Süre                : 1 Saat 24 dakika
Çıkış Tarihi     : 19 Eylül 1958 Cuma, Yapım Yılı : 1958
Türü                : Cinayet,Drama,Gizemli,Heyecanlı
Taglar             : cinayet,Fransız Rivierası,İngiliz gülünü,kaçış,villa
Ülke                : İngiltere,ABD
Yapımcı          :  Columbia Pictures Corporation , Romulus Films , Valiant Films
Yönetmen       : John Guillermin (IMDB)(ekşi), Dan Cohen (IMDB)
Senarist          : Jonathan Latimer (IMDB)(ekşi),Philip Mackie (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Stewart Granger (IMDB)(ekşi), Donna Reed (IMDB)(ekşi), George Sanders (IMDB)(ekşi), Gianna Maria Canale (IMDB), Michael Shillo (IMDB), Richard Molinas (IMDB), Peter Dyneley (IMDB), John Van Eyssen (IMDB), Philip Vickers (IMDB), Jimmy Thompson (IMDB), Hy Hazell (IMDB), Carlo Giustini (IMDB), Agnes Lauchlan (IMDB), Jacques Cey (IMDB), Hugo De Vernier (IMDB), Yves Chanteau (IMDB), Jean Driant (IMDB), Joan Benham (IMDB), Mignon O'Doherty (IMDB), Jan Holden (IMDB), Laurie Main (IMDB), Mark Milleham (IMDB)

The Whole Truth (~ Büyük hakikat) ' Filminin Konusu :
The Whole Truth is a movie starring Stewart Granger, Donna Reed, and George Sanders. A movie executive is framed for the murder of his beautiful promiscuous leading lady by her jealous, estranged husband.


  • "başrolünü daniel craig'in üstleneceği film.edit: daniel craig'in yerini keanu reeves alır."
  • "keanue reeves için izlenebilir.ama illa sinemada olmasına gerek yok, evde limitsiz patlamış mısır eşliğinde izlemeyi tercih ederdim. sonu sürprizli film sevenlere hitap etmiş daha çok."




Facebook Yorumları
  • comment image

    yeni abc dizisi. amerikan halkının ve şahsen benim çok sevdiğim maura tierney başrolde. geçen sezon, hastalığı yüzünden parenthood'a başlayamayan ve yerini herkeslerden çok sevdiğim lauren graham'a bırakan tierney şimdi kendi dizisiyle, sağlığına kavuşmuş bir şekilde karşımızda. kadınlarda kısa saçı hiç sevmem, belki o yüzden ama dizide ilk göründüğünde erkeksi saçları, güneş ışığından yansıyan sakalları ve yanındaki yüzeysel bir bakış açısıyla o tipte bir kadının asla birlikte olamayacağı kadar genç ve güzel adamla karakter daha en baştan dengesiz bir tahtaya ayak basıverdi.

    dizi çok ama çok hızlı başladı. öyle ki, ilk izlediğimiz davada öldürüldüğünü anladığımız maria'nın başına ne geldiğini çözmekte zorlandık. biz daha diziye ve yeni tanıştığımız ve belli ki dizide önemli yeri olan iki karaktere alışmaya çalışırken mahkeme salonundaki makineli tüfek modunda konuşmalar ve arka plandaki yorucu müzik diziye yabancılaşmamızı sağladı. ve sonra, savcılıkta davayı tartışan ekibi izlemeye başladık. tecavüzcünün iktidarsız olması ve kurbanın bakire olması üzerinden sarkastik ve biraz espri sınırlarında dolaşan bir muhabbet seyrettik. şahsen diziden ikinci kopuşu bu sahnede yaşadım, ve evet bu diziyi sevmeye artık bir adım daha uzaktım. sonra davayla ilgili önemli bir konuşmanın geçtiği sahneye en sağlam aksiyon dizilerine yakışır bir müzik eşliğinde geçtik. ve kahramanlarımız bir poligondaydılar. hukuki bir mesela konuşurken silah ateşleyen kadın... ne kadar heyecan verici ve seksi değil mi? daha önce hiç kimse bu seyirciyi kafesleme tuzağını kullanmamıştı zaten.

    sonra iş karakterler açısından sarpa sardı. erkeksi başrolümüz silah kullanıp erkeklerin aletinden söz eden bir cool kadın. rakibi jimmy'nin davayı almasında kendilerinin bilmediği bir bilginin rol oynadığını söylüyor. jimmy, kurbanın seks videosunu bulunca kathryn'i arıyor ve haber veriyor. kathryn telefonu kapattığında şöyle diyor "jimmy'nin bildiği ama bizim bilmediğimiz şeyi öğrendim." e kardeşim, jimmy sana videoyu az önce izlediğini söyledi. bu bilgi yeni bir bilgi. bunu fark edemiyorsan nasıl başsavcı oldun sen? bölüm sonlarına doğru izlediğimiz duruşmada iyi bir savcının yapmaması gereken hatalar yaptığını görüyoruz. oysa kathryn herkesin korktuğu, başarılı bir savcı olmalıydı, olamamış. senaristler başaramamışlar. aynı şey jimmy için de geçerli. müvekkilinin birlikte olduğu hayat kadınını tanık sandalyesine, önceden onu hazırlamadan oturtan bir savunma avukatı olabilir mi? kendi tanığı, müvekkilinin genç bir hayat kadını istediğini yumurtlayıverdi yahu, olur mu öyle şey? kurbanın vücuduna kazınmış bir sembol. savunma avukatı kendi ağzıyla bu sembolü maria'nın katil zanlısı hocasına verildiğini ve aralarında böyle bir bağ olduğunu söylüyor. nasıl bir savunma avukatı kurbanın vücudundaki bir izle müvekkilinin bağlantısını tertemiz bir şekilde ortaya koyuverir ki?

    lafı daha fazla uzatmayayım. dizi, hele abc için, rezalet bir ratingle yayın hayatına başladı. haftaya toparlanmaya başlamazsa zaten ömrü uzun değil. zavallı jerry bruckheimer, sinemada bu yaz uğradığı başarısızlıklardan sonra chase ve bu dizisi de yayından kaldırılırsa epey üzülecektir. işin özü, izlediğim hukuk dizilerinin ciddi, ağır ve derinlikli olmasını isterim. bu dizide aradığımı bulamadım. evet, hem iddia hem de savunma makamının hikayesini izlemek ilginç. ilk defa müvekkilin kazanması ya da kaybetmesi seyirciyi bu kadar çok ilgilendiriyor. zira hem savunmayı hem de iddiayı eşit detayla izleyince her hafta bir tarafı tutma lüksü doğuyor. the practice'de olduğu gibi her hafta bobby ve ekibini desteklememiz içgüdüsel olarak gerekmiyor. ama işte, bize izlettirilen şey ilginç değil. bu diziyi bu kadar az sevdiysem, az sonra izleyeceğim the defenders'a hiç şans vermiyorum... göreceğiz. ah, the good wife bir başlasa.


    (under rug swept - 24 Eylül 2010 20:40)

  • comment image

    keanu reizi tekrar avukat rolüyle izleme şansı elde edeceğimiz filmdir. çekimlere birkaç gün kala bilinmeyen bir nedenden başrol için craig'le yollar ayrılmış ve yerine reizle anlaşılmış. haziran'da vizyona girecekmiş film, merakla bekliyoruz.


    (doyoubelieveinlifeafterlove - 30 Mayıs 2016 15:22)

  • comment image

    bugün itibariyle vizyona giren, başrolünde keanu reeves'ı gördüğümüz film.

    babasını öldürdüğünü itiraf eden bir ergenin mahkeme sürecini konu alan filmde keanu reeves savunma avukatı.

    zaman zaman sıkılsam da beğendim ben.

    --- spoiler ---

    başından beri adamı çocuğun öldürmediğini anlıyorsunuz evet. filmin istediği üzere, ben de anne kişisi öldürmüştür diye düşündüm. ters köşe yapmak istemişler sanki ama bekledikleri kadar etkili bulmadım açıkçası. "hmm oymuş demek.. iyi, hayırlısı.." gibi bi tepki verdim zihnimde, "ohaaaaaaa bu muymuş, yuuuuhh!!?" olmadım.
    ---
    spoiler ---


    (efsunly - 19 Ağustos 2016 23:41)

  • comment image

    sonu sürprizli film yapmaya çalışmışlar ama yapamamışlar diyecektim ki, az önce filmdeki sarışın gacının renee zellweger olduğunu öğrenmemle en büyük sürprizi yaptılar bana. ben de filmi izlerken bu rol için başka birini bulamamışlar mı diyordum bir de. imdb puanı olan 6.9'u kesinlikle hak etmiyor. o 0.9 puan kesinlikle keanue reeves içindir.


    (readmymind - 21 Ağustos 2016 01:01)

  • comment image

    keanue reeves için izlenebilir.

    ama illa sinemada olmasına gerek yok, evde limitsiz patlamış mısır eşliğinde izlemeyi tercih ederdim. sonu sürprizli film sevenlere hitap etmiş daha çok.


    (marsha linehan - 22 Ağustos 2016 12:48)

  • comment image

    temposu yer yer düşse ve bazı sahneler gereksiz yere uzatılmış olsa da genel olarak izlenebilir bir film tadı bırakacak gibiydi ancak sonu hiç bekleneni vermedi. şaşırtmalı olsun istemişler zaten filmi izlerken de meraklanıyorsunuz lakin vay be dedirtmedi. sadece hımm öyle miymiş, peki madem dedik. sonu o kadar zayıftı ki filmin genel tadını aldı götürdü. daha salondan çıkmadan filmin etkisinden çıkmıştık. neyleyim ben böyle filmi.


    (gingerland - 31 Ağustos 2016 00:36)

  • comment image

    bir filmi izlerken ilk kez "lan sizin kullanacağınız müziğin kurgunun sanat yönetmeninin amuğagoyum" demişimdir.

    ayrıca renee zellweger isimli kadının botoks ve gerdirme nedeniyle "yazık amk" derecesine gelmiş yüzünü gördüğüm için ayrıca canımı sıktı.
    en son knock knock'ta izlemiştim keanu reisi, kendisini mütevazı kişiliğinden ötürü "31 çekse izlerim" boyutunda sevmiş olsamda, bu film azalarak biten kariyerinde "keanu olan filmlerden uzak durabilirsin" noktasına getirmiştir, benzer şekilde bruce willis ve nicolas cage reislerin azalarak bitmesini gördüğüm için çok üzgün olduğumu belirtmek isterim sayın yargıç(yoranır).

    yeterince yaşayabilirsem sırasıyla dicaprio, brad pitt, robert downey jr hatta çabuk gazı geçmiş bradley cooper ipnesinin bile azalarak bitişlerini görmem mümkün..
    ama mesela sanırım bir elijah wood bir daniel radcliffe bebelerinin kariyer sonları bana uzak kalacaktır..bugün robert de niro'yu, al pacinoyu, sean penn'i, gary oldman'ı, yazarken duygulandıran bu isimleri unutmak mümkün müdür sorarım?

    evet ne diyorduk, işte böyle müstesna bir film efenim, baya bildiği sinema konuşsak daha faydalı o minvalde şeyedin..hayaller "dı hol turut", gerçekler dombili terleyen ismail türüt...


    (core i - 29 Kasım 2016 21:39)

  • comment image

    kayserispor'un galatasaray deplasmanı gibi film. kayseri kazanıp süpriz de yapamıyor, galatasaray banko olmasına rağmen o da kazanamıyor. maç berabere..
    yani bittiğinde oha dedirtmese de, çoğunluğun tahminini de boşa çıkartacak filmlerden.

    --- spoiler ---

    hayır benim anlamadığım madem adamı ortadan kaldırmaya niyetlendiniz, suçu karısına atmak nedir. bir de kadına 'gel bıçağı tut.' diyor. allah'tan bebenin kafası çalışıyormuş da bu aptal aşıkları kurtardı.
    sonuç olarak amerika'da olsa, 'hani lan adalet allahsızlar???'

    ---
    spoiler ---


    (withmyself - 1 Mayıs 2017 00:10)

  • comment image

    filme dair farklı okumalar yapmak pek ala olası... mesela;

    keanu'nun oynadığı karakterle, maktulun karısı bence aşk ilişki içerisinde değil! filmde buna dair en ufak bir detay ya da ipucu yok! bence kadın yan komşunun çocuğuyla takılıyor...

    keanu adamı öldürüyor çünkü pislik herifin kadını öldüreceğini ve bu durumdan da paçayı yırtacağını biliyor. adamın "bensiz yaşayamaz!" dedikten sonraki sırıtışı ve karısıyla yaptıkları ve karısını öldürmekle tehdit ettiği geçmiş diyaloğun hatıra getirilişi bu yüzden.

    bunlar dışında benim asıl problemim zenci kadınla... filmdeki olayını bir türlü kavrayamadım! sanki resmen ırkçı imajı vermemek için bir adet zenci karakter koyalım düşüncesiyle filme eklenmiş gibi. hiçbir amaca hizmet etmiyor. gereksiz sahnelerle vakit çalmaktan başka hiçbir olayı yok ya da ben anlayamadım! bir de karakteri işlemek namına bol bol diyalog eklenmiş, eski işinde ne olduğuna dair. hayır, bir an filmin sonuna doğru tüm olayı kavrayacağını ve ortaya çıkaracağını düşündüm ama öyle bir şey olmadı. bilmiyorum sanki bir şeyler kesilmiş ya da çekim aşamasında senaryoda değişiklikler olmuş ve ilgili karakterin asıl olayı değiştirilmiş.

    bunlar haricinde bence film atmosfer olarak güzel... avukatın sürekli iç monologlarıyla olayı anlatıyor oluşu ve ne olup bittiğini anlamaya çalışı, seyirci üzerinde güzel bir empati bağı yaratıyor ve siz de olayın kim tarafından nasıl yapıldığını çözmeye çalışıyorsunuz... hani bunun böyle dizisi olsa 10-15 bölüm, böyle ilginç davalı bir şeyler izlenir bence.


    (gominist redar - 7 Mayıs 2017 06:11)

Yorum Kaynak Link : the whole truth