varligindan ilk kez 13 yas civarinda haberdar oldugum halde, ufak bi rotarla su koca yasimda izleme sansina eristigim film bu.

spolier is here

frankie'nin gecmis tecrubelerinden yola cikarak, yasayacagi yeni iliskilerden korkmasi uzerine johnny ona o guzel sesiyle ve bakislariyla "you don't have to be afraid anymore." der. bunu duydugumuzla kalsak iyidir, ustune frankie'den gelen leziz tiradin etkisiyle bir kez daha kalpten vuruluruz.

frankie: i am. i'm afraid. i'm afraid to be alone, i'm afraid not to be alone. i'm afraid of what i am, what i'm not, what i might become, what i might never become. i don't want to stay at my job for the rest of my life but i'm afraid to leave. and i'm just tired, you know, i'm just so tired of being afraid.

'ben de korkuyorum frankie' diyesi gelir adamin...
neyse. ozetle, iyi ki izledik.

end of spoiler

(bee - 30 Ekim 2007 16:37)

al pacino'nun yesil biberleri supersonic bir hızla doğradığı mutfak filmi

(bustrofedon - 28 Temmuz 2002 22:50)

al pacino'nun michelle ablayı, aşkına inandırmaya çalıştığı sahne ve radyodan şarkı istemesi şahanedir. e michelle abla, sen de amma nazlandın yani...

(dogalkaynaksuyu - 2 Mart 2009 17:47)

yıllardır her izlediğimde mutlaka hoşuma giden yeni detayları keşfettiğim, al pacino ve michelle pfeiffer'e kendilerinin tüm filmlerinden daha fazla hayranlık duymamı sağlamış, romantik komedi değil de romantik dram diye adlandırmak istediğim, birisine aşık olmanın cezalandırılması gereken bir durum olmadığını kanıtlamaya çalışan johnny'sine sempati duyduğum, frankie'nin de onlarca küçük testten sonra kendisini bırakabildiği, güzel film.

(somesoma - 7 Mayıs 2009 18:05)

(bkz: clair de lune)

(satine - 10 Mayıs 2009 19:01)

ısrarın bir adama en fazla bu kadar yakışabileceği filmdir. sevişme sahnesindeki rickie lee jonesşarkısı da duruma cuk oturur.
(bkz: it must be love)
edit: imla

(sarah plain but short - 26 Eylül 2009 22:55)

http://ff.im/j1fjr

(satine - 14 Nisan 2010 22:47)

aşk filmlerini samimi bulmayan bir insanım. çünkü aşk hassas bir konu en ufak dozunu kaçırdığınız zaman samimiyetini kaybedebilir. gerçek hayatta da böyle. ama bu filmde gördüğüm aşk gördüğüm en samimi en insani aşk diyebilirim. hani işte tipik holywood aşk filmlerinde hep gerçek hayatta olmaz lan böyle şey dersiniz ya. ondan yok işte bu filmde; hem de dünyanın en saçma sapan işlerine kalkışan johnny gibi saçma bir karakter varken. ayrıca çok da renkli olmayan bir rolün rengini bu kadar güzel çıkarabildiği için al pacino'yu takdir etmek lazım hakikaten. velhasıl kelam; güzel film. izleyip de aşk denilen bokun gerçekliğini hissettiğim tek aşk filmi.

(takilan adam - 3 Ağustos 2010 23:03)

böyle aşık bakan bir adama^* gözyaşlarıyla direnen sevgili, gel gör ki nereye kadar...
hala aşk var mı sorusuna yanıt bulamasam da umudunu bulduğum film;
michelle pfeiffer kadar güzel, al pacino kadar etkileyici...

(sakindokunmayinbana - 17 Ekim 2010 00:28)

çok dandik bir dublajla^* izlense de değerinden bir şey kaybetmeyen film. frankie^*nin bir repliği aklıma fena halde kazındı; "yalnız kalmaktan korkuyorum, yalnız kalamamaktan da korkuyorum".

(kermith - 12 Ocak 2003 01:27)

ekurisi icin (bkz: stanley and iris)

(badly drawn blue - 15 Ocak 2003 00:00)

johnny'nin gece radyodan clair de lune çalmalarını isterken yaptığı konuşma, bu filmin en sevdiğim kısmı olsa gerek.

--- spoiler ---

i know you don't take requests but could you just listen to me? now, there's a man and a woman. he's a cook, she's a waitress. now, they meet and they don't connect, only she noticed him, he could feel it, and he noticed her and they both knew it was gonna happen. they made love and for maybe one whole night, they forgot the 10 million things that make people think "i don't love this person, i don't like this person, i don't know this..." instead, it was perfect and they were perfect and that's all there was to know about it. only now, she's beginning to forget all that and maybe he'll forget it, too. so could you play an encore for frankie and johnny in the hope of something that ought to last and not self-destruct? why don't you just think about it? thank you.

--- spoiler ---

(satine - 11 Ekim 2011 10:25)

doğala özdeş romantik film.

saçmasapan kastırma ya da abartma sahneler yok, herşey tamamiyle basit ve doğal. her sahnesinde 90 yılların unutulmaz atmosferini de hissettiyor, belli bir yaş aralığında olan sinemaseverler için bu da kaçırılmayacak bir fırsat. zamanında altın küre adaylığı da var.

8 / 10.

--- spoiler ---

bu nadide al pacino filminin 56. dakika 30. saniyesinde sinema tarihinin en güzel öpüşme sahnesi bulunmaktadır.

--- spoiler ---

(karinca beli - 11 Aralık 2012 19:15)

diş fırçalama sahnesine hasta olduğum film .

(jonquil - 31 Ağustos 2003 18:32)

--- spoiler ---

-johnny
+...
-its not the end of the world.
+yes, i've seen the end of the world.

--- spoiler ---

(bohr atom modeli - 1 Mart 2014 00:34)

ince düşünülmüş, inceliklerle dolu film. garip bir şekilde, tiyatro oyunundan uyarlama olduğu belli oluyor ama kesinlikle rahatsız edici değil. sonunda aşk diye birşeyin hala var olduğunun farkına varıyor insan. üst düzey oyunculuk ve duru anlatım ise kalıcı iz bırakıyor. acıklı bir film olduğunu söyleyemem ama yine de pms döneminde izlenmemesi tavsiye olunur.

(ironick - 21 Nisan 2004 14:40)

dünyanın sonunu görenlerin birbirine aşık olduklarında neler olacağını anlatan film. gerçektir. aşk filmi diye kimse atlayıp zıplamaz. geçmişte benzer bir hikayeyi yaşamış birisi olarak ayrıca sevdiğim filmdir. benim ki mutlu sonla bitmedi tabi.

(jaweh - 14 Şubat 2015 00:17)

bu film tiyatrodan sinema ya aktarılmış eserlerden biridir. al pacino hapisten taze cıkmıs yeni bir hayat kurma planları olan yakısıklı bir aşçıdır. çaılıştığı mekanda erkeklerden kaçan ama kaderinde de erkekler tarafından kovalanmak olan, çok güzel hatun michelle pfeiffer ile tanışır. michelle pfeiffer eski kocasından dayak yediği için erkeklerden hep kacar. al pacino da hep onu kovalar. burada al pacino nun yaptıgı kurlar gorulmeye değerdir. bir sahnede radyo programını arayıp frankie ve johnny isimli sarkıyı ister. orada cıkan adam da aska ınanmasak burda ne işimiz var deyip sarkıyı calar. bu olaydan sonra guzel elleri ve mukemmel ayakları olan michelle tav olur sonra şehir üzerine gunes dogarken karsılıklı olarak dişlerini fırcalarken film biter.

(crzytrk - 2 Ocak 2006 14:20)

al pacino'nun ve michelle pfeiffer'ın döktürdüğü film. yönetmen garry marshall'ın pretty woman'dan hemen sonra çektiği lakin onun popülaritesine ulaşamadığı film.

(b166er - 30 Temmuz 2006 15:16)

izleyip izleyip hislendiğim bir filmdir.

(onn - 9 Ağustos 2006 12:35)