• "ademin havvadan onceki karisi olduu soyleniyo. fakat erkegin(adem) yaninda ikinci planda kalmayi kabul etmedigi icin cennetten atilmis.ayni zamanda plaid in bjork vokalli bi sarkisi. mukemmel"
  • "ilk kez gılgamısh destanında rastlanır adınagecelere, yeraltı dünyasına egemen bir kötü dişi ruhtur"




Facebook Yorumları
  • comment image

    ademin havvadan onceki karisi olduu soyleniyo. fakat erkegin(adem) yaninda ikinci planda kalmayi kabul etmedigi icin cennetten atilmis.
    ayni zamanda plaid in bjork vokalli bi sarkisi. mukemmel


    (meowth - 16 Mart 2000 15:38)

  • comment image

    okuduğuma göre, ademle aynı şekilde yaratıldığı için eşit olduğunu düşünüyormuş fakat adem kendisine hizmet etmesini, cinsel ilişki sırasında altta kalmasını istemiş ondan ve o da dünyaya gitmiş. dünyada bir cinle karşılaşmış (ya da şeytanın ta kendisiymiş bu) onla birleşmiş ve günde 100 çocuk doğurmaya başlamış. adem yalnızlık çekiyormuş ve tanrı lilith'den geri dönmesini istemiş, o da dönmemiş haliyle. adını hatırlayamadığım üç melek bunu çocuklarını öldürmekle tehdit etmiş ve öldürmüşler de. bunun üzerine lilith her doğan insan çocuğunu öldürmeye yemin etmiş (erkekleri doğduktan 8 gün, kızları 20 gün içinde). tanrı lilith'i geri döndürmeyi başaramamış ve adem yalnızlık çekmesin diye adem'in kaburga kemiğinden havvayı yaratmış (erkeğin vücudundan yaratıldığı için ademe karşı çıkmayacağından dolayı) havva lilithe çok benziyormuş ve adem de lilithi akıllandı ve geri döndü sanmış, sonrasında da bilinen olaylar olmuş zaten.
    lilith ise her doğan bebeği ve lohusaları öldürmeye çalışırmış. hatta lohusalara ve yeni doğan bebeklere kırmızı kurdele / nazar boncuğu gibi şeylerin takılması aslında lilithden dolayı oluşan bir korkudanmış. bu lilith gece erkeklerin rüyasına girip erotik düşler gördürerek, onlardan aldığı dölle hamile kalıp cin çocuklar doğururmuş.
    (bir ayrıntı daha; lilithin bedeninin alt kısmı yılan veya keçi şeklindeymiş)


    (criminal - 21 Mayıs 2002 10:44)

  • comment image

    misyoner pozisyonunu ve ademe itaat eder vaziyette bir eş olmayı reddeden lilith, cennet bahçesinden kovulur, allah da ademe, itaatkar havvayı yaratır kaburga kemiinden, (bkz: ezik) adem ise sanki ilk eşi ve sevdiği lilith değilmiş gibi onu unutur havvasını hemen kabullenir (bkz: erkek milleti)
    lilith intikam almak için buna ezelden beri aşık olan şeytan ile anlaşma yapar şeytan ona kendi şeklini (bkz: the old serpent) ödünç verir. tanrının yasakladığı meyvayı (bkz: tree of knowledge)(bkz: yasak meyva) yemeleri için havvayı (bkz: aptal sarışın) kandırır ve cennetten kovulup ölümlü olmalarına neden olur. kendisi ise o meyvadan yemediği için ölümsüz olur. daha sonra dünyaya inip erkeklerden ve adem ile havvanın çocuklarından intikam almak için uğraşmaya başlar, geceleri erkeklerin rüyalarında onlara erotik rüyalar gösterirken onları uykularında öldürür (bkz: freddy krueger) kanlarını içer, yeni doğmuş çocuklara ve hamile, lohusa kadınlara saldırır.
    adem ile havvanın ilk oğlu olan ve lilith gibi cennetten kovulan caine'e de hocalık yapar ve ona kanın gücünü öğretir (bkz: for the blood is the life)


    (wrathful lilith - 30 Temmuz 2002 14:14)

  • comment image

    onunla ilk kez kalın kaplı eski bir tarih kitabında karşılaşmıştım. sanki heybetli tarihi olayların arasına saklanmış gibi soluktu rengi. iddiasız bir anekdot gibi üstün körü geçilmişti üzerinden:

    "lilith: adem’in havva'dan önceki karısı"

    havva'yı adem'in ilk eşi olarak bilen bendeniz, merakla bu gizemli kadının peşinden gitmeye başladım .
    cennetten kovulmadan evvel, adem’in havva’dan önce bir eşi olan lilith adındaki bu kadın, tıpkı adem gibi, topraktan yaratılmıştı. eşit yaratılmanın bilincinde olan bu kadın, adem’e cennetin en güzel bahçelerinde cehennem azabı yaşatıyordu. çünkü lilith, erkeğinin her konuda söz sahibi ve öncelikli olma arzusuna şiddetle karşı çıkıyordu.

    çetin geçen bu iktidar mücadelesi, sadece normal günlük yaşantıda değil, sevişme sırasında bile devam ediyordu. sevişirken kimin üstte olacağı, bu tarihin ilk çiftinin cinsel yaşamını çekilmez hale getirmişti. lilith üstte olmayı en az adem kadar çok istiyordu.

    nitekim insanlığın kayıtlara girmiş ilk boşanması da böyle bir kavgadan sonra oldu. sevişirken üstte olma isteğini kabul ettiremeyen lilith, pılını pırtısını toplayarak cennetin kapısında tanrı’nın ismini zikrederek dünyaya doğru seyre koyuldu.

    beş milyar insanın yaşadığı günümüzde , bir tek kişi tarafından arkaya bakılmadan terk edildiğimiz zaman bile içimizde oluşan yıkımın büyüklüğünü düşünürsek, bu ayrılışın alternatifi olmayan bir ilişkiyi yaşayan adem için oldukça zor olduğu muhakkaktır.fakat çok geçmeden insanlık tarihinin ilk terk edilmiş erkeği olarak gururu kırılan ve yalnız kalan adem’e avunması için tam istediği gibi bir kadın bağış edildi. çocuklarına iyi bir anne, kendisine iyi bir eş olabilecek, itaatkar havva, -belki de lilith gibi sütü bozuk çıkmaması garanti olsun diye- adem’in kaburga kemiklerinden bir parça ile yaratıldı. tarih lilith’in aksine havva’yı hep saygı ile andı, şeytan tarafından kandırılıp, adem’in başına en büyük belayı açıp, bir tanecik elma ile cennetten kovulmasına sebep olmasına rağmen.

    ama gururuyla cenneti terk eden lilith hakkında, onun varlığını iddia eden bazı yahudi kaynakları ve eski babil ve sümer yazıtları, hiç de hoş şeyler yazmadı. sanki -gururu kırılmış bir erkeğin ağzından konuşurmuş gibi- onun dünyaya döndükten sonra şeytanla birlikte olduğunu, bir vampire (filmlerde karşımıza çıkan kan emici vampirlerin ucu lilith’e dayanır) dönüştüğünü, doğan her bebeğin ölümünden sorumlu olduğunu hatta erkeklerin geceleri rüyalarına girip onları baştan çıkartıp menilerini çaldığından bahsetmişlerdir. kim bilir belki de terk edildikten sonra kaç gece adem’in rüyasına girmiştir, acaba adem’i baştan çıkartıp, menisini çalma teşebbüsünde bulunmuş mudur?

    yine de belki de böyle bir kadın hiç var olmadı. ama böyle bir kadına karşı duyulan korku, insanlık tarihi boyunca erkeklerin yüreklerinde hep yer edinmiştir.bu yüzden böyle davranan kadınlar hakkında hoş şeyler söylenmez. boyun eğmez inatçılığı ve gözü karalığı, kendi yolunda ilerleyip ayakta kalma güdüsü ile bir erkeğe ihtiyaç duymadan yaşayabilme gücüne sahip olan kadın erkeklerin hem rüyalarına girip onları tahrik eder, hem de olanca şiddetinde onları korkutur. kendisini tıpkı kendi yaptığı gibi beceren bir kadın, tıpkı onun gibi karşısındaki istedi diye değil kendi istedi diye sevişen bir kadın, elbette ki bir erkek tarafından ancak fahişelik sıfatıyla adlandırılarak sindirilebilir. çünkü kadın dediğin havva gibi olmalıdır, bunun böyle olması gerektiğini en başta erkeklerin “havvasal” olan anneleri ister, “bebek katili” lilith’in aksine.

    ilginç bir ironidir ki, masum adem ile havva’nın cennetten dünyaya gönderilişi bir ceza iken, bu ikamet değişimi lilith’in kendi seçimi idi. günümüzde en yüksek eğitimleri alan bazı kadınların bile cesaret edemediği şekilde tek başına ayakta kalmaya çalışarak yalnızlığı seçmişti.

    bu gün hangi çalışan kadının yarın terfi aldığında iş arkadaşı olan erkeklerin ardından “patronuyla yattı da benim yerime onu terfi ettiler” diye konuşmayacağını iddia edebiliriz ki? ya da kaç tane kadın, artık katlanamadığı kocasını yalnız yaşayamayacağını düşündüğü için bırakıp, kendi yolunu çizemiyor?

    yine de günümüzde, iyi eğitim alarak ekonomik yönden başarılı olmaya başlayan kadınlar gittikçe havva kimliklerini terk etmeye başladılar. yaklaşık 15 yıl evvel tek başına ayakta kalabilmek, kendi idealleri ve görüş ayrılığı yüzünden erkeğini veya diğer sahip olduklarını terk edebilen güçlü ve iradeli kadın sayısı oldukça az olmasına rağmen, şu an kadın daha çok hayatın içinde, daha geç evleniyor, daha geç çocuk sahibi olup erkeklerle aynı yerden geldiklerini ve eşit olduklarını iddia ediyorlar.bu tip kadınlar, “yanlış elmayı seçebilir” diye yönlendirilmeye ihtiyaç duymayıp, üstte olmayı talep ediyorlar, hem önlerine gelen işleri beceriyorlar, hem de erkeklerini.yani unutulmaya sindirilmeye çalışılan lilith, şimdi bu kadınların bedenlerinde vücut buluyor.

    edit: yukarıdan bir melek tarafından uyarı üzerine imla.

    edit 2: bu enrtrymi de zamanızın ötesine gönderdiniz ya.insanın şu siteden istifa edesi geliyor.


    (kambysesii - 4 Ocak 2010 10:55)

  • comment image

    lilith, eski ahitte varolan, adi gecen bir karakter degildir. sozkonusu isaya 34:14'de adi gecen demon, herhangi (muhtemelen o donemin inanisina gore lokal) bir demondur. lilith'in yaratilan ilk kadin olduguna ve cennetten kovulduguna ya da tanri tarafindan olduruldugune dair efsanelere, eski ahit disi kaynaklarda rastlanir.

    buna gore lilith, adem gibi topraktan yapilmis, onunla ayni anda can almistir. itaatsizligi sonucu kimi inanislara gore derhal yokedilir ve tanri, daha itaatkar olmasi icin bu kez ademin kaburga kemigiyle ona kendisinden bir parca olan bir kadin yapar. ve havva da itaatsizlik edip, ustelik ademi de sucuna ortak edince, her ikisi de cennetten kovulurlar

    bir diger inanis ise lilith'in cennetten kacisi, ya da kovulusuyla ilgilidir.

    genesis 1:27 de gecen, "ve onlari disi ve erkek olarak yaratti" tabiri her ne kadar bazi kimselerin bunu farkli yorumlamalarina yol aciyorsa da, devamen 2.bab'in ilk paragrafi sonrasi, 4. ayetle birlikte, oyku yaradilisi detayli anlatmaya baslar. yani bir tur flashback yapar. burada insanin yaradilisi da adem, kaburga kemigi ve havva uclemesiyle aktarilir.

    lilith'in eski ahitte gecmesi, kitabin tum dramaturjisini allak bullak edecektir. bu da kitabin yuzyillardir bestseller olusuyla bagdasmaz.

    eski ahitin demonlari, lilith efsanesinde anlatildigi gibi lilith in seytandan cocuk yapmasiyla degil, o sirada beden alarak yeryuzune inme yasagi olmayan meleklerin, bedensel zevkleri merak ederek erkek bedeni alip, insan kadinlariyla ciftlesmeleri sonucu ortaya cikar. bu yeni olusan mutant varliklara nefilim adi verilir.
    (bkz: nefilim)

    nuh tufani bu yarim akilli, iri ve zorba nefilim irkini yok etmek icin yapilmistir. tufandan sonra yokolan nefilimler, ruhani boyutta tekrar can bulamasalar da, insan kadinlariyla yasayan melekler, tekrar ruhani bedenleri doner ve tanrinin yanina yanasamadiklarindan seytanin ordusuna katilirlar. bunlara "cinler" de denir ve bazilari ozel isimleriyle de anilirlar.

    ayrica ne eski ne de yeni ahitte, disi demon yoktur.


    (benedicta - 19 Mayıs 2003 08:08)

  • comment image

    derler ki tanrı; lilith'i ve adem'i aynı zamanda, aynı anda, eşit yarattı; fakat adem bu eşitliği hiçbir zaman kabul etmedi. her şeyde lilith'ten daha üstün olduğunu savundu. cinsel ilişkide dahi bu üstünlüğünü korumak istedi ve ilişki sırasında hep üstte olmak için diretti. ama lilith, adem'le eşit olduğunu bağıra bağıra ona bildirdi.
    burdan gelir lilith'in feministliği.
    adem soluğu tanrı'nın yanında aldı, lilith'ten ayrılmak istediğini söyledi. tanrı lilith'i huzuruna çağırdı. lilith tüm ihtişamıyla tanrı'nın huzuruna vardı. tanrı lilith'e, yarattığı canlıya hayran kaldı ve ona; kimsenin bilmediği yüzüncü ismini bahşetti. dedi ki: adem sana zarar vermeye kalkarsa ismimi söyle, ismimi söylediğin vakit başka diyarlara gideceksin, kimse sana zarar veremeyecek.
    lilith ve adem yine kavgaya tutuştu, adem erki kendi elinde tutmak istedi. lilith adem'e daha fazla katlanamayacağını anladı ve usulca tanrının ismini fısıldadı.
    adem bir başına kaldı.bu birbaşınalığa alışamadı. tanrı'dan yeni bir eş istedi. fakat şartı vardı. yeni eşi
    lilith gibi dik başlı olmayacaktı, lilith gibi her söylediği şeye karşı
    çıkmayacaktı, lilith gibi eşitiz diye tutturmayacaktı.
    tanrı adem'in istediği eşi yarattı, ona havva'yı verdi.
    her şey adem’in istediği gibi oluyordu, tek bir sorunları vardı. havva’nın doğurduğu çocuklar yaşamıyordu.
    unuttuğu bir şey vardı adem’in, lilith gitmeden önce bir ah etmişti:
    olmasındı adem’in çocuğu, çoğalmasındı insan soyu. burdan gelir lilith’in şeytanlığı.

    tanrı’ya danıştı adem, bir hal çaresi dilendi. tanrı meleklerine emir verdi, lilith’i bulup ahını geri almasını söylemelerini istedi.
    buldular lilith’i, adem’in çocuğu olmalı ki insan nesli çoğalmalı çek kara bedduanı onların üzerinden dediler.
    lilith kabul etmedi önce, adem’in yaptıklarının bir cezası olmalı dedi onlara. melekler yalvar yakar ikna ettiler lilith’i.
    gözünden bir parça çıkarıp verdi meleklere o vakit lilith. alın dedi, havvanın doğan bebeğinin yanında dursun çatlayana kadar, ahım taşı kırar bebek yaşar.

    o parça nazar boncuğudur.
    mor kadın lilith ilk feministtir. feministelerin rengi bu nedenle mordur. adem’in yersiz erk merakına boyun eğmediği için fesat, şeytan… denmiştir ona
    şimdi söyleyin ahali lilith şuçlu mudur?


    (gelisine vole - 9 Şubat 2013 16:15)

  • comment image

    ülkemizde çok tanınmayan lilith, batı'da fırtınalar koparacak kadar popüler. kimliği ve ''ne''liği hakkında net bir karara kimse varamasa da, çoğunluk onu yahudi mit'inden tanıyor. ve tanrı'ya başkaldırmış ilk dişi olduğu konusunda herkes hemfikir. yine de onun hakkında yazılmış yüzlerce kitabın çoğu şöyle başlıyor; ''lilith, kaynağı çok karışık ve çok eskilere giden; içinden çıkılması güç bir konudur.''... doğrusu ben de üç yıldır işin içinden tam çıkamadım ve aynı fikirdeyim. bu nedenle baştan uyarayım: konu karışık ve lilith'den kısaca bahsetmek hiç mümkün olamamıştır!

    bilinen en eski lilith efsanesi ben sira alfabesi'yle yazılmıştır ve adem'in ilk eşinin hikayesine ben burada rastladım. bu el yazması metnin ana kahramanı ben sira ama yazarının kim olduğu bilinmiyor. metinden ilgili bölüm: tanrı topraktan adem ve lilith'i yaratır. ve fakat kısa bir süre sonra tartışmalar başlar. lilith bir gece adem'e şöyle der: ''ben altta yatmak istemiyorum!'' ama adem: ''ben altta değil, üstte yatmak istiyorum, çünkü sen altta yatacak kişi olarak belirlendin.''... lilith bunu çok aşağılayıcı bulur ve ona: ''ikimiz de aynı haklara sahibiz, çünkü ikimizde topraktan yaratıldık.'' der. ve her ikisi de artık birbirlerini anlamayı reddeder... lilith bunu anladığında tanrı'nın o özel ismini telaffuz eder ve göğe yükselir... adem tanrı'ya seslenerek; ''dünya'nın tanrısı, bana verdiğin kadın beni terk etti.'' der. bunun üzerine herşeye kadir olan tanrı, lilith'in peşinden üç melek gönderir ve geri gelmesini buyurur. ve adem'e; ''geri dönmek istediği taktirde tamam; ama şayet istemezse, her gün yüz oğlunun ölümüne şahit olacak.'' - burada tanrı'nın adem'i desteklediğini anlıyoruz - melekler lilith'i takip eder ve kızıldeniz'de onu yakalarlar. ve tanrı'nın sözlerini iletirler. ama o tüm tehditlere rağmen adem'e geri dönmek istemez...

    kaynaklara bakıldığında 8./10. yy arasında lilith ile ilgili bir çok esere rastalansa da, asıl hikayenin ne zamandan beri anlatıla geldiğini anlamak mümkün olamıyor. fakat bu efsaneyle ilgili yeterince araştırma yapılmadığıda çok açık. ve hatta kasten yapılmadığı aşikar. peki neden dersiniz? kadının yaratılışı ile ilgili mit'lerde, havva'nın ilk kadın olarak kabul edilmesi, acaba doğurganlığı olmayan erkeğin, kendisine tanrısal bir güç edinme arzusundan mı kaynaklanıyor? yüzlerce yıldır bilinen mit'lere karşı, lilith neden araştırılmıyor?

    ilk kadın lilith'i; ataerkil olan ve kollektif alt şuurlarında saklayan topluma tanıtmak isterim: lilith; hakkını aramak, isyan edebilmek, gerektiğinde terk etmek, kendin ezdirmemek demektir. artık insanlığın öyküsü adem ile havva'dan başlamıyor; adem ile lilith'den başlıyor. aslına bakılırsa bu efsane anaerlik dönem ile ataerkil dönem arasındaki geçişi de bir bakıma anlamamızı sağlayabilir. genel görünüş, kadın toplumdaki etkisini kaybettikçe ve kötülendikçe, daha bir alt varlık olarak görülüyor - ki burada da efsaneye havva'nın adem'in kaburgasından yaratılması olarak geçiyor- ve bu tartışmanın efsaneye yansımasıdır. islamiyet'te ve diğer tektanrılı dinlerde ilk kadının adem'in kaburgasından yaratılan havva olduğuna çoğunluk inanıyor. batı uygarlığının en temel efsanelerinden biri olan adem ile havva'yı herkes biliyor. çağlar boyu batı ve yakındoğu kültürlerindeki kadın erkek rollerinin belirlenmesinde bu kadar etkili başka bir efsane daha yoktur.

    hepimizin tek tanrılı dinlere uyarlanmış biçimiyle bildiği bu hikaye, aslında çok daha eski zamanlara dayanır ve daha da öncesi vardır. tarihle mitolojinin karıştığı çağlara dayanan bütün öyküler gibi, bununda birçok değişik ve sayısız yorumu anlatılagelmiş. tarih araştırmacılarının arkeolojik bulgular ışığında mutabık kaldığı en eski sürümlerinde, olaylar hepimizin bildiği şekliyle gerçekleşmiyor oysa...

    bazı hristiyanlık ve musevilik inanışlarında bu böyle değildir mesela. tevrat'ın ilk bölümü olan yaradılış bölümünün birinci bab'ında, adem ile beraber bir dişi yaratıldığı; ikinci bab'da ise, adem'in kaburga kemiğinden bir dişi yaratıldığı yazılıdır. ancak burada bir tutarsızlık göze çarpıyor.

    kutsal kitabın birinci bab'ında ''ve tanrı insanı kendi suretinde yarattı ve onları erkek ve dişi olarak yarattı.'' deniyor. ancak ikinci bab'da yaratma daha farklı anlatılıyor: tanrı doğuda bir bahçe yapıyor ve adem'i bu bahçeye koyuyor. orada yalnız kalmasın diye de kaburgasından kadını yaratıyor. talmud'a göre adem ile aynı anda yaratılan ilk kadın lilith, ikinci kadın havva'dır. çünkü başka türlü kutsal kitaptaki bu tutarsızlığı açıklamak mümkün değildir.

    kısaca, birçok musevi dini kaynağı; ikinci bölümde sözü geçen dişinin adem'in ikinci eşi olduğu, birinci bölümdekinin ise ilk eşi olan lilith olduğuna inanırlar.

    bu inanışa göre adem ve lilith aynı zamanda ve eşit şartlarda yaratılmışlardır.- hikayeye dönecek olursak- ancak adem’in bunun böyle olmadığını, kendisinin erkek olarak üstün olduğunu; lilith’e sürekli olarak hissettirmesi üzerine, lilith isyan ediyor. kimi inanışlara göre lilith’in cennetten kaçtığı, kimilerine göre de cennetten kovulduğu rivayet edilir. yine kimi inanışlara göre adem’in yalnızlık acısı çekmesi ve tanrı’ya yalvarması sonucu, tanrı eşit şartları gözetmeksizin adem’in kaburga kemiğinden havva’yı yaratır. böylece adem’in bir erkek olarak üstünlüğü sağlanır. bu yeni kadın adem'den bir parça olduğu için ona karşı çıkamayacaktır ve bu durumdan dolayı erkeğe boyun eğmek durumundadır.

    lilith yasak meyveyi yiyen adem ve havva’nın dünyaya bir çocuk getirmeleri üzerine, bundan sonra doğacak her çocuğu öldürmeye yemin eder. lilith, böylece muazzam bir ifrite dönüşür. kadının şeytan olduğuna dair ilk fikirler lilith’le tohumlanır. birçok sanat eserinde ve dini kitapta kızıl saçlı ve harikulade bir güzellikte olduğu tasvir edilen lilith, orta çağda kızıl saçlı kadınların yakılmasına sebep olacak hikayenin de başkahramanıdır. ünlü fransız sembolist şair charles baudelarie’in de şeytan kadın tasvirlerinin sebebinin, yine lilith efsanesi olduğu iddia edilebilir.

    lilith bundan sonra, hatta günümüze kadar çocuk ölümleri ve loğusa hastalıklarına sebep olmasıyla ün salar. günümüzde, biz de dahil olmak üzere bir çok toplumda halk arasında batıl bir inanç olarak, lohusa kadın evde yalnız bırakılmaz, çocuk bezi akşamları evin dışına atılamaz ve akşamları çamaşır ipinde çocuk bezi bırakılmaz, çünkü bunları gören lilith'in o evde çocuk olduğunu anlamasından endişe edilir.varsayımlar ilginç! lilith'in ilk kadın olduğu, eşitlik istediği ama özellikle çocuk öldürdüğü inancı hakim. kesin olan tek şey, hem batı'da hem doğu kültüründeki -batıl inançlar-sağlıklı bebeklerin, - tıbben açıklanamayan ve halk arasında ''beşik ölümü'' denen - ortada hiç bir neden yokken ve özellikle geceleri ölmeleri. suçlu bulunamıyor, batı ve doğu toplumu suçlunun lilith olduğuna inanıyor.

    yahudi mistisizmine dönecek olursak, talmud'da lilith'in ''baştançıkarıcı'' olduğu açıkca belirtilmiştir. hatta gece yalnız yatan erkekleri baştan çıkarır ve spermlerini çalar. geceleri boşalma da lilith'e bağlanıyor kısaca. zohar'da da lilith'in erkekleri baştan çıkardığı vurgulanıyor. erkekleri baştan çıkaran kadınların içlerinde de lilith’in ruhunu taşıdıklarına inanılıyor. lilith geceleri erkeklerin rüyalarına girer, erkek düşmanı kadınların akıllarını çeler...

    bunlar lilith hakkında bildiğim genel rivayetler.

    buraya kadar anlatılanlar hikayenin gılgamış destanı, kabala, talmud, ölü deniz tomarları, tevrat gibi mitolojik ve dini metinlerde üç aşağı beş yukarı aynı şekilde yer alan halidir. lilith, özellikle musevilik öncesi ve sonrası yahudi mitolojisinde önemli bir yer tutar. bu inanışın etkileri hıristiyanlıkta ve çok az da olsa ilkçağ mit'lerinde, en arınmış din olan islamiyet’te de sürmektedir. buradan sonra anlatılanlar çoğu insan tarafından tepkiyle, önyargıyla karşılanacak ama eğer klişelere takılmaz olaylar üzerinden gidersek, neredeyse aynı mantıkta benzer bir hikaye kuran-ı kerim’de de karşımıza çıkmakta...

    araf, bakara, ta-ha surelerinde birçok ayette anlatıldığı gibi; allah, adem ve eşine cennet bahçelerinin tüm nimetlerini bahşetmiş ancak bir tek ağaca yaklaşmalarını yasaklamıştır. burada dikkat edilmesi gereken şudur: ''adem'in eşi!'' ve ''meyve ağacı''... adem’den tüm ayetlerde adıyla bahsediliyor, ancak sıra havva’ya geldiğinde hep eşi olarak nitelendiriliyor. yani bu eşin lilith olmadığı kuran’da yazmıyor. diğer taraftan bu güne kadar, biz hep yasak ağacı ağaç, meyveyi de meyve olarak düşündük. hatta birçok tasvirde o meyve elma olarak geçer. oysa onlar belki de sadece birer simge... satır aralarını dikkatli okumak gerekiyor. belki tadına bakılan, meyve değil cinselliktir. ve belki buradaki ''eş''de cinsellik nedeniyle adem'le tartışan lilith'dir... aslında yasak meyveyi her ikisinin de yemesine rağmen, işlenen günahtaki suçluluk payı eşit değil. kandırılan adem ve sözkonusu günah konusu bir olsa da, günahkar ve suçlu olan kadın... dört büyük dinde de kadın ''günah kazanı'' olarak görülüyor. neyse lilith'e geri dönelim...

    ve tektanrılı dinler dışına çıktığımda görüyorum ki lilith'in geçmişi, tektanrılı dinlerden çok daha önceye, eski mezopotamya uygarlıklarına kadar uzanıyor. genellikle sümer ve babil mit'lerindeki rüzgar tanrıçası lilitıu ile ilişkilendiriliyor. bir babil metninde ise, büyük tanrıça iştar'ın tapınak fahişesidir. iştar eski doğu dinlerinde; şehvetin, aşkın, tutkunun ve baştan çıkarıcılığın tanrıçası olarak kabul ediliyordu. bu özellikleri nedeniyle fahişelerin ve o dönem kült olan tapınak fahişelerinin koruyucu tanrıçasıydı. eski babil’de tapınak fahişeliği meşru bir işti ve kutsal sayılırdı. yani günümüzde algılandığı şekliyle aşağılayıcı bir durum değildi; aksine ülkede yaşayan her kadının bir kez yapmak zorunda olduğu, simgesel olarak tanrının eşi haline gelinen ve kadını yücelten bir ibadetti. lilith de bu tapınağın en önemli ismiydi. ama daha önce ''lillake'' ismiyle m.ö. 2000'de ''gılgamesh ve söğüt ağacı'' hikayesinin üzerinde yazılı olduğu bir sümer tabletinde görülür...

    saf, edilgen, cinselliği ancak yasak meyveyi tadınca öğrenen havva’nın tersine lilith, başından beri gücünün ve cinselliğinin bilincindedir. yeri geldiğinde de kullanmaktan çekinmez. birçok kaynakta baştan çıkarıcı, cadı, vampir, cinlerin başı, dişi şeytan gibi ünvanlarla nitelenen lilith; eski mısır metinlerinde ise, bir tanrıça ve eşi olmayan bir güzellik olarak tarif edilir. öyle ki, bir kamış kadar ince olan tanrıçanın vücut hatları mükemmel, göğüsleri fildişinden bir çift meyve gibi diri, elleri ve ayakları küçücüktür. saçları kızıl ve yedi lüle halinde belinden aşağıya sarkar. yanakları gül pembesi, dudakları parlak pembe ve dişleri parıldayan bir dizi inci gibidir. uzun, ipek gibi kirpiklerinin altında siyah, badem gibi gözler ışıl ışıldır. o denli güzeldir ki bakanın aklını başından alır.

    din ve ahlak kurallarını yaratanlarca oluşturulmaya çalışan uysal, söz dinleyen, erkeğe bağımlı, çilekeş, kanaatkar ''iyi'' kadının tam tersidir. lilith, erkek egemenliğini reddedip eşitlik mücadelesi veren bir kadın. kendi başına buyruk, denetlenemez ve zapt edilemez olduğundan özellikle tek tanrılı din bilgelerinin sürekli baskı altına almaya çalıştığı kötülük kaynağı kadının bir örneği, erkeğin kadına ve cinselliğe duyduğu korkunun bir simgesidir aslında.

    şimdiye kadar erkekler tarafından yazılmış tarihte, olumlu kadın figürlerinin olumsuzlara oranla ne kadar az olduğunu ve olumlu model olarak sunulanlarında günümüz kadınına ne kadar hitap ettiğini düşününce, bu pek de tuhaf karşılanmaması gereken bir durum. artık kadınların tarihi de yeniden gözden geçirilip, farklı bir gözle değerlendiriliyor. eski dinleri ve efsaneleri yeniden yorumlamak da günümüzün post modern akımlarının bir parçası...

    bugün lilith hikayesi dini kesimler tarafından göz ardı edilmeye devam etse de, bazı kesimler tarafından kadın hareketinin en önemli simgesidir. yaşamı, dünyayı sorgulayan çağdaş kadın için, kendisine binlerce yıldan beri dayatılan havva rolünün geçerliliği artık kalmamıştır. artık bu efsaneye odaklanmak gerekir. çünkü bu efsane, insanlık tarihinin başlangıcından bugüne uzanan bir tartışmayı başlatmıştı. özellikle günümüzde iyiden iyiye kesinleşen bir tartışma bu; eşitlik, daha doğrusu kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik sorunu. ben adem ile lilith arasındaki güç savaşını; asırlarca süren ve ataerkil sistemdeki erkeğin konumu ile, kadınların eşit haklara sahip olma talebini temel alan; cinsiyetlerarası savaşın aynadaki görüntüsü olarak kabul ediyorum! ve öyle ya da böyle, efsanelerde dahi kadın ve erkek arasında yaratılıştan beri süregelen bir çatışmanın varlığını yadsıyamıyorum. belli ki itaatkar ve uyumlu eş havva yaratılınca, asi ve cesur lilith'i unutturmanın faydası farkedilmiş, zaman içinde de efsaneler buna göre düzenlenmiş(!)

    ve tanrı!... altıncı gün kadını ve erkeği kendisinin bir benzeri ve tamamlayıcısı olarak yarattı. ama henüz havva ortada yoktu! lilith; dişil cinsel dürtüleriyle, özgürleşen kadının simgesi... topraktan yaratılmış ve toprak ana ile özdeşleşen kızıl kadın... gül kızılı uzun saçlı bir kadın düşünün... beyaz tenli, pembe dudaklı... ve de ''meşum'' ifadeli. karşısındaki erkeğin ''seks'' için o an dediğini yapmaya da hazır. sınırsızca, dolu dolu, istekle... erkeğinin şuur altında gizli, yasak arzularını tek tek bulup çıkarmakta gecenin ortasına. böylece de deli etmekte, köle etmekte seviştiği erkekleri... hem de ta ki öldürene dek!

    lilith işte böyle bir tanrıça...

    ya da öyle sanılmakta!

    ayşen vural


    (dunyanin butun sabahlari - 17 Ekim 2013 23:19)

  • comment image

    insanlık tarihi âdem ve esi havva ile başladığı sanılır. oysa bir yahudi efsanesine göre ise; tanrı havva’dan önce lilith'i yarattı. ancak lilith âdem’e itaat etmediği ve onu terk ettiği için lanetlenmiş ve bir şeytana dönüşmüştü.
    efsaneye göre: tanrı topraktan âdem ile lilith'i yaratır. mutlu mesut yaşasınlar diye onları cennetine yerleştirir. ama her çift gibi huzuru bulamazlar. âdem ilişkide söz sahibi yani tam hakimiyet ister. ancak lilith buna karşı çıkar.

    cinsel ilişki sırasında lilith, âdem’in hep üstte yer almasını aşağılayıcı bulur ve itiraz eder. kendisinin de âdem gibi topraktan yaratıldığını, eşit olduklarını savunur. âdem tavrında ısrar edince, lilith birlikte yaşamalarının zor olacağına karar verip, tanrı’nın söylenmesi yasak olan adini anarak göğe yükselir. cenneti terk eden lilith'in yeri artik dışlanmışların arasındadır. çevresindeki cinler ve cinlerin kralı samael yani şeytan ile ilişkiye girer ve onlardan çocuklar doğurur.

    cennette yalnız kalan âdem, tanrı’ya dua eder ve lilith'i geri ister. tanrı, sanvai , sansanvai ve semangelof isimli üç meleği geri çağırması için lilith'e gönderir. meleklere, dönmediği takdirde her gün 100 (yüz) çocuğunun öldürüleceğini söylemelerini emreder. ama o kesinle dönmeyeceğini bildirir ve tanrı buyruğunu yerine getirir.

    lilith, duyduğu acıyla bundan sonra bütün hamile, lohusa kadınların, bebeklerin baş düşmanı olmaya yemin eder. erkek çocukların doğduktan sonra ilk sekiz gün, kiz çocukların ise ilk yirmi gün içerisinde canını alacaktır. sadece yakınında bu üç meleğin ismi ya da sekli bulunanlara dokunmayacaktır.

    yenilgiye uğramış olan âdem’e tanrı başka bir hediye verir ve kaburga kemiğinden havva’yı yaratır. bu yeni kadın adem'den bir parça olduğu için, ona karşı çıkmayacaktır. ta ki malum elma hadisesine kadar! kabalah’cılar için lilith temiz olmayan, fahişe bir kadını simgeler. kabalah'daki bir paragrafta, ayrıldıktan sonra âdem’i yeniden baştan çıkardığı şu şekilde yer almaktadır.

    işlediği günahtan dolayı âdem, 130 yıl cinsel perhizle yasar. âdem, bir daha bu olayı yasamamak için dikenlerle sarılı bir şekilde uyur. lilith, âdem’in üstüne çıkarak, onu uyarır ve boşalmasını sağlar. lilith, bundan sonra "insanlığa ceza" olarak adlandırılan yaratıkları dünyaya getirir. kabalah'in başka bir yerinde ise, lilith en sonunda orada burada dolaşarak insanlara sarkıntılık eder ve kendi kendilerini kirletmelerini sağlar ve ismi "tohum hırsızına" çıkar.

    lilith adı, ilk iki semâvi din ve ortadoğu coğrafyasındaki bütün kavimlerde sekli şemalı ya da hikâyesi farklı da olsa geçmektedir. özellikle, yahudilik öncesi ve sonrası yahudi mitolojisinde de lilith'in önemli bir yeri vardır. bir tek islam kaynaklarında kendisine rastlanmamıştır aramaya üşenmedim mamafih bulamadım


    (cohiba - 10 Ocak 2005 00:45)

  • comment image

    mitolojilerde geçen klasik dişi şeytan. (bkz: succubus)

    yıllar sonra gelen edit: efendim succubus bu dişi şeytanların genel ismiymiş. lilith ise bütün bu diğer succubi'nin anası ve özel ismiymiş.
    lilith ademin altına yatmak istemediği için cennetten kovulunca bir succubus'a dönüşmüş. kendisi bazen kutsal orospu diye de anılmış.
    özellikle genç erkeklerin rüyalarına güzel bir kadın olarak girip, erkeği boşaltıp tohumlarını çaldıktan sonra yaşlı ve pis bir cadıya dönüşürmüş. bu tohumlarla da cinleri, vampirleri, kurtadamları ve daha pek çok şeytani varlığı doğururmuş. bir de lohusadaki bebeklerin canını almak gibi bir zevki varmış.
    babil, asur ve sümer kültürlerinde shedu, lamashtu, marilith, succubus, ahhazu, alu, gallu, lamia, ishtar gibi isimlerle de anılmış.

    lilith mitini ve erkeklerin baskın kadından korkularını inceleyen ingilizce bir makale için de (bkz: http://www.lilithgallery.com/…/thefearoflilith.html)


    (bubez laab - 21 Aralık 2001 00:11)

Yorum Kaynak Link : lilith