Süre                : 2 Saat 14 dakika
Çıkış Tarihi     : 03 Haziran 2011 Cuma, Yapım Yılı : 2011
Türü                : Drama
Ülke                : Hint
Yapımcı          :  Shri Deveeramma Enterprises
Yönetmen       : Raghu Jaya (IMDB)
Oyuncular      : Yash (IMDB), Sheena Shahabadi (IMDB), Prakash Raj (IMDB)(ekşi), Umashree (IMDB), Ramesh Bhat (IMDB), Chethan Chandra (IMDB), Mumait Khan (IMDB), Raju Talikote (IMDB), Ravi Teja (IMDB)

Raajadhaani ' Filminin Konusu :
Raajadhaani is a movie starring Yash, Sheena Shahabadi, and Prakash Raj. Five aimless youths are offered money to assassinate a local gangster. This is the beginning of their downward spiral into a life of crime.





Facebook Yorumları
  • comment image

    şimdi şöyle başlayayım. bu yazdıklarımın çoğunu bertelsmann'ın 1993 tarihli bugünkü dünyamız ansiklopedisinden derledim.

    intro:
    bir ada ülke olan sri lanka güneydoğu asya'da hindistan'ın güney ucunda bulunur: http://www.postimage.org/image.php?v=pq18yum9

    ülkenin daha detaylı bir haritası için: http://www.monitorking.com/pics/sri_lanka_map.jpg

    sri lanka «eski seylan; arap kaynaklarına göre serendib» efsanelere göre âdem peygamberin cennetten kovulduktan sonra indiği yerdir ve hakkında daha birçok efsane vardır. adam's peak hakkında bu inanışın nedeni aslında adada bulunan dev boyutlu bir ayak izidir. buradan buyrun: http://www.sacredsites.com/…monk-venerating-500.jpg

    tarih:
    neyse efendim, bu efsanelerden birine göre, hindistan'dan gelen prens vijaya, yanında 700 adamıyla buddha'nın öldüğü gün sri lanka kıyılarına çıkmış* ve ülkenin ilk krallığını kurmuştur.
    efsaneler bir yana, seylan adasına m.ö. 800'e doğru guceratlı hinduların kitleler halinde göçtükleri kesindir. 1500 yılı aşkın bir süre ülkenin başkenti ve seylan buddha'cılığının merkezi olan anuradhapura, 11. yüzyılda hindistan'daki çola krallığından gelen tamiller tarafından işgal edilmiş ve başkent polonnaruva kurulmuş, 12. yüzyılda ülkede kurulan pithi krallığı adanın büyük bölümünü ele geçirmiş, hâtta egemenliğini birmanya'nın* aşağı kesimi ile hindistan'nın güney kesimine de yaymış, bu arada birçok saray, tapınak,* manastır ve buddha heykeli yapılmıştır.

    ülke 1505-1658 yılları arasında portekiz, 1658-1796 arasında hollanda ve 1796-1948 arasında ingiliz egemenliğinde kalmıştır. bu dönemde portekiz ve hollandalılar değerli tunç yataklarını işletmekle ve tarçın ticaretiyle yetinmişler fakat ingilizler büyük tarım işletmeleri kurmuşlar ve çay, kauçuk ve baharat üretiminde uzmanlaşmışlar, ülkeyi ayrıca uzakdoğu ve avustralya arasında bir nevi liman olarak kullanmışlardır.

    yakın geçmiş:
    1817 ve 1848'deki yerli ayaklanmalarına karşın 1948'e kadar bir ingiliz sömürgesi olarak kalan, o tarihte bağımsızlık kazanarak commonwealth üyesi bir devlet olarak örgütlenen ülke, önce senanayake, sonra bandanaraike ailelerinin üyeleri tarafından yönetilip, 1972'de ingiltere'yle bütün bağlarını kopartarak bir cumhuriyet olarak yeniden örgütlendi ve dudley senanayake cumhurbaşkanlığına seçilirken, ülkenin adı da seylan'dan sri lanka'ya çevrildi. 1978 yılında yapılan anayasa değişikliği ile başkanlık tipi bir rejim kurulmuştur. 1979 seçimlerinin ardından eski başbakan sirimavo bandanaraike ve hükümetinin üyeleri, özgürlük partisi'nce parlamentodan çıkarıldı. cumhurbaşkanlığına seçilen jayawardene'nin önderliğinde abd ve batı ülkeleriyle ilişkiler geliştirilirken, sscb ile ilişkiler de korundu. bu arada adanın kuzey kesmine özerklik tanınmasını isteyen tamil azınlığın gerilla hareketi eylemlerini gün geçtikte şiddetlendirmeye başladı ve bunun sonucunda gerçek bir iç savaş ortaya çıktı. 1987'den sonra hindistan tarafından askeri olarak da desteklenen tamillerin eylemleri bastırılamadı. aralık 1988'de seçilen r. predamasa, hindistan'da öldürülen rajiv gandhi'nin yerine gelen vishwanath pratap singh'le anlaşarak ülkesindeki hint birliklerinin geri çekilmesini sağladı ve tamillerle bir ateşkes imzaladı. tarih mart 1990... (fakat burada benim bir kafa karışıklığım söz konusu. çünkü r. gandhi 1991'de öldürülmüş fakat mart 1990'dan önce v.p. singh'le anlaşılıyor. tarihlerde bir tutarsızlık var gibi...) ancak çatışmalar haziran 1990'da yeniden büyük bir hızla başladı ve başkan premadasa, 1 mayıs 1993'te, 1 mayıs'ı kutlama törenleri esnasında bombalı suikast sonucu öldürüldü. buradan sonra bayrağı biraz wikipedia'ya devrediyorum.
    halen devam etmekte olan iç savaş esnasında 1983'ten beri resmî olarak öldüğü bildirilen kişi sayısı 70000. bunun sonucunda tamil kaplanları olarak bilinen örgüt şu an 32 ülkede terörist olarak kabul edilmiş durumdadır. aslında 2001'de üçünü kez ateşkes ilan edildi ve 2005'e kadar sürdü fakat bu tarihte çatışmalar tekrar başladı. 2006'da hükümet bir takım sert tedbirler alarak tamilleri ülkenin doğusundan tamamen temizlemeyi başardı. (yalnız tamil kaplanları da tam pezevenkmiş. ateşkesler sırasında kaplanlar anlaşmayı 10000 defadan fazla bozmuş.)

    ekonomi:
    sri lanka'dan nüfusun yarısından biraz fazlası tarımdan geçinmektedir. temel besin maddesi ise işlenen topraklarında büyük bir kısmını oluşturan pirinçtir. ticarete yönelik tarım ürünlerinin başlıcaları ise çay, kauçuk ve hindistancevizi sayılabilir. yeraltı gelir kaynaklarının az miktarda değerli taş, grafit, kaolin, ve ilmenit çıkarımıyla sınırlı olduğu ülkede sanayi, dokuma, çimento ve besin sanayisi fabrikaları ile sınırlıdır.

    resmi adı: sri lanka demokratik sosyalist cumhuriyeti
    başkent: colombo (değişmiş efendim bu. artık sri jayawardenapura-kotte imiş. mis gibi başkenti değiştiren zihniyeti kınıyorum. nasıl diyeceğim ben yeni başkentin adını lan?)
    yüzölçümü: 65610 km²
    en yüksek nokta: pidurutalagala
    önemli akarsular: mahaveli, kala, aruvi
    yönetim biçimi: başkanlık sistemi ve parlamenter sistem karışımı. devlet başkanı aynı zamanda başbakan, ve genelkurmay başkanıdır. (allah diyoruz biz ona) (wiki)
    yönetim birimleri: 9 il, 25 yönetim bölümü (güncel)
    yasama gücü: 6 yıl için seçilen 225 üyeli parlamento (güncel)
    nüfus: 21,128,773 (temmuz 2008)
    dil: tamilce ve singhali
    kişi başı ulusal gelir: 4,588$ (imf'nin sitesi) (fakat nominal mi alacağım, purchasing power parity cinsinden mi alacağım bilemedim, ppp aldım. nominali: 2,098$)

    bu kadar efendim. tek kelime kopi-peyst yaptıysam eşşeğim. saygılarımla...


    (hassas tenlerin sevgilisi - 31 Ocak 2009 13:50)

  • comment image

    şehircilik ve yaşam standardı bakımından hindistan'dan daha gelişmiştir.
    daha önceki entrylerde yazdığı gibi yüksek aids oranı diye birşey yoktur; aidsli insanların nüfusa oranı binde birdir ki, bu onu dünyadaki en düşük oranlı ülkelerden biri yapar.

    sri lankalılar hintlileri sevmezler ve hintlilerden kat be kat daha görgülü ve moderndirler. hatta hintli zannedilmekten nefret ederler. hatta facebook'ta 'no bitch i ain't indian, i am sri lankan' diye grup bile kurmuşlardır.

    türk vatandaşlarının önceden vize almasına gerek yoktur. ülkeye girişinizde 30 günlük vizeniz pasaportunuza basılır. isterseniz yine hiç kasmadan colombo'daki göçmenlik bürsundan 2 ay daha uzatabilirsiniz.

    başkent colombo bir yana, o kartpostallardaki gibi olan tropikal sahiller için colombo'ya 3 saat uzaklıktaki 'galle' şehri çevresindeki 'hikkaduwa', 'unawatuna', 'mirrisa' adlı sahillere gidin derim.
    ayrıca dünyadaki top 10 sörf noktasından biri olan 'arugam bay'e de gidebilirsiniz. 'trincomalle'de deniz gözlüğü ve şnorkelinizi takıp tropikal mercanları görebilir, balıkları izleyebilirsiniz.

    fil yetimhanesinde fillerin nehir yatağında yıkanmalarını izleyebilir, fillere binebilirsiniz. 'adam's peak' denilen, ademin dünyaya inerken ilk ayak bastığı yer olduğuna inanılan dağa gece 2'de başlayan 4 saat civarı bir tırmanış yapabilirsiniz. 'yala national park'a gidip vahşi hayvanları görmek için safari de yapabilirsiniz. ve tabi ki bol bol budist ve hindu tapınağı ziyareti..

    1 dolar yaklasık 100 sri lanka rupisine denk geliyor. bir büyük su 50 rupi, standard öğle yemegi 100 rupi civari, şehiriçi otobüsler ortalama 9 rupi, gözleme tarzı 'rotti'leri 12 rupi..bu arada, sokakta dahi sigara içmek yasak.

    yalnız, türkiye'deki turist anlayışı nasıl sarışın-mavi gözlü ise sri lanka'daki turist anlayışı beyaz tenli olmak. o yüzden sultanahmet muamelesine, 'tuk tuk'ların tacizlerine karşı hazırlıklı olun.

    yani sizin anlayacağınız gayet gezilesi hatta yaşanası bir ülkedir.


    (apucukuaa - 19 Kasım 2009 21:10)

  • comment image

    bu ulkede tamillerin yasadigi alanlarda kalkinma ve yardim projeleri yuruten kuruluslardan bir tanesi tamiller icin evler yapmis. yalniz yapilan evlere tamillerin pek ragbet etmedikleri ve evlerin bos kaldigi gorulmus.
    anlasildigi uzere problem tamillerin dini gorusleri gozetilmeden boyle bir projeye girisilmesiymis. genel olarak hindu olan tamillerde evin kapisinin gunesin dogdugu yone bakmasi gerekirmis (ya da oyle bir sey). bu evler yapilirken bu durum goz onunde bulundurulmayinca sonuc tamillerin hosuna gitmemis.

    bu hikayeden de anlasilacagi uzere, birilerine yardimda bulunurken onlarin ne istediklerini iyi anlamali ve dunya goruslerini, kulturlerini gozardi etmemeliyiz.


    (okuz - 18 Mayıs 2010 19:31)

  • comment image

    sri lanka'da temel olarak iki farkli dil konusuluyor. bunlardan biri sinhala, digeri de tamil. tamil konusanlar ulkenin yuzde 12'sini olusturan tamiller ve de ulkenin yuzde 8lik kismini olusturan muslumanlar. ulkenin beste biri tamil konusur iken, geri kalan kisminin buyuk cogunlugunun ana dili sinhala. ancak tamil konusanlarin yuzdesinin bu kadar yuksek olmasina ragmen tamil, sinhala kadar deger gormemis ve bu da ulkeyi uzun yillar ic savasa surukleyen sebeplerden biri olmus.

    ilk olarak 1956'da ulkenin resmi dili sinhala olarak yazilmis. ancak bu cok tepki gordugunden (catismalar cikmis. pek cok kisi olmus vs) 78 anayasasinda dil kismi revize edilmis. madde 18.1'e gore ulkenin resmi dili sinhala olarak kalirken, madde 18.2'ye gore bir diger resmi dil de tamil olmali ibaresine yer verilmis. biraz garip degil mi?
    ayni anayasa tamil dili konusanlara devlet binalarinda tercuman verilecektir de demis ama bu hicbir zaman pratige konmamis. ayni anayasa ana dilde egitimin de onu acilmasina ragmen bu da pratige pek yansimamis.

    sonuc; uzun yillar suren ic savasin haklarin verilmesi degil silah ile durulmasi ancak bir haklar talebi olarak baslayan mucadelenin baslamasina temel sebepler halen oldugu gibi kalmasi. ulkede neredeyse 30 yil suren ic savas sirasinda tamillerin hakim oldugu kuzey dogu kesimiyle ulkenin geri kalaninin iletisimi kesilmis. kuzeydogu'dakiler sadece tamil konusurlarkden geri kalanlar da sadece sinhala konusur kalmislar. savas bitince erisim baslamis ama birbirinin dilini anlayamayanlarin coklugu yuzunden iletisim mumkun olamamis.

    su an tamil bolgesinde gorev yapan polisler tamil konusamiyorlar. dusunun, sizin guya sizin guveniliginizi saglamakla yukumlu olan kimselerle ayni dili konusamiyorsunuz.
    bener sekilde tamiller hastaneye gittiklerinde de dertlerini anlatamiyorlar zira doktorlarin cogunlugu sinhala konusuyor. tum bunlar ic savasin degil devletin dil kullanimindaki adaletsiz tutumundan kaynaklaniyor.

    evlerinde, sokakta tamil konusup buyuyen insanlar okula basladiklarinda bilmedikleri bir dilde egitim gormek zorunda kaliyorlar. dogal olarak o dili anlayan yasitlarina gore daha zor bir egitim sureci geciriyor ve geri kaliyorlar. okuldan mezun olduklarinda ozellikle kalifiye is bulmakta zorlaniyorlar. tum kalifiye isler belli bri etnisiteden kimselerin eline gecmis oluyor. bu kisiler ayni zamanda hizmet saglayici konumunda calistiklarindan yabanci bir dilde onlardan hizmet almak zorunda kalan tamil konusanlarin durumu daha da zorlasiyor.
    ayni durumdan tamil konusanlar halihazirda bahsediyorlar. sadece tamil konusanlar icin is bulmanin ne kadar zor oldugunu aktarirlarken ozellikle devlet memuru olmanin imkansiz oldugunu anlatiyorlar.

    sonuc; ana dilleriyle hayatlarini yasamalari engellenenler egitimde geri birakiliyor, ekonomik anlamda geri kaliyor, devletlerin soz verdigi hizmetlerden yararlanamiyorlar.

    sri lanka'da belki silahlar su an icin susmus olabilir. su an icin catismalar olmuyor, devletin adaletsiz yonetimine bas kaldiracak bir grup gozukmuyor olabilir. ancak bu adaletsizlik devam ettigi surece ama yarin, ama yuz yil sonra, bir gun tekrar ayni haklari talep edenler ile catismalarin baslamayacagini kimse soyleyemez.

    kaynak koymayi unutmusuz: http://www.irinnews.org/…nguage-divide-in-sri-lanka


    (okuz - 1 Ekim 2012 23:49)

  • comment image

    oncelikle colombo'da hic bisey yokmus diyenin gozlerinden opuyorum anladiniz siz onu.
    ben hayatimda boyle guzel/cirkin/renkli/kapkara/karmasik/buyuleyici/hemen kacmak istedigim/sonsuza kadar kalip fotograf cekme istedigim/ utandigim/uzuldugum/tanik oldugum seyler icin sukrettigim vs vs baska bir yer hatirlamiyorum kendi yakin tarihimde.
    fotografci arkadaslar ozelikle size soyluyorum hic degilse 1-2 gun kalip o nehir boyunca insanlari, karmakarisik carsilarini, yari beline kadar nehire batan evleri, catilari, yol boyunca yuruyen ayagi ciplak insanlari (nerde herkese araba) o karanlik izbe dukkan midir nedir yerlerdeki bacaklarindan asilmis yeni tuylerinden yolunmus kuslarin(tavuk) ve etlerin satis hallerini, pazarlarini, evsizlerini, kac yuzyil oncesinde yasadigindan haberi bile olmayan o insanlari cekmeden donmeyin.
    ben bile yanimda 2.5 yasindaki cocukla 3000'e yakin fotografla donmusken gerisini siz dusunun.
    onun disinda denizse deniz, agacsa agac, hayvansa hayan, tarihse tarih, tapinaksa tapinak hepsine doyacaksiniz zaten.
    tatilini kendi planlayanlara onerim sri lanka tatilinizi en az 15 gun planlayin. daha azi donus yolunda kalp agrilarina yol acabiliyor.
    onun disinda anlatacak o kadar cok sey var ki. usenmesem sayfalar doldurabilirim suraya.
    ama en cok etkileyenini soyleyim. o yuzler. bakislar. inanilmaz renkler.
    bu saatten sonra oraya gidecekleri simdiden kiskaniyorum onu da soyleyim.
    ha bi de ay cok sivrisinek varmis, dikkatli olun'cular var ya. sivrisinekler soksun sizi.


    (mavigomlek - 8 Kasım 2012 21:55)

  • comment image

    bazırları sri lanka'yı "yeryüzündeki cennet "olarak adlandırsa da neredeyse 20 yıldır süren ve 60000 bin kişinin ölümüne neden olan olaylar sebebiyle "ölüm adası" olarak da bilinen ülke.terör olaylarının sona ermeye başlamasıyla beraber gelecekte önemli bir alternatif turizm merkezi olacak gibidir.hem coğrafi konumu hem de yıllardır yaşanan acılardan dolayı sri lanka'yı anlatan en güzel benzetme "hindistan'ın gözyaşı" dır.


    (sai baba - 10 Ekim 2004 00:10)

  • comment image

    gittim gezdim anlatayım;

    daha önce türkiye'de çalışmış bir tanıdığımız var. adam sri lankalı. uzun süre sri lanka'da çalışmış, sonra türkiye'de de 3 sene yaşadıktan sonra ülkesine geri dönmüş. bizi de çağırıyordu. katar havayollarında ucuz bilet bulunca da gidelim dedik.

    yaptığımız tek hazırlık sri lanka vizesi almak oldu. 40 dolar verip internetten alınabiliyor. oraya gittiğinizde pasaport vermeniz yeterli. ülkeye hızlıca giriş yapıyorsunuz. bizim tanıdığımız başkente 3 saat uzaklıkta bir köyde yaşıyordu. kolombo'yu hiç görmedim. tanıdığımız gerek görmedi gezdirmeye. ülke genel olarak 5'e bölünmüş. kuzey,güney, doğu,batı ve orta olarak. kolombo ülkenin batısında.

    ülkede trafik keşmekeş. araba kiralayayım, gezeyim demeyin, pişman olursunuz. trafik ingiliz sistemi. yollarda hız sınırı var. 60 km/sa olarak uyguluyorlar genelde ve sık sık polis kontrolü oluyor hız sınırı ile alakalı. zaten öyle basıp gidecek yolları yok. özellikle ülkenin orta kesminde yollar çok virajlı. ortalama hızınızı 30 km olarak hesaplayıp plan yapın. 200 km yol 6 saat falan sürüyor. hız sınırı aşarsanız mahkeme falan oluyor sanırım. rüşvet yaygın. 10 dolar verip kurtarıyorlar genelde.

    ben ülkenin orta kısmını ve doğusunda bi kesimi gördüm. ülkede budistler, hristiyanlar, hindular ve müslümanlar yaşıyor ve gördüğüm kadarıyla her din mensubu dinini radikal derecede yaşamaya çalışıyor. ülke insanı genel olarak mutlu. neden bilmiyorum. herkes gülüyor. turisti seviyorlar. hizmet etmeye, yardımcı olmaya çalışıyorlar. ülke insanı çok fakir. ev sahibimiz burada fakirin çok fakir, zenginin ise çok zengin olduğunu söyledi. her şeyi yerim diyorsanız sıkıntı çekmezseniz, ancak mideniz hassas ise yemekler konusunda sıkıntı olabilir. zira kullandıkları baharat baya ağır. balığa abanın. balık güzel.

    atıştırmalık olarak yiyebileceğiniz pirinç krakeri ve lemon puff dedikleri limonlu bisküvileri var. pişman etmez.

    otel fiyatlarını bilmiyorum ama yiyecek konusunda pahalı bi yer değil. ülkede gördüğüm tek pahalı şey sigara. paketi 7 dolar civarında.

    tropik meyveler çok. mango, papaya, ananas, rambutan, umbrella ve muz yedim. her yerde meyve satıyorlar zaten. bol bol yersiniz.

    batı yakasını bilmiyorum ama doğu yakasında varakai denen yerde denize girebilirsiniz. gayet hoş plaj ancak herhangi bir tesis yok. alabildiğine okyanus. o bölgede sahile yakın oteller de var ancak benim dediğim plaja kıyısı olan otel yok. özel olarak gitmeniz gerekiyor. tatlı sulara girmeyin. timsah oluyormuş.

    fil bölgesi ülkenin ortası, pumaların yaşadığı park ise ülkenin güneyinde. sirigiya kayasına tırmanabilirsiniz. fiyatı 20 dolarmış sanırım. orta kısımlarda ovanın ortasında büyük bir taş. eskiden bir kralın yaşadığı yermiş. ünü oradan geliyor. dambulla'da güzel bir budist tapınağı var.

    belirgin olmasa da bir kast sistemi mevcut. tabi bu özellikle evlilik durumlarında ortaya çıkıyor. herkes kendi çapında birileriyle evlenmek istiyor. hatta bu gibi durumlar için evlilik ilanları var gazetelerde. kızımız şöyle meşhur, kızımız şöyle başarılı tarzında. ingilizcem çok iyi değil ancak ev sahibinin anlattığını anladığım kadarıyla evlilikte her şeyi kızın ailesi yapıyor. o yüzden zengin kızlar da kendi malını hak edecek adam arıyorlar.

    gezdiğim yerlerde bir kaç yerde bol turistle karşılaştım. ülkenin ikinci büyük şehri kandy ve ülkenin çay başkenti nuwara eliya şehirlerinde turistler dolaşıyor. çay demişken ülke insanı o kadar da çay içme manyağı değil. sanırım daha çok zengin işi. çünkü hangi mekana gitsek porselen demliklerde çay geldi ancak çayları çok kaliteli. zaten kendileri de dünyanın en iyi çayı burada diye reklam yapıyorlar. ülkenin orta kısımlarında çay tarlaları yoğun. türkiye'nin aksine çayları elle topluyorlar. türkiye'de yılda 3 kere yapılan hasat orada 50 kere yapılıyor. yılın 12 ayında çay hasatı yapabiliyorlar.

    ülkenin tek uluslararası havalimanı bu sıralar bakımda. o yüzden her aşamada uzun sıralar oluşuyor. erken gitmekte fayda var.

    ülkede kadınlar sari adını verdikleri bir şey giyiyorlar. erkeklerde de ona benzer şeyler var.

    fotoğraf çektirirken hiçbir kutsal heykele sırtınızı dönmeyin. selfie çekmeyin. saygısızlık olarak görüyorlar.

    tuktuk çok meşhur. her yerde tuktuk var. pazarlık yapın. normal fiyatı 30 rupi/km. kazıklanmayın. 1 dolar, 150 rupi yapıyor. ona göre hesabınızı bilin. samsung marka telefonların ucuz olduğu söyleniyor. hediyelik eşya için odel markası altındaki mağazaları deneyebilirsiniz.

    özet geçersek; hint okyanusunda sevimli, temiz bir ada ülkesi. iyi zamana denk getirilirse uygun fiyata güzel bir deniz tatili yapılabilir.


    (chekirdek13 - 6 Şubat 2017 11:53)

  • comment image

    yakın zamanda gitmiş biri olarak yardımcı olacak şeyleri paylaşayım.
    emirates firmasının yaptığı yüzde 50 indirimden faydalandık. dönem dönem emirates kampanyalar yapıyor bu tür ülkelere. sık sık takip ve kontrol etmekte fayda var. şöyle ki iki kişi gidiş dönüş 3000 liraya aldık biletleri.
    havaalanı başkent olan colombo'da. ama biz colombo'da vakit geçirmedik ve ülkede kullanılan, dünyadaki übere benziyen pick me isimli uygulamayla, gitmeden önce internet üstünden fiyat aldık ve yaklaşık 4,5-5 saatlik bir araba yolculuğuyla nalathaniya isimli yere gittik. 7500 rupiye (180 küsür lira). nalathaniya önemli bir bölge. çünkü burada çok meşhur adam's peak var. sri lanka'ya gitmişken burayı görmeden dönmeyin denmişti bize. kahvaltı dahil iki kişi iki gece 40 dolara konakladık. adam's peak'e gündüz çıkıp akşam güneşin batışını izlemeyi planlıyorduk ama otel sahipleri de dahil olmak üzere herkes, gece çıkıp sabah güneşin doğuşunu izlememizin daha anlamlı olacağını söylediler. bilmeyenler için; adam's peak müslümanlarca hz. adem'in yeryüzünde ilk ayak bastığı yer olarak biliniyor ve yaklaşık 5000 basamak tırmanılarak ulaşılıyor. sri lankalılar için kutsal bir yer. gece 2'de çıkmaya başlıyorsunuz ve varışınız yaklaşık olarak 6'yı buluyor. merdivenler arasında birkaç dinlenme yeri var, soluklanmak ve birşeyler yiyip içmek için. zira bir seferde hepsini tırmanmanız imkansız. yolda çoğu kez "geri mi dönsem acaba" diyen iç sesinizle karşılaşacaksınız ama devam edin derim. çünkü yukarı çıktığınızda gördüğünüz manzara kelimelerle anlatılamayacak derecede muazzam. güneşin doğuşunu çeşitli müzikler, tamtamlar yani bir nevi ayinsel hareketlerle karşılıyorlar ve siz de bu lutfun farkına varabiliyorsunuz. çıktıktan ve güneşin doğuşunu izledikten sonra yapacak bir şey yok aslında. geri inmeniz gerek. o da yaklaşık olarak 2-2,5 saat sürüyor. dizlerinizde derman kaldıysa tabi. tüm bu mükemmelliklere rağmen kanaat getirdiğimiz şey; ömürde yalnızca bir kez yapılacak bir aktivite olduğu üzerine. çünkü yaklaşık 5 gün boyunca bacak ağrısı çektik. güzel yanlarından bir tanesi aşağı indiğinizde (çıkarken de göreceksiniz zaten) masaj yapılan yerler var. 10 lira gibi küçük bir rakama bacaklarınızı ve ayaklarınızı yalnızca sri lanka'nın o bölgesinde yetiştirilen çeşitli bitkilerin karışımıyla oluşturulmuş yağ ve kremlerle rahatlattırabiliyorsunuz. hatta ücretsiz masaj yapan bir yer dahi var. maksadı sonunda anlıyorsunuz ki size krem satmaya çalışıyorlar. istemezseniz almazsınız tabi ama onların fiyatı da uçuk değil. 10-20 lira civarında kremler. buraya giderseniz bu kremlerden alın derim, ilginizi çekiyorsa. çünkü ülkenin başka bir yerinde bir daha bulamıyorsunuz.

    adam's peak manzarası:
    http://i.hizliresim.com/dpz2bl.jpg

    nalathaniya'da ayrıca çok fazla çay tarlası var. bizim gibi zaman kısıtınız varsa nuwara eliya'ya uğramadan burada da yüzlerce kadını çay toplarken görebilir, onlarla sohbet edebilirsiniz. halk gerçekten çok cana yakın. bir yandan utanıyor, bir yandan çekiniyorlar ama turisti de çok merak ediyor ve ona saygı duyuyorlar gibi hissettim ben. soru sorduğunuz hiç kimse sizi cevapsız bırakmıyor. çekinerek de olsa konuşuyorlar. ingilizceleri çok iyi olmamasına rağmen, her yaş grubundan insanla sohbet etme fırsatı yakaladığımız için yine de bizim ülkeden iyi olduklarını düşünüyorum. bu bölgede ayrıca ismini unuttuğum harika bir göl var. çay tarlalarının içinden geçerek iniliyor. oraya da mutlaka ama mutlaka gidin. şelale değil göl bu arada. onu belirteyim çünkü genelde turistler şelaleye gidiyorlar. göl kenarında kriket oynayan çocuklar gördük. güzel bir manzaraydı gerçekten. bu arada halk olarak kriketle yakından ilgileniyorlar. öyle ki nestle tarafından üretilen milo isimli çikolatalı süt kutusunun üstünde kriketli birinin resmi var. spor içeceği olarak tükettiriliyor anladığım kadarıyla.

    göl manzarası ve çay toplayan kadınlar:
    http://www.imgim.com/img_1600.jpg

    daha sonra nalathaniya'dan kandy'ye geçtik. tuktuk denilen araçla. tuktukçularla sıkı pazarlık etmeniz gerekiyor. turistleri kazıklama yaygın bir davranış türü ne yazık ki. hızlı ve güvenilir şoförler oluyorlar genellikle. 3500 rupi verdik şoföre. yani 85 lira gibi bir şey. yaklaşık 3,5 saatlik bir tuktuk yolculuğunun ardından kandy'ye vardık. kandy, nalathaniya'dan sonra insana çok metropol geliyor. ama bir o kadar da güzel. gözünüzün baktığı hemen her yer zaten alabildiğine yeşil. burada da ilk günden bir tuktukçuyla anlaşıp bizi çeşitli yerlere götürmesi için konuştuk. ilk gün pinnawala'daki fil parkına gittik. burası bizim için buruk bir tecrübe oldu açıkçası. çünkü insanlar fillerin üstüne biniyorlar ve suda fille fotoğraf çektiriyorlar. filin sırtına binmek istemediğimizi söylediğimizde fiyat düştü. 2000 rupiyken 1000 rupi oldu. fille fotoğraf çektirdik ama filin uyuşturulmuş olduğu apaçık ortadaydı. burada ayrıca gönüllülerle tanıştık. dünyanın çeşitli yerlerinden gelen insanlar konaklama ve yemek karşılığı burada 4 saat çalışıyorlar. ortam güzel, hava güzel, hayat onlara güzel kısacası. dönüşte spice garden denilen bitki bahçelerinden birine uğradık. bunlardan o kadar çok var ki, hangisine gideceğiniz size kalmış. sri lanka topraklarının ne kadar verimli olduğunu gördüğünüzde inanılmaz şaşırıyorsunuz. adamlar ne ekseler tutmuş desem yeridir. kakaodan, vanilyaya, avokadoya, tarçına, aklınıza gelebilecek bir sürü meyve, sebze, bitki.. size gösteriyorlar bütün bitkileri, nasıl çıktığını vs. sonra size o bitkilerden elde edilmiş kremler, tonikler vs. ile bir güzel masaj yapıyorlar. sonrasında da tabi ki satış. alıp almamak size kalmış. ama insanlar o denli hizmet ediyorlar ki almak mecburiyetinde hissediyorsunuz. fiyatlar tuzlu. organik morganik ayağına 250-300 lira döktük biz. fazlasını da almak isterdim ama ne yazık ki mümkün olmadı.

    tuktuk ve şoförü :) :
    http://i.hizliresim.com/brm0av.jpg

    daha sonra yine yol üstünde çay fabrikasına uğradık. içeri girdiğinizde muhteşem bir çay kokusu karşılıyor sizi. çayları harikulade. çayın işlenme sürecini biri size anlatıyor ve ziyaretin sonunda bir fincan çay ikram ediyorlar. sonrasında yine satış. ve yine çok pahalı ne yazık ki. çayın bu kadar yoğun olduğu bir yerde bu denli pahalı olmasını pek anlayamadık doğrusu.

    bu arada kandy'de kaldığımız yer için de 2 kişi gece başı 20 küsür dolar bir şey ödedik (kahvaltı dahil). orman manzaralı, balkonlu. otel sahibi şirin mi şirin teyze bize balkon kapısını açık bırakmamızı söyledi. neden diye sorduğumuzda karşıdaki ormanın içinden maymunların gelip yemek ve eşya çaldıklarını söyledi :) öyle bir şey yaşamadık ama temkinli olduk diyebilirim.

    kandy'de bir sonraki gün sigiriya'ya gitmek üzere yola çıktık. ama girişin kişi başı 30 dolar gibi bir şey olduğunu öğrenince biraz soğuduk. onun yerine pidurangala denilen, girişi 1000 rupi olan ve sigiriya'yı da gören bir manzaraya sahip olan bir kayaya tırmandık. manzarayı sanırım yine kelimelerle ifade edemeyeceğim. öldük de cennette miyiz acaba hissiyatını sık sık yaşadığınız bir yer sri lanka.

    pidurangala'dan bir kare:
    http://i.hizliresim.com/4p2k0q.jpg

    sri lanka'da araç kiralamanın biraz problemli olduğunu okumuştuk tatile çıkmadan önce. zaten trafiğin soldan akması da gözümüzü korkutmuştu. bu iki yerde işlerimizi tuktukla hallettik. ama sonrasında güneye doğru inmek için tren kullandık. tren, sri lanka'daki en ucuz ulaşım araçlarından. kandy'den matara'ya her gün sabah 05.00'te hareket eden bir tren var. ona bindik. fiyatını şu an hatırlamıyorum ama çok cüzi bir rakam. 7,5 saat yolculuk yaparak gidiyorsunuz. ama hissiyatı mükemmel. bu trende 1st class yolculuk yapamıyorsunuz çünkü 1st class vagon yok. yalnızca 2nd ve 3rd class var. 2nd class genellikle turistler tarafından, 3rd de yerel halk tarafından tercih ediliyor. birkaç liralık fiyat farkından başka bir farkı yok. trenlere ilk duraklardan binmek her zaman için avantaj. zira ayakta kalma ihtimaliniz çok yüksek. ve ne yazık ki 2nd ve 3rd classta rezervasyon olayı yok. bilet almak için erkenden gidip sıraya girmeniz ve sonrasında koşarak trene gitmeniz lazım :) tren camları ve kapıları açık gidiyor ve gönlünüzce rüzgarı yüzünüzde hissedebiliyorsunuz. insanlar sizlere gülümsüyor ve el sallıyor.

    sahil kenti olan matara'ya vardık sonra. burda artık daha fazla tuktuk kiralamak istemedik ve motorsiklet kiraladık. günlüğü 25 lira gibi bir şey. depo da 15 liraya doluyor zaten. fazla fazla kullanabiliyorsunuz. bu arada ehliyetimiz olmamasına rağmen bu işe giriştik. çünkü öğrendik ki, polisler asla turistleri durdurmuyorlar ingilizce bilmedikleri için. motora atladığımız gibi bir sürü sahili ziyaret ettik. amacımız sopa üstünde balık avlayan fishermanleri görmekti. ama sezonu değilmiş. onun yerine bu balıkçılar gün batımında ya da gündüz sahile gelip bizim gibi kekolardan para tırtıklamak için balık tutuyor gibi yapıyorlarmış. ambalangoda beach de bu balıkçılardan biri bizi sopaya çıkardı, fotoğrafımızı çekti, biz de onu çektik ve 500 rupimizi aldı :d ama ortaya çıkan tablo için değerdi diyorum.

    işte o fotoğraf:
    http://i.hizliresim.com/697kbl.jpg

    sahil olarak sri lankanın en güzel yeri bizim için unawatuna beach oldu. tatilin devamında burada bir otelde kalmaya başladık. günlüğü 23 dolar kahvaltı dahil. banyosu, mutfağı içinde güzel bir kat verdiler bize. deniz turkuaz, sımsıcak, kum yumuşacık, şahane. nasıl anlatayım bilemiyorum. işin en güzel tarafı da insan olmakla birlikte, aşırı kalabalık bir yerin hiç olmaması. buralardaki mekanlarda fiyatlar ortalama. zaten sri lanka hiç ama hiç ucuz bir yer değil. sigara ve alkol ateş pahası, yanına bile yaklaşılmıyor. bir paket sigara yaklaşık 30 tl. bu arada sri lanka halkının yolda sigara içmesi yasak, ama turiste her şey ok. mekanlara dönecek olursam örneğin içtiğiniz bir fincan kahve 10 tl. türkiyede de aynı diyeceksiniz belki ama savaştan çıkalı 6 yıl olmuş ve halkının fakir olduğu gün gibi aşikar olan bir yerde bu fiyatlar niye böyle, bu insanlar nasıl geçiniyor biz hiç ama hiç anlamadık.

    yolculuğumuzu planlarken insanlara bazı şeyler götürmek gibi bir düşüncemiz de vardı. bir sayfada okuduğumuz çocukların kuru boya istedikleri yönündeki bir yazının üstüne farklı kişilerden yardımlar da alarak 1 çanta kırtasiye malzemesiyle düştük yollara. önümüze gelen bütün çocuklara, kadınlara, erkeklere bu malzemelerden dağıttık. ayrıca kadınlar için yanımıza ruj da almıştık. bu rujları da dağıttık. hiçbiri reddetmedi vermek istediğimizde. tabi ki de isterim diyenler oldu. bunun ayrıntılarına şurdan ulaşmak mümkün:

    https://onedio.com/…izi-isitacak-fotograflar-756362

    daha çok fazla şey oldu elbette. ama ilk etapta aklıma gelenler bunlar. oralara gitmeye niyetlenenler varsa, elimden geldiğince bilgi ve fikir vermeye çalışırım. aralık-nisan arası deniz tatili için iyi bir sezon olduğunu söylediler.


    (detail - 17 Şubat 2017 16:32)

Yorum Kaynak Link : sri lanka