Süre                : 1 Saat 24 dakika
Çıkış Tarihi     : 13 Kasım 2009 Cuma, Yapım Yılı : 2009
Türü                : Animasyon
Ülke                : Türkiye
Yönetmen       : Cihat Hazardagli (IMDB)
Senarist          : Cihat Hazardagli (IMDB)
Oyuncular      : Sarp Alemdaroglu (IMDB), Haluk Bilginer (IMDB)(ekşi), Savas Dinçel (IMDB)(ekşi), Cansel Elcin (IMDB)(ekşi), Asu Emre (IMDB), Altan Erkekli (IMDB)(ekşi), Ahmet Gülhan (IMDB), Tamer Karadagli (IMDB), Mirkelam (IMDB), Metin Uca (IMDB), Selçuk Yöntem (IMDB), Tuba Ünsal (IMDB)

The Watercolor (~ Suluboya) ' Filminin Konusu :
The Watercolor is a movie starring Sarp Alemdaroglu, Haluk Bilginer, and Savas Dinçel. Twelve-year-old Marco has an exclusive talent for drawing. Eighteen-year-old beautiful Lorella who was brought up by three street artists,...


  • "deli işi gibi gözüküyor. çok şık. film olarak nasıl olmuş, görecez."
  • "türk sineması adına ya çok $ukela ya da tam bir fiyasko olacak film. bana kalırsa ortası yok. izleyip göreceğiz."




Facebook Yorumları
  • comment image

    cihat hazardağlı tarafından gerçekleştirilen suluboya film. fragmanda gördüğümüz kadarıyla oyuncunda kadrosu haluk bilginer, tamer karadağlı, selçuk yöntem ve pek sevdiğimiz rahmetli savaş dinçel bulunuyor. film ingilizce olarak ve dijital fotoğraflar marifetiyle oluşturulmuş. 13 kasım'da vizyona girecekmiş, heyecanla bekliyoruz!

    (bkz: http://video.ntvmsnbc.com/…57239186220111222024009)

    ilgilisine not: bir de imdb sayfası olsa filmin, negzel olur di mi?


    (fever - 22 Ekim 2009 11:24)

  • comment image

    bu gece disko kralı'nda tanıtılan oldukça farklı ve yaratıcı film. fragmanını izlerken çalan müzik büyüledi adeta. nedir kimindir nasıl öğrenebilirim diye düşünürken saolsun okan bayülgen afişi kameraya tuttu ve orada sol üst köşede fazıl say ismini gördüm. harikasın üstad.


    (led zeppelin - 15 Kasım 2009 01:25)

  • comment image

    recep ivedik'lere arog'lara kolpaçino'lara alışmış sektörün 1 haftadan daha fazla tahammül edemediği ama malesef ki bu bir haftada da sadece 554 kişinin izlediği sinema filmi. tarihe not düşmek için yazıyorum aynı hafta vizyona giren 2012'ye 548.198 biletli seyirci gitmiş bulunmakta.


    (take care dream on - 23 Kasım 2009 17:33)

  • comment image

    birkaç festivale gönderip ardından tekrar vizyona sokma gibi bi strateji belirlemişler bu film için. başrol oyuncumuz sevgili tuba ünsal'ın dediğine göre. yine kendisi ''ülkede sinemaya bu kadar değer veriliyor işte, bu kadar emek harcanan bi filme niye bu kadar az ilgi var bıdı bıdı bıdı'' gibi bikaç laf etti. merak ediyorsa söyleyelim; kime söylediysem tuba ünsal'ın oynadığını duyar duymaz ''ay hiç çekemem o kızıııı'' şeklinde karşılık aldım. en büyük hataları tuba ünsal bence. böyle güzel emek verilmiş bi filmde, bu kadar güzel bi kadroda, toplumun büyük bi kesiminin uyuz olduğu bi magazin yüzünü koymaları hiç hoş olmamış. suluboya için güzel bi yüz avantajı olabilir e ama başka güzel kadın mı kalmadı türkiye'de arkadaşım? biraz uğraşıp, henüz keşfedilememiş bi güzellik bulmaları şahane olabilirdi. he sadece oyuncuyu sevmiyorlar diye bi filmi hiçe saymaları tabi ki yanlış. ama türkiye burası; oyuncu için film seyredilen bir ülke (maalesef). madem siz de iyi bi kadro hazırladınız, bari tam yapsaydınız işinizi yani.
    az salonda oynaması (teknik sebeplerden dolayı/değil bizi ilgilendirmiyor) da bu ilgisizliğin önemli bi sebebi. hani 'the watercolor diye bi film var, çok güzel' diye birbirimize önerecek ve seyirci davet edecek zaman bile bırakmadılar bize.
    her şeye rağmen özgü namal'ı bari burda karşımıza koymadıkları için teşekkürlerimi iletiyorum kendilerine. başka bi tarihte tekrar izleme şansımız olur umarım.


    (raika rencide - 23 Kasım 2009 18:04)

  • comment image

    vizyondan kalktığını öğrenmemle beni dumurlardan dumur beğenmeye yollamış filmdir. oğlum şaka mısınız lan siz? tamam kabul, filmin gösterilebileceği salon sayısı az ama 1 hafta nedir yahu? yanlış anlaşılmasın ben filmin ekibine, yönetmenine filan bir şey demiyorum. benim kızdığım nokta sinemaların bu filme resmen inanmamasıdır. yani ben sanmıyorum ki sinema sahiplerinin "ya canım biz bu filmi şöyle 2 ay vizyonda tutalım" deyip film ekbinin "yok aga 1 hafta iyidir, fazla bile hatta" dediğini. yani ne olurdu insanlar biraz ellerini taşın altına koysalardı.

    şimdi bende öyle çok sıkı bir sinema takipçisi değilim. zaten olsam film daha vizyondan kalkmadan seyretmiş olurdum, böylece içimde de ukte kalmazdı. fırsat buldukça sinemaya giden, gitmek istediği filmlerin de yarı yarıya diyebileceğimiz bir kısmını kaçıran bir kişiyim. hatta bu zamana kadar hep film festivallerine gitmek isteyip, gerek zaman darlığından gerek gidecek birilerini bulamamamdan dolayı gitmemiş biriyim. öyle çok engin bir sinema bilgimde yoktur. ama bak dvdleri orijinal alırım.* diyorum ya orta karar bir sinema takipçisiyim. ne az ne çok.

    fakat bu filmin böyle arkasında durulmadan resmen kurban edilmesi gerçekten sinirimi bozdu. yani arkadaş, ortada böyle, türk sineması için son derece yenilikçi ve deneysel bir film var, hatta belki dünya da bile ilk örneklerdendir, bilemiyorum. senin için bir başarıdır bu film. hani hep o söylenen gelişmekte olan türk sineması var ya, işte onun için önemli bir atılım, bir basamaktır. peki sen ne yapıyorsun? filmi daha 500 kusür kişi seyretmişken 1 haftada kaldırıyorsun.

    ha sonra insanlar çıkıp ama işte bize destek verilmiyor, yok sinemalar kan ağlıyor, salonlar kapanıyor dersin. türkiyede film çekmek için deli cesareti gerekir gibisinden demeçler verirsin. aslında bu filme yapılan ilk değildir eminim. daha önce de bir çok çalışma bu şekilde kaybolup gitmiştir. fakat sanırım ilk defa bu kadar büyük beklenti* yaratan bir filmin başına gelmiştir. e ama bu kafayla da o beklenen büyük adımları çok afedersin ama nah atarsınız anasını satayım.

    o çok beğendiğimiz avrupa ve hollywood sinemaları emin olun ki bu şekilde hareket ederek bu kadar önemli yere sahip olmamıştır. ha tabi mutlaka orada da, bu filme yapılan davranışın benzeri örnekler vardır, orada da arada kaynayan filmler vardır ama sonuçta orada bir yılda yapılan film sayısıyla bizde ki bir yıllık film sayısını ve prodüksiyon büyüklüklerini bir karşılaştırın. sonuçlar gerçekten içinizi acıtacaktır.

    sonuçta bu filmin sadece 1 haftada vizyondan kalkması izleyici ve özellikle türk sineması için çok büyük kayıptır. bu resmen siz ancak günün kârını kurtarmaya yönelik filmlere layıksınız demektir, başka bir şey değil.

    başka yerlerde izleyiciye ulaşacaktır denmiş. bu sefer ilk fırsatta ben de orada olacağım. belki bu sayede bu filme yaptığım ayıbı ve içimde oluşan vicdan azabıyla karışık ukteyi yok edebilirim.


    (archidead - 23 Kasım 2009 18:22)

  • comment image

    sulu boya tekniği ile hazırlanmış cihat hazardağlı filmi.. çalışmaları 5 yılda tamamlanmıştır ve bir çok ödül alması beklenmektedir.

    15 kasım'da vizyona girmiş olan film 23 kasımda hiç bir salonda bulunamamıştır. sene içinde vizyona yeniden verileceği umulmaktadır.


    (ionopolis - 8 Aralık 2009 18:45)

  • comment image

    bugün okulda izleme fırsatı bulduğum cici mi cici, her karesinde bin bir emek olan, ilginç bir film. hayata ve aşka dair güzel saptamalar vardı. müzikleri harikaydı. (bkz: fazıl say) hele ressamlar sokağında bir sokak flütçüsünün (bkz: metin uca) çaldığı ezgi muhteşemdi. filmin sonunda baktım, solist bülent evcilmiş. izlemeyenler çok şey kaçırdı, sadece bir hafta gösterimde kalması büyük haksızlık olmuş.


    (mutlu mutlu bi kiz - 5 Ocak 2010 21:01)

Yorum Kaynak Link : the watercolor