Süre                : 1 Saat 36 dakika
Çıkış Tarihi     : 16 Mart 2007 Cuma, Yapım Yılı : 2007
Türü                : Drama,Fantazi,Gizemli,Heyecanlı
Taglar             : ev hanımı,Araba,araba kazası,şerif,evlilik
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  TriStar Pictures , Metro-Goldwyn-Mayer (MGM) , Hyde Park Entertainment
Yönetmen       : Mennan Yapo (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Bill Kelly (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Sandra Bullock (IMDB)(ekşi), Julian McMahon (IMDB)(ekşi), Shyann McClure (IMDB), Courtney Taylor Burness (IMDB), Nia Long (IMDB), Marc Macaulay (IMDB)(ekşi), Kate Nelligan (IMDB), Irene Ziegler (IMDB)(ekşi), Phillip DeVona (IMDB), Ritchie Montgomery (IMDB), Amber Valletta (IMDB), Peter Stormare (IMDB), Laurel Whitsett (IMDB), Marcus Lyle Brown (IMDB), Jason Douglas (IMDB), Mark Famiglietti (IMDB), E.J. Stapleton (IMDB), Jude Ciccolella (IMDB), Dale Beasley (IMDB)

Premonition (~ Siradisi) ' Filminin Konusu :
Linda çok güzel bir evde iki çocuğu ve onu seven kocasıyla yaşamaktadır. Mükemmel hayatı, bir gün kocasının trafik kazasında öldüğü haberiyle sarsılır. Ertesi sabah uyanıp kocasını yanında sağlıklı bir şekilde bulduğunda, yaşadıklarının bir rüya olduğunu düşünür. Kısa bir süre sonra aslında gördüklerinin rüya olmadığını anlar. Ailesini kurtarmak için zamana ve kadere karşı gözü dönmüş bir halde yarışır.


  • "yönetmen mennan yapo'nun ilk hollywood filmi.(bkz: hollywood'da bir turk)"
  • "tek cümle ile özetlenebilecek film.olacakla öleceğe çare bulunmaz...ahan da budur!"
  • "filmin özeti: everything is something happened."
  • "muhafazakarlığıyla beni benden almış olan filmdir."
  • "(bkz: önsezi)"
  • "kötü yönde bir önsezi.."
  • "joe satriani'nin 2010 ''black swans and wormhole wizards'' isimli albümünün ilk parçası. çok güzel. öyle böyle değil."




Facebook Yorumları
  • comment image

    --- spoiler ---

    farklı zamanlara gidip gelmeyle ilgili filmlerde olan sorunu barındıran film.kadıncağız perşembe günü kocasının ölüm haberini alıyor ama kızının suratındaki izden eser yok o gün.halbuki kızın olayı pazartesi günü gerçekleşmis ve filmde kırılmaz bir zaman çizgisi varmış gibi görünmekte.yani aslında başrol karakterimizin daha filmin başında kocasının ölümüyle yüzleşmeden kızının yüzünün şekliyle kafayı yemesi gerekiyordu.eğer olaylar sabit bir zaman çizgisinde gerçekleşmiyorsa yani bir şekilde değiştirmek mümkünse olacakları, niye değiştirmeye çalışmadığını anlamak mümkün değil...misal; (bkz: çöpe attığın kağıdı yaksana be kadın)

    ---
    spoiler ---


    (sargonnas - 12 Nisan 2007 00:24)

  • comment image

    konu güzel,film temelde inanç üzerine kurulu.inanmak ve inandığını yaşamak...
    ama senaryoda kocaman delikler var.oyunculuklar da çok haz vermedi bana açıkçası.özellikle de julian mcmahon,bence christian olarak kalmış filmde.ne sevgisi ne dürüstlüğü inandırıcı değil.belki de bu yüzden pek etkilemedi film beni.
    premonition türk asıllı bir yönetmeni hollywood'da desteklemek ve görmek için bile izlense fena bir film değil.klişeleri elbette var ama her film kadar.


    (rajas - 20 Nisan 2007 15:20)

  • comment image

    bayik otesi bir film.
    boyle gizemli filmleri seven ben, izlemenin ciddi anlamda zaman kaybi oldugunu dusunuyorum.

    sandra bullock un donuk oyunculugunu zaten sevmem, ustune bir de filmdeki yasanan seylere verilen tepkilerin dogal olmayisi... olum haberini getiren polise verilen cevaplardan tutun, kizinin suratini ilk kotu gordugu ana, vs..

    edit : evet, afisten etkilenenlerdenim ben de.


    (la traviata - 13 Haziran 2007 14:57)

  • comment image

    kader döngüsü üzerinde kafa ütülemeye devam eden filmlerden birisi daha. taze taze izlemiş olmamla beraber şöyle bir tv kumandası sallama yöntemi gibi spoiler vereceğim :

    spoiler

    bir çok filmde görüyoruz, kader dedğimiz şeyi değiştirmek mümkün değil. tamam bunu anladıktan sonra peki ya kaderinin nasıl olacağını biliyorsan ve elinde bal gibi değiştirme imkanı varsa ve sen yinede armut gibi hatalar yapıyorsan o değişmezlik değil salaklıktan öteye gidemeyen bir durum oluyor. neden : "sargonnas" nicki yazarımızın da değiği gibi "çöpe attığın kağıdı yaksana be kadın".

    ayrıca nedendir bilmiyorum, bizim meşhur seksi erkek julian mcmahon un bu filmde hiç bir sevişme sahnesi yok. allah allah diyorum ne zaman düdükleyecek sandra ablamızı diye bekliyorum ama yok. sen git nip tuck dizisinin süper sevişken erkeği "dr. christian troy" al oynat ama seviştirme. yönetmenlere burdan kafanız mı iyiydi filmi çekerken" diye sormak gerekir.

    filmde ara ara "peter stormare" görüyoruz ama çok fazla değil. olsun adamın ses tonu bile filme ayrı bir hava katıyor, lezizleştiryor.

    yani kısaca ; cast a bakıpta binbir umutla izlenecek bir senaryoya sahip değil. vasat değil ama güzelde değil. arada derede bir yerlerde kalmış, bir kaç yıl sonra kimsenin hatırlamayacağı konumda bulunan bir film. unutulmaz ise bu da oyuncuların popülerliğinden olur bu kadar.

    spoiler


    (tutankhom - 14 Eylül 2007 02:10)

  • comment image

    --- spoiler ---
    ilk başlarda gayet ilgi çekici gibi gözüken, sandra bullock'un bile kendini aşmış olabileceğini düşündüren ama sonuçta olağandışılıkları bilse bilse mahallemizin yıllardır görülmemiş rahibi, papazı herneyse işe o bilire vardıran ama hiç bir yere de varmadan son bulan "ee ne oldu ki herif gene de öldü, hem de senin yüzünden salak" diye düşündüren vasat film.
    ---
    spoiler ---


    (kafamkaristi - 18 Ocak 2008 08:46)

  • comment image

    nip tuck'ta ki christian troy, prison breakte'ki john abruzzi ve daha 2 yıl önce son derece benzer bi filmde izlediğimiz sandra bullock 'un baş roller de oynadığı sonu tam olarak bağlanamasa da sona gelene kadar gayet güzel film.

    --- spoiler ---
    adam ın ölmesi en azından farklılık katmış filme .heralde bu sefer de lake house' ın sonunda kahramının öleninden yapalım demişler. umarım üçüncüsünde ishalden ölen ya da astronot olmak için nasa' ya sığınan versiyonları ile gelmezler karşımıza.
    ---
    spoiler ---


    (kurcalamabozarsin - 23 Ocak 2008 19:37)

  • comment image

    çok negatif reytinlger almış bir filmmiş bu.buna rağmen eleştirmenler bullock'ın performansını övmüşler. bence sonu bu kadar boktan olmasa, daha pozitif yaklaşabilirdi insanlar. ayrıca dinciliği de hakkaten rahatsız edici olmuş, daha önce söylenildiği gibi.


    (retinue - 11 Mart 2008 23:50)

  • comment image

    acayip kurgusal eksiklerini nispeten daha derli toplu the lake house'un sandra bullock'u ile mi yutturmaya calismislar bilmem. cunku olay artik premonition olayini, onsezi olayini filan asmis, karakterler sabah aksam ac karnina reenkarne oluyorlar. kaldi ki ne reenkarnasyona inanirim ne overrated oldugu gunden beri sandra bullock'u severim ne de kimsenin ''haci bu kadin the lake house'da da boyleydi, beklerim ben bundan boyle gariplikler'' diyebilecegini sanirim.

    ayrica peter stormare abimiz de her zaman yaptigi gibi gecerken ugramis filme. hos bu seferki gerek filme gerek linda karakterine, hasta ziyareti kisa olur babinda cuk oturmus, cuk cuk sesler cikarmakta. ha bir de senaristler bir senaryoya girismeden once iki kez dusunuyorsa fantastik seylerde bes kere, on kere hatta yirmi kere dusunsunler. zira bu turde seyler olmayinca direktman cok kotu oluyor. bu baslikta da goruldugu uzere sonra onu turk yonetmen bile kurtaramiyor.


    (nicomedian - 25 Kasım 2008 15:15)

  • comment image

    geçen gün fragmanını kanal d'de izlediğimde ilginç bir senaryo olduğunu gördüm, ve 22:45'te izlemeye koyulduğum film. başlarda fenada gitmiyordu, kadının yaşadığı garip bir psikolojik olay. ama senaryo çok karışık, neyin ne zaman ne şekilde olduğunu anlamak için filmi 2-3 kere daha seyretmek lazım. hele ki kadının hangi gün ne yaşadığını yazdığı tabloyu anlamak oldukça zor, zaten filmde bu noktadan sonra kopmakta.

    --- spoiler ---
    hepimiz filmi bir müddet seyrettikten sonra, kadının olayları tekrar yaşayıp kocasını kurtarmasını bekliyorduk değil mi. lakin sen misin bunu diyen, sürekli ağlayan linda hansonın rahatlığa ve kocasına tekrar kavuşacağını umarken jim'in (kocası) araba kazasıyla öldüğü sahnede saçmalıklar üst üste gelmiştir. arkada gümbür gümbür gelen kamyonu son anda farkedip arabasının kapısının açılmaması ayrı bir hadisedir, yani geçmişi değiştiremezsin arkadaşım denmek istenmiştir, filmin temasıda budur. zaten kilisedeki rahipte filmin sonunda söylemiştir "geçmişi değiştiremezsin" diye. ama nasıl olduysa gelecekte yaptığı bir tabloyu, geçmişte bıraktığı yerde bulabilmekte... (ya işte böyle bulurlar açığı)

    belirttiğim gibi senaryo çok çok karmaşık, bir bölümde kızının yüzünü kestiği için linda sinir hastalıkları hastahanesine kaldırılırken, diğer bölümde kızının yüzünün cama çarparak kesildiğini görüyoruz. ayrıca kızının yüzünü ilk olarak kesikler halinde gördüğünde linda "yüzüne ne oldu" diye sorduğunda, kızı "hiçbir şey, yüzümde birşey yok" cevabını vermiştir. halüsinasyon sandık ama kızının yüzü gerçektende kesiktir. *
    ---
    spoiler ---

    zaman kaybı hele benim gibi gecenin bir yarısı izliyorsanız film bittiğinde:

    --- spoiler ---
    "ulan zaten film başında kocasının öldüğünü söylemiştin, film bitti yine öldü, ee ne değişti aq!"
    ---
    spoiler ---

    diye serzenişte bulunmak olasıdır. ayrıca türk asıllı yönetmen mennan yapo yönetmiştir. sandra bullockta fena oynamamıştır.


    (thugster - 17 Şubat 2009 10:45)

  • comment image

    --- spoiler ---

    peder imam gibi adammış vallahi. tuttum. kendinden ötede bir şeye inanmadıkça mutlu olmazsın, hayatını devam ettirecek sebebi bulamazsın gibi bir şey diyor.

    tam aklımdan elime kağıt kalem alıp olayların yaşandığı günleri not almalıyım diye geçirirken, baktım linda aynısını yapıyor. bir an için, yoksa benim başıma gelecekleri de mi gördü, deyip filme döndüm.

    bir an' ı ( mesela: 23/12/2010 - 23:39:12) bir defa yaşayabileceğimiz ve yaşanılan her an' ın geçmişte kaldığı gerçeği üzerinde durulmuş . tabii bunu birkaç cümleyle vermek yerine iyi de bi kurgu yapılmış.

    linda, jim' i uyarmak için ofisine gittiğinde, sarı iş arkadaşıyla jim' in gözleri aralarında bir şeyler geçtiğini veya geçme ihtimali bulunduğunu şakıdı mübarek. tam da bu noktadan sonra gebersin gitsin adi adam dedik. ta ki, arabasıyla altında kalacağı tırla aralarındaki mesafe gittikçe azalırken, sarı iş arkadaşını arayıp vazgeçtiğini söylemesine ve gözlerinde eşi ve çocuklarına ait sevgi parıltıları görünene kadar. neymiş lindacım, olmayınca olmuyor. yazılmış kader değişmiyor.

    eşini veya eşi olma yolunda ilerleyen kişileri aldatan/ aldatmayı düşünenler izlese bir yardımı dokunur belki.

    ---
    spoiler ---


    (ucikibir - 23 Aralık 2010 23:47)

  • comment image

    enerji ile dolmak, umut etmek, çok çok sevmek ve sımsıkı kucaklamak, gülümsemek.. aklıma gelebilecek olumlu ne kadar kavram varsa, hepsini aynı potada eritip kulağıma fısıldıyor bu şarkı.

    eline, yüreğine, ruhuna sağlık. eyvallah my dear.


    (lynda - 4 Mayıs 2011 16:42)

Yorum Kaynak Link : premonition