Süre                : 2 Saat 2 dakika
Çıkış Tarihi     : 20 Ekim 2006 Cuma, Yapım Yılı : 2006
Türü                : Biyografi,Drama,Romantik,Heyecanlı
Taglar             : Erkek tam frontal çıplaklık,Fotoğrafçı,Diyan arbusu,Başlığında karakter adı,kasık kılı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Edward R. Pressman Film , River Road Entertainment , Iron Films (I)
Yönetmen       : Steven Shainberg (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Erin Cressida Wilson (IMDB)(ekşi),Patricia Bosworth (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Nicole Kidman (IMDB)(ekşi), Robert Downey Jr. (IMDB)(ekşi), Ty Burrell (IMDB)(ekşi), Harris Yulin (IMDB), Jane Alexander (IMDB)(ekşi), Emmy Clarke (IMDB)(ekşi), Boris McGiver (IMDB)(ekşi), Marceline Hugot (IMDB), Emily Bergl (IMDB), Matt Servitto (IMDB), Krista Coyle (IMDB), Joseph McKenna (IMDB), Courtney Taylor Burness (IMDB), Nalu Tripician (IMDB), Rochelle Bostrom (IMDB), Xavier O'Connor (IMDB), Laine Rettmer (IMDB), Peggy Cafferty (IMDB), Amanda Congdon (IMDB), Reza Garakani (IMDB), Heidi Albertsen (IMDB), Nic Novicki (IMDB), Ryan Shore (IMDB), Laura D. Williams (IMDB)

Fur: An Imaginary Portrait of Diane Arbus (~ Fur) ' Filminin Konusu :
Ünlü fotoğrafçı Diane Arbus'un hayat hikayesinden esinlenilerek yapılmıştır. Film, 1958 yılı New York'unda geçiyor. Diane Arbus (Nicole Kidman) kendisini eşine ve çocuklarına adamış, geleneksel bir evlilik hayatı sürdürmektedir. Diane'in ailesinin desteği sayesinde ayakta duran eşi Allan Arbus (Ty Burell) moda ve reklam fotoğrafçısıdır, Diane ise ona asistanlık yapmaktadır. Diane'in dikkatini çeken yeni komşusu Lionel Sweeney (Robert Downey Jr.) aşırı kıllanma hastalığı olarak bilinen hypertrichosis hastasıdır. Diane Lionel'den çok etkilenir.


  • "steven shainberg'in yönettiği abd'li fotorafçı diane arbus'un hayatının anlatıldığı film. arbus rolunda nicole kidman kardeşimiz var."
  • "(bkz: otur sıfır)"
  • "robert downey jr. muhteşem insanını chewbacca kıvamına getirerek yazık etmiş film. daha önce traş yapılıp robert jr.'ın nur yüzünü görmemiz gerekiyodu bence.."
  • "dunya premierinin roma film festivalinde kidman'la yapilacagi film"




Facebook Yorumları
  • comment image

    abd li bir yapimci nicole kidman li robert downey junior lu bir film projesini kabul eder.filmin cekilmesine cok az kala senaryoyu okuyan robert davni yapimciyi arayip
    "-abi bu lavuk yonetmen benim nicole ile olan pompa sahnemi kaldirmis" der,sert yapar. buna karsilik yapimci -"ulan olum colugu cocugu var karinin manyak misin" diye ahlak dersi verip telefonu kapatir.
    robert davni cekime gelmez.bunun uzerine yeni ve ucuz aktor arayisina giren film ekibi,star wars serisindeki yancilik haricinde elle tutulur hicbir rol oynamamis olan chewbacca yi arar. civbaka olayi ogrenir ogrenmez kahveden sete yonelir ve karin tokluguna rolu alir.
    gel zaman git zaman film cekiledursun,robert davni kendi kendine "-ulan iyi ki bi hiyarlik ettik,bi daa cagirlmadi herifler,du bi ariim" seklinde telefona sarilir. produktoru telefona alip "-abi sen beni yanlis anladin,bi pompanin lafi mi olur" diye tukurdgunu yalar.produktor rab davni ye "-iyi olm gel filmin kalanindada sen oyna" der.nitekim karin tokluguna calisan civbaka asiri yemek tuketmekte,yillarin acligini gidermeye calisarak masraf cikartmaktadir.
    filmin kalan son dakkalarinda rab davni oynar.dublorlu bi pompa sahnesine razi olur. ortaya da abuk bir film cikar..
    the end


    (mascara - 24 Ocak 2007 16:43)

  • comment image

    alice harikalar diyarında ile beauty and the beast kırması, diane arbus'un fotoğraflarından esinlenerek ortaya çıkmış olan, yarı masalsı yarı gerçekçi film. yönetmenin, daha önce bu masalların birer uyarlamasını gerçekleştirmiş olan jean cocteau ve jan svankmajer'den oldukça etkilendiğini tahmin ediyorum.

    bana göre diane arbus'un olası iç dünyasına karşı başarılı bir bakış açısı. güzel bir bayan olmasına rağmen, belli ki hayatı boyunca kendisini "a real freak" olarak görmüş. özellikle çoğu görsel sanatla ilgilenen insanda bastılmış ya da açık bir şekilde görülen voyorizm ve teşhirciliğe değiniyor olması açısından, tatminkardı.

    bazı detayların iyi düşünüldüğü kesin. mesela diane'nın 'the beast'e aşık olduğunu anlayan kocasının film boyunca sakalları git gide uzamaktadır. tabiri caizse saçı sakalı birbirine karışır. hem üzüntüden kendine bakamaz bir hale geldiği, hem de diane'nin ev işleriyle ve kendisiyle ilgilenmeyip aşık olduğu freak'e kaçması yüzünden bütün düzenin altüst olduğu, hem de bütün vucüdu tüy ile kaplı bu yaratığın önüne geçip karısının ilgisini çekmeye çalıştığı daha iyi ifade edilemezdi.

    bir bayan fotoğrafçı olarak ileride hakkımda böyle bir filmin çekilmesini çok isterdim.

    "bana bir sırrını söyle."


    (anahita - 12 Mayıs 2007 15:11)

  • comment image

    şimdi filmi sinemasal açıdan değerlendirmeyeceğim zira bunu her hangi bir insan da biraz dikkatli ve ilgili ise yapabilir. diğer yönü ve beni ilgilendirip tamamen hayal kırıklığına uğratan kısmı ise diane arbus'a dair bir film olması. tamam "an imaginary portrait" diyor film ama kardeşim ortada fotoğraf tarihine adını altın harflerle yazdırmış bir kadın fotoğrafçı var. dönemin en uç konularını işlemiş ortaya inanılmaz dökümental fotoğraflar çıkarmış bir fotoğrafçı arbus. kariyeri allan arbus'tan sonra başlamıştır zaten ve bu kadın ki öldükten bir sene sonra işleri venedik bienali'nde sergilenen ilk amerikalı fotoğrafçıdır. fotoğrafçı diye üzerine basa basa tekrarlıyorum çektiği fotoğrafları, toplumun o dışlanmış insanları ve üzerine çalıştığı konular sonunda intihara sürüklemiştir. peki bu filmde ben neden bunların hiç birini göremiyorum da bunun yerine robert downey junior'ın canladırdığı karaktere aşık olan ve sadece kapı koridor fotoğrafı çeken bir "kadın" görüyorum. tamam kabul hayatının bir kesitini almış olabilirler ama yapmayın yahu bir paragraf yazdım şuraya bu kadar hayattan alınacak tek kesit bu mu? diane arbusun fotoğrafa başlama evresini anlatıyor olabilir belki ona bir lafım yok ama dezenformasyon çağında yaşıyoruz kaç kişi bu filmi izleyip açıp okumuştur diane arbus ile ilgili. sinema belli bir kültür açlığını kapatmak için yapılmıyor olabilir ama biyografik özellik taşıyan bir filmden bahsediyoruz. kültürü, bilgiyi hap şeklinde alan bir nesilden bahsediyoruz.

    sinemasal açıdan film çok mu güzel? bilemem, filmde diane arbus'a dair bir şeyler aramaktan ve beklemekten sinemasal açıdan değerlendiremedim filmi. ayrıca bütün babayiğti kadın karakterlerini bundan sonra nicole kidman'dan izleyeceksek eğer biz de tedbirimizi alalım.


    (kudra - 16 Temmuz 2007 10:44)

  • comment image

    --- spoiler ---
    diane arbus gercekten meshur bir fotografci olmasa, bu anlatilan hikayeden yola cikarak film hakkinda "cok klise" yorumunu yapardim. yasadigi dunyanin insani olmayan bir kadin, kendini toplumun dislanmis kesimleriyle bir tutup onlarin dunyasina giriyor, onlarla yatip kalkiyor ve sonunda iyice eski dunyasindan kopuyor. daha dogrusu hikaye icin klise demeliyim. fakat diger tarftan bu kadinin dunyanin en orijinal fotografcilarindan biri oldugu gercegi var. gercekten de isin bu yonu neden arka planda? neden surekli kocasinin gunden gune eriyisine razi olan dusuncesiz bir kadinin hayal dunyasini izledik durduk.
    ---
    spoiler ---


    (lizarazu - 29 Eylül 2007 14:12)

  • comment image

    diane arbus adının sadece daha çok ilgi çekmek adına kullanılmış gibi durduğu ne çok başarılı ne de çok kötü film.

    --- spoiler ---

    tıpkı sylvia'da olduğu gibi yine ünlü ve yaşamını intiharla sonlandırmış bir kadının hayatının yalnızca bir kesiti yansıtılmış, o da diane arbus'un kocasıyla yaşadığı sıkıntılar sonucu evliliğinin bitmesi. fotoğraf için mesken tuttuğu sirkler, akıl hastaneleri ve çıplaklar kampı gibi yerlerin filmin bir sahnesinde nicole kidman'ın dudaklarından hep gitmek istediği yerler olarak bir çırpıda dökülüvermesi de 'evet evet diane arbus olan benim, tüylü yaratıkla karıştırmayın sakın' hissi uyandırmadı diyemem. oldurmaya çalışılmış da olmamış sanki. ayrıca lionel beyimizin kılları kesildi ama maşallah uzamadı bir türlü.

    ---
    spoiler ---


    (damn - 4 Şubat 2008 04:46)

  • comment image

    bu filmi aslında türlü iyi ya da kötü önyargılarınızdan uzak, bir fotoğrafçının hayatından hayali bir kesit olarak izlemeliyiz diye düşünüyorum. zira kendi payıma; diane arbus gibi fotoğraf tarihinde ağır yeri olan fotoğrafçıların ışık, kadraj, kompozisyon gibi fotoğraf tekniklerinden öte şeylere sardırdıklarını düşünürsek, bakma, görme, görülme, teşhir, içindelik-dışındalık, dahil olma/etme/etmeme, ötekilik gibi sosyal ve insani olgular açısından çok şey hissettiğim bir film olduğunu söyleyebilirim.

    bir film olarak da kurgusu, oyunculukları, görselleri falan gayet başarılıydı.


    (darashikoh - 11 Aralık 2008 23:49)

  • comment image

    diane arbus un fotograflarından çok aşk hayatını anlatan ve bunu yaparkende hayallerdeki diane arbus a çok uzak ezik bir karakter yaratan; bir fotografçı biyografısı olarak izlenmesi saçma olan film.


    (kozmik haydut - 22 Ocak 2009 06:08)

  • comment image

    isminde geçen "imaginary portrait" tabiri ile "tüm hayatını tam olarak aynı şekilde yansıtma zorunluluğu"nu üzerinden atmış bir ekibin izlenesi eseridir. bir filmde görülebilecek aşka dair en çarpıcı imgelerden "su yatağındaki nefes"i içermesi bile üzerinde gerçekten düşünülmüş bir senaryoya sahip olduğunu göstermektedir. fotoğrafçılık serüveninin henüz başındaki sanatçının farklı** insanlara yaklaşımını izlerken "the photographer of freaks" tanımlamasını nasıl edindiğini fark edersin. aynı zamanda kendi kendini sorgular ve bakış açının ne durumda olduğunu düşünürsün. görsellik ve oyunculuk açısından da tatmin edici düzeydedir, tavsiye...


    (cilekliseker - 11 Mart 2010 23:04)

  • comment image

    --- spoiler ---

    robert downey jr. muhteşem insanını chewbacca kıvamına getirerek yazık etmiş film. daha önce traş yapılıp robert jr.'ın nur yüzünü görmemiz gerekiyodu bence..

    ---
    spoiler ---


    (barduck - 6 Aralık 2011 19:38)

  • comment image

    iç mesajında, karılarınızı o kadar yalnız, ilgisiz bırakmayın demiş filmdir.

    --- spoiler ---
    bazı saçma soruları da barındıran filmdir. sen o kadar, bütün vucudu kıllarla kaplı adamı baştan sona traş edeceksin, yüzü de ortaya çıkacak orada beraber olacaksınız, sonra da niye bana traş ettirdin kendini gibi bir soru soracaksın..
    nedeni belli değil mi ablacım?
    ---
    spoiler ---


    (turka - 18 Mart 2012 17:48)

  • comment image

    dün gece yarısından sonra ve +13 logosu ile kanal d'de gösterilen film. filmde doğru düzgün bir öpüşme sahnesi yok +13 neyin nesi anlamak imkansız.

    iyi bir film sayılmaz. nicole kidman'ın ışıltısı filmi izlenebilir kılıyor ama.


    (lepridik - 15 Şubat 2013 15:39)

  • comment image

    kanal d'de geceleri ara ara yayınlanan film. katil ahtapot, belalı balayı gibi filmlerin arasına nasıl karışmış bilmem ama bir şekilde karışmış ve loopa girmiş dönüyor.

    fotoğrafçılığın rengarenk giyimli, güzel gülüşlü, ruju nizami sürülmüş, saçları özenle taranmış, sopa yutmuş ve neredeyse kusursuz kadınlar ya da gerçek olamayacak kadar düzgün erkekler için var olmadığını, asıl sanatın makinayı dünyadaki diğer gerçeklere hatta hilkat garibelerine çevirince ortaya çıktığını anlatma gayreti içinde bir film. üstelik bunu oldukça estetik bir dille yapıyor.

    oldukça iyi bir sahnesi için, tık.


    (yarisiyenmisoje - 23 Mart 2013 17:21)

  • comment image

    aykırı bakış açılarının kadını diane arbus... eğer görsel sanatların herhangi bir dalı ile sıradışı kabul edilen bakış açısıyla ilgileniyor iseniz mutlaka arbus'a çıkmıştır yolunuz bir şekilde. işte film, bu sıradışı bakan kadının, sıradışı sanatına nasıl başladığını hem de bir hayli romantik şekilde serer gözlerimizin önüne.

    filmi türk televizyon kanallarından birinde izledi iseniz bir an önce orijinal ve kesintisiz olarak izlemek için dvd'sini edinmenizi öneririm çünkü türk televizyonları filmin ilk sahnesini keserek yayınladılar. gelelim filme;

    --- spoiler ---

    her şey hypertrichosis hastası bir adamın, arbus'ların üst kat komşusu olması ile başladığı sanılıyor filme üstün körü bakıldığında. ancak bu sıradışı komşu taşınmadan önce de arbus içinde bulunduğu hayattan kaçış için küçük teşhircilik oyunları oynuyor idi. sıradışı komşunun üst kata taşınması arbus'un dönüşümünü hızlandırarak, kendini daha net tanımasına neden oldu.

    babası ve kocasının gölgesinde kalmış bir kadın; daha önce hiç görmediği kadar anormal olan adam ve arkadaşlarıyla zaman geçirirken, yaşamak zorunda olduğu hayattan an be an sıyrıldı, değişti, dönüştü. bir çoğumuzun tanıdığı, tarihe ve fotoğrafçılık sanatına damgasını buran kadın oldu. ancak bu dönüşüm sırasında da o kıllı adama aşık olmaktan alamadı kendini. ilk önceleri kaçamak olan buluşmaların süresi arttı ve meşrulaştı. üst kat komşu lionel ve sıradışı arkadaşları yavaş yavaş aileye dahil olmaya, onlar aileye dahil oldukça da diane, lionel ile daha çok vakit geçirmeye başladı. lionel'in yaşayacak çok az günü kaldığını daha sonra öğrenmese idi eminim tüm vaktini onunla geçirirdi ki, zaten öğrendiğinde de öyle yaptı.

    lionel hayatı boyunca en çok özlemini duyduğu şeyin, yapacağı son şey olduğunu biliyordu ancak ondan önce yüzünün ve bedeninin neye benzediğini görmek ve sevdiği kadına da göstermek istedi. diane'in yardımıyla tüm vücudunu traş etti -ki filmde beni derinden sarsan 3. sahnedir bu- ve sevdiği kadın ile ilk kez normal insan görüntüsü ile sevişti. vücudundan kesilen tüyler ile diane'e bir kürk yaptı - en sevdiğim 2. sahne- ve ciğerlerinin verebileceği son nefesleri ölümünün ardından sevdiği kadına kalması için, küçük bir deniz oyuncağını şişirmek için kullandı -en sevdiğim sahne-.
    artık yıllardır özlemini duyduğu şeyi yapmaya ve hayatına son vermeye hazır şekilde diane ile birlikte okyanusun kıyısına gittiler. lionel okyanusa açıldı ve mutlu öldü. lionel'in ölümü ile de arbus dönüşümünü tamamladı ve o büyük sıradışı fotoğrafçı oldu.

    ---
    spoiler ---


    (allahsiz kitapsiz cahil kadin - 28 Nisan 2013 19:45)