2 days in paris'in devamı olarak çekilecek olan filmmiş. başrolünde yine july delpy olacak ama ilk filmin sonunda ayrıldıkları için adam goldberg'i koymayacaklarmış bile. bir tane ünlü amerikan aktörü bulmak istediğini söylemiş kız.

adam goldberg'siz bir boka benzemeyeceği kanaatindeyim.

(the gambit - 23 Haziran 2010 01:52)

(bkz: one minute in davos)
(bkz: serbest çağrışım)

(tolginho - 23 Haziran 2010 01:54)

julie delpy, başrol oyuncusu erkek karakter olarak chris rock'ı seçmiş. 2 days in paris'te adam goldberg seçimi ne kadar doğruysa bu seçimi de o kadar doğruya benziyor. chris rock'ın mizacı ve konuşması zaten ortalama bir new yorklu'yu andırıyor.

(servicio - 26 Ekim 2010 00:47)

yalnız başrol chris rock olursa ırkçılıkla, siyah-beyaz ayrımıyla ilgili feci kafa ütecek demektir marion. paris'te geçeninde, amerikalılar-fransızlar ayrımı konulu ilkokul münazara formatını iyi tutturmuştu. cinsellik ve ilişkiler de cabasıydı ama sunset/sunrise anısına ve goldberg'in de varlığıyla filmi yine de sevmiştim. ama bu eni hollamalar, menhettınlamalar bi yere kadar; işin cılkı çıkmaya başladı. yine izlerim, belki de severim ama mermer ulan! yeter artık, dırdır yapma kadın!

(monochrome - 26 Ekim 2010 01:05)

2011'in sonuna dogru gosterime girecekmis. chris rock, magnus adiyla julie delpy'nin filmdeki sevgilisini oynayacakmis. ayrica, marion'un^* cocugu ile birlikte new york'ta yasarken ailesinin ona yapacagi ziyareti anlatiyormus.

(makarna adam - 24 Haziran 2011 14:49)

chris rock ne kadar itici acaba bu filmde? şöyle de bir şey var ama:

http://www.imdb.com/media/rm1180611328/tt1602472

ve artık izlemek istiyorum.

(ulrike meinhof - 20 Ocak 2012 21:12)

film hakkında fotograflar gördükçe, bilgiler okudukça andy goldberg'ı bırakan jule delpy'e küfürler ediyorum. sanki benim ilişkimdi amına koyim. 2 sene geçmiş hala kızmam geçmedi karıya.

(the gambit - 11 Şubat 2012 03:51)

festivalin en keyifli filmlerinden biri. julie delply kendini inanılmaz geliştrimiş, filmi yazmış,çekmiş, oynamış doyamamış müziklerini yapmış. doğal ve ince espri anlayışı, bol keseden dağıtılan bir mizah, kültürler arası farkı ama sonuçta hepimizin insan olduğunu anlatan terapi tadında bir film.

(monco - 6 Nisan 2012 00:23)

julie delpy'nin 2007 yapımı 2 days in paris'inin devamı olarak çekilen filmi. çok güldürmenin yanı sıra, adi mizah, boş komedi, çerez, vs. şeklinde nitelendirilebilecek ucuz filmlerden değildir. çok ama çok eğlenmenin yanı sıra kaliteli bir film seyretmek isteyenler için bire birdir. chris rock'ın filmdeki sahnelerine bayıldığımı da eklemek isterim.

(crimsonskies - 14 Nisan 2012 20:30)

daha dün sinemada izledim. inanılmaz boktan bir film. hayatımda ilk defa ekşiciliğimi gösterdim ve film bitmeden salondan ayrıldım. esprilerin %90'ı cinsellikle alakalı, çoğu tahmin edilebilir, yavan, yüzümde en ufak bir gülümseme bile olmadı film boyunca. bir de doğal ve ince espriler demişler, yuh! bu espriler inceyse kalınını düşünmek istemiyorum pek. bunu izleyeceğime recep ivedik'i izlesem daha çok gülerdim heralde.

en azından film festivali kapsamındaydı da normal fiyatın yarısına izledim.

(liveinflames - 13 Ekim 2012 13:53)

julie delply tarzına aşina değilseniz sevmeyeceğiniz filmdir.

(mayispato - 30 Ekim 2012 10:10)

(bkz: woody allen)

(protospher - 2 Kasım 2012 22:44)

türkiye'de halen gösterime girememiş julie delpy filmidir. mars entertainment group duy sesimizi!

(tagras - 3 Aralık 2012 17:47)

sevgiliniz amerikali ise, siz degilseniz, surekli kavga ettiginiz bir kizkardesiniz var ise ve hatta bu kizkardes yakinda ziyarete gelecek ise sevgilinin odunu bokuna karistirmak icin beraber izlenebilir, siz hin hin gulerken o soke vaziyette ekrana bakmaktadir. velhasil-i kelam sevgiliyi aile ziyaretine hazirlamak icin super filmdir.

(mavicorap - 12 Ocak 2013 14:59)

amerikan ve fransiz insani arasindaki kultur farkliliklarini gosterip algi actigindan dolayi bile sevecegim film. ozellikle dunyanin dogusundan goruldugu uzere tum bati toplumlarinin ayni olmadigini, belli basli genel konseptler uzerinden karsilastirarak gayet net bicimde anlatiyor yonetmen bu filminde. ilk film ^* cok begenildikten sonra bu film genel olarak dunya capinda cok elestiri almis ama onlara odaklanmak yerine filmin icine kapilip izlemeyi, zevk almayi sectim ve net sekilde begendim, umarim bes, alti yil sonra üçüncüsü de cekilir. cok duragan gecen avrupa sinemasi veya her saniyesi action olan hollywood filmleri yerine bu tarz filmleri milyon kat daha fazla tercih ederim. filmin en cok sevdigim yanlari ise; amerikanlarin azicik farkli olan aksani bile anlamamasini, cok supheci olmalarini, islerine/bayraklarina/baskanlarina cok bagli olmalarini, avrupa'ya gore cok daha muhazakar oluslarina yapilan vurgulari ve de julie delpy'sini sevdim.

filme yapilan genel elestiriler su minvalde, bu elestirilerin coguna ben de katiliyorum o ayri.

-2 days in paris gibi komik degil.
- ilk filmdeki olaylari, esprileri tekrar ediyor.
- before sunrise ve before sunset ikilemesi tutunca julie delpy de benzer konseptte kendi filmini baska sehirde tekrar yapmaya calismis.
- ilk filmin erkek karakteri adam goldenberg olmayinca o tadi kalmamis.
- kultur farkliligini cok yuzeysel dille hep ayni seyler uzerinden anlatiyor.
- new york; paris gibi masalsi degil ya da filmde oyle anlatilmamis.
- sonu cok fazla hollywood romantik komedisine baglanmis

(servicio - 23 Şubat 2013 06:51)