Süre                : 1 Saat 25 dakika
Çıkış Tarihi     : 19 Aralık 1989 Salı, Yapım Yılı : 1989
Türü                : Drama
Ülke                : Doğu Almanya,Luxembourg
Yapımcı          :  Fonds Culturel National , Frankfurter Filmproduktion GmbH , Visuals-Productions
Yönetmen       : Andy Bausch (IMDB)
Senarist          : Andy Bausch (IMDB),Armand Strainchamps (IMDB),Michel Treinen (IMDB)
Oyuncular      : Désirée Nosbusch (IMDB), Thierry van Werveke (IMDB), Jochen Senf (IMDB), Lena Sabine Berg (IMDB), Fernand Closter (IMDB), Jaoued Deggouj (IMDB), Marie-Christine Faber (IMDB), Fernand Fox (IMDB), Mariel Hamilius (IMDB), Patrick Hastert (IMDB), Mario Igniti (IMDB), Fred Junck (IMDB), Geraldine Karier (IMDB), Steve Karier (IMDB), Nikolas Lansky (IMDB), Jean-Paul Maes (IMDB), Marc Olinger (IMDB), Philippe Palanque (IMDB), Georges Petro (IMDB), Conrad Scheel (IMDB), Fabienne Welter (IMDB), Serge Wolf (IMDB), Birol Ünel (IMDB)

A Wopbobaloobop a Lopbamboom (~ A Wopbopaloobop a Lobbamboom) ' Filminin Konusu :
A Wopbobaloobop a Lopbamboom is a movie starring Désirée Nosbusch, Thierry van Werveke, and Jochen Senf. Luxembourg in the 60s. Youngsters from France come over to a small south Luxembourg village Dudelange to party there. And...

Ödüller      :

San Sebastian International Film Festival:First Films Competition


  • "erotik tv programı. türkiye'nin nerden nereye geldiğini anlamak için bu gece yayınlandığını hayal edin*."
  • "kucukken babam tarafindan bunu izleme esnasinda basildigimda kendisine "ben sorulari icin izliyorum" dedigim hatirlatildi* bugun bana . hey gidi ."




Facebook Yorumları
  • comment image

    özel televizyonda yayınlanırdı bu program tabi. ancak bir problem vardı: özel televizyonlar o zamanlar türkiye'de köylere kadar yayın yapamıyordu. bu program şehir ve kasabalarda yaşayan türk erkeğinin hayatını şenlendirirken, mahrum kalan köy erkeklerini sıkıntıya sokuyordu. işte bu günlerde duruma makul bir çözüm bulundu. köylü erkekler, geceleri atıl durumda kalan köy minibüsü kiralamayı akıl ettiler.
    bu çözüm ile birlikte, tutti frutti gecelerinde köyleri uzunköprü kasabasına bağlayan şose yolları tozu dumana katan eski minibüsler dolduruverdi. program bitiminde, gecenin karanlığında köye dönen minibüslerden, hep bir ağızdan söylenen 'çin çin, çin çin...' şarkıları yükseliyordu belki de.


    (dikakana bey - 22 Haziran 2007 19:13)

  • comment image

    mehmet ali erbil in gecmisten bugune toplumun geldigi noktaya atifta bulunmak icin ornek verdigi tv programi.
    kanalturk te medyatik isimli programda soyle demis:

    "bundan 15 yil once televizyon ekranlarinda tutti frutti yarismasi yayinlanabiliyordu. nerede yol katettik, nerede geri dustuk. bugun yayinlansa firinlarda ekmek kalmaz. insanlar ihtilal cikti sanır"


    (isikokunem - 12 Ocak 2009 18:29)

  • comment image

    bir neslin fenomenidir kendisi. uyuyor numarası yapılıp, sinsice evdekilerin yatması beklenirdi. ortam hazır olduğu vakit stresli dakikalar başlardı. bir el daimi olarak televizyonun power düğmesinde durmaktaydı. bu eylemin amacı ev ahalisinden biri ayaklandığı vakit hemen televizyonu kapatıp yatağa atlamak içindi. hatta sabahtan onlarca defa bir hata olmaması için deneme sürümleri bile yapılırdı. böyle fotosentez bir süreç geçirdi işbu nesil. az power düğmesi bozmadı.


    (frank castle - 18 Şubat 2009 17:12)

  • comment image

    esteban mıdır nedir, (seneler sonra gelen edit: stefano imis elemanin adi, sagolasin sirius black) öyle bi hanzo vardı bu programda, soymakla kopça açmakla mükellefti."iş midir lan bu?" der geçerdim...sonra bi gün geldi baktım, o kopça hakkatten zor açılan bişiymiş.tebrik etmiştim, şıp diye açıyodu kerata.


    (otisabi - 7 Mayıs 2000 03:27)

  • comment image

    "yarışmacı olmak için şu adrese yazmanız yeterli" diyerek salakça rtl'yi birebir çevirirlerdi.
    ama rtl adresi yerine, show tv nin adresini verirlerdi, mektup yollayıp madara olanları düşünmek bile isytemiyorum
    (genelde düşünmek istemiyorum bahane oluyo böyle şeyler)


    (otisabi - 7 Mayıs 2000 03:49)

  • comment image

    çok hatun seyrettik bu programda. kabul. hepsinin huyunu suyunu öğrendik, acı tatlı bir sürü anımız oldu vs. ama bize, koca bir kuşağa neye patladı bu iş? şuna: berbat figürlerle dans eden yüzlerce alman erkeği seyrettim ben arkadaşım. yüzlerce. hala ara sıra gözümün önüne gelir o feci görüntüler.


    (nazmiye demirel - 27 Kasım 2002 17:32)

  • comment image

    sene 1998. ilkokul 3teyim. ankaranın merkezinde kısmen de olsa nezih sayılabilecek bir okul. henüz pek cinselliktir küfürdür bilmediğimiz yaşlar. ergenlik öncesi, bu mevzuları çözmeden hemen önceki evre. en büyük hayalim sınıftaki öykünün dudaklarına yapışmak. (keza o zamanlar öpüşerek hamile kalınıyor sanıyorum sinema endüstrisi ve rtük sağolsun.) kola kutusunu ezip maç yapmaktan arta kalan vakitlerde anlamını o zamanlar tam idrak etmediğimiz bir modifiye şarkı dilimize dolanmış falan, aşkın kanununu melodisiyle:

    aşkın kanununu,
    indir donunu,
    tamam gördüm onu,
    kaldır donunu.

    vitesi taktım 5e,
    çıktım e-5e,
    karşımda bir bayan,
    dedi bana dayan.

    dayandım dayandım dayandım,
    mahkemede uyandım,
    hakim sordu ne yaptın?
    soktum soktum çıkardım.

    ulan hala ezberimde şu sözler. hangi sapık evladı yazdıysa hala aramızda ya da tecavüzden falan içeride yatıyordur amınakoyim. sözlere bak, bir neslin zihnine işlenmiş şerefsizim. evimiz 3+1. 3 kardeşiz o zamanlar. arka oda ablamlara verilmiş. bir oda yatak odası haliyle. diğer oda da benim odam olmasının yanında oturma odası dediğimiz, dünyanın en gereksiz yapılanması, çeyiz sandığının üzerinde 37 ekran televizyon olan, 2 çekyata ev sahipliği eden bir oda. salonun olduğu bir türkiyede oturma odası ne sike yarar hala anlamış değilim ya neyse. çekyatların birinde ben yatıyorum.

    bir gece saat 3e doğru uyanmışım, boğazım kurumuş gittim mutfağa suya abandım. diğer çekyata annem uzanmış uyuyakalmış. hafiften de uykum kaçmış benim. napayım bir televizyon açayım dedim. saat 6da uyanıp abshaper advertorialleri eşliğinde çizgi film bekleyen bebeleriz nasıl olsa, belki bişeyler vardır ümidiyle gezmeye başlıyorum kanalları. showtvye geldim, baktım yarışma tandanslı bir şey. o zamanlar mehmet ali erbilin oranj oranj diye diye sunduğu çarkıfelek lanetinden başka pek de yarışma yok piyasada. açtım izliyorum. hatun var, bornozlu duruyo falan. ses kısık, annem uyanmasın diye açmamışım. bir bok da anlamıyorum ama bekliyorum ne olacak diye. lan hatun podyumda yürümeye başladı, bornozu çıkardı. oha! lan meme? oha bildiğin meme var açıkta. utanıyorum. elimle kapatıyorum televizyonun ekranını. ama parmaklar açık lan aradan bakıyorum memeye. 9 yaş libidosuyla merakın sentezinden skimsonik bi enzim dolaşıyor bünyemde. annem uyanmamalı. bir yandan annemin gözleri açık mı diye kontrol ediyorum sürekli, uykusu hafif. bir yandan gözüm televizyonda. bir elim sürekli kumandada, hayır ulan 9 yaşındayız olm daha öbür elimle televizyonu kapatıyorum güya. nolur nolmaz, annem uyanırsa aniden değiştiricem kanalı. sol gözüm 3 numara bozuldu ulan o gün fıldır fıldır dönmekten. heyecan dorukta, adrenalin oluk oluk. kalp çarpıntısı öyle bi düzeye gelmiş ki yaprak dökümünün yapımcıları beni o halde görseler, yalçın abinin yaşlandırma tekniğiyle ali rıza bey rolünü verir, halil ergünü 18 kişilik kadroya bile almazlardı amınakoyim. heyecana dayanamayıp yattım o gün. ilerleyen gecelerde bir süre tekrar çıkmasını bekledim odada tek başımayken. bir kaç kere denk geldi. artık o kadar utanmıyordum sanırım. çoğu zaman da o saatlerde 20.tekrarı yayınlanan sikko filmler çıkıyordu. haftanın hangi günü, hangi saati tam bilmiyordum zira.

    yıllar sonra ortaokuldayken, -bilen bilir- tutti frutti aromalı bir sakız vardı, adını hatırlamıyorum. onun kabı üzerinden bir muhabbet dönüyor erkekler arasında. sordum anlattılar. bornoz, meme ve showtv keywordlerini duyunca bir ışık parıldadı zihnimde. evet, bu oydu. programın adı tutti fruttiydi. eve gidip googleda aratmadım, torrentlerini de bulup indirmedim. tutti frutti 3.sınıf saflığıyla heyecanlı ve güzeldi. onu orada, o saflık ve heyecanla bırakmak istemiş, onu kirletmek istememiştim.

    şaka lan şaka torrent mi vardı google mı vardı o zaman amınkym? tutti frutti küçüktür 3.


    (ben nick gordum - 28 Mart 2011 01:19)

  • comment image

    bir gün yarışmacılara "şimdi sayacağım ülkelerden hangisi avrupa birliği üyesi değildir?" diye bir soru sormuşlardı. seçenekler isveç, almanya, fransa, türkiye gibi ülkelerden oluşurken, kadın "isveç" diye cevap vermişti. eleman da "malesef yanlış cevap. doğru cevap -birlik için çok çaba sarf etmesine rağmen- "türkiye" olacaktı. tabii en yakın zamanda türkiye'yi de aramızda görmek istiyoruz" demişti. gülmekten ölmüştüm ama pek de grurum okşanmıştı. küçüklük işte.*


    (komagene - 25 Aralık 2003 15:22)

  • comment image

    kucukken babam tarafindan bunu izleme esnasinda basildigimda kendisine "ben sorulari icin izliyorum" dedigim hatirlatildi* bugun bana . hey gidi .


    (set - 13 Temmuz 2001 16:11)

Yorum Kaynak Link : tutti frutti