Süre                : 1 Saat 34 dakika
Çıkış Tarihi     : 15 Mart 2013 Cuma, Yapım Yılı : 2013
Türü                : Döküman,Tarih
Ülke                : İngiltere
Yapımcı          :  Fly Film Company , Sixteen Films , Film4
Yönetmen       : Ken Loach (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Ken Loach (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Winston Churchill (IMDB)(ekşi), Tony Benn (IMDB)(ekşi), Clement Attlee (IMDB), Aneurin Bevan (IMDB), Tony Richardson (IMDB), Eileen Thompson (IMDB), Dai Walters (IMDB), George Lansbury (IMDB), Inky Thomson (IMDB), Douglas Jay (IMDB), John Farrell (IMDB), James Meadway (IMDB), Dot Gibson (IMDB), Len King (IMDB), David Hopper (IMDB), Raphie de Santos (IMDB), John Rees (IMDB), Adrian Dilworth (IMDB), Terry Teague (IMDB), Jonathon Tomlinson (IMDB), Jacky Davis (IMDB), Margaret Battin (IMDB), Herbert Morrison (IMDB), Tony Nelson (IMDB), Alex Gordon (IMDB), Ray Davies (IMDB), June Hautot (IMDB), Alan Thornett (IMDB), Maurice Petherick (IMDB), Bill Ronksley (IMDB), Julian Tudor Hart (IMDB), Donald Bruce Baron Bruce of Donington (IMDB), Dena Murphy (IMDB), Deborah Garvie (IMDB), Tony Mulhearn (IMDB), Ray Thorn (IMDB), Stan Pearce (IMDB), Ray Jackson (IMDB), Karen Reissmann (IMDB), Harry Keen (IMDB) >>devamı>>

The Spirit of '45 (~ '45 Ruhu) ' Filminin Konusu :
Yönetmen Ken Loach, sosyal eşitliğe inanılan günlerden muhafazar Tatcher hükümetine giden süreçte İngiltere siyaset tarihini arşiv görüntüleri ve röportajlardan yararlanarak anlatıyor.


  • "(bkz: thatcher'in ölümü ingiltere ve iskoçya'da kutlamalarla karşılandı)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    aynı bozuk plağın her coğrafya'da inatla çalındığını bir kere daha gösteren belgesel. olaylar hep şöyle akıyor:

    ulaşımın kamulaştırılması - elektrik ve su idaresinin kamulaştırılması - sağlık hizmetlerinin kamulaştırılması - ulaşımın özelleştirilmesi - elektrik ve su idaresinin özelleştirilmesi - sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi...

    bir kere de tersine akmaz bu düzen. çünkü "the priority is coal, not the humanity."


    (violet wine - 1 Nisan 2013 07:07)

  • comment image

    sağlık sisteminin iyiye gittiğini iddia edenler izlemeli diye düşündüm film boyu. sağlık hakkının nasıl kazanıldığını bilmeyenler için atıp tutmak kolay oluyor zira.

    ingiltere ulusal sağlık sisteminin kuruluşu (bkz: nye bevan), bir lüks olan sağlık hizmetinin işçi partisinin iktidara gelişiyle temel bir hak olarak kazanımı filmde geniş bir yer tutuyor.

    eve her geldiğinde vizite ücreti alan doktorlarla yürüyen sağlık hizmeti nedeniyle iki çocuklu ailenin tek çocuğunu muayene ettirip diğerine de aynı tedaviyi uygulamasının normal olduğu 40'lı yıllar anlatılıyor. işçi sınıfının örgütlenerek neleri değiştirdiğini, örneğin bugün meşru olan ve sağlık sisteminin temellerini oluşturan önleyici sağlık hizmetinin işçi sınıfının gücüyle hem de yakın bir geçmişte gündeme girdiğini öğreniyoruz.

    röportaj yapılan işçiler, o zamanlar anlamıştık nasıl kandırıldığımızı, bu kadar zengin bir ülkede fakirlik içinde yaşamaya mahkum bırakıldığımızı ve hakkımız olanı istemiştik diyorlar. 70'lerden sonra thatcher dönemiyle birlikte özelleştirmelerle bütün kazandıklarının ellerinden alındığını gördüklerinde de neyi kaybedeceklerini biliyorlar ve o bilinçle karşısında duruyorlar olan bitenin.

    ister istemez bizim memleketi düşünüp durdum. daha geçenlerde bir hocanın sınıfta "ama sağlık sisteminde yapılan iyi şeyleri de görmek lazım" çıkışı geldi aklıma, filmi alıp kendisine hediye etmek istedim. memlekette bütün gericiliğin, özelleştirmelerin, sosyal hak gasplarının nasıl yeni ve doğru olarak yutturulduğuna; ne kazanımının, ne kaybettiğinin farkında olmama haline üzüldüm.

    ken loach önce nasıl kazanıldığını sonra da nasıl bir bir kaybedildiğini bizimki ve diğer memleketler için de geçerli olanı çok güzel, çok net ve yalın anlatmış. özetle film sonrası eve dönüş yolunda keyifli otobüs sohbetlerine gebe, izlenesi bir belgesel olmuş.

    edit: bu entry'den sonra bahsettiğim hocaya açıldım, filmi izleyince aklıma geldiniz deyip düşüncelerimi paylaştım. onunla sohbet etmeye çalışmam hoşuna gitti sanıyorum. biraz anlattıktan sonra ne konuda iyileşme olduğunu sordum, o gün o kadar net bir çıkış yapmıştı ki, argümanını merak etmiştim cidden. samimi bir şekilde şunu dedi: randevulu sistem çok iyi, ben eskiden nasıl sıra beklediğimizi hatırlıyorum. bu kadar. onun kazanımı da o, kendince onu savunuyor demek.

    iki gün önce diş hastanesinde sağlık çalışanı olan bir arkadaşım durumu öyle güzel özetledi ki:
    "hastanın hizmetten anladığı hastaneye girip girememesi, oysa kalite öyle düştü ki. hizmetin kalitesini umursayan yok. sağlık kurumlarını ceo'lar yönetiyor, belli periyotlarla toplanıp hastane kar etti mi diye bakılıyor, kar etmezse kadroda değişiklik yapılıyor. kar etmek için de kullanılan malzemenin kalitesi düşürülüyor, en ucuz en kötü malzemeler tercih ediliyor. hizmet süresi kısaltılıyor vs."

    randevu sistemine kapılıp gidenler tam olarak bunlara gözlerini yumuyor işte. sağlık sisteminin ticarileşmesi, hastanın müşteri olması, adaletsiz ve kalitesiz sağlık hizmeti anlamına geliyor.


    (esther - 3 Nisan 2013 11:36)

  • comment image

    öncelikle ve maalesef nişantaşı city's de izlemek zorunda kaldığım film. festivalin ruhu gitti gibi saiklerle de söylemiyorum bunu. bildiğin sıcaktı çünkü onun için maalesef. eridik salonda, nasıl bir anlayış inanmak mümkün değil.

    bu belgesel-filmi malum olduğu üzere ken loach artık burjuvazinin partisi olmuş işçi partisi'ne alternatif olarak kuracağı yeni partinin temelini oluşturma için çekti. zaten filmde anlatılan gelişmeler, emekçi sınıfların kazanımları ve muhafazakar hükümetin insanları içine ittiği batak üzerine çok yazıldı.

    bahsetmek istediğim asıl konu şu ki; işçi partisi'nin ingiltere'de o yıllarda yaptıklarının, büyük bir kısmını gerçekleştiren chavez'in sol tarafından kahraman ilan edilirken işçi partisi'nin neden sevilmediği ve çokca düşman görüldüğü.

    takdir edersiniz ki chavez bu dönüşümlerin çoğunu gerçekleştirdi; ama mesela konut sorununu çözemedi. ülkedeki burjuva sınıfları ve emperyalist uzantıları tam manasıyla alt edemedi. niyeti vardı elbette ve de sürecin bundan sonra nasıl gelişeceğini izleyeceğiz hep beraber.

    peki chavez'i devrimci yapan ancak ingiliz işçi partisi'ni reformist yapan neydi o zaman? tabii ki sovyetler birliği'nin yani reel sosyalizmin varlığı! sen dünya üzerinde kaderini eline almış işçilerin bir ülkesi varken ülkende sosyal dönüşümleri gerçekleştirir ancak bunu sosyalist iktadarın önünü tıkamak ve işçilere verilen bir sus payı olarak kullanırsan tabii ki de reformist olursun. temek fark buradaydı. hiçbir zaman kraliyete ve burjuva egemenliğine son verme niyetin ve kararın da yoksa.

    bu kazanımlar çok değerliydi elbette; ancak bu kazanımlar uzun vadede reel sosyalizmin ve ardında da avrupa'daki sosyal devletin sonu oldu. barış içinde bir arada yaşayacağım derse o barış ilk fırsatta böyle elinde patlar. sosyalist iktidar perspektifi chavez'i devrimci yaparken olmayışı işçi partisi'ni reformist yapmıştır.


    (cokdusunmebunlari - 3 Nisan 2013 14:04)

  • comment image

    ikinci dünya savaşı sonrası ingiltere'nin dönüşümünü anlatan ken loach belgeseli. belli yerlerde coğrafyalar farklı olsa da demokrasi dalgası anlayışını doğrular nitelikte aynı şeylerin memlekette de yaşandığını göstermekle beraber, ingiliz sağlık sisteminin elde edilmesindeki mücadele çok güzel anlatılmış. özellikle konuşmacılardan birinin eski sistem nedeniyle annesini kaybetmesi üzerine ateist olduğunu anlatan hikayesi çok etkileyici. bu kuşağın çocuklarının direniş ve haklara sahip çıkma kültürünün yeni kuşakta olmaması üzerine de ince giydirmeler yaparken ister istemez tüm dünyada bugün aynı sorunun yaşandığını düşündürüyor.


    (franny - 3 Nisan 2013 14:35)

  • comment image

    thatcher'ın göründüğü ilk sahnede direk homurdanıp, cıkcıklamaya başladı ingilizler. önümde oturan amca filmin ikinci yarısında iç geçirmekten filmi izleyemedi hatta. hikayenin anlatımı yanlı fakat savaş sonrası ayağa kalkış ve gücün yönlendirilmesi hiç kuşkusuz çok etkileyici.


    (oyle boyle - 1 Mayıs 2013 01:24)

Yorum Kaynak Link : the spirit of 45