Süre                : 2 Saat 2 dakika
Çıkış Tarihi     : 15 Nisan 2011 Cuma, Yapım Yılı : 2011
Türü                : Cinayet,Drama,Tarih
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  The American Film Company , Wildwood Enterprises
Yönetmen       : Robert Redford (IMDB)(ekşi)
Senarist          : James D. Solomon (IMDB)(ekşi),James D. Solomon (IMDB)(ekşi),Gregory Bernstein (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : James McAvoy (IMDB)(ekşi), Robin Wright (IMDB)(ekşi), Kevin Kline (IMDB)(ekşi), Evan Rachel Wood (IMDB)(ekşi), Tom Wilkinson (IMDB)(ekşi), Justin Long (IMDB)(ekşi), Danny Huston (IMDB)(ekşi), James Badge Dale (IMDB)(ekşi), Colm Meaney (IMDB), Alexis Bledel (IMDB), Johnny Simmons (IMDB), Toby Kebbell (IMDB), Jonathan Groff (IMDB), Stephen Root (IMDB), John Cullum (IMDB), Norman Reedus (IMDB), John Michael Weatherly (IMDB), Marcus Hester (IMDB), Chris Bauer (IMDB), Jim True-Frost (IMDB), Shea Whigham (IMDB), David Andrews (IMDB), James Kirk Sparks (IMDB), John Curran (IMDB), Robert C. Treveiler (IMDB), Brian F. Durkin (IMDB), Cullen Moss (IMDB), Jason Hatfield (IMDB), Kathleen Hogan (IMDB), Gerald Bestrom (IMDB), Marshell Canney (IMDB), Andy Martin (IMDB), Dean Mumford (IMDB), Dennis Clark (IMDB), Tom Nelson (IMDB), Brandon Carroll (IMDB), Lori Beth Sikes (IMDB), Amy Tipton (IMDB), Beau Turpin (IMDB), Jordan Gray (IMDB) >>devamı>>

The Conspirator (~ Suikast) ' Filminin Konusu :
Usta oyuncu ve yönetmen Robert Redford’un çektiği, yıldızlarla dolu bu aksiyon ve gerilim filmi, ailesini korumak için her şeyi yapmaya hazır bir kadının ve onu korumak için her şeyi riske eden bir adamın gerçek hikâyesini anlatıyor. Abraham Lincoln suikastinden sonra, yedi adam ve bir kadın, başkanı, başkan yardımcısını ve içişleri bakanını öldürmek için komplo kurmak suçundan tutuklanır. Aralarındaki tek kadın Mary Surratt, John Wilkes Booth ve diğerlerinin buluşup eşzamanlı saldırıları hazırladıkları pansiyonun sahibidir. Henüz yeni avukat çıkmış Frederick Aiken onu askeri mahkeme karşısında savunmayı başlangıçta gönülsüzce kabul etmişken, dava ilerledikçe müvekkilinin suçsuz olabileceğini fark eder.


  • "'inter arma silent leges'"
  • "kimsenin izlemeyeceği sağlam filmlerden."
  • "filmde habire geçen ve neredeyse fetişe varan anayasa korumacılığı gerçekten ilginçtir. anayasa nedir ki? anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz. nihoha."
  • "çok iyi film, çok."




Facebook Yorumları
  • comment image

    festivalde nazlı ılıcak ile aynı salonda seyrettiğimiz robert redford filmi.
    film, abraham lincoln suikasti sonrası açılan davayı ve davanın nasıl siyasi iktidar tarafından hukuksuz bir biçimde manipüle edilmesini ustaca anlatmakta. eminim filmi izlerken benim gibi tüm salondakilerin de aklına her tarafından adalet fışkıran ergenekon davası ile benzerlik gelmiştir (bir kişi hariç).


    (butcher weather report - 11 Nisan 2011 00:47)

  • comment image

    bir suikastin ardından, özenle ayarlanmış mahkeme komisyonuyla, savcısıyla, jüri üyeleriyle, gizli tanık ve delillerle sonucu en başından belli bir davada, sanık avukatı, kendisi de bu heyeti umumiyeyle aynı tarihsel saftan gelmesine rağmen, tüm bu hukuksuzluk karşısında isyanınına, "adaletin tecelli etmesi" vurgulu ajite cevabı alması neticesinde şöyle gürlemiştir:

    "peşinde olduğunuz şey adalet değil, intikam"


    (laredo - 20 Ağustos 2011 20:33)

  • comment image

    22:15 itibariyle capitol spectrumda izleyeceğim filmdir. büyük beklentiyle gidiyorum, umarım tıslamaz.

    filmle ilgili görüşlerim: filmi beğendim. hukuk sektöründe çalışanların, sadece hukuka bağlı olarak işlem yapması gerektiği gerçeği vurgulanmış. eğer bu gerçek göz ardı edilirse, yargılamanın sadece yerine getirilmesi gereken bir prosedür olmaktan öteye gidemeyeceği çarpıcı şekilde gözler önüne serilmiş.

    bir de, filmde eski bir asker olan sanık avukatının savcıya söylediği, ''ben savaşta(iç-savaşı kastediyor) anayasada yurttaşlara verilen haklar içi savaştım'' mealindeki söz beni harbiden etkiledi.


    (tensipzapti - 20 Ağustos 2011 21:05)

  • comment image

    uzun zamandır, oyuncusuna göre değil yönetmenine/konusuna/belki senaristine göre film seçtiğim halde, james mcavoy beni yanıltmaz (wanted hariç, onda da ben o türü sevmiyorum) diyerek izlediğim ve kesinlikle pişman olmadığım film. nerede gözünü budaktan sakınmayan bir rol var orada james mcavoy var, diyerek james yalakalığıma son verirken, yeri/zamanı/kişileri değiştirelim ama güneşin altında değişen bir şey yine olmayacak, güçlüler, istediklerine isteyeceklerini yapacaklar ve bunları savunan, belki de sadece olaya başka açıdan bakmak isteyenler de düşman olacaklar diyerek sosyal olduğunu düşündüğüm mesajımı da iletiyorum.

    izleyin ve özellikle siyah/beyazdan başka renk görmeyen, grinin bile tonları olabileceğini kabul etmeyenlere izlettirin.


    (en kendini bilmez yasam formu - 11 Eylül 2011 02:15)

  • comment image

    adaletin ayaklar altına alındığını anlatan bir filmdi. ilk bakıldığında sıkıcı gelebilecek ama izlenildiğinde ve özellikle türkiye'de adaletin olmadığını düşünürekten izlediğinizde fazlasıyla filmi yaşayabiliyorsunuz. şunu da unutmadan not düşeyim; amerika'yı,avrupa'yı her konuda geriden takip ediyoruz bu bir gerçek ve bu filmden sonra da şunu anladım adalet konusunda da öyleyiz.
    film 19 ağustosta vizyona girmiş ve 10.000 civarında kişi izlemiş. istanbul'da dahil olmak üzere hala bir çok ilde vizyonda.
    he bu arada

    (bkz: geciken adalet adalet değildir)


    (babamin bir ati olsa binse de tepse - 18 Eylül 2011 19:48)

  • comment image

    önceki filmi lions for lambs'de, belki de ortalama abd vatandaşlarına derdini anlatabilmek için didaktik bir yol izlemeyi seçerek başarısız olan redford,bu kez derdini anlatmak için 'öğretmenlik' yapmak gibi bir yol izlemiyor. öyküsünün insani ve duygusal tarafını ön plana çıkartırsa herkesin ne demek istediğini anlayacağına inanıyor ve başarılı oluyor. tabii bu defa üzerinden hayli zaman geçmiş bir olayı anlatmasıyla da ilgili olabilir bu durum. malum, bir ülkenin geçmişte kalmış hatalarını o ülkenin 'genel' izleyicisine kabul ettirmek, lions for lambs'de denediği gibi bugüne ait günahları kabul ettirmekten daha kolay. sonuçta düz ama iyi bir yönetmenlik, iyi oyunculuklar, sağlam bir öykü, politik ve tarihi atmosfer. the conspirator beklentileri kesinlikle karşılayacak, iyi bir film...

    (http://hayatimizsinema.blogspot.com/…kast-2010.html)


    (diamant - 17 Ekim 2011 13:46)

  • comment image

    abraham lincoln, başkan yardımcısı andrew johnson ve dışişleri bakanına gerçekleştirilen suikast sonucunda yargılanan bir kadının hikayesini anlatan robert redford filmi. john wilkes booth, arkadaşları, mary surratt ve ailesinini nasıl bir takip ve yargılama sürecine maruz kaldıklarının göstermesi açısından önemli bir film kanımca.

    öncelikle abd bugün bildiğimiz gibi bir ortamda değil. iç savaş devam etmekte ve her ne kadar kuzeyin zaferi kesin gibi gözükse de, henüz son güneyli general henüz teslim olmamış. güneyliler, cephede alamadıkları zaferleri suikastler, terör ve gayri nizami bir savaş ile elde etme niyetindeler. böyle bir ortamda bir araya gelen komplocular, başkanı öldürmeyi başarıyorlar. kısa süre sonra hemen hepsi yakalanıyor elbette. mary surratt'ın oğlu hariç. savaş henüz devam ettiğinden resmi olarak, komplocular sivil olmalarına rağmen askeri mahkemede yargılanıyorlar.

    böyle bir durumda zorunlu olarak, sanıklara avukat tutuyor abd devleti. ilk başta, eski güneyli, hukukçu bir senatör işi üstleniyor fakat ilk duruşmanın ardından öğrencisi aiken'i bu işle görevlendiriyor. kendisi de bir savaş kahramanı ve kuzeyli bir milliyetçi olan aiken, zamanla savunduğu mary surratt'ın masum olabileceğini ve abd hükümetinin de komploculara karşı nasıl bir mahkeme tertibi hazırladığını anlıyor.

    film bu temelde gelişmekte, oyunculukların hakkını vermek lazım. james mcavoy'un amerikan aksanı, kanımca hugh laurie'nin ki kadar iyi. yan rollerde de bariz bir sırıtma görülmüyor. tom wilkinson, robin wright, kevin kline ve evan rachel wood'da rollerinde bana oldukça iyi geldiler. justin long'un o rolde ne işi vardı anlamadım. tip olarak böyle karanlık ve zorlu bir döneme hiç uyduramadım kendisini. üzerine yüklenene replikler de bu kanımı güçlendirir nitelikte.

    film genel olarak dönemin havasını, atmosferini ve yargılama sürecini gerçekçi bir biçimde anlatmaya çalışmış. yapım şirketi zaten bu amaçla kurulmuş ve abd tarihini beyaz perdede nitelikli bir şekilde sunma peşinde. genel olarak kullanılan efektler ve renklendirmeleri de ben başarılı buldum. filme etkileyici bir görünüm katmakta.

    bu tarz hukuk temelli filmleri sevenlerin, lincoln suikastını ve perde arkasını merak edenlerin izlemesi gereken bir film the conspirator. sıkıcı ve ağır bir film beklememe rağmen beni oldukça kendine bağladı. ufak tefek tarihsel detay hataları ve sorulması gereken bazı sorular elbette mevcut. ama ister abd, ister türkiye olsun, belli zamanlarda ideolojik olarak hukukun nasıl kullanılabileceği, bireylerin savunma haklarına nasıl taciz edilebileceği güzel bir şekilde anlatılmakta.

    http://www.rosencruz.com/…tor-2010-film-incelemesi/


    (rosencruz - 9 Aralık 2011 21:03)

  • comment image

    bu günlerin anlam ve önemine en uygun filmlerden birisi. savaş varsa adalet ikinci planda kalır sözünün derinlerine iniyor. dünyada neden bu kadar savaş olduğunu açıklar gibi, çünkü egemenlerden pek azı adalet istiyor.


    (5th of november - 22 Aralık 2011 22:54)

  • comment image

    bakış açısı olarak iyi güzel film de, özellikle bir 2010 yapımına göre mahkeme ve dolayısıyla savunma diyalogları avukatın genç olmasını da gözeterek söylüyorum genel anlamda çok daha zekice yazılmalıydı. jfk, a few good men, sleepers, flash of genius, runaway jury ve aklıma gelmeyen sinema örneklerini zaten geçtim hukuk temalı diziler the practice, boston legal ve hatta daha az mahkeme içerse de the good wife bile çok daha sağlam çözümlemeler içeriyor. kısacası imdb'den aldığı 7,0 notunu ne eksik ne fazla hak eden bir film. hayır bu eleştiriyi niye yapıyorum, lincoln suikasti gibi her fırsatta gönderme yaptığın ve abd tarihi için önemli bir olayı görselleştiriyorsan ortaya şaheser koymasan bile daha zengin bir şeyler çıkartmalısın.

    --- spoiler ---

    mary surratt ismindeki pansiyoncu kadının gudik hikayesinin peşinden gideceğine o sürece nasıl gelindiğini aydınlatacak, fikir ayrılıklarının temeline inecek analizleri yapsa, yani olayın direkt faillerinin hikayesini kovalasa daha ilgi çekici olacak filmdi. tiyatrodaki sahneyi bir şekilde kotarmışsın da sonradan ikincil önemdeki kadına yönelmek nedir? yalancı şahitlik yapanların olayını ve hatta mary'nin kızının aşık olması mevzusunu bile eşelesen çok fazla şey çıkardı.

    ---
    spoiler ---

    not: o değil de aslında buraya filmi izlenir falan diye övmek için uğramıştım; bu noktaya nasıl geldik bilmiyorum...


    (nevroticzone - 27 Aralık 2011 17:11)

  • comment image

    uzun zamandır izlemeyi planladığım ancak dün gece izleyebildiğim film. aşırı didaktik ve aşırı subjektif olmasının yanında robert redford tüm tarihi ayrıntılara kafayı takması sonucu biraz kostümlü dramaya dönmüş bir film. oyunculukların çoğu da basit ve tekdüze. fakat anlatmak istediği neyse takır takır anlatıyor, yan yollara kaçmadan, psikolojik çözümlemeye gerilime çok girmeden vermek istediği mesajı verip gidiyor ki bu açıdan başarılı sayabiliriz. mesajını vermekte o kadar iddialı ki film bazı tarihi gerçekleri atlamayı, görmezden gelmeyi ve hatta değiştirmeyi de göze alıyor. zaten sinema başka ne yapar ki? sivil savaş kahramanlıklarının anlatıldığı televizyon filmlerinin büyük oyuncularla çekilmiş ve anti-amerikan versiyonu sanki. fakat kötü olduğunu kabul etsek de başarısız olduğunu iddia edemeyiz. robert redford'un tarihle yüzleşmek çekmiş canı ve sonuna kadar yüzleşmiş.


    (dasdafavcx - 12 Ocak 2012 11:13)

  • comment image

    filmle ilgili yazılan yorumlarda, yapılan arkadaş sohbetlerinde ortak kanı öykünün günümüz türkiyesindeki adalet sistemini, yapılan hukuksuzlukları anımsattığıdır. şu günlerde hukuk adına yapılan hukuksuzlar olduğu aşikar bir durum. ancak her ne kadar pratiğine inanmasak da türkiye'de teoride şu anda yasama-yürütme-yargı ayrılığı var. ergenekon, deniz feneri vs. davalarda hükümetin aktif olduğunu kabul etsek dahi nihayetinde kararları bağımsız mahkemeler veriyor. filmde anlatılan durum ise bugünden çok istiklal mahkemeleri veya darbeler sonrası sıkıyönetim mahkemelerini akla getiriyor. kanunu yapan da, kanunu uygulayan da, cezayı veren de tek bir el.


    (hicadam - 4 Şubat 2012 13:47)

  • comment image

    intikam ateşiyle tutuşan ve toplumsal histerinin esiri olan devlet adamlarının, hukuk ve adalet gibi kutsal değerleri bile ne kadar esneteceklerini gösteren; abraham lincoln suikasti sonrası yaşanan kaotik ortamı tasvir eden robert redford filmi.

    ayıp olmasın diye kurulan ve hükmü zaten belli bir mahkemede çırpınan aiken'i izlerken aklıma aziz yıldırım geldi. aradaki benzerlik beni daha da sinirlendirdi kuzeylilere karşı...

    diğer yandan... olayı günümüz türkiye'sine uyarladım. sanık sandalyesinde bdp'lilerin ve şurekasının oturduğu bir mahkemede, her gün şehit haberleri gelirken onların asılmadığı her gün için nasıl öfkeden delireceğimi hissettim. bu yüzden edwin stanton'ı ve adamlarını da yargılayamayacağım!

    işte böyle bir film... işin cast kısmına gelirsek...
    kevin kline iyi bi o.spu çocuğu olmuşken james mcavoy başarılı bir performans sergilemiş.
    taş gibi robin wright ana rolünde harcanırken eski "gilmore girls" alexis bledel iyice taşlaşmış!
    justin long ve norman reedus da sanırım robert redford'la çalışmanın büyüsüne kapılıp ufacık rolleri kabul etmişler. tom wilkinson, danny huston ve colm meaney de kadroya kalite ve derinlik katmış!

    --- spoiler ---
    mary surratt'ı asmak için yargı kararını değiştiren, sivil yargıcın kararını haır altı eden siyasi iradeyi görünce aklıma direkt erdal eren geldi. demek ki zalim devlet mantığı her yüzyılda ve her kıtada aynı !
    ---
    spoiler ---


    (seyuranto - 17 Temmuz 2012 22:59)

  • comment image

    tribünlere oynamak ve halkın gazını-desteğini alabilmek için her yolu mübah sayabilecek orospu çocuğu siyaset ve devlet insanlarının adaleti bile oyuncak edip günümüzde amerika dışında da var olduğunu hatırlatmış film.

    her bu pisliği örnek alan kimse unutmamalıdır ki adalet herkese lazım olur.


    (businessclass - 6 Aralık 2012 14:37)

  • comment image

    hakkında sadece 22 entry olduğunu görünce ambole olduğum harika film. geçen gün izmir-istanbul yolculuğunda izledim. ulan bu kadar mı akıcı olur? bu kadar mı içine çeker bir film? ben çok beğendim izlemenizi de şiddetle tavsiye ediyorum.


    (bahti - 22 Ocak 2013 11:59)

  • comment image

    bir donem filmi olarak, olaylarin oldugu zamani cok guzel vermis, cok da guzel gelisen bir kurgusu olan, izlemekten keyif aldigim bir film oldu. filmde lincoln suikastinin kendisi, yani asil aksiyonlu kisim filmin basinda ve cok uzerinde durulmadan veriliyor, filmin asil konusu olan amerikan tarihinde idam cezasi alarak idam edilen ilk kadin olan mary suratt'in yargilanma sureci ve aiken'in nasil tum zorluklari ve toplumsal dislanmayi goze alarak gercegi aradigina odaklaniyor. bu acidan bir mahkeme filmi diyebiliriz. ben hem kostumler ve dekorlarla yaratilan donem atmosferini hem de filmin ele aldigi bu manipulasyona fazlaca ugramis politik dava konusunu ele almasi nedeniyle filmi cok iyi buldum. sozlukte bu kadar az konusulmus olmasi evet ilginc dogrusu.


    (iwillshowyouwhatitmeans - 26 Ocak 2013 00:37)

Yorum Kaynak Link : the conspirator