jim thompson'un romanından beyaz perdeye aktarılan film. casey affleck, kate hudson ve jessica albabaşrolü paylaşıyor. alba, seri katil tarafından öldürülen bir hayat kadınını^* canlandırıyor.

(tatar ramazan gormus bekir cavus - 3 Mayıs 2010 18:15)

--- spoiler ---

jessica albayı sevişirken görmek, anatomisine şahit olmak için biçilmiş kaftan.

--- spoiler ---

(tetteh - 2 Eylül 2010 11:09)

casey affleck ne güzel bir oyuncu olmuş. abisi bir yana ama bu oğlanı seyretmek iyi geliyor bana.
film dingin ritmi hadi ya duygusunu yaratması ile oldukça iyi. basit bir seri katil filminden daha fazla şeyler var içinde...

(horace pinker - 6 Eylül 2010 15:42)

(bkz: the spanker inside me)

--- spoiler ---

casey affleck'in bir yıllık sevişme ihtiyacını peşinen aldığı film. gelsin jessica albalar gitsin kate hudsonlar.

--- spoiler ---

(haycanus - 8 Eylül 2010 22:29)

casey affleck'in inanilmaz oyunculugu olmasa "kotu" diyip gecmek isterdim, ozellikle insanin bogazini dugumleyen siddet sahneleri yuzunden. fakat madem ki casey insanustu bir oyunculuk cikarmis, itiraf edilmeli ki filmdeki siddet filmin derdini anlatmak icin ustaca kullanilmis bir arac olmus. nedir filmin derdi derseniz, "insani dis gorunusuyle yargilama" derim kendi adima (cok yuzeysel oldu ama, kusura kalmayin).

filmdeki siddetin insanin icine islemesinin, kanini dondurmasinin en onemli sebebi bu tip insanlarin var oldugunu ve benzer davranislarda bulunduklarini icten ice cok iyi bilmemiz. belki de bilmedigimiz tek sey kurban ile katil arasindaki o son anlarin ayrintilari idi, buna da filmin malum sahnelerinde tanik olduk ve bu mahremiyetin bozulmasi bizi rahatimizdan etti. jessica alba ve kate hudson bu sahnelerdeki oyunculuklari ile yasadigimiz soku arttiriyor ayrica.

--- spoiler ---

yasadigim travma yuzunden filmin son sahnelerini gercek gibi izledim ve tatmin olmadim, olamadim. filmin sonunda inanilmaz bir burukluk yasadim bu yuzden. genelde kotu filmlerin sonunda bu tip ama cok daha az siddetli bir hisse kapilirim, ama bu filmin sonunda yasadigim bambaska idi. tarif etmek zor. her neyse, daha sonra bir iki yorum okuyunca farkettim ki lou'nun akil hastanesine girmesiyle film kopuyor; hastaneden cikma, eve gitme falan tamamen hayal (simdi dusununce nasil anlayamadigima cok sasiriyorum, hakkaten film psikolojimi bozmus). ilk sinyaller hastanedeki slayt sovla veriliyor seyirciye. daha sonra lou tanimadigi birine her seyi bastan sonra anlatiyor (kendiyle hesaplasma), daha sonra evine gidip buyuk final icin hazirliklarini yapiyor. bu sirada kravat giymek istiyor fakal akil hastanesinde kravat olamayacagi icin (intihar etmesinler deyyu) kravatsiz kaliyor, bu da bir diger ipucu. sonra da buyuk hesaplasma zamani geliyor ki buradaki absurtlukleri anlatmaya baslamak dahi istemiyorum.

--- spoiler ---

sonuc olarak izlemeyin, izlettirmeyin; fakat bilin ki film oldukca iyi.

ennn son olarak, inception'daki ruyalari cok mekanik bulan arkadaslar umarim bu filmin anlatis tarzinin ruyasal bir kaotiklikle yurutulmesinden orgazmik bir zevk almislardir.

(k mno4 - 16 Eylül 2010 00:34)

alt metninde "kadınlar şiddetten hoşlanır", "şiddet uygulayan adama aşık olur" gibi bir saptaması olan "hasta" film. bu film için yorulmaya, lafı çok uzatmaya gerek yok; michael winterbottom şişirilmiş bir yönetmen, casey affleck filmin başından sonuna kadar aynı surat ifadesiyle kötü ve öylesine oynuyor, alba sıradan, hudson çirkin görünüyor (bu filmin ve kadının suçu değil tabii, eşyanın tabiatı, tarihe not düşeyim dedim.) ve ayrıca kötü oynuyor, senaryo berbat (uyarlanan kitap nasıl merak ediyorum.) vs. vs.

komik bir kasabada, şiddet düşkünü (bunun nedeni olarak da, çocukluğunda bakıcı kadının? poposuna vurması -kadının arzusuyla tabii!- veriliyor.), baby face! bir adamın başından geçen, absürt olaylar dizisi. eğer şans faktörünü anlatmak istiyorsa yönetmen, woody allen'ın match point sonrası tüm filmlerine bakabilir. eğlenceli ve zekice nasıl anlatılırmış şu şans denen meret, o zaman görülür işte, özellikle whatever works filminde.

ayrıca şans ve ötesini merak edenler için;

(bkz: jung ve eşzamanlılık)

(ivan karamazov - 5 Ekim 2010 20:53)

izledikten sonra etkisinden bir süre çıkamadığım, cassey affleck in ben bu tür rollerin adamıyım tribine iyiden iyiye kaptırdığı, kurguya nefis müziklerin eşlik ettiği ve güney amerika kokan film.

(bruegel - 22 Şubat 2011 23:05)

michael winterbottom'ın casey affleck'ten mükemmel verim aldığı, her katilin aslında bizler gibi sıradan insanlardan biri olduğunu vurgulamaya çalıştığı, tam olmasa da yine de seyredilebilir filmi.

(butcher weather report - 8 Nisan 2011 01:33)

filmin son sahnesi haricinde süper, hatta enfes bir film olmuş. beğenilmeyen yorumların sebebinin daha çok klasik seri katil filmlerine benzememesi olduğunu düşünüyorum. mesela hiç merak etmiyorsunuz katil kim diye. dedektif olayı çözecek mi çözemeyecek mi derdiniz de yok. zaten dedektifte pek yok ortalarda. vahşet dibine kadar olmasına rağmen, kan revan da pek görülmedi. katil korkunç bir bıçağı ışığa doğru tutup parlatmadı da. maktüllerin ortak noktaları da yok. film sadece katilin gözünden anlatmış her şeyi. diğer gelişmelerden zerre haberimiz yok mesela. filmin ilk sahnelerinde acaba kim katil olacak da elemanımız onun peşine düşecek diye beklerken haydaa diyorsunuz. erotizm gerçekten dozunda ve güzel kullanılmış. aksiyon öğeleri düşük tutulmasına rağmen gözlerimi kapatamadım bile.
film aslında, hani bir yalan söylersiniz de o yalan yüzünden daha çok yalan söylemek zorunda kalırsınız ve en sonunda tıkanırsınız ya, işte tam da bu şekilde bir örgü ile ilerliyor. gayet güzel tavsiye ederim.

(ground - 24 Kasım 2011 09:03)

--- spoiler ---
ingiliz yönetmen michael winterbottom’ın taşrayı dekor olarak kullandığı filmde katil kasaba şerifi lou ford’un (casey affleck) uçakta gördüğü kâbus suçluluk duygusunun ama daha çok polisler tarafından yakalanma korkusunun (birlikte olduğu kadını öldürmüştür) bir dışavurumu biçimindedir. yanı sıra orgazmla da ilişkilidir.

film şiddet ve cinselliğin bir tenakuzunu değil, sarmalanıp iç içe geçerek döngüsel ve çıkışsız bir açmaza kilitlendiğini göstererek batı anlatı geleneğindeki bataille^* çizgisine uyar. ford'un işlediği cinayetin sunum biçimi herhangi bir istismar filminden, örneğin bir giallo'dan daha etkilidir ve bu filmlerin yapamadığını yapar. bu basitçe herkes sevdiğini öldürür temalı bir şiddet girişimi değildir; şiddetin insanın parçası olmasının ve onu gittiği her yere peşi sıra sürüklemesinin psikotik öyküsüdür.
--- spoiler ---

(hanging rock - 3 Eylül 2016 00:49)