upuzun bir o kadarda hüzünlü bir metallica şarkısı.
yaşamak hakatten de ölmektir.

(otisabi - 4 Nisan 2000 02:37)

metallica aşığı olan herkesin, bu şarkıyı dinlememiş olmak ve ilk defa dinlemenin tadına varmak için her şeyi yapabileceğini bildiğim muazzam şarkı.

(troughthesun - 4 Aralık 2008 14:17)

metallicayı ezenlere ders niyetinde dinletilmesi gereken a$mı$ kollektif , progressif eser.

(tuonela - 16 Eylül 2002 23:04)

duygulanmamak elde değil dinlerken, seneler seneler sonra hala aynı etkiyle vurabiliyor ...

00:00 - 04:25 cliff burton dünyaya gelir ve kızıl saçlarını sallaya sallaya çalar bas gitarını
04:25 - 04:56 karavanları kaza yapar, çektiği as maçadır dönüm noktası,04:56 daki o lanet notadır
04:56 - 07:28 herkes o'nu arar, bıraktıklarıyla tekrar tekrar hatırlanacak olanı
07:28 - 09:51 ...

(exulan - 19 Mayıs 2009 22:24)

introsu ve finishi gayet güzel bir şekilde oluşturulmuş. sanki bir masala başlar gibi başlayan ve aynı şekilde masalın sona erdigini gösterircesine aynı melodi ile kapanan efsane parça.

(quant - 29 Eylül 2002 14:30)

metallicanin en guzel sarkilarindandir, orion gibi super bi entstrumental parcadir, duygusaldir, koyabilir, kayabilir. and justice for all albumundedir, 8. tracktir.

(anakha - 18 Ekim 2002 22:59)

lyricleri cliff burton tarafından yazılmıştır..

(bloodthorn - 25 Kasım 2002 13:16)

şarkı yaşamı özetleyerek başlar,
sorular ve sorgular yöneltir yaşama; ne kadar zor ve ne kadar acımasız olduğuna dair.
yaşamla şarkı aynı telden çalmaya başlar, sanki yaşam şarkıya cevap veriyordur "evet ben buyum" diyerek.
ve şarkı göz yaşlarınızın tercümanı olur, adeta ağlar bu keskin cevaplar karşısında.
ağlayarak huzur bulan şarkı soruların şiddetini arttırır ve hayat susar, ölüm gelir...
enstrumanlar ölümü tasvir edermişçesine keskinleşir, sessizleşir.
sonra duyup duyabileceğiniz en güzel bas melodisi ve gitar solosu gelir ve tamamen hayatınızı alt üst edecek notaları kulaklarınıza çivilemeye başlarlar.
ölüm hayatı yenmeye çalışıyordur, şarkı "ben daha ölmedim, hayat beni öldüremedi" demektedir.
sonra bir fısıltı gelir kulaklara;
"bir adam yalan söylediğinde dünyanın bir kısmını katleder,
bunlar insanların hayat dediği solgun ölümlerdir.
bütün bunlara şahit olmaya daha fazla katlanamıyorum,
ermişliğin krallığı beni eve götüremez mi" diye
ve sonra ölümü yendiği zannedersin ve hayata geri dönersin ağlayarak.
ve farkedersin ki kendini başladığın yerde bulmuşsun;
yeniden sorular ve sorgular yöneltiyorsun yaşama; ne kadar zor ve ne kadar acımasız olduğuna dair...

(there is nothing more to say - 28 Ocak 2011 05:27)

when a man lies he murders
some part of the world
these are the pale deaths which
men miscall their lives
all this i cannot bear
to witness any longer
cannot the kingdom of salvation
take me home

canim sikkinken her kalem kagit buldugumda, eskiden sinavlarda sira ustune karaladigim satirlar...

(gandalf - 14 Temmuz 2000 13:32)

bu parçayı yanında yöresinde kimse yokken, sakin sessiz bir ortamda dinlemeyen kişinin metallica hakkında yorum yapmak gibi bir hakkı yoktur. girişi-ortası-sonu bir kompozisyonun hem birbiriyle ilgili hem de bağımsız parçaları gibidir.

(dolore - 22 Ekim 2012 00:56)

ergenliğin atlatılmasına rağmen metalci kalabilmek başlığında bugün bahsi geçti (bkz: #31000450)
hani bazı şeyleri unutursunuz da, bir filmde veya bir sohbet esnasında bahsi geçer. böyle çölde susuz kalmış misali ister canınız. nasıl desem mesela şimdi aklıma geldi, tüp çokokrem emmek mesela.
işte metallica'yı üniversite yıllarında peşine düştüğü çıstak uğruna satmış, ne kadar geriye dönmek istese de yolda kaybolup indie rock batağından çıkamamış bir ada iti olarak, ne kadar özlediğimi fark ettiğim şarkı. şu an sanırım yirminci defa falan dinliyorum. üzüldüm de bu arada ne bileyim 8-10 sene olmuştur dinlemeyeli. vefama sıçayım. doksanların başında kara tişörtlerle mersinde pasaj merdivenlerinde aşınan popoma koyayım. ebeme slayer kaysın, öyle canım sıkıldı.
ilginç olarak, mesela aklıma gelen şey, acaba on, onbeş sene falan geçse oğlan şöyle benim onlara taptığım, yaşlara gelse dinlese falan, baba müzik budur işte, şanslı nesilmişsiniz falan dese. oğlan gel hele yamacıma, sana bir sır vereyim, ben bu adamları paul bankslere, tom smithlere, thom yorklara sattım desem, sonra sarılıp kol kola ''when a man lies he murders, some part of the world'' desek. dım dım dı dı dım, dı dı dı dıdı dım diye solarak şarkı bitse.

(dontgetanybigideas - 19 Kasım 2012 22:33)

bir cok ruh halini icinde barindiran parcalardan.
bir riff ile insani huzunlendirebilirken, bir baska bolumde insani ofkelendirebilir.

ayrica muthis bir kompozisyon'a sahip bir parcadir ve her sey yerli yerindedir.

(rebirth - 24 Temmuz 2003 08:46)

bu şarkıyı dinlememiş de olabilirdim. kim bilir daha kaçırdığım ne kadar şey var yav.

(hello stranger - 15 Mart 2013 13:40)

bangır bangır dinlenesi, şarkı.850.000.000 kere dinledim baymadım..
bu şarkıyı bilmemek ölmektir..

(gil - 22 Eylül 2003 22:41)

şöyle bir orkestral versiyonu var ki nasıl bir sanat harikası olduğu daha net anlaşılabiliyor.

(bad seed - 18 Ağustos 2013 19:22)

mezar taşlarında yazdığı gibi bir günde ölmüyoruz aslında. doğumdan itibaren bir yandan yaşıyor, bir yandan da ölüyoruz yavaş yavaş. her bir adımın bizi ölüme yaklaştırdığı su götürmez bir gerçek.

yaşamak -ya da diğer bir deyişle ölmek- her zaman aynı tempoda, tekdüze bir şekilde değil tabii ki. inişler ve çıkışlar, öfkeler ve coşkular, sevinçler ve hüzünler, dinginlik ve hareketlilik... şarkıda da böyle. dört mısralık sözleri de eklediğin zaman hayatın bir özeti haline geliyor to live is to die.

her bir notasıyla baştan sona kadar hayata dair düşüncelerimi yansıtan bir şarkı bu. bu sebeple de ismini bir dövmeyle vücudumda taşıyorum, her gördüğümde neyin ne olduğunu hatırlatsın bana diye.

(bnrak - 12 Aralık 2013 22:21)

geçen her saniyenin, insan ya$amını sona ittiği gerçeğiyle yüz yüze; öyle sebatlı öyle kudretli bir parça bu. sözlerine bir çeviri de benden olsun;

ne zaman ki bir adam yalan söyler,
i$te o vakit dünyanın bir parçası cinayete kurban gider.
bunların hepsi; hepsi solgun ölümler
ki insanlar bunları kendi ya$amları saymakta beis görmezler

tüm bunlara tanıklık etmeye dayanamıyorum daha fazla,

ermi$liğin krallığı beni götüremez mi yuvama?

(lem - 24 Mayıs 2004 11:30)

üniversite yıllarında, onca projenin üstüne alınan türkçe dersinden kalmış olduğum bütünleme sınavında, imdadıma yetişen ve sınavdan geçmemi sağlayan metallica parçadır.

söz konusu sınavda yüzde 70 puan ağırlığına sahip soruda, hoca çok çok eskilerden bir türk şiirini yazmış ve klasik olduğu üzere irdeleyiniz veya tartışınız gibi bir şeyler zırvalamıştır.

şiir okunduğunda şairin "madem ölecez niye yaşıyoz" gibisinden bir serzenişte bulunduğu ve aslında sözü "yaşamak ölmektir"e getirmeye çalıştığı görülmüştür.

bunun üzerine zaten o enfes parça dinlenirken yüzlerce defa kafadan geçen fikirler kağıda aktarılmış ve uygun bir yerde de "james hetfield'ın da dediği gibi to live is to die" ibaresi eklenmiştir.

hoca muhtemelen kağıdı okurken "kim ulan bu hetfield, ben niye tanımıyorum" şeklinde düşünmüş, kendine kızmış ve bırakın sözlüğü, internetin bile tam manasıyla olmadığı o yıllarda bilumum edebi kaynağı fellik fellik karıştırmıştır ve havasını almıştır muhtemelen.

(ronesans adami - 28 Mart 2005 19:57)

şarkının sözlü kısmının nacizane türkçesi:

"bir adam yalan söylediğinde dünyanın bir kısmını katleder
bunlar soluk ölümler, insanların yanlış olarak hayat dediği
bütün bunlara şahit olmaya daha fazla dayanamıyorum
kurtuluşun krallığı beni eve götüremez mi?"

(tsan chan - 25 Ocak 2002 00:19)

aglata aglata headbang yaptirtan bir acayip sarki. turnusol kagidi olarak da kullanabilirsiniz: bir insan bu sarkiyi dinledikten hemen sonra hala metallica'ya bok atabiliyorsa o adamdan cacik olmaz.

(pissed - 1 Haziran 2006 21:05)