• "yukarıdaki aşşağıdaki gibidir, aşşağıdaki de yukarıdaki gibi. diyalektikdir. evrenin işleyişinin özetidir. şaman inancında da, tasavvufta da, bektaşilikte de, erenlerin sözlüğünde de tanımlıdır."
  • "dehlizlere ilk girdiklerinde papillon'un "şu yolun sonunda çok ilginç bir oda var, ama şimdi oraya gitmeyeceğiz" dediği odada ne olduğunu merak ettiğim film."
  • "bu hermetik aksiyom davudun yıldızı,süleymanın mührü ve adalet yıldızı olarak bilinen içiçe geçmiş iki üçgenin ana konusunu oluşturur ama kimseler bilmezler.neden.çünkü okülttür.artık diil."




Facebook Yorumları
  • comment image

    yukarıdaki aşşağıdaki gibidir, aşşağıdaki de yukarıdaki gibi. diyalektikdir. evrenin işleyişinin özetidir. şaman inancında da, tasavvufta da, bektaşilikte de, erenlerin sözlüğünde de tanımlıdır.


    (manzikert - 14 Ağustos 2009 14:43)

  • comment image

    aşağıdaki yukarıdakine, yukarıdaki de aşağıdakine benzer anlamına gelen kuraldır. buna göre evrendeki benzeşme yasası gereğince bütün parçaya, parça bütüne benzer. ayrıca bunlar birbirlerinden etkilenir.


    (xeyn - 9 Şubat 2003 16:36)

  • comment image

    nerede görürsem göreyim, daima maynard james keenan'ın sesiyle okuduğum bir adet deyiş, bir adet özdeyiş, bir adet küçücük-fıçıcık-içi-dolu-turşucuk, bir adet pazardan-aldım-bir-tane-eve-geldim-bin-tane hadisesi...

    doğrudan adı anılarak referans verildiğini söylemek imkansız olsa da george carlin'in varoluş yaklaşımında da izleri görülebilir bu az ama öz bilgece deyişin;

    «eğer hepimiz bir yıldızın merkezinden geldiysek, her birimizin atomları da o yıldızın merkezinden gelmiş demektir... o halde hepimiz aynı şeyiz. bir kola makinası veya bir izmarit de, o yıldızın atomlarından yapılmıştır. hepsi de sizin ve benim gibi binlerce kez dönüşüme uğramıştır. bu yüzden, o dışarıdaki şey benim. peki o zaman bunda korkulacak ne var? aradığımız teselli nedir? hiçbir şey... korkacak bir şey yok, çünkü her şey biziz.»

    bu sebeple, ister fiziksel evren normlarında konuşuluyor olsun, isterse varoluş metafizik boyuta dayandırılıyor olsun, "as above, so below" varılacak ortak bir çıkarım halini alıyor.

    mesela ben, «evren ben'dedir, ben ise evren'deyim.» diyorum. allah'ın ruhunu bir nefes gibi taşıdığına inanan bir tasavvuf ehli ise "allah ben'dedir, ben ise allah'tayım.» diyor. ve en kutsal olanın "evrensel erdemlere bağlılık" olduğuna kanaat getirebilmişsek eğer, olanca farklılıklarımıza rağmen hepimiz, ortak bir zeminde rahatlıkla anlaşabiliyoruz.


    (siyah giysili adam - 14 Ekim 2013 05:00)

  • comment image

    imdb'de ortalamasi 5.5-6'da sabitlenir diye tahmin ettigim korku filmi.

    --- spoiler ---

    girisi konusu altyapisi her seyi saglam ama korku filmi kanunlarina karsi cikma curetinde bulunmus bir film bu. simdi kahramanlarimiz philosopher's stone'un bulundugu koridora cebren ve hileyle giriyolar ya, hani o orulu duvarin ardindaki gecide girmeye korkuyolar binbir belayla kemiklerin arasindan karsiya gecip kendilerine yine orulu duvarin onunde buluyolar ya; iste boyle baslayan bi filmde bence kahramanlarin kurtulamamasi lazimdi. yanlis anlasilmasin kurtulduklarina sevinmedim degil ama cehenneme girip, dunyanin karsi boyutuna gecip her seyin ters dondugu bi gerceklikten normal paris'e cikamamalari gerekirdi bence. bi de o karsi boyutta ise yaramadigi icin tasi yerine koymasini gerektigini kesfederken ablanin onune cikan demonlari yumrukla yere devirmesi hos muydu? oyle cehennem mi olur? o heyula gibi karsilarina dikilen kukuletali abi nereye gitti birakti peslerini? bi de tasi yerine koyduktan sonra kendi elleriyle esas oglani (ve opucuguyle!) iyilestirdi ya daha dicek bi seyim yok. esas oglan dedim de, abim nasi yuzlerce yillik aramaic tekstleri kafiyesiyle falan sakir sakir ceviriyo ama? anasini satiyim bi biz olamadik oyle cevirmen.

    neyse konudan sapmayalim. ben beklerdim ki cehennemde baslarina daha korkunc seyler gelsin ve yeryuzune ciktiklarinda carpik seytani bi paris falan bulsunlar karsilarinda. onun disinda izlenilmeye degerdi yine de.

    he bi de, demek ki neymis? cehenneme giden kapilar notre dame katedraline uzaniyomus meahahah

    ---
    spoiler ---


    (twodimensionprism - 8 Eylül 2014 05:16)

  • comment image

    öncelikle ;

    klostrofobik bir yapım... ve bu konuda fena da sayılmaz...

    the descent tarzı geçitler, bölümler,bölmelerle karşılaşılıyor...

    --- spoiler ---

    felsefe taşını bulmaya kendini adamış scarlett ve peşine taktığı arkadaş grubu,parisin yeraltı mezarlarından indikçe,aşağı iniyorlar...

    film bildiğin the mummy tarzı ilerlerken, nerede ulan şu bilmem ne taşı derken, doğaüstü olaylar start alıyor ve ruhani bir yapıma bürünüyor, germekten korkuya çalıyor...ya da çalmaya çalışıyor...

    şimdi sözlük;

    kahramanların yaşadığı doğaüstü durumlar, her birinin geçmişinde yaşadığı pişmanlıkları ve günahları temsil ediyor...

    değil mi ?

    scarlett : * babası ile yaşadıkları, ( babasının telefonuna cevap verememesi-vermemesi vs vs...zaten yerin bilmem kaç metre dibinde çalan telefonu açıyor ve babası olduğunu sandığım bir kişinin sesini duyuyor)

    *babasının kendini asması olayı, etrafta asılı adam görmesi vs vs...

    george: küçükken kardeşinin ölümünden kendini sorumlu tutuyor...kardeşine yardım getirmeye çalışırken mağarada kayboluyor,yardım getiremiyor kardeşi ölüyor... kardeşinin hayalini görmesi vs vs...

    papillion: şimdi bu arkadaş sanırsam en günahkar arkadaş... bu herif ilk olarak tünellerde kaybolan la taupe isimli arkadaşını aramaya gitmiyor,en azından adamı bulma adına bir çaba göstermiyor... diğeri ise bir arabada yanarak ölen arkadaşı vb kişinin ölümünden sorumlu olması,sorumlu tutulması...

    souxie: sanırım la taupe olayında papillion ile ortaklar... ordan faturası kesiliyor...

    zed: bu şerefsizin ise kabullenmediği bir evladı varmış...

    benji: işte bu abinin olayını çözemedim... bunun nesi vardı ? olayı neydi?

    birde;

    scarlett'ler papillionu ararken bar girişinde beyaz elbiseli bir abla dışarı çıkıyor,çıkarken de değişik değişik bizimkilere bakıyor...bu bahsettiğim süzüş barın dışından içeriye bakma şeklinde de devam ediyor... daha sonra ekip yeraltında indiği zaman, onca tüneli geride bıraktığında içeride ayin yapan bir topluluğa rastlıyorlar...

    bu ayincilerden biri, bar girişinde gördüğümüz ve bizimkileri süzen abla...

    bunun olayı nedir lan ?

    edit: benji'yi aşağı iten malüm beyazlı kadın...elinde de bir bebek vardı... muhtemelen benji'nin de bok yemesi budur... çocuk yaptı gayri meşru... ya da tecavüz vs... o karı görünümünde çıktı bununda günahı...

    bir üstte bahsettiğim muamma halen geçerlidir... eğer benji namussuzu kadını ta baştan tanıyıp ta ses etmediyse,renk vermediyse...

    ---
    spoiler ---

    edit:benji olayı...


    (blackbird21 - 24 Kasım 2014 02:41)

  • comment image

    ciddi anlamda çok beğendiğim film. son yarım saatine kadar aslında izleyiciyi korku anlamında germiyor. sonrasında sıçırtabiliyor ama. ben böyle akıcı film görmedim. her şey o kadar sadede gitme amaclı ilerliyor ki, tık tık tık bütün adımlar seri bir şekilde atılıyor ve seyirci izlerken bayılmıyor sıkıntıdan. değişik ama hoşuma giden görsel efektleri vardı. filmin başrolündeki kızın korkusuz tavırları işinde çok uzman ve kendini işine fazla adadığı için kabul edilebilir ama başka türlüsü asla affedilemez olurdu. kızın ciddi anlamda ömrünü bu işe adadığını çok güzel vermişler. başka türlü o kadar müsibete böylesine gözüpek dalamaz zaten.
    güzel ya, güzel izleyin bu filmi, sevin onu.


    (shadow puppet - 11 Aralık 2014 10:33)

  • comment image

    son zamanlarda izlediğim en iyi gerilim filmlerinden biri.

    gerildik mi? gerildik. atmosfer bizi içine aldı mı? aldı. öyleyse tamam. film, türü bakımından daha fazlasını vadetmiyordu zaten. bu yüzden sevgili eleştirmen dostlarım, eleştiriyi filmin türü üzerinden yapmayı bir öğrenelim artık derim. bu tür filmlerin kendilerine özgü bir gerçeklik evreni yarattıklarını unutmayalım. zira saçma, "gerçek dışı" bulduğumuz detaylar, başka bir gerçekliğin sorunu olabilir.


    (fuckleberry linn - 18 Aralık 2014 19:32)

  • comment image

    dehlizlere ilk girdiklerinde papillon'un "şu yolun sonunda çok ilginç bir oda var, ama şimdi oraya gitmeyeceğiz" dediği odada ne olduğunu merak ettiğim film.


    (blasko - 31 Aralık 2014 11:56)

  • comment image

    izlediğim en etkili ve en sürükleyici macera filmlerinden biri.

    başroldeki kahramanın kadın olması, cesareti, bilme öğrenme tutkusu, cevval tavırları filmden fazlasıyla etkilenmemi sağladı diyebilirim. gerilmedim ve korkmadım. sadece olayların akışına bıraktım kendimi. "nereye gidersen git kendinden kaçışın mümkün olmadığı bir dünyada yaşıyorsun ve korkularınla yüzleşmediğin müddetçe hayatına devam edemezsin." gerçeğini çok farklı bir sinema diliyle izlemiş oldum. el kamerası kullanımı, karanlık ve dar geçitler zaman zaman fenalık geçirtse de ve neyin ne olduğunu algılamamı güçleştirse de, filmin "hayatta kalma arzusu"nu gizemli olaylarla anlatmaya çalışması beni heyecanlandırdı. başroldeki kızın oyunculuğunu da çok beğendim.

    en çok da ezoterik sembollere ve simyaya ilgi duyanlara öneriyorum bu filmi. tarihe ilgi duyanlar da izlemeli.


    (bilgeninbildigi - 4 Ağustos 2015 05:34)

  • comment image

    bu hermetik aksiyom davudun yıldızı,süleymanın mührü ve adalet yıldızı olarak bilinen içiçe geçmiş iki üçgenin ana konusunu oluşturur ama kimseler bilmezler.neden.çünkü okülttür.artık diil.


    (bubez laab - 16 Ekim 2005 07:08)

Yorum Kaynak Link : as above so below