amnesia the dark descent adındaki tırsınç oyunun devamı. sonbahar aylarında, ekim civarı bir tarihte çıkacak.

(ritu vs asas - 22 Şubat 2012 21:46)

oyun çok daşşaklı olacak gibi inşallah 1. oyundaki havayı yakalarlar.

http://www.gamingunion.net/…-a-machine-for-pigs.jpg
http://bulk2.destructoid.com/…222543-amnesia530.jpg
http://www.blogcdn.com/…12/02/cellarengineimage.jpg
http://www.blogcdn.com/…m/media/2012/02/skybox1.jpg
http://cdn.gamefront.com/…02/amnesia2-2-21-2012.jpg

"the year is 1899. wealthy industrialist oswald mandus has returned home from a disastrous expedition to mexico, which has ended in tragedy. wracked by fever, haunted by dreams of a dark machine, he recovers consciousness in his own bed, with no idea of how much time has passed since his last memory. as he struggles to his feet, somewhere beneath him, a engine splutters, coughs, roars into life..."

oyunu frictional games ve the chinese room ortak yapıyorlarmış. the chinese room'un dear esther diye bir oyunu var ki diyecek söz yok. beklentilerim daha da arttı.

(kollaps - 23 Şubat 2012 14:37)

daha az korkunç olacak söylentilerine şöyle öyle bir cevap vermiş ki yapımcı, gidip yine pantolon değiştirdim.

http://www.bolumsonucanavari.com/…_olacak-25092.htm

(razzraziel - 28 Şubat 2012 18:38)

1,5 senedir birincisini bitiremedim sinir bozukluğundan. ikincisine ne yaparım bilemiyorum..

yapımcısının açıklması şu şekilde (sözlükte de metin olarak bulunsun, bolumsonucanavarı.com'dan copy-paste'dir)

"söylentilere falza kulak asmamalısınız. eğer amnesia'yı daha az korkunç yapmak isteseydik oyunun adını amnesia: gökkuşağı diyarına yolculuk veya amnesia: bir yemek yapma makinesi (yeni oyunun isminin domuzlar için bir makine olduğu düşünülürse) gibi bir şey koyardık. chinese room, yani iş ortaklarımız a machine for pigs için mümkün olan en rahatsız edici ve korkunç alt yapıyı hazırladı. bu oyunda dost canlısı, sevimli veya hoş bir ortam yok. insanlar domuzlarla oynamak için veya onlara şarkılar söylemek için makine yapmazlar. bu tip bir aletle sadece korkunç ve dehşet verici şeyler yapılabilir.

fakat yine de siz a machine for pigs'in çok hoş ve tatlı bir deneyim olacağını düşünmeye devam edin. oyun, karanlık ve fırtınalı bir akşamda çıkışını yaptığında herşeyin iyi gideceğini düşünerek gardınızı indirin. bu oyun hakkında endişelenecek hiç bir şey yokmuş gibi davranın. sanki rahatlatıcı bir seyahate çıkmış gibi davranarak tüm ışıklarınızı kapatın, oyunu nemli ve kasvetli bodrum katınızda oynamaya başlayın.

size neyin çarptığını anlamayacaksınız, belki de bir daha bilgisayarınızı açamayacaksınız, bırakın açmayı yanına bile yaklaşamayacaksınız. tüm rüyalarınızda arkanızdan gıcırdayan makineleri, domuzların amansız çığlıklarını, zincirlerin tıngırtılarını işitecek; dile getirilmeyecek derecede korkunç hisler duyacaksınız. işte o zaman a machine for pigs'in bu kadar korkunç bir deneyim olmayacağı konusunda şüphelendiğiniz için pişmanlık duyacaksınız.

iyi günler!
sevgilerle,
thomas grip, frictional games"

(dungangadunganga - 29 Şubat 2012 10:33)

bir oyunun önceki oyunlarını bitirmeden sonraki oyununa geçmemeyi prensip edinmiş şahsıma kötü bir haber şeklinde çıkmış oyun.

benim götüm yemedi, bitiremedim kaç zamandır ilk oyunu ama acayip de merak ediyorum bunu. ya gece^* gündüz oynayıp ilk oyunu bitireceğim ya da hiç bir zaman bu oyunu oynayamayacağım. of ulan ya.

hayatımın ikilemini yaşatıyorsun bana amnesia.

(the thing that should be - 1 Kasım 2012 20:53)

ilk duyurulduğundan itibaren beklediğim, ve bugün itibariyle bitirdiğim oyun. öncülü beni en çok geren korku oyunu olan serinin devam oyunu.

ve ne yazık ki, kendi adıma "olmamış" demek zorunda kaldığım oyun...

öncelikle iyi tarafından başlayalım: oyun inanılmaz bir soundtrack'e sahip. grafiklerden kaybettiği atmosferi öyle iyi kompanse ediyor ki müzikler, tam oyundan kopmak üzereyken sizi yerinizde kalmaya zorluyor. ayrıca, oyun boyunca bulduğumuz notlar, ve bazı [spoiler] konuşmalar [/spoiler] çok başarılı bir kalemden çıkma. makinenin karanlık, iğrenç atmosferini yüze vurmak yerine, oyuncuya masa altından iliştiriyorlar; güçlü bir dille yazılmaları oyuna kesinlikle ağır, içe işleyen bir atmosfer veriyor.

ama...ah işte ama... ama hikaye fazlasıyla mesaj verme amacı güdüyor, ve bunu bilhassa sonlara doğru fazlasıyla hissettiriyor. senaryoda "twist" sayabileceğimiz tek an, çok önceden kendini belli ediyor. ayrıca karakterimizin duygu değişimleri çok iyi aktarılamamış; oyunun bir kısmından sonrasını "hee iyi bari demek şimdi bunu yapmamız gerekecek" diye oynuyorsunuz.

korku unsuru...ilk amnesia'nın verdiği diken üstündelik hissi, her köşeden eğilip bakma zorunluluğu, yaratıklardan kaçmak için saklandığımız klostrofobik odalar, gardroplar...bunların hiçbiri yok burada. a machine for pigs'teki yaratıklar, korkutucudan ziyade, grafik glitch'i gibi duruyorlar. ve korku unsurunu baltalayan bir başka etkense: nereden geldiklerinin biliniyor olması. the dark descent'taki o ne olduğu bilinmeyen, histerik hareketli, insancıl formdan tamamen uzaklaşmış bedenleriyle hızla peşe düşen, bu sırada arkadan duyulan kulak tırmalayan efekt...bunların hiçbiri yok bu oyunda. gerçekten kaçmak zorunda olduğunuzu hissettiğiniz bir yaratıktan ziyade, oyunu sürdürmek için kaçmanız gereken bir figüran olmaktan öteye geçemiyor. amnesia'nın beni çeken kısmı, jumpscare'lerden çok biriken bir gerilim ile korkutmayı başarmasıydı; bu oyunda da gerilim birikiyor birikmesine ama, patlayacağı yer hiç gelmiyor.

zaten birçok kişinin lafını ettiği ışığın sınırsız olması, akıl sağlığının artık bir oyun dinamiği olmaması durumları da üstüne kreması oluyor; bütün oyunu rahaaat rahat oynuyorsunuz.

"ya ilgimi çekiyor ama çok korkacaksam oynamayayım" gibi bir serzenişiniz varsa, a machine for pigs'i oynayın derim; ki zaten özellikle müzikleri sayesinde yaşanması gereken bir tecrübe. ama yok eğer "ben the dark descent'taki gibi gerilmek istiyorum, kaçayım saklanayım, sürekli köşelerden kafamı uzatıp bakayım" diyorsanız, o zaman (bkz: outlast)

(thennars - 12 Eylül 2013 15:46)

malesef beklenenin çok altında bir oyun olmuş.

frictional games penumbra overture ile başladı bu işe ve nispeten başarılıydı. daha sonra penumbra black plague 'ı çıkarttılar ki kendisi amnesia the dark descentten sonra en başarılı oyunlarıdır. bu oyunların ortak yönü sanity olayıydı. yani düşman gördüğümüz zaman akıl sağlığımızı kaybetme noktasına geliyoruz, hatta korkudan ölüyoruz neredeyse. yere yığılıp abuk sabuk sesler çıkarttığımızda yaratıklar tarafından farkedilmemiz çok daha kolay oluyor tabi bu da gerilimin hat safhada olması demek.

bu oyunda sanity kalkmış...

bir diğer ortak yönleri bulmacaların cidden mantıklı ve azıcık kafa yorucu olmasıydı. misal penumbrada ölü bir doktorun kanını alkolle temizlenmiş bir şırınga ile çekip, gidip o kanı bir kapıda kullanıp kapıyı açmamız. veyahut the dark descentte farklı farklı odalardan bilmem kaç tane iksir bulup o iksirleri kombine edip bir çeşit asit yaparak organik bir formu yakıp geçmemize imkan veren bir çeşit sıvı yaratmamız.

bu oyunda inventory yok...

eski oyunlarda bu işlemleri yaparken öyle yaratıklarla karşılaşırdık ki görünce alt+f4 yapıp hello kitty videoları izlerdik.

bu oyunda yaban domuzu var yaratık olarak...

eski oyunlarda ışık kaynağımız pile ya da gaz yağına ihtiyaç duyardı bu sayede her zaman diken üstünde olurduk. stoğumuz yoksa her şeyi hızlı yapmaya çalışır her an yaratık çıkabilir bir şey göremem kaygısıyla daha çok gerilirdik.

bu oyunda elde fener sonsuza dek gezebilirsiniz, domuz görürseniz ışığı kapatıp yanından geçin...

sonuç olarak çoğu yerde gördüğüm 10 üzerinden 8 puanı kesinlikle haketmediğini düşünüyorum. ve açıkçası o puanları verenlerin eski oyunu korkudan oynayamayıp aha ikincisi geldi bi de bunu deneyeyim diye düşünüp hiç korkutucu olmadığı için oynayabilen kimselerin verdiğini düşünüyorum. evet hayatında korku oyunu oynamamışlar için korkunç olabilir belki.

hikaye ve sesler başarılı sayılabilecek düzeyde.

6/10

gerçek gerilim için (bkz: outlast)

(bkz: amnesia the dark descent)

(bkz: penumbra black plague)

(r e d n e c k - 13 Eylül 2013 03:56)

gerçek amacı dışında herşeyi güzel bir şekilde yerine getiren oyun.

evet gerçek amacı dışında çünki : korkmadım.

artık jumpscareolayını korkudan saymıyor olmamdan da kaynaklanıyor olabilir tabi.oyun yapımcının söylediği o kadar artistik laftan sonra oyun hakkındaki beklentim bayağı bi artmıştı.ancak resmen hayal kırıklığına uğramış durumdayım.o kadar kötü durumdayım ki sinirden oyunu speed run - normal gameplay arası bir ayarda bitridim.notları okumak istemedim.sürekli koştum.çünki korkacak birşey yoktu amk.ben gta v'i bile bu kadar heycanla beklemedim.ve şimdi bir zamanlar hayatımın oyunu olacağını düşündüğüm oyun için buruk bir inceleme yazıyorum ;

grafik : grafiklerin çok üst düzey olması çok taktığım bişey değil.grafiklerin hayvansı olması değil de kötülüğüyle göze batmaması önemli benim için.bu sebepten hiç pc toplama işine girmedim ve konsol tercih ettim.oyunda da birkaç defa '' bu nasıl kaplama amk '' demek dışında grafik sorunu yaşamadım.

ses : belkide oyunun en başarılı kısmı bu kısımdır.bu herfiler iki oyundur seslendirmede duygu verme konusunda master yapmış durumda.misal oyunda ilk bulduğumuz ses kaydında '' ......... , they have concerns.... '' kısmındaki endişeyi çok iyi hissetmiştim.gerek önemli yerlerde gelen müzikler atmosferi çok güçlendirmiş.

yaratıklar : abi cidden dalga mı geçiyosunuz ya ? yani böyle bir yaratık tasarımı görmedim daha önce.ilk karşıma çıkan yaratığın jumscare efektinden sonra gidip yanına inceledim neymiş ne değilmiş diye.daha da birşey demek istemiyorum.zaten çok zayıflar öküz gibi koşarak hemencecik izini kaybettirebiliyosun.oyunda 10 yaratık görüdüysem 7 sinin yanında yardırak geçip kaçtım.belki bir babayiğit çıkarda dark descentin canavarlarını bu oyuna modlar , o zaman belki oynarız.

bulmaca: aslında bu kısmı boşa açtım çünki oyunda olmayan birşey bu.halbüki yapımcı hayvan gibi bilmece var felan demişti.bilmece dediğiniz 2 tane sigorta bulmak , 3 tane vana çevirmekse olmamış hacı kusura bakmayın.

akıl sağlığı ,can ve sınırsız lamba : bu oyuna darbe vuran en büyük etken , oyunun çekirdeğini oluşturan bu 3 kutsal elementin , oyundan kaldırılması olmuş.yani hiçbirşey bu oyunu daha kötü etkileymez di inanın bana.ışığı açıp fellik fellik gezebiliyorsunuz.yaratıkları istediğiniz gibi inceleyebiliyorsunuz.

lamba uyarısı : abi bari atmosferle adam korkutma olayını kaldırdın bari jumscare ihtimalini engelleme amk dimi.sanki herşeyi oyunu bok etmek için yapmışlar.bahsettiğim olay eğer yakınınızda yaratık varsa elinizdeki lamba ve çevredeki bilimum ışıklar yanıp sönüyor sizde basıp gidiyorsunuz haliyle.

hikaye ve hikaye sunumu : oyunun başarılı bulduğum yanlarından birisi bu.dikkat edin mükemmel değil , başarılı.hikayeden kesitler sunup bok olan oyunu iyice bok etmek istemiyorum.ki şunu söyleyeyim ; ben dark descenti 1 haftada bitirdim ve 2 hafta hikaye ve karakter araştırması yaptım.o kadar kendine bağlamıştı hikaye beni.

kısacası gönül dostları bu oyun sesler ve birazcık hikayesi dışında beni mutlu etmedi.sinriden oyunu speedrun tarzı bir oynayışla bitirdim.böylece çok çok çok uzun zaman beklediğim bu oyunda beni hayal kırıklığına uğratmış oldu.

(itcalledheavymetal - 23 Eylül 2013 11:13)

çok büyük beklentiyle oynadığım ve hüsrana uğratmış oyundur kendileri. eski oyunda tırsmamak için laly lay lay diye ses çıkartıp ilerlerdim. burada da deniyeyim dedim, gerek kalmadı. hiç korkutmayan bir korku oyunu yapmışlar. ilk oyunu oynamamış insanlarca övülebilir, ama ilk oyunu oynayan bir insan bu oyundan korkamaz mümkün değil. bulmacalar çok kolay, lambanın yağı bitmiyor, oyunu oyun yapan en önemli efekt olan sanity devre dışı kalmış. daha neyle korkutacaksınız ki onu anlamadım ben. ilk yaratıkla karşılaştığım mekanda patır patır ayak sesleri duydum. lambayı açıp kovaladım yaratığı o derece. ha öldürdü beni bilerek öldüm o ayrı ama, ilk oyunda yaratık görünce karakter deliriyor bayılıyordu, şimdi biraz sağ sol yapıp topuklarsak çok rahat kaçabiliyoruz. bitirmeden silecekmişim gibi bir his var.

(eachon - 23 Eylül 2013 16:35)

kesinlikle kötü bir oyun değil. evet amnesia the dark descent tadını alamıyorsun ama atmosferi ve hikayesi sebebiyle prequel'inden altta kalır yanı yok, hatta şahsi kanaatim amnesia the dark descent'nın hikayesi açısından bir adım önünde. müzikler ise çok iyi. hatta çoğu zaman oyunun önüne geçiyor. gerilimi artırıyor fakat müziğin getirdiği beklentiyi oyun hiç bir yerinde karşılayamıyor. gameplay olarak oyun ileri değil, geri gitmiş. çevreye müdahale minimuma indirilmiş. sanity ve lighting olayının kaldırılması tam bir skandal zaten. oyunda hiç bir bulmaca olmaması cabası. ama yine de piyasaya çıkan ender survival horror'lardan olduğu için saygımızı kazanıyor.

(darth werther - 14 Ekim 2013 16:47)