• "emily gilmore : you are late!lorelai gilmore : i know, i hope i m not pregnant"
  • "-i just like to see you happy.budur, luke danes'dir. ps: yazdan beri aynı bölümü yirminciye izliyorum. cüzdan numarasıyla zaten vurmuştu, bununla yıkıp geçti."




Facebook Yorumları
  • comment image

    -i just like to see you happy.

    budur, luke danes'dir.

    ps: yazdan beri aynı bölümü yirminciye izliyorum. cüzdan numarasıyla zaten vurmuştu, bununla yıkıp geçti.


    (gri gandi - 16 Şubat 2008 01:17)

  • comment image

    sadece lorelai gilmore ve rory gilmore un muhteşem ilişkisi ile bile sarıp sarmalayan dizidir. tabi başlarda öyleydi, zira rory büyüdü, koca kız oldu. bayıldığım dizi tipidir; komik, romantik, şirin, üzücü, yıkıcı, sürükleyici özelliği, oyuncuların performansı ve stars hollowun sıcak ortamı sayesinde kitler insanı ekrana. kasaba zaten hani şu cheersdaki "you want to go where everybody knows your name" durumundadır.
    genç yaşta anne olmanın güzelliğini gözler önüne seren dizidir.
    bir kadının seksiliğini ya da hainliğini işlemeden, güzel karakterler barındıran dizidir. kadın ne bir seks objesidir, ne de boş konuşan bir süs bitkisi yada komiklik unsuru. lorelei çok hoş ve zeki bir kadındır. kendine güvenir ve ama kendini eleştirmeyi de sever. aynı özellikler rory'de de vardır ve zekası hayret vericidir. hızlı düşünüp hızlı konuşurlar evet. öyle olmasa o kadar etkileyici olmaz zaten.luke karı kız peşinde bir tip değildir, az konuşur;luke dur işte. lorelai'ı tamamlayan yarısıdır. zıt kutuplar birbirini çeker ya.. evlidirler aslında zaten benim gözümde.
    dizinin repliklerini duvar kağıdı yapası gelir insanın.
    .


    (courtney - 16 Şubat 2008 22:11)

  • comment image

    uzun zamandır değişiklik olsun diye arada üçer beşer bölümlerini izleyerek son sezonuna geldiğim, ancak belli bir noktadan itibaren beni feci hayal kırıklığına uğratmış olan dizi.

    aşağıdakiler tüm sezonları kapsamaktadır.

    --- spoiler ---

    dizi genel anlamda 4. sezon finalinde rory'nin dean'le yatmasından sonra düşüşe geçiyor. rory'nin her başı sıkıştığında dean'i araması, dean'e yazması, sonuç olarak dean'in evliliğini mahvetmesi ve sonrasında bu yaptığına doğru düzgün pişman bile olmaması diziyi çirkinleştiriyor. halbuki seyirci rory'yi akıllı, prensip sahibi, mantıklı bir kız olarak tanımıştı. işler bundan sonra daha da kötüleşiyor, dean rory'yi tatmin etmiyor, ayrılıyorlar. rory şımarık zengin çocuğu triplerine giriyor, logan'la ilişkileri başlıyor, tekne çalıyor(!), okulu bırakıyor vs... ilişkileri başladıktan sonra rory a kalite bir paspas olarak logan'a kul köle oluyor. sürekli logan'dan azar işitip duruyor. dizinin başlangıcında tanıdığımız rory'den geriye hiçbir şey kalmıyor neredeyse.

    rory'nin hikayesi "herşeyin altından kalkabilecek zehir gibi kız" noktasından başlayıp, "zengin bir sevgili bulup onun için kendi karakterini, tercihlerini göz ardı eden yapışkan bir kız arkadaş" ekolüne koşuyor. sevilecek gibi değil. rory "kötü çocuk jess"i seçmiş olsa bundan bin kat daha izlenir bir hikaye olurdu eminim. en azından jess karakteri rory'e saygı duyuyordu...

    lorelai-luke hikayesi ise potansiyelini gösterememiş olan hikaye. bir bölümde öpüşüyorlar, sonraki bölümde kırk yıllık sevgililer gibi sıkıcı bir rutine girmişler. seyirciyi heyecanlandıracak bir aşk hikayesi yaşanmıyor. lorelai karakteri resmen luke'un değerini bilemiyor. luke rory'i kendi kızı gibi severken lorelai luke'un kızına nazi subayı gibi yaklaşıyor. ufacık çocuğu resmen kıskanıyor. luke'un kendisine gösterdiği anlayışın 100'de birini bile ona göstermiyor ve buna rağmen hala suçlu luke'muş gibi triplere giriyor. luke'a kızıyla bir bağ kurmasına yetecek kadar bir zaman bile vermiyor. ilk fırsatta christopher'la yatıyor, hatta sonra onunla evleniyor falan... gayet sıkıcı.

    bu ana-kız ikilisinin "çağdaş, özgür, bağımsız, cool kadınlarız" görüntüsü ise tamamen yalan. dizi boyunca ne zaman başları sıkışsa büyükanne ve büyükbaba karakterlerine koşuluyor, yüzbinlerce dolar ödünç alınıyor ve "herşeyin üstesinden geliyorum ben bak" tarzı devam ettiriliyor. gerçek hayatta da her başı sıkışanın böyle şişman şişman çekler yazan aileleri olsa keşke...

    kısacası, son sezonlarda karakterler kendilerinden beklenenleri değil, seyirciyi en sinir edecek olan aptalca hareketleri yapıyor. seyir zevki namına bir şey kalmıyor. öyle ki son sezonunu her bölüme 2'şer 3'er dakika ayırarak atlaya atlaya izledim, ona rağmen bir şey kaçırmış gibi hissetmiyorum.

    yani, yazık etmişler diziye...

    ---
    spoiler ---


    (nevrotik pollyanna - 8 Haziran 2011 20:27)

  • comment image

    netflix'te bulunca baştan tekrar izlemeye başladım, çok keyifli oluyor. yalnız ilk izlediğim zamanlarda rory yaşlarında iken şimdi lorelai yaşlarında olduğumu farkedince hafiften bir sarsılmadım değil...


    (layouter - 19 Ocak 2015 09:08)

  • comment image

    benim bugün olduğum insan olmamı sağlayan, başrollerinde lauren graham ve alexis bledel'in oynadığı amy sherman-palladino dizisi.

    diziyi yayınlandığı dönem, ilkokula giden minik bir fiddy olarak izlemeye başlamıştım. büyük bir heyecanla her hafta beklerdim yeni bölüm gelmesini, yatağının altı dahil olmak üzere, evdeki her boş köşeyi kitaplık olarak kullanan bir ufaklık olarak rory ile özdeşleşmiş olabilirim sanırım o yıllarda. (buna ek olarak annemin o yıllarda turizm işletmecisi olması ve beni tek başına büyütmesini de ekleyebiliriz, diziyle özdeşleşebileceğim alan bol)

    malum, dizide sürekli olarak bir pop kültür, edebiyat, sinema, sanat referansları akışı var. minik fiddy ise, tahmin edebileceğiniz gibi, bunlara yetişmekte güçlük çekiyordu.

    esprileri ve göndermeleri anlayamadığım için iyice canım sıkıldı, ilk sezonun ortalarında diziyi elimde not defteri ile izlemeye başladım. her bölümde bilmediğim referansların notunu alıyordum, sonraki bölüm çıkana kadar da o konuları araştırıyordum. (dial-up modem var bu sırada evde, sabrımı siz düşünün)

    sanat tarihinden eski hollywood filmlerine, yemek tariflerinden edebiyata, dünya politik tarihinden müziğe, sinemaya, bahçe bakımına kadar her konuda bir şeyler öğrendim bu süreç içinde.

    diziyi izlerken keşfettiklerim, beni yeni alanlara, yeni keşiflere itti ve dizi bittikten 9 sene sonra çok net bir şekilde diyebilirim ki bugünkü kişiliğimde gilmore girls'ün yeri ifade edilemeyecek kadar büyük.

    7. sezonunda kalbimi sayısız kez kırmasına rağmen, baştan sona en az dört kere izledim diziyi. bu kadar seneden sonra bile önceki izleyişlerimde farketmediğim referanslar yakalayabiliyorum, hala zevkle izliyorum.

    netflix revival haberini aldığımdan beri içim kıpır kıpır. yeni yayınlanan trailer ise tam anlamıyla sevdiğim gilmore girls tadında bir sezon geleceğini gösteriyor. *

    25 kasım'da yeni sezon gelmeden, önceki sezonların maratonunu yapmanızı tavsiye ederim.

    (bu arada, 10 yaşımdan beri obsesif şekilde kahve içmemin, kahve ilişkili iki dövmemin olmasının filan bu diziyle alakası bile yok tabii ki, saçmalayın)


    (fiddy - 26 Ekim 2016 20:15)

  • comment image

    analı kızlı ne çok konuşuyo bunlar yahu! haftada bir yayınlanırken iyiydi yine bir nebze çekiliyordu ama cnbce her akşam yayınlamaya başladığından beri gördüğüm anda değiştiriveriyorum kanalı. her akşam karı dırdırı çekmeye hevesli olsam gider evlenirim lan...


    (days - 21 Eylül 2005 19:51)

  • comment image

    cnbce'nin büyük ihtimalle tüm sezonlarını bayağı bir ucuza kapattığı dizi olmalı.

    oturup düşünelim;
    bu diziyi hangi izleyici kitlesi izler acaba? tahminen cnbce yöneticilerinin -ya da bu araştırmaları kim yapıyorsa onların- bulguları ev kadınlarını göstermektedir ki, 18:45 yani çoğu ev kadınının işten çıkıp eve gelmekte* olan kocasına yemek hazırlama, ve bittabi mutfaktaki 37 ekrandan tv izleme saatidir.

    gelgelelim, dizi tabiatı itibariyle pek de öyle ekrana sırtını verip altyazılara göz ucuyla bakmadan izlenebilecek, yemek telaşesi sırasında anlaşılabilecek diyaloglara sahip değil. veyahut ev kadınları altyazı takip etmeden bir yandan patates doğrarken bir yandan da lorelai-rory kavgasını anlayabiliyorlarsa, helal olsun diyor, abla neden evde oturuyorun bu ingilizceyle ingiltere başbakanı olursun diyorum.

    velhasılı kelam, gilmore kızlarının ev hanımlarının ilgilenebilecekleri bir dizi olmadığını anladık.

    peki allahın cezası, bu diziyi kim izler?

    öğrenciler izler, serseriler izler, cici bici genç kızlar, yakışıklı delikanlılar, sözlük yazarları , işi gücü olan takım ve oradaki esprileri dakkasında kapıp, henüz altyazı onu yazmadan gülebilenler izler. bu insanların çoğunun -istanbulun binbir köşesindeki üniversite ve bilumum diğer okullarından ve meşguliyetlerinden kurtulup evlerine sıcacık tv önü koltuklarına dönmeleri nşa 18:45'ten daha geç bir saate denk gelecektir ve vatana millete hayırlı çoğu insan gibi de sabah erken kalkacağından senin 02:30da başlayıp 03:30da biten tekrar yayınını kaale alamayacaktır*.

    şimdiiii gelelim bu dizi sırasında yayınlanan reklamlara.. bakıyoruz, üst kesime hitap eden tüketim malları, hatta pahalı arabalar...

    peki güzel arkadaşım, bu ürünlerin reklamlarını sen soktun buraya, sadece ev kadınının izleyebildiği zaman dilimine, amma velakin, aşırı bir seksapeli yoksa bu kadın o arabayı kocasına sittin sene aldıramayacak. kaldı ki zaten kadın lavaboda bulaşık yıkarken lorelai izleyemiyor.

    e neden 18:45 o zaman? çıldırtma beni!


    (kaplumbaa - 23 Ekim 2005 19:37)

  • comment image

    dolaylı yollar kullanmadan, birbirlerine laf sokmadan dertlerini anlatamayan insanların toplandığı dizi. hele o küçük kız yok mu, onun yaşlarında biz salçalı ekmekle sokakta kedi köpek koşturuyorduk, nerde anneye kanki gibi hitap etmeler, alttan alttan ayar vermeler, valla terliği bir çıkardımıydı...


    (yonur - 24 Kasım 2005 19:29)

  • comment image

    bu dizidekilerin, özellikle de lorelai ın inanılmaz bir geyik potansiyeli var.. bundan en çok çeken de emily* oluyor genelde..

    emily: you were on the phone?

    richard: long distance.

    lorelai: god?

    richard: london.

    lorelai: god lives in london?

    richard: my mother lives in london.

    lorelai: your mother is god?

    richard: lorelai...

    lorelai: so, god *is* a woman.

    richard: lorelai.

    lorelai: *and* a relative. that's so cool. i'm gonna totally ask for favors.

    richard: make her stop.

    rory: oh, that i could.


    (edoras - 11 Şubat 2006 12:32)

Yorum Kaynak Link : gilmore girls