dronelar yapacagina, tamir edilemeyenleri getirip tet'in girisinde sagdaki geri donusum kutusuna atacagina, onca insani beslemek manasiz. klonu, hafizasi, yuzme havuzu, yemegi, ugrasilacak gibi degil insan. besliyorsun insani, sonra gelip o kirmizi gozunu oyuyor iste.
    ---
    spoiler ---

    ***

    bilimkurgunun kurgu tarafina geceyim:
    --- spoiler ---

    insani sinir ediyor cunku cok daha iyi olabilecegini sezmek zor degil. benim zevkime gore daha iyisi demek, daha az action (ne geregi var o kadar drone kovalamacasinin) ve daha fazla psikolojik derinlik olurdu. mesela gercekleri gormek istemeyen kadin guzel bir potansiyeldi, onun olaylari yavas yavas farkedip ikilemde kalmasi iyi olurdu, firsati olmadan harcandi. klon olmanin dayanilmaz hafifligi de iyi bir konu. bunalima mi girersin, nihilist mi olursun, tam ikilemlik. bununla, hafiza ve kimlik arasindaki iliski de paralel giden konular; yani ben o kadini hatirliyorum diye onun kocasi miyim? baskasinin hafizasini tasimak ne demek, daha dogrusu baskasinin hafizasini tasimak diye birsey olabilir mi, zira beynime girdikleri an benim olmazlar mi ve "ben"i de degistirmezler mi? az vakit ayirmislar bunlara. yahut yeraltindaki ozgurluk savascilari.. 50 sene tek gercekligin savas, oyle buyuyorsun, yorulmaz misin, sirf bitsin diye isbirlikci olmaz misin? hele savasi kazandiktan sonraki ilk gun bence en ilginc gun: simdi ne yapacaklar, hayatlarinin amaci ne olacak? bir film de su durumda dusulen boslugu irdelesin be.
    ---
    spoiler ---

    tum bunlara ragmen sinemada izlemeye deger, goruntu ve ses/muzik mukemmel. (boyle filmler guzel bir resim sergisine ve konsere ayni anda gitmek gibi, zaten iki durumda da mutlaka birileri sizle konusur ama o muhabbetten hicbirsey hatirlanmaz)


    (immanuel tolstoyevski - 13 Nisan 2013 00:07)

  • comment image

    içimizdeki atilla dorsay ları çıkarmış film.

    vay efendim derlemeymiş yok efendim sıçızlamışlar hoy efendim senaryo batırmış. arkadaşım ne çıkaracaklar? konu bilimkurgu zaten, çıkacak malzemeler de belli başlı. yeni bir araba çıkarırken amannn bunda da klima varmış demek gibi birşey. ben winnie the pooh ya da bağlayabilirim. bağlamak istersen kırk yerden bağlarsın her bir filme. madem gereğinden fazla yüksek beklentinizi karşılamıyor ve hollywood a isyankarsınız, buyrun fast and furious 6 yı seyredin. hepsi beklentinizin altında zaten. ff6 dan mesela bir farkı var benim için, sizin olmayabilir, hepsi eşik altı zaten gözünüzde.

    gidin gidin. pişman olmazsınız. bu yılın akılda kalabilecek 10 filminden biri. elysium ezme ihtimaline kadar bu yılın en iyi bilimkurgusu şimdilik. gerçi bizim bohemler elysium u da beğenmeyeceklerdir...

    şimdi sevdiğim noktaları:

    --- spoiler ---

    1. tet aslında bir enerji sömürgeci değil. tet, dünyayı temizleyip kolonisini çökene kadar bekleyen bir öncü birlik, koca bir yapay zeka. dünya bunu erkenden fark edip, bir füzyon reaktörlü uyduyla muhtemelen en az 5 senelik bir yolculukla keşfetmek için yolluyor. (diğerlerinin uyuması için sebep bu, yiyecek oksijen tasarrrufu). ama işler umduğu gibi gitmiyor, tet tom ve viki yi öldürüp klonluyor, dünyaya yöneliyor. önce ayı yok edip yerçekimsel dengesizliklerle milyonlarca insanı deprem sel vs. ile öldürüyor, kalanı da iha larla 50 yıldır temizlemeye çalışıyor.

    2. o dev su kuleleri kendisinin ihtiyacı için değil. elde ettiği enerjiyi iha ları yönetmek, yerdeki klon ordusunu beslemek vs. için kullanıyor. lan adam manyak mı enerji için yerden su çeksin? üstüne panel falan koyup iki gıdım batarya ile koca gezegendeki karakolları ihaları yönetemez.

    3. klon olgusu sağlam oturmuş. viki ve jack hafızası temizlenmesi scav lar ele geçirir falan diye değil tabi, klon olduklarından geçmişleri yok. işimizi tamamlayıp titana döncem hikayesi de klonların self-enlightment a düşmemeleri için birkaç yıl görev yaptırıp tet e çağırıp imha edip yerine yenisini yolluyor.. klonların hafızasıyla oynamadıkları yanlış, viki ler kuleden asla inmemek üzere hafızası programlanmış, yeryüzüne sadece jack ler gidiyor.

    4. radyasyon bölgesi de tabi traş, o bölgede başka viki ve tom var, birbirlerine rastlayıp kafaları karışmasın diye.. beech'in (morgan freeman) git bi bak demesi de bundan.

    5. görsellik ve müzik sağlam, aya hasta oldum. havuz sahnesi de andrea riseborough un o ilik gibi vücuduyla kıpır kıpır ediyor adamı. nasıl bel ve kalçadır..

    6. sesten nefesten yalan söylendiğini anlayacak kadar sensörlü tet "hanımefendi", kapsülün içindekinin julia olmadığını anlayamıyor tabi... gider gitmez havaya uçurmamak için iki diyalog yapalım diye geçiştirmişler.. ya da ne nefesi solunumu karıştırıyorsun çağır mekana gitsin.. var birkaç saçmalık da o kadarı olsun diyoruz.
    ---
    spoiler ---


    (quod erat demonstrandum - 13 Nisan 2013 23:20)

  • comment image

    bilim kurgu sevenler için, zaten nadiren bu dalda film çıktığı için izlenmesi gereken bir film. başyapıt değil tabi ki, ama sıkmaz da.

    --- spoiler ---

    bu arada en sonda diğer bölgeden çıkagelen jack, sanki gidip tüm kahramanlığı kendisi yapmış gibi bir gururla beliriyor, birader o senin diğer kopyan. sen bi bok yapmadın ki.
    ---
    spoiler ---


    (pervazsiz - 16 Nisan 2013 16:41)

  • comment image

    türü için gayet doyurucu olan filmdir. beğenmeyen adamın ananem yaşında olması, o ne saçma şey öyle! tepkisi göstermesi, evladım böyle salak şeyler izleme aptal olursun demesi filan lazım.

    --- spoiler ---

    filmi götüyle izledikten sonra gelip buraya yorum sıçan mallar için bir kaç hususun altını çizmek lazım.

    evvela vika ve jack arasındaki günlük diyaloglar için "ne saçma yeaa, ne o öyle nasıl bir takımsınız? çok iyi bir takımız sally! keh keh keh" diyen dingil arkadaşım. oradaki diyalogların hepsi filmin sonunda gösterildiği üzere nasa gemisinin uzaylı geminin yörüngesine girdiğinden itibaren jack, merkez ofisten sally hanım ve vika üçlüsü arasında olan ses ve video kayıtlarının totalinden oluşuyor. dünyaya gönderilen klon takımlar yine merkezde olan sally ile diyalog kuruyor, another day in paradise diyor, benzer görüntü ve cümleleri kullanıyorlar. kısacası ellerindeki bütün malzemeyi kullanarak klonları manipüle ediyorlar.

    ikinci husus nükleer hiç bi sik olmuyor, dolayısıyla radyasyon filan da yok. sırf klonlar bir birlerinin sahalarına girip kendileriyle karşılaşmasın diye uzaylıların uydurduğu bir yöntem. filmde anlatıldığı gibi ay patladıktan sonra doğa insanları otomatik olarak devre dışı bırakıyor. kalan insanlar için ise robotlar ve klonlar kullanılıyor. radyasyon olduğu iddia edilen bölgenin dibindeki nehirde balık olması, jack'in suyu içmesi hatta uzaylıların su kaynaklarını hortumlaması nükleer bombaların hiç kullanılmadığını anlatmak için eklenmiş.

    neden sadece 52 numara gelip karısını buluyor hususuna gelirsek. kendini feda eden jack'in karşılaştığı ve bayıltıp elini bağladığı klon 52 idi. kendi klonunu gördüğü ve yer yüzünde kaldığı için bir şeylerin farkına varıp kabüllenme ihtimali en yüksek olan klon o dur. ayrıca insanların saklandığı bölgeye en yakın klon da kendisiydi. diğerleri merkez yalan olduktan sonra bölgelerinden çıkamamış, yakıt ve gıda ikmali olmadığı için o yüksek bölgelerde sik gibi kalmış olabilirler.

    ve son olarak kendini feda edenin gerçek jack olduğunu düşünmeden edemiyorum zira 52 numara onun inşaa ettiği evi 3 sene aradım diyor. karısını eve ilk getirdiği zaman bu evi yapacağını söylemiştin diyor. doğal olarak gitmeden evvel bitirmiş olması mantıklı gelmedi bana. bence orijinal jack bir şekilde iç güdüsüyle sık sık gittiği sinyalsiz bölgede evi inşa ediyor ve görevleri esnasında biriktirdiği kitaptı, plaktı derken evi donatıyor.

    ---
    spoiler ---

    sinemaya gidip verdikleri üç kuruş için ağlanan ahmaklar önce filmi gözleriyle bi izlesinler. aynı mevzu üstüne yapılmış bi ton film var ve bu film gerçekten aralarından sıyrılmayı başarıyor. hatta battle la, cowboys and aliens, skyline gibi aynı dönem mahsülleri ile karşılaştırılması zinhar günahtır. bunu ve prometheus'u itin götüne sokan yazarlarımızdan daha iyi olan film önerilerini bekliyorum. a space odyssey ve blade runner ağızlarında türkü olmuş amk. lan bizde izledik hepsini. arkadaş/hatun ortamlarında anlatarak prim yapmaya çalıştık ama bitti gitti olm. her yerde ekmeğini yemeye çalışmayın. hatta zorlayıp bilim kurgu olmasına rağmen bildiğin anime akira ile karşılaştırıp ekmek yemeye çalışan adam gördüm bugün. gözünüzün çapağını yiyim yapmayın etmeyin genşler allah çarpar.


    (shinigami ryuk - 20 Nisan 2013 01:19)

  • comment image

    film iyi hoş da anlamadığım bir şey var:

    --- spoiler ---

    şimdi jack harper tet'e giderken oddyssey'in uçuş kayıtlarını dinliyor. bu kayıtlarda oddyysey'in kokpitindeki tüm konuşmalar falan var. ama tam da o kayıtlarını dinlediği uçuşun sonlarına doğru, uyku cihazlarının olduğu modülü bırakıyor (julia'ya "rüyanda bizi gör" falan diyor hatta) .

    kayış da burada kopuyor, zira o julia'nın olduğu modül, malum 60 yıl sonra 17. grid'e düştü. içindeki diğer elemanları drone imha etti. hatta julia daha sonra jack'le birlikte geri döndü, o kayıt cihazını modülün enkazından aldı falan.

    nasıl oluyor da oluyor? o kayıt cihazı, uyku cihazlarının olduğu modüldeyse eğer, jack'in içinde bulunduğu kokpit kısmındaki konuşmaları nasıl kaydedebiliyor? uyku cihazlarının olduğu kopan modüldeki kayıt cihazı, jack ve vika'nın içinde olduğu kokpitteki konuşmaları nasıl kaydediyor?

    ---
    spoiler ---


    (orko 8 - 20 Nisan 2013 23:10)

  • comment image

    klişeleri sonuna kadar kullanan ama amerikan yaşam tarzını da güzelce eleştiren film.

    --- spoiler ---

    tet'in yalanı, insanları hiç görmediği kişilere düşman ederek (bunlar morgan freeman ve tayfası elbette), nükleer savaş korkusu vererek kendine hizmet etmesini sağlamak. bunu yaparken insanlara en iyi standartları sağlamak. kadın ve erkek tam bir amerikan rüyasını yaşıyorlar. evleri mükemmel ve güzel bir işe sahipler. sadece özel okula giden çocukları eksik. aşağıda ise teröristler var ve bu yaşam tarzına düşmanlar. aslında kim ve ne olduklarını kahramanımız bile bilmiyor.

    tet, bu mükemmel hayatı sağlarken diğer yandan dünyanın doğal kaynaklarını sömürüyor ve bunu yaparken victoria ve jack'ten yardım alıyor. görüldüğü gibi insanoğlu bu yalana inanarak kendi kendinin sonunu hazırlıyor. victoria karakteri bu mükemmel yaşamdan kopmak istemiyor. aslında jack'in de bazı şüpheleri var ama kendi gözleriyle görünce inanmak durumunda kalıyor. jack'in o mükemmel evden başka doğanın içinde bulunan, sağdan soldan topladığı eşyalarla kurduğu bir evi daha var. yıllarca banka kredisi ödemeden sahip olabileceği türden bir ev.

    filmin sonunda dünyayı ve insanoğlunu sömüren tet, bomba ile patlatılarak yok ediliyor tıpkı fight club'daki bankalar gibi. artık insanoğlu özgür, taksitleri için endişelenmeden doğa ile baş başa yaşayabilir.

    ---
    spoiler ---


    (alex xander - 12 Ağustos 2013 19:04)

  • comment image

    gayet iyi, mükemmel olmasa da fazlasıyla tatmin edecek filmdir.

    --- spoiler ---

    arkadaşlar, güzel kardeşlerim, sevgili dostlarım, yapmayın artık, dalağınızı sikecek hale getirmeyin beni. herkes bok atmış. baştan aşağı klişelerle doluymuş da bilmem neymiş de, ulan film böyle mi izlenir? district9'u baş tacı yapıp bu filme bok atan suser, ta nereden nasıl geldiği belli olmayan uzaylıların -yani oralardan gelebilmiş bu üstün ırkın- dünyalıların kenar mahallelerinde yaşaması, gettolar kurulması normal de, bu filmde o üstün tet'e bombayla nasıl girdiler o mu sorun? ya da onu geç, o uzaylıların 0 yaratıcılıkla böcek şeklinde tasarlanması, onların da iki ayak iki ele sahip olması yaratıcı da, bu film mi klişe? "tet" fikri bile başlı başına orjinal. film kültürü yüksek bir adamımdır, şayet başka bir bilimkurgu filminde varsa cehaletime verin ama ben daha önce gezegenlerden gezegenlere dolaşan bir sömürücü makine görmemiştim. bu bile yeterince gizem ve merak katıyor filme. evrende tek başına dolaşan dev bir virüs makine izliyoruz. filmdeki diğer tasarımlar da bence inanılmaz yaratıcıydı, tam bir görsel şölendi. 2 saati boşuna gitmiş ekşici, siktir git buradan. ne kadar mal insan varsa, eğitimlisinden eğitimsizine bu ülkede mi toplandı hacı? tom kuruz abiyi görür görmez başlıyor bok atmalar. al aynı konuyu, ingiliz bi abiye çektir filmi, popüler olmasın bu kadar, bütçesi de bu denli olmasın, tapacak filme göt. evet tet'in içine patlayıcıyla elini kolunu sallayarak girmesi aptalcaydı ama, dediğim gibi, o kadar klişeler de olur arkadaşlar. yoksa bir filmi yazmak, her ayrıntısını tasarlamak 10 yıl sürer. film bu şekilde izlenmez. yaratıcılığının hakkını ver en azından, önce bir takdir et sonra eleştir. 2 saati boşa gitmiş, sanırsın ki başbakan adam, ya da dünyaca ünlü bilim adamı, boş geçecek vakte tahammülü yok.
    ---
    spoiler ---


    (unknown89 - 2 Kasım 2014 00:15)

Yorum Kaynak Link : oblivion