Facebook Yorumları
  • comment image

    kanaatimce yilin degil son yillarin amerikada yapilmis en muhtesem televizyon yapimi. 3 saatlik blok halde yayinlanmis bir bolumunu saniye sektirmeden izledim, hatta sahne kacirmayayim diye cisimi tuttum. meryl streep, al pacino ve butun kadro "oyuncu yonetmeni" olarak bilinen mike nichols un yonetiminde sahlanmis sadece televizyonda degil acilen sinemada gosterilmesi gereken bir yapima imza atmislar.

    simdi bu yapimin butcesini, kilini yununu goz ardi edecek degilim, ama amerika'da bu senenin en guzel televizyon olayinin bu olmasi, buna mukabil turkiyeden karsisina turkiyede bulundugum sure icinde toplam 3 dakika izlemeye tahammul edebildigim kurtlar vadisinin cikarilmasina diyecek hic bir sey bulamiyorum. boylesi karsilastirmalar neticesinde insan elbette bati taklitcisi oluyor, elbette bati ozentisi oluyor. olmayana sasarim.


    (otisabi - 20 Eylül 2004 06:53)

  • comment image

    öncelikle homofobik zihniyete (ve beni öyle sanan pek sevgili hwestacığıma nazire olaraktan) belirtmek isterim ki; six feet under'dan sonra bu dizideki gay ilişkiler daha light geldi -ilk bölüm için en azından- kadro ve oyunculuk kesinlikle çok sağlam olmuş, görüntüler ve ortamlar çok başarılı... amma velakin konu çok ağır akıyor, kopabiliyor insan yer yer... bu kadar güzel malzemeyle yapılmaması gereken bir stratejik hata şahsımca efem. bu arada amerikanın yer yer kızılderililerden, siyahlardan (oscar 2002) ve çeşitli kesimlerden özür dilemesi şeklinde oluşan konular olsa da sonuçta bu dizi esasen kaliteli oyuncu kadrosu ve hbo'nun yapıma gösterdiği özel ilgi($) ile öne çıkmıştır bence. velhasıl ayrıca eklemem lazımdır ki, meryl streep'i hiç sevmez idim ki şu dizide saygı duydum kendisine haham rolünde kendisinin oynadığını öğrendikten sonra... ayrıca herdaim ve en boktan filmlerinde bile* hastası olduğum al pacino zaten bir müthiş insandır... izlenilmesi gereklidir, yine de derseniz ki aman neymiş bu böle sıkıldım bunaldım diye, anlarım efendim sizi; amma velakin janr'ının [nefret ettim bu laftan da.. niye kullandıysam?!] dram (drama) olduğu gerçeğine insan kendini hazırlayarak karşısına oturur ise olması gereken beklentiyi yapar sanki bence... ben öyle yaptım.


    (aernath - 7 Ekim 2004 10:09)

  • comment image

    2. bolumdeki es zamanli escinsel prior&lois cifti / mormon harper&joe cifti sahneleri ile neden emmy kazandigini adeta yuzumuze vuran, sonuyla da izleyiciyi resmen sikip atmayi basarmis dizidir. oha be kardesim o nasil kurgu, nasil senaryo nasil yonetmenlik nasil oyunculuk diyebiliyorum sadece.


    (the 8th endless - 13 Ekim 2004 22:57)

  • comment image

    hp: harper pitt , jp: joe pitt

    h p - i burned dinner.
    j p - i'm sorry.
    h p - not my dinner, my dinner was fine. your dinner. i put it back in the oven and turned everything up as high as it could go then i watched it burn black. it's still hot you want it?
    j p - you didn't have to do that.
    h p - i know, it just seemed like the kinda thing a mentally deranged-sex starved-pill popping housewife would do.


    (elv - 13 Ekim 2004 23:14)

  • comment image

    başlamasını sabırsızlıkla beklediğim ve başladığı günden itibaren her bölümünü öle, bayıla, huşu içinde seyrettiğim şahane dizi. ayrıca bir kısım aklı evvelin saçma sapan ve anlamsız eleştirilere boğduğu dizi.
    tabii ki insanların herhangi birşeyi eleştirmeye ya da beğenmemeye hakkı var. ama bunların bilgiye, sağduyuya dayanan akıllıca eleştiriler olması, diğerlerinin fikirlerine de açık olması, mantıklı önermeler sunması gerekir ki o eleştirileri saygıyla dinleyip kabul edelim. ama bu böyle midir? değildir. biz ne yaparız? yarım aklımız ve olanca tahammülsüzlüğümüzle ortalarda "bu ne kardeşim?hepsi ipne bunların. yahudi olmuş dombili olmuş bunlar. hem yahudi hem ipne bu mu dünyanın düzeni? bizi de zorla ibne yapmak istiyorlar, hepimiz yahudi olalım istiyorlar. o ne öyle kadın gibi adamlar? adam adamı sker mi? delikanlı adam öyle mi olur? zaten mormonlar da pisbok hep, uyuşturucu da kullanıyorlar hem. bunların hepsi şerefsiz, dürzü. komplo teorilerine meraklıyım ayrıca homofobiğim, kadın kılığında adamlar görmek zorunda mıyım? iirenç bunların hepsi iirenç..." şeklinde beyanatlar yayınlarız.
    insanlar homofobik olabilir. çok normal, saygı duyarız. farklı görüntülerden, ruh hallerinden, başka yaşamlardan rahatsız olabilir. tabii ki buna da saygı duyarız. ama her şeyin bir adabı var. beğenmiyor musun? rahatsız mı oluyorsun? çözümü çok basit. izleme. birileri bir şeylere şiddetle karşı çıkıyor ve fikirlerini beyan ederken aşırıya kaçıyorsa bastırmaya çalıştığı birşey vardır. "ben eşcinsellerden ve/veya yahudilerden hoşlanmıyorum, rahatsız oluyorum" demek başka "allah bütün eşcinsellerin ve / veya yahudilerin belasını versin, hepsi kanser olsun gebersin, topu birden mormonlarla beraber cehennemlerde kavrulsun ibnelerin" demek başka. altında başka şeyler aramak lazım.
    biraz gerçekçi olalım. bu yapıma ciddi bir emek harcanmış mı? harcanmış. süper kadro, şahane oyunculuk inkar edilebilir mi? edilemez. her bir kare bir resim güzelliğinde midir? evet. her cümle edebi bir eser tadında mıdır? evet. incelikle düşünülmüş, kaliteli, oyuncusundan yönetmenine, ışıkçısından sesçisine bütün ekibin performanslarını en iyi şekilde sergiledikleri ve zerafetle bize sundukları bir sanat eserini yalnızca keyif alarak izlesek olmaz mı? mutlaka yorumlamalı mıyız?
    hiç kimsenin inancı ya da tercihi bir diğerinden üstün değil. doğru ya da yanlış hepimiz için göreceli kavramlar. birşeyleri kabul edememek bunların varolmadığı anlamına gelmiyor. bütün bunları görmezden gelerek bütün olayı cinsel tercihlere ve inançlara indirgemek sığlıktır. oturup adam gibi izleyelim, gerekirse eleştirelim, tartışalım ama olayı kişiselleştirmeyelim. çünkü hala "beğenmiyorsan izleme" devrindeyiz, zira şahsa özel dizi uygulamamız henüz başlamamıştır. hadi selametle...


    (maketbicaa - 17 Ekim 2004 15:12)

  • comment image

    gittikce gay dozajini artiran yapit.

    beni korusun, kirlenmiyeyim diye porno cd'lerimle bir pentagram yapip, ortasina yerlestigim, elime de en bol kadinli special edition penthouse dergimi alip, oyle seyrettigim sey.


    (nuitari - 20 Ekim 2004 23:08)

  • comment image

    bolum 4: prestroika;
    "i don't understand why i'm not dead. when your heart breaks, you should die. but there's still the rest of you. there's your breasts and your genitals. they're amazingly stupid, like babies or faithful dogs. they don't get it, they just want him. want him." harper pitt


    (kermith - 28 Ekim 2004 00:33)

  • comment image

    ne öğüt verdi, ne yahudiliğe ya da eşcinselliğe özendirdi, ne de gösterilmeyen öpüşme sahneleri bilinen öpüşmelerdendi.. o öpüşmeler ya da melek yaklaştığında ereksiyon haline geçmeler, seksle ilgili değildi bile*..
    apaçık gerçekti bu dizi.. gerçekleri göze sokan bir gerçekti.. her ne kadar gerçek dışı gibi görünse de..


    (cortona - 11 Kasım 2004 16:03)

  • comment image

    --- spoiler ---
    80'lerde, özellikle uyuşturucu bağımlıları ve homoseksüellerin arasında yaygın olduğu söylemiyle, ortaya çıkan ve tedavisi olmayan hiv, ve amerikan toplumu-sodom ve gomorrah ilişkisi, republicans-democrats ayrımında ortaya çıkan neo-con*'lar, hristiyanlığa, aile değerlerine ve toplum dayanışmasına önem veren siyasalar, vs. bugün gördüğümüz amerikanın, neden şu an bu halde olduğunu anlayabilmek için çok çok iyi bir arkaplan oluşturuyor angels in america. bir zamanlar komünist sıfatıyla avlanan insanlar, onların arasında "vatan haini" sıfatıyla idam edilenler*, ve zamanında onların idamında en önemli rolü oynayanlardan, amerikan toplumunun ahlak anlayışının her zaman, her şart altında sınırını belirleyen, sınırında dans eden avukatlardan birinin aids'e yakalanması, ve "istenmeyenler"den biri haline gelmesi, geçmiş ile hesaplaşmalar..günümüz amerikan peygamberinin hiv taşıyan bir homoseksüel olması, ve bütün olan bitenin arkasındaki sebebin "tanrının yarattıklarını terketmiş olması", (bu arada cennet görüntüleri, san francisco şehrinin yaşadığı en büyük deprem olan ve sonrasında asla toparlanamadığı 1906 depremi sonrası şehrin görüntüsünü andırır. tanrının melekleri ve cenneti de terkettiğini bu görüntülerden anlarsınız) ve homoseksüel peygamberimizin verdiği cevap aslında demokrat bir slogandır: eğer tanrı bizleri terkettiyse, geri dönmesi için dua etmektense, bizleri terkettiği için dava edelim onu. dizinin ana teması zaten "ilerlemedir"* , geçmişte ne yaşanmış olursa olsun, ya da günümüzde ne dertlerle boğuşuyorsak, önemli olan durmamak, yaraları sarıp ilerlemeye devam etmektir yaşamın amacı. roy ve ethel rosenberg arasındaki son sahne de -ethel*'in kaddish'i okuması- kötülerin, şeytanın, bu ilerleme sürecinde af edilmesidir. hoş, kaddish'i "orospu çocuğu" söylemi ile bitirmeleri (yousonofabitch) roy'u affettiklerini ama kötülüklerini unutmadiklarını gösterir. eğer ilerleme olacaksa, geçmişe kin gütmek olmayacak. -yarattıkları tarafından, "kendilerini terk etmekle" suçlanan ve hakkında dava açılan tanrıyı kim savunacak dersiniz? tabi ki roy. (he has no decency)-
    özellikle son sahneleri izlerken, karakterlerin izleyici ile konuştuğu sahnede (gay bir zenci, wasp murmon bir kadın ve bir yahudi. amerikan toplumunun önemli her parçası) oldukça duygulandım, neden bilinmez. izlemeden önce, spoiler tehlikesini göze alıp, tam olarak neden bahsettiğini anlayabilmek için bazı şeyleri bilmek gerekiyor. yoksa, bazı arkadaşlarımın dediği gibi: "erkek erkeği zikiyor abi ormanda, öyle herkeş ipne falan.." dan öteye gitmez sonuçta anlaşılan.
    ---
    spoiler ---


    (chaucer - 31 Ocak 2005 23:58)

  • comment image

    dün gece dizinin 6. ve son bölümünü bilmemkaçıncı kere izlerken ani bir aydınlanmayla farkettim ki meğer prior denen karakter bariz bir şekilde zerdüşt'e ve dolayısıyla nietzsche'ye bir gönderme imiş. prior kendisine cennette kalmasını ve dünyadaki hareketi durdumasını öğütleyen meleklere hayatın, canlılığın değerinden, ilerlemenin, hareketin, gelişimin durdurulamayacağından bahsediyor, keza zerdüşt de insana inanıyor, hayata inanıyor, gelişmeye tekamüle inanıyor; zerdüşt nasıl hristiyanlığı, kiliseyi reddediyorsa o da öyle reddediyor cenneti ve kendisine gönderilen kitabı. zerdüşt tanrıyı öldürmüştü; prior, çekip giden, dünyayı ve cenneti terkeden tanrıyı, eğer bir gün geri dönerse dava etmelerini söylüyor meleklere. ve son olarak prior sözlerini bitirdiğinde amerikan meleği emma thompson diğer meleklere dönüp şöyle diyor: "thus spake the prophet"

    (bkz: thus spake zarathustra)


    (days - 7 Ağustos 2006 13:22)

Yorum Kaynak Link : angels in america