Süre                : 1 Saat 12 dakika
Çıkış Tarihi     : 26 Eylül 2015 Cumartesi, Yapım Yılı : 2015
Türü                : Animasyon,Aile,Fantazi,Müzikal
Taglar             : 2010'lar,benim küçük midillim,Kadın kahramanı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  DHX Media , Hasbro Studios , Studio B
Yönetmen       : Ishi Rudell (IMDB), Jayson Thiessen (IMDB)
Senarist          : Lauren Faust (IMDB)(ekşi),Josh Haber (IMDB)(ekşi),Bonnie Zacherle (IMDB)
Oyuncular      : Tara Strong (IMDB)(ekşi), Rebecca Shoichet (IMDB), Ashleigh Ball (IMDB), Andrea Libman (IMDB), Tabitha St. Germain (IMDB)(ekşi), Cathy Weseluck (IMDB), Iris Quinn (IMDB), Nicole Oliver (IMDB)(ekşi), Britt McKillip (IMDB), Vincent Tong (IMDB), Andrew Francis (IMDB), Sienna Bohn (IMDB), Sharon Alexander (IMDB), Kelly Sheridan (IMDB), Britt Irvin (IMDB), Shannon Chan-Kent (IMDB), Kazumi Evans (IMDB), Arief Fadhilah (IMDB)

My Little Pony: Equestria Girls - Friendship Games (~ My Little Pony: Equestria Girls - Arkadaslik Oyunlari) ' Filminin Konusu :
Canterlot Lisesi'nde okuyan kahramanlarımız, geleneksel Arkadaşlık Oyunları kapsamında Crystal Prep ile karşılaşmaya hazırlanmaktadır. Ancak son yıllardaki bütün karşılaşmaları Crystal kazanmıştır. Kahramanlarımız Fluttershy, Pinkie Pie, Rainbow Dash, Rarity, Applejack ve Sunset Shimmer, bu sefer şampiyonluğu elde edebilmek için çok daha hevesli ve umutludur, ancak arkadaşları Twilight Sparkle'ın Crystal'a geçtiğini öğrenmeleri büyük bir şok etkisi yaratır. Bu seferki yarışma, çok daha çekişmeli geçecektir.


  • "şöyle inanılmaz bir facebook yorumu yazdırmıştır. gülmekten karnım ağrıdı."
  • "sol framede sabitlenmesi tamamen sans eseri. ozel bisi aramayin dizide."
  • "şirinlerin erkek egemen toplumuna tepkidir."
  • "4chanın yeni meme kaynağı."
  • "2019 yılında 26 bölümlük 9. sezonuyla bitecek olan çizgi dizi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    2010'da yayımlanmaya başlamış bir çizgifilm. internet üzerinde oldukça ünlü bir seri. orada burada görüp "kim izliyo bunu allahaşkına?" diye sorduktan sonra ilk bölümünü izleyeyim dedim ve bağlandım kendisine. garip bir şekilde insanı kendine çeken bir şeyler var tam çıkaramadım. bu, karakterlerin sevimliliği de olabilir, görsellerin hoşluğu da. ama güzel valla. insan başta utanıyor "aman kimse görmesin, bilmesin izlediğimi" şeklinde fakat bir süre sonra bırakıyor "banane kardeşim naaparlarsa yapsınlar" dercesine. çocukluğumda bile kızsı çizgifilmleri sevmezdim ama bu yaşta buna takıldım.


    (thirty one pulling kid - 26 Haziran 2011 16:41)

  • comment image

    inanılmaz popüler olmasının sebebi milletin ot içip içip "whooaaa the colors !!!???!" şeklinde kitlenmeleridir.

    tabi ot falan içmeyiniz, tehlikeli. kesinlikle onaylamıyoruz böyle rezil ve pis davranışları. portakal falan yiyin.

    edit: olm deney mi yapıyorsunuz entry'imden yola çıkarak sabitlendi lan başlık!


    (youth gone wild - 29 Temmuz 2011 00:15)

  • comment image

    muazzam bir erkek geek izleyici kitlesi olan dizidir (ben dahil)

    hatta en ağır erkek egemen, ateş gücü megatonla ölçülmeyen hiçbir şeyin adamdan sayılmadığı fanfic forumlarında bile (örneğin spacebattles ya da stardestroyer.net) mlp:fim konulu (ve hatta daha absürt, wh40k ya da fallout crossoverları gibi) onlarca hikaye bulunabiliyor.


    (khuzdul of krsanthi - 15 Kasım 2011 20:15)

  • comment image

    internetteki birçok fandom'a da hep kötü gözle bakmışımdır (furry gibi). açıkcası bu diziye de aynı gözle bakıyordum.

    sürekli sağda solda pony referansları gördükçe çok merak ediyordum, "bu ne yahu" diyordum, hatta saçma buluyordum. ama artık referansları o kadar çok görmeye başladım ki, youtube'u açtım ve en sonunda ilk iki bölümü izledim.

    ilk açtığımda çok şüpheci başladım. kesin salakça olacaktı, "offf" diyip kapatacaktım. öyle yapan arkadaşlarım da oldu ama onlar önyargılarını yenemeyip devamını izlememişlerdi. sadece ilk 5 dk.'sını izlemek onlara yetmişti.

    ilk bölümden sonra dedim "o kadar da kötü değil ama pek anlam veremedim". ikinci bölüm doğrudan devam bölümü olduğu için orada da benzer duygular içindeydim.

    sonra üçü izledim, hafif gülümsediğimi farkettim. dördü izledim, pişmiş kelle gibi sırıtıyordum. beş, altı filan derken, göz yaşları içinde gülerken "ulan ben bunu niye izliyorum aaaaa!!!! ahahah!" tepkisi veriyordum. bir de bakmışım ki desktop'umun masaüstümde rainbow dash var (dizüstü bilgisayarıma da fluttershy'ı koyacaktım, son anda vazgeçtim), tema müziğini ıslıkla çalıyorum, fan art bakmaya başlamışım... bronyleşiyordum mütemadiyen.

    espriler, seslendirmeler, ses efektleri, çizimler, tiplemeler, hikayeler çok başarılı. çocukça, ama başarılı. hikayelerin genel teması "arkadaşlık" üzerine olduğundan tabii ki de çocukça öğeler çok var, ama "çocukça" diyip herşeyi bir kenara ittiğimizde, o sıkıcı yetişkin havalarından başka geriye ne kalır? ayrıca aşırı şirin. o kadar şirin ki, eve alıp besleyesi geliyor insanın.

    benim teorim, dizinin başarılı çizimleri ve karakter tasarımlarının yanısıra, gerçek hayatın zorluklarına fazlasıyla boğulmuş insanlar için, tozpembe bir dünya sunması nedeniyle bu kadar büyük bir izleyici kitlesi var. açık söylüyorum, internetten şirin kedi köpek resimlerine bakmaktan, bebek sevmekten, hayvan sevmekten hiçbir farkı yok. çünkü dizinin olayı tamamen karakterleri insanlara aşırı sempatik kılması.

    anlaşılan insan bir şekilde o çocuksu masumiyeti özlüyor. bu masumiyeti kaybetmeden yapılmış ve yetişkinlerin de gülebileceği durumları, davranışları ve esprileri, popüler kültüre de farklı referanslarda yoğurarak yapılmış olan bu dizi de o çocuksu masumiyette bir kaçış noktası arayan insanları cezbediyor.

    bizim jenerasyonumuz çizgi filmler ile büyüdü. artık yapımcılar farketti ki, anne babalar da çocukları ile birlikte bu dizileri seyrediyorlar, televizyonu bir dadı gibi kullanmıyorlar. bu nedenle çocuklara yönelik olduğu kadar, yetişkinlere yönelik de materyal çıkarmak durumunda hissediyorlar. powerpuff girls, spongebob squarepants, rocco's modern life (aralarindaki en eski örnek) gibileri bu konsepte en iyi örnekleri sunuyor. yetişkin bile olsanız oturup bir spongebob izlersiniz mesela, çünkü abzürttür aslında çok, yetişkinlere yönelik de eğlence sağlar.

    neyse, fazla uzatmadan söyleyeyim ki, bir büyü var. hakkaten var, çünkü o kadar irdelememe rağmen halen tam olarak olayını çözebilmiş değilim. higgs bozonu gibi birşey var daha keşfedemediğimiz.


    (spincrus - 17 Temmuz 2012 15:47)