24. uluslararasi istanbul film festivalinde kaçırmış olduğum ve sonrasında keşke dediğim aradan geçen bir kaç sene sonrasında seyretme şansı bulduğum tuhaf film. filmde masumiyet bebeklik ile ergenlik başlangıcı^* arasındaki çocukluk dönemini ifade etmektedir.

--- spoiler ---
gerilim ve merak duygusunu son derece başarılı şekilde veren. diğer filmlerde gördüğünüz görüntüyle paralel giden müziklerin olmayışı, hanekenin cache yapıp çıldırttığı bir karede verilen uzun es'ler sizi çok iyi tedirgin ediyor. önceki hayattan kopuşu temsil eden tabutlar ise filme çok güzel yakışmış. ayrıca disiplinle dirsek teması sık sık vurgulanan balenin kullanılması size mesajları doğru iletiyor.
--- spoiler ---

filmi seyrederken bir yandan çok film seyretmiş olmanın kafa bulanıklığını yaşıyorsunuz. - hayır, çok film seyretmiş olmayabilirsiniz ama herkes tuhaf yerden tuhaf yerlere bağlanan en azından 5-10 film seyretmiştir - buna bağlı olarak benim son tahmin etme, filmin bir yerlere bağlama çabam filmden kimi zaman keyf almamı engelledi açıkcası. bu film geçmiş film tecrübelerinizden bağımsız sakince, çok büyük beklentiye kapılmadan anın tadını çıkarılarak izlenmeli.

(ride - 29 Ekim 2006 00:18)

ing. masumiyet

(offshoot - 29 Ekim 2006 00:20)

masumiyetin iki zıt kutbuna dikkat çektiği farkedilince, daha bir tat alınan film.
bir yanıyla cennet, diğer yanıyla hapishane oluşu...
tabii kimi orman manzaraları dışında, hapishaneye daha yakın gösterilen...

(kaktus - 29 Ekim 2006 13:28)

iddia edilenin aksine pek de ideal bir sona sahip filmdir. bu film bir türk filmi olsaydı eminim ki ya yasaklanırdı ya da yönetmen birilerince passolini gibi taşlanırdı. ayrıca filmin görüntü yönetmenini de öperim, kendisiyle bir hamburger yemek isterim.

(bandini - 1 Nisan 2007 14:26)

avril lavignein enteresan bir sekilde güzel bir parcası kendisi. basında cok guzel i need you now diyor yahuu ' i wouldnt change anything about it diyerekten...

waking up i see that everything is ok
the first time in my life and now it's so great
slowing down i look around and i am so amazed
i think about the little things that make life great

i wouldn't change a thing about it
this is the best feeling

[chorus]
this innocence is brilliant
i hope that it will stay
this moment is perfect
please don't go away
i need you now
and i'll hold on to it
don't you let it pass you by

i found a place so safe, not a single tear
the first time in my life and now it's so clear
feel calm, i belong, i'm so happy here
it's so strong and now i let myself be sincere

i wouldn't change a thing about it
this is the best feeling
[chorus]
it's a state of bliss, you think you're dreaming
it's the happiness inside that you're feeling
it's so beautiful it makes you wanna cry

it's so beautiful it makes you wanna cry
this innocence is brilliant
makes you wanna cry
this innocence is brilliant
please don't go away
cause i need you now
and i'll hold on to it
don't you let it pass you by

(13 - 18 Mayıs 2007 00:44)

artist: nero
album: welcome reality
type: dubstep

http://www.youtube.com/watch?v=g470qk-lfc8

gayet başarılı.

(kankatresi - 14 Ekim 2011 00:30)

bugun itibariyle 24. uluslararasi istanbul film festivalinde görmüs oldugum,yönetmeninden ziyade görüntü yönetmenine hayran kaldigim filmdir. hadi saglam bi sonla bitir de koy lafi diye beklerken sonunun bütününe göre herhangi bir sey söylemekten uzak ve zayif oldugunu görmek üzücü oldu.

(le upreux - 14 Nisan 2005 00:49)

filmi heyecanla izleten gerçekten de meraktir, ikinci kez izlenebilecek bir film de degildir evet. ancak belli bir yerden sonra sürprizli bir son ve her seyin açiklanmasi beklenmezse -ki beklenti yok oluyor gerçekten bir süre sonra (hem aslinda 'okul' birden fazla yanit barindiramayacagindan hem de ipuçlarindan)-; görüntülerden, ormandan, kizlarin sakinliginden, huzurundan/huzursuzlugundan büyük keyif alinarak izlenebilecek bir fransiz film. ayrica jeux d'enfants, un long dimanche de fiançailles ve taxi serilerinden taninan marion cotillardin hayran olunasi olma yolunda gittikçe daha hizli kostugunu gösteren film.

(balgam - 14 Nisan 2005 16:23)

sonunu hiçbir seye baglanmadan da çok iyi bir film yapilabileceginin kaniti olan yapit...herkes filmden istedigini alip çikiyor.görsellik ve filmin atmosferi inanilmaz verilmis,insani adeta içine çekiyor.film boyunca büyük bir tedirginliklik,rahatsiz edicilik kol gezmesine ragmen filmden kopamiyor,sürekli "simdi ne olacak" diye soru sormaktan kendinizi alikoyamiyorsunuz. sonunda herseyin belirsiz birakilmasi bence filmin en tatmin edici tarafi, herkesin aklinda kendi filmini yaratmasina imkan veriyor.kesin yargilar,kati anlamlar yer almiyor ve tek bir dogru yok bu filmde.

(montag - 14 Nisan 2005 23:55)

tipik bir fransiz filmi gibi, basliyor ve bitiyor, kahramanlarinin bi dönemini sadece yansitiyomus gibi ve sanki isiklar yanip biz gittikten sonra onlar hayatlarina devam ediyormus gibi.
insanogluna lanet bulastirma ve cennetten kovulma nedeni olan merakli kadin film boyunca, yeryüzüne düstügü andan itibaren nasil da itaata zorlandigi ve buna ragmen ruhunda duvarlari asma, perdenin arkasindakine bakma özlemi oldugu vurgulanmis. ve evet fransiz tadi almamak mümkün degil.
simdi ben de çok bilmem, anlamam sinemadan, ama filmin bir degisik olan kismi varsa o da kesinlikle basi... hinzirlar filmin sonunda çikacak tüm yazilari, (yönetmenlerdir-oyunculardir-müziklerdir...) ve bilimum tesekkürleri(ki kesinlikle çarsaf gibi) film baslamadan önce söyle bir gözümüze sokuyorlar, "film biter bitmez kalkiyorsunuz, bi durup bakmiyorsunuz ne yazilmis edilmis" dercesine gizli bir serzenis var adeta.
bir de "ve kadin masumiyetini erkegin hayatina girmesiyle kaybeder"vari bir bitis yapmislar. böylece 8 ayliktan itibaren krese gidip erkeklerle biarada büyüyen ve unisex tuvalet kültüründen gelen kisileri dogrudan apayri kategoriye sokmuslar, ne kadar vaftiz olunsa masumiyete ulasamayacak bir kimligi uygun bulmuslar.

(queasiness - 12 Mayıs 2005 20:47)