Çıkış Tarihi     : 16 Ocak 2002 Çarşamba, Yapım Yılı : 2002
Türü                : Komedi,Aile
Ülke                : Türkiye
Yapımcı          :  Mint Prodüksiyon
Yönetmen       : Bora Tekay (IMDB), Rasit Çelikezer (IMDB)(ekşi), Tamay Sayar (IMDB), Benal Tahiri (IMDB)
Senarist          : Ebru Sahin (IMDB),Metin Acikgoz (IMDB),Birol Güven (IMDB),Mehmet Auf (IMDB)
Oyuncular      : Pinar Altug (IMDB), Furkan Kizilay (IMDB), Tamer Karadagli (IMDB), Aysecan Tatari (IMDB), Ferdi Akarnur (IMDB)(ekşi), Aysen Tekin (IMDB), Özgür Ozan (IMDB), Süleyman Yagci (IMDB), Meriç Acemi (IMDB), Nejat Birecik (IMDB), Demet Tuncer (IMDB), Ruya Aydin (IMDB), Yasemin Yalcinkaya (IMDB), Ece Çesmioglu (IMDB), Nilgün Karababa (IMDB), Dean Baykan (IMDB), Cansin Özyosun (IMDB), Furkan Kizilkaya (IMDB), Zeyno Günenç (IMDB), Vatan Sasmaz (IMDB), Aktan Dograr (IMDB), Yasar Üzer (IMDB), Yüksel Coskun (IMDB), Mustafa Arslan (IMDB), Zeynep Tokus (IMDB), Bigkem Melisa Özelçi (IMDB), Yakup Akin (IMDB), Emre Altug (IMDB), Alper Atak (IMDB), Alper Banko (IMDB), Sinan Bengier (IMDB), Murat Bezek (IMDB), Tunahan Büyükercan (IMDB), Gunnihal Demir (IMDB), Zafer Ercan (IMDB), Osman Gidisoglu (IMDB), Emin Gümüskaya (IMDB), Birol Güven (IMDB), Sinem Güven (IMDB), Ilyas Ilbey (IMDB) >>devamı>>

Çocuklar duymasin ' Dizisinin Konusu :
Küçük meselelerin büyük dizisi Çocuklar Duymasın 7 yıllık bir zaman sıçramasıyla karşınızda. Hayatın kendisi kadar komik ve duygusal bir dizi olan Çocuklar Duymasın kaldığı yerden değil günümüzden devam ediyor. Çünkü bizim izleyemediğimiz 7 yıllık dönem içinde orada hayat hiç durmadı. Evlerinin dekorasyonunu değiştirdiler, iş hayatlarında yeni pozisyonlar elde ettiler ya da edemediler, çocuklar büyüdü, Haluk, Meltem ve diğerleri yaşlandı. Ama Haluk hala bildiğimiz Haluk, hala herşeye karşı, muhavazakar ve milliyetçi. Meltem de büyük değişiklik yok, modern, ideal ve güzel bir eş. Ailenin meseleleri yine çok küçük, kredi kartları, telefon faturaları, alış veriş giderleri, tatil masrafları ve hayatın içinde akıp giden herşey.


Oyuncular
  • "dizinin geri dönmesi fikri gerçekten çok yaratıcı. birol güven'den de böyle yaratıcılıklar beklerdik zaten. tebrikler. iyi günler."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bir bölümünde haluk soba üstünde kestane pişirmenin ne kadar güzel bir şey olduğundan bahsederken inanılmaz bir diyaloga sahne olmuş dizidir. yemek masasında haluk kendinden geçmiş anılarını anlatırken havuç "soba ne?" diye bombayı patlatır. ablası durur mu "gerçekten soba ne?" diye bir salvo da ondan gelir hemen. akabinde süper ebeveynlerimiz de çocuklara sobanın ne olduğunu anlatır.

    "soba ne" ne demek lan.
    (bkz: yuh)


    (the chosen1 - 30 Mart 2010 17:16)

  • comment image

    dizinin geri dönmesi fikri gerçekten çok yaratıcı. birol güven'den de böyle yaratıcılıklar beklerdik zaten. tebrikler. iyi günler.


    (412 - 9 Mayıs 2010 16:02)

  • comment image

    gelmiş geçmiş en başarılı, en düzgün ve en kaliteli tv dizisi. hiç unutmam rahmetli büyük babam* bu diziyi izlerken gülmekten bildiğin gebermişti. rahmetlinin karizmasını çizmemek için çevreye maç izlerken şehit düştü dediğimizi hatırlar gibiyim.


    (owencan - 11 Mayıs 2010 00:36)

  • comment image

    (eski sezonda da vardı da benim ilgimi o yaşta çekmemiş miydi, bilemiyorum ama),

    dominant teyze ve taş fırın erkeğinin arasındaki cinsel gerilimi (bkz: sexual tension) hisseden bir tek ben miyim?

    sanki kavga ederlerken bir anda, taşfırının karısının da orada olmasına bakmadan, öpüşmeye başlayacaklarmış gibi olmuyor mu?


    (tarpan - 5 Ağustos 2010 21:46)

  • comment image

    ne yalan söyleyeyim; yıllar sonra ideal kanka tipim olan şükrüyü ekranlarda görünce, dudaklarımın kulaklarıma doğru meyletmesini engelleyemedim.. o güzel bir insandır ki en yakın arkadaşının her dediğini onaylıyor, gaza getirmesi gereken durumlarda yeteri kadar gaz pompalıyor ve işler ters gidince efendi efendi, ağzını açmadan dayağını yiyor, hiç küsmüyor.. lan şükrü nerdeyse 30 yaşında olacağım, bi senin gibi dost bulmadım.. kardeşim benim...


    (yemeden atacagimiz 3 gol turu getirir - 12 Ağustos 2010 22:03)

  • comment image

    sınıflararası ayrımın bu kadar iğrenç aktarıldığı bir başka dizi varsa beni uyarın.

    "evin kadını" emine'ye, taş fırın beyfendinin "sen burnunu sokma her şeye, git kapıyı aç, açlıktan geberiyorum-git yemeği getir" tadındaki söylemlerine, elitist ve sözde feminist meltem'in haluk'u onaylarcasına "evet, git hadi" tadındaki el, kol hareketi ve göz devirişlerinin eşlik ettiği ahlaksız bir dizinin bunca yıldır beynimizi düdüklüyor olmasını neye ve kime borçluyuz?


    (felfelek - 12 Aralık 2011 08:50)

  • comment image

    garip bir anım var bu salak diziyle ilgili.

    sene 2000 bilemedin 2001. tgrtden atvye yeni geçtiği zamanlardı yanılmıyorsam. kardeşim o zamanlar küçük, evde internet yok bilgisayar yok e çocuk akşama kadar buna hitap eden dizileri çizgifilmleri izliyor. ben de evde olduğum zamanlar bunun dizileri bitsin diye bekliyorum. mecbur izliyoruz yani. yok sihirli annem, tatlı cadı falan.

    neyse bir bölüm vardı. tamer olacak karadağlı odaya bir hışım giriyor (aslında tam hatırlamıyorum kimdi o giren) havuç dedikleri velete "lan havuç, yine mi klozetin kapağını açmadan işedin? bin kere dedim lan sana!" gibisinden bişiler hönkürüyordu.

    ben samatya'da doğmuş büyümüş adamım. ne okulda, ne arkadaşlarımın evinde klozet var. herkes iki mermerin arasına delinmiş deliğe sıçıyor. evlerin çoğu 150 ya da 50 yıl önce yapılmış. bir anneannemin evinde klozet vardı, onun da bildiğin görünen bir kapağı vardı. tam olayı idrak edemediğimden aklımda tamamen kapalı klozet kapağına işeyip ordan sektiren, ortalığı çişe boğan bir havuç canlandı. "vay amk" diyorum" bu ne asilik. tamer olacak karadağlı olsam veletin kafasını klozete sokmuştum" falan diyorum.

    yıllarca aklımda kaldı o bölüm. yıllar yıllar sonra mimarı daha ölmemiş bir apartmana taşındık. bi'gün tuvalete gittim, lan bir baktım klozetin kapağını kaldırınca altındaki diğer kapağın üstüne bikaç damla çiş, üstünde de kıvırcık bir kıl.

    artık saç sakal olmuş kardeşimin odasına daldım bir hışımla "ulan klozetin kapağını kaldırmadan niye işiyon şuraya?" dedim. bir an durdum.

    artık doğruyu anlamıştım.

    bu kadar gerizekalıyım.


    (kraliyet copculeri - 20 Ekim 2014 00:57)

  • comment image

    izleyenlere tavsiyem, önce kitabını okuyup sonra diziyi izlesinler. zaten dizi, kitaptan farklı ilerliyor. resmen sıçmışlar.

    edit: 'kitabı var mı gerçekten' diye mesaj atanlar oldu. yapmayın böyle, üzülüyorum*

    bir daha edit: birol güven tarafından cizgi roman tarzinda yazılan sarı kapaklı bi kitap var eved. lakin dizinin çıkış tarihi ocak 2002, kitabın çıkış tarihi ise aralık 2002. yani dizi halk tarafından ilgi görünce birol güven, dizideki olayları, diyalogları kitaba dökmüş. bu da haliyle "kitaptan uyarlama" sayılmıyor. kamuoyunun bilgisine*


    (sankibiyotik - 24 Temmuz 2017 00:05)

  • comment image

    çok sevdiğim saygı duyduğum çocukluğumuzun dizisi çocuklar duymasın. yeniden başlayacağını duyduğumda ister istemez heyecanlanmıştım ancak ne yazıkkı beğenmedim.
    neden beğenmedim;
    2000 li yıllarda ilk başladığında çağdaş beyaz yakalıların yaşantısını anlatırdı. ara sıra meyhaneye gider, ara sıra tiyatro sinemaya giderlerdi, haluk içindeki kroluğu bir türlü atamazdı ama çomar değildi.
    yeni bölümünde ise klasik bir türkiye tablosunun resmi olmuş adeta.
    -hiçbir boktan anlamayan bir baba
    -klasik akp döneminin rantçılığı ve kentsel dönüşümle yapılmış daire/bina(her neyse)
    -daha ilk bölümden bizi çekemiyorlar, 4 tarafımız düşmanlarla çevrili, dünyanın en güclü ülkesiyiz ayaklarıyla malum kitleye oynanan algı yönetimi.

    isın kısası neresinden tutsan yeni türkiye olmus dizi. beğenmedim, eski bölümleri yayınlasaydınız daha çok eğlenirdik.


    (godwithus - 24 Temmuz 2017 00:06)

  • comment image

    haluk'un her zaman "taş fırın" olduğu dizi.

    2002'den beri yayınlanan sezonlarda haluk yine "entel dantel" işlere karşı geleneksel ve ataerkil figürdü, zaten dizinin genel teması geleneksel haluk ve "modernleşmiş" diğerleri arasındaki kültür çatışmasıydı. peki nasıl oluyordu bu çatışma? çoğu zaman haluk geleneksel yöntem izlediği bir şeyde çuvallıyordu. sözümona trafikte kavga ettiği adamın ağzını burnunu kırıyor, daha sonra bu adamı o gün şirkette gerçekleşen toplantıda görünce ne yapacağını bilemez halde çırpınıyordu. çağın gereklerine itiraz ettiği zaman meltem, gönül ve selami'nin muhalefetiyle karşılaşıp haksız konuma düşüyordu. meltem onu evde bir şekilde yönetiyor, gönül bir "dominant teyze" olarak baskınlığını gösteriyor, selami ne kadar haluk tarafından light erkek şeklinde aşağılansa da onun arkadaşlığını kaybetmiyor, ayrıca bu haliyle modern çağa uyum sağlıyordu.

    bugünün çocuklar duymasın'ında karakterlerin profili değildir değişen. 2005'te bir bölüm açsanız haluk yine inşaatı kutsayan, yeri geldiğinde devletçi ve içi boş bir vatanseverlik profilinde olacaktır. çarpıcı olan haluk'un konumunun değişimidir. geçmişte modern hayatın kurumlarında ezilen haluk bugün bütün "ibne kılıklı gezicileri" karşısına alıp "ya sev ya terk et" edebiyatı yapabilir ve bu kişiler ona karşı ağzını açamaz, hatta "dominant teyze" gönül bile "bu konuda ben de haluk'a katılyıorum" diyerek destek verir. selami'nin haluk'un karşısında sempatik yerleştirilmesinin aksine tuna susup kalır, hiçbir cevap verememesinin ötesinde eşi bile onu desteklemez ve hatta suratından dahi acizlik akar. bir zamanlar toplumsal kurallar konusunda meltem haluk'a nerede nasıl davranmasını öğretirken bugün haluk masada oturan herkese hafriyat kamyonları geçerken onlara yol vermelerine dair nutuk çeker, çünkü artık oyunun kurallarını koyan haluk'tur ve diğerleri de nasıl davranmaları gerektiğini ondan öğreneceklerdir.

    bir zamanlar haluk'un karşısında rasyonel gösterilen ve sempati beslenen karakterler, mesela gönül ve tuna ikilisi, bugün oğullarının otobüse binmesi gibi basit bir konuda arabayla takip etme gibi ahmakça hareketler yaparak mantıktan ne kadar uzak olduklarını duyururlar. çünkü onlar hayatın gerçeklerine uzaklaşmış, kendi toplumlarına yabancılaşmış beyaz türklerdir. artık onların sözü geçmeyecektir, bunun yüzünden de karikatürize edilirler.

    özetle değişen haluk da değildir meltem de. değişen türkiye'dir: günümüz türkiye'sinde bu karakterlerin yerleştiği konumlarıdır.


    (le realisateur - 25 Temmuz 2017 01:53)

Yorum Kaynak Link : çocuklar duymasın