tarih ve mitoloji tutkusuyla bilinen yazar lord dunsany'nin damağınızda unutamayacağınız bir tat bırakan kısa öykülerinden biridir. türkçe'ye henüz çevirisi yapılmamış olduğu için henüz türk okuruyla buluşma imkanı bulamamış olan bu kısa öyküyü okumanızı tavsiye ederim. satırların değil satır aralarının okunması gereken bir öyküdür "the guest"...hikayenin tamamında bir lokantada tek başına akşam yemeğini yemekte olan genç bir adamın görünmez konuğuyla yaptığı ilginç sohbet anlatılır. genç adam bu tek taraflı sohbet sırasında konuğunun tanıdığı önemli tarihi figürlerden bahseder. genç adam sevdiği kadın tarafından terk edilmiş, onunla baş başa bir akşam yemeği hayal ederken, bu görünmez konukla sohbet etmek zorunda kalmıştır. hikayenin sonunda kahramanımız kendisine bir kahve söyler, kahvesinden bir yudum alır almaz da yere yığılır. lokantada bulunan bir doktor hemen adamın yanına gelir, fakat genç adam çoktan ölmüştür, okuyucu da sözü edilen "görünmez konuğun" kim olduğunu anlar.
dunsany öyküsünde sade bir dil kullanmış olmasına rağmen, üslubu oldukça arkaiktir. bu öyküde olduğu gibi eserlerindeki tarihi ve mitolojik dokuyu okuyucuya eserlerinde sıkça yararlandığı arkaizm sayesine verir. öykü herşeyi bilen anlatıcının ağzından aktarılmıştır, anlatıcı öykünün nasıl sonlanacağını bile en başından bilmektedir. öykü kolay okunmasına rağmen anlam satır aralarında gizli ve yazar kelimelere çok fazla anlam yüklemiş. öyküdeki görünmez konuk "azrail". öykünün bitişinden genç adamın reddedilmesi üzerine intihar etmeye karar verdiği anlıyoruz, fakat sohbet sırasında eski bir dostuyla konuşurmuş gibi rahat ve kleopatra, firavun seti gibi önemli tarihi kişilerden sıradan insanlarmış gibi bahsediyor. bu yüzden öykünün çevirisi sırasında da yazarın amacı göz önünde bulundurulmalı ve yine bu kişilerden sıradan insanlarmış gibi bahsedilmeli. genç adamın aslında "son yemeğini" yiyor olması da yine ayrı bir önem taşıyor. genç adam sonradan ölmüş olduğunu anladığımız babasından bahsettikten sonra sohbet esnasında firavun seti, cleopatra, truvalı helen ve keops bazı önemli kişilerin adları geçiyor. öykünün orjinal metnine bu adresten ulaşabilirsiniz:

http://lord-dunsany.book-lover.com/…_the_guest.html

öykünün son kısmını da şöyle çevirdim:

“ortak tanıdıklarımız var,”dedi. kral seti’yi bir yıl önce teb şehrinde gördüm. onu gördüğünüzden beri çok az değişmiş. bence alnı bir kral için fazla dar. keops sizi karşılamak için inşa ettirdiği evden ayrılmış. sizin için yıllarca hazırlanmış olmalı. sizi kimse böyle ağırlamamıştır sanırım. hiçbir ziyaretinizden bu kadar zevk almamışsınızdır. bu yeri ayırtalı bir haftadan fazla oldu. o zaman bir hanımefendinin bana eşlik edeceğini düşünmüştüm. gelmediği için ben de sizi davet ettim. truvalı helen kadar güzel olmayabilir. helen çok güzel miydi? belki de siz onu tanıdığınızda o kadar da güzel değildi. kleopatra ile tanıştığınızda hayatının baharındaydı, bu yüzden şanslısınız.
“hiçbir zaman deniz kızlarını, perileri ya da güzel tanrıçaları görme fırsatınız olmadı, şansınız her zaman yaver gitmemiş.”
garsonlar masaya geldiğinde adam sessizdi, fakat garsonlar masadan ayrılır ayrılmaz boş sandalyeye dönüp neşeyle konuşmaya devam etti.

bu bölümün analizi: öykünün kahramanı öncelikle firavun seti'den bahseder, fakat özellikle ondan "kral" diye söz eder. bir başka cümlede de keops'un inşa ettirdiği devasa piramitten "ev" diye bahseder. yazarın amacı bütün bu kişilere azrailin ayrım yapmaksızın diğer insanlara davrandığı gibi davrandığını vurgulamaktır. bu yüzden eseri çevirirken de "piramit" yerine "ev" sözcüğünün tercih edilmesi gerekir. kahramanımız daha sonra firavun seti'nin alnının bir firavununkine göre biraz dar olduğunu söyler. bazı kültürlerde dar alnın "zeka seviyesinin düşük olduğunu" gösterdiğine inanıldığı ve kraliçe elizabeth'in bu yüzden alnını kazıttığı düşünülürse, bu cümleyle yazarın firavun'un babası ve oğluna göre daha başarısız olduğunu ima etmek istediği düşünülebilir. hatta bazı kaynaklarda firavun seti'nin hükümdarlığının son döneminde ülkeyi oğlu ramses ile birlikte yönettiği söylenir.
daha sonra genç adam keops'un azrail için yaptığı hazırlıklardan bahsederken "hiçbir ziyaretinizden bu kadar zevk almamışsınızdır." der. keops piramidi'nin 30-56 yıl kadar bir süre içerisinde binlerce işçi çalıştırılarak tamamlandığı tahmin edilmektedir.(herodotus and henry cary, the histories of herodotus, kessinger publishing, 2005, p. 131.) aynı zamanda bu piramitin inşası sırasında birçok işçinin öldüğü bilinmektedir. yazarın bahsettiği, azrail'in bu kadar keyif almasını gerektiren şey bu olabilir.
daha sonra kahramanımız güzelliğiyle ün salmış truvalı helen'den ve kleopatra'dan bahseder. truvalı helen sözü edilen görünmez konuk onu tanıdığında o kadar da güzel değildir, çünkü yunan mitolojisine göre kraliçe polyxo'nun uşakları tarafından boğularak öldürülmüştür. kleopatra ise 39 yaşında, bir yılan tarafından zehirlenerek öldüğü için yazar, cleopatra öldüğünde onun daha güzel olabileceğini ima eder. (strabo, the geography of strabo, london: h. g. bohn, 1857, p. 231.)

(vanguard boun - 24 Nisan 2009 16:02)

albert camus nun bir oykusu. fransizca orijinali "l'hôte".

(cekirge - 10 Mayıs 2003 19:18)

2014 yapımı ilginçli bir film. imdb puanı 7,6. güzel müzik seçimleri yapılmış.

(idontgiveafuck - 15 Kasım 2014 14:40)

inanılmaz müziklere sahip, tarantino-vhs karışımı ilginç film. bayıldım, verdim şukuyu

(guts - 4 Aralık 2014 01:55)

klişe falan ama güzel film.
--- spoiler ---

imdb de david'in tırnak içinde ''david'' olarak yazılması çok iyi olmuş. son sahnede aklına micheal myers gelen sadece ben değilimdir eminim.
--- spoiler ---

(mordorsosyalistiscipartiuyesi - 24 Aralık 2014 01:02)

müzikleri muhteşem güzel olan bir film.
hatta sıralı liste halinde bilen, duyan varsa özellikle - for david- cdsinin aynısından istiyorum ahgdsd.

onun dışında halloween için çekilmiş çıtır çerez niyetine, absürd horror ya da 80'lerin crime tarzında bir film.(retro tarzından ötürü çok beğendim zaten)

--- spoiler ---

film terminator ve drive filmlerine gönderme yapan, retro tarz içeriyor. anna'nın partiye giderken giydiği çizmelerinde bile o absürtlüğü yakalamamız mümkün.
dan stevensın oyunculuğu çok iyi, piskopat rolüne de çok iyi bürünmüş ama aynı zamanda sempatik görünmeyi de başarmış ki filmdeki karakteri de bunu gerektiriyor.
filmin sonunda adam terminatör çıktı beyler kesin serinin devamı gelir. çok ciddi sanatsal mesajlar içermeyen böyle absürd filmleri çok sevdiğimden mutlaka devamını da izlerim. ayrıca fringe'ın baş müdürünü nasıl harcarsınız siz , adamın o konuşması bile karizmayken neden böyle yapıyorsunuz anlamıyorum.
sonracığıma kristen önce kezbana bağladı ''ay nasıl da dövdü eski sevgilimi'' diye sonra da gününü gördü. öyle her önüne gelen maço erkeğe bulaşırsanız sonuç ortada.
ben niye bu filmi çok sevdim bilmiyorum ama serinin devamında anna ile david arasında mutlaka bir aşk bekliyorum.
david'in nöronları anna düzeltir inşallah. luke da durdu durdu tam yerinde açıldı, 16 senedir çocuğun içinde saklı olan katil ruhu ortaya çıktı resmen shfdhsv.
bir de tüm film boyunca anna ile david sevişecekler diye bekledim , olmadı!
--- spoiler ---

not: müzikleri bilen allah rızası, halloween aşkına yollasın.

edit: thracian yolladı beyler:

love and rockets - haunted when the minutes drag
s u r v ı v e - hourglass
annie - anthonio (berlin breakdown version) ---> bu david'in arabada beğendiği muhteşem şarkı idi
clan of xymox - masquerade
s u r v i v e--omniverse--stargate
stevie b - because ı love you (the postman song)
gatekeeper "storm column" hd
clan of xymox - a day
the sisters of mercy - emma
gatekeeper - obsidian
front 242: "sacrifice"
daf - alles ist gut

http://www.youtube.com/…x6mxebiqrhnkeivrpi6kgmiea9i

(neferkitty - 24 Aralık 2014 22:48)

kesinlikle imdb puanı olan 6.8'den daha fazlasını hakeden güzel film.
filmde klişe noktalar olsa da çılgın bir yönetmen tarafından bu çok güzel harmanlanmış. 80'lere ait tatlar da bulabilirsiniz, yeni yılların etkilerini de. başrol bambaşka bir karakter. adam hem sexy hem de lebron james gibi güçlü hem zeki hem ex military hem hürmetkar ve saygılı bir aile ferdi hem de affı olmayan bir psikopat.
daha fazla ipucu vermeden, fazla beklenti oluşturmadan oturup keyfini çıkarın derim zira ben çok şaşırıp güldüğüm oldu ve evet kesinlikle müzikleri de güzeldi. öylesine bir iş yapılmamış ve devamı bile gelebilir.

(ori - 26 Aralık 2014 09:56)

--- spoiler ---

sinemaya yeni bir micheal myres armağan eden film.hem de daha karizmatik, daha zeki bir micheal myers.
--- spoiler ---

(il pompiere - 28 Aralık 2014 01:03)

ben de demeden geçemeyeceğim ama müzikleri enfes olan film. uzun zamandan sonra izlediğim iyi gerilim filmlerinden.

(bkz: dan stevens)

--- spoiler ---

bir anda film kırılıma giriyor. o kadar ani oluyor ki bu durum zaten bi kıllanıyosun filmi izlerken ne olacak diye bi anda seni içine alıyor olayın o dönüşle. işin garibi david'e sempati besliyorsun. adam seksilikten yıkılmakla mesgulken aileyi korumak için de elinden geleni yapıyor. lakin bence polis abinin de acıkladıgı gibi yakalandıgını hissetmeseydi mutlu mesut aile ile yasayacaklardı. devamı cekilir mi bilemiyorum ama david'i karakter olarak izlemek çok keyifli.

--- spoiler ---

(literally dead - 28 Aralık 2014 17:52)

kardeşim taş yerinde ağırdır. vaktiyle bu tarz filmlerin envai çeşidini videonun kral olduğu yıllarda izledik. tam bir seksenli yıllar 2. sınıf video filmi. ötesini deşelemeyeceğim dahi...

(eticin - 30 Aralık 2014 10:35)

ilk yarısındaki gerilim ve heyecanın ikinci bölümde yerini saçmalıklara bıraktığı film, 3-0'dan 4-3 gibi birşey...

(skipper99 - 1 Ocak 2015 21:30)

bu tarz 80ler tadindaki filmleri seven birisi olarak begendigim film.

muzikleri ise gercekten asmis.

klişelerine cok tekme atılmış. filmi güzel yapan şey zaten klişeler bence.

--- spoiler ---

mesela bar sahnesi. agiz burun dalacak birazdan diye heyecanla bekledim. ve guzel bir bar kavgasi izledik.

--- spoiler ---.

(kenanimirzali - 5 Ocak 2015 21:04)

müzikleri olmamış diyenin kısa süreli duyma kaybı yaşamasını temenni ettiğim filmdir.

şimdi şakası bir yana, dua yerine geçmesin de, müzik kullanımında efsane filmdir.

(ruhi mucerret - 11 Ocak 2015 00:13)

universal soldier'ın daha eli yüzü düzgün olanı.. başrol oyuncusunun karizması ve yarattığı psikolojik gerilim filmin içine çekiyor sizi.. bana göre 6 puanlık bir film.. güzel vakit geçirtiyor ve devamı da gelebilir.. ama en başarılı tarafı müzikleri.. güzel seçilmiş..

(31 - 19 Ocak 2015 10:46)

onu bunu bilmem de izlediğim en iyi müzik kullanımına sahip filmlerden biri.

(morphling - 23 Ocak 2015 01:08)

john wick ve the equalizer ile yeni olusan "80'lere donus modasi" nin son halkasi. bildigin 80'ler parodisi, evet film bana baya geyik geldi ve o harika muzik kullanimiyla gayet eglenceli de olmus. sanirim artik kliseleri kullanarak kliselerle dalga gecmeye basladilar.

(illska - 23 Ocak 2015 16:17)

dun seyredip bayildigim film.

bar sahnesinde icilmeyip ziyan olan alkoller icin
(bkz: blow job)
(bkz: cosmopolitan)

(mouse sanitary pad - 3 Şubat 2015 02:38)

v/h/s gibi korku türüne de farklı bir bakış açısı getirmeyi başaran adam wingard'ın bu sefer aksiyon türündeki denemesi olan film.

senaryo olarak boşlukları olsa da, izlenebilirlik açısından iyi iş çıkarılmış. 100 dakikanın hiçbir anında izleyici sıkılmıyor, merak duygusu hep yüksek kalabiliyor. dan stevens'ın role uyumu da çok iyiydi ayrıca.

--- spoiler ---

film boyunca ana karakterin her daim aile ile bir bağı olduğunu düşünüyoruz ama aslına bakılırsa filmin sonunda benim anladığım böyle bir bağ yok. deneklikten kaçarken, denek başka bir arkadaşının ailesine yamanarak yüz naklini elde edene kadar vakit geçiriyor aslında sadece. bu sırada aile kendisi için bir tehdit unsuru olmadığı için de kendi yöntemleriyle yardımcı olmaya çalışıyor ancak ergen kızımız ne zaman aileyi komple bir tehdite dönüştürüp kimlik avına başlayor, o zaman aileyi de elden geçiriyor david. bu nedenle aile ile olan ilişkisinde açık bir nokta yok.

ancak diğer taraftan deney neydi, neden yapıldı, robot mu yaptılar, beyin mi yıkadılar, göte pamuk mu tıkadılar ne yaptılar çok havada kalmış. sonu itibari ile ikincisine göz kırptığını düşünürsek, belki ikincide anlatırlar diyelim artık.
--- spoiler ---

(bir fidandim derildim - 14 Şubat 2015 18:57)

eskitme film. robert rodrigez tarzı. senaryo ve sunumdaki salaşlık kasten yapılmış olabilir. öyleyse de değilse de çok beğendim. şöyle basit ilgi çekici ve özensiz filmi özlemişiz. kesinlikle vakit kaybı değil. bu arada evet müzik sekanslarının girişi ve temposu şukela. kült olmaya aday. buralar entry dolar.

(baykus kusu - 25 Şubat 2015 01:12)

uzun süredir izlediğim en eğlenceli film.
ben böyle filmleri seviyorum. bir sonraki sahneyi doğru tahmin etme yarışması yapmayı, saçma sapan yerlerde gülmeyi ve şarkılara eşlik etmeyi de.. bunları hemen hemen her filmde yapabilsem de sadece bu türlerde eğlenebiliyorum. o yüzden imdb'de 10 verdim. devamını da çeksinler.

bunun bir üst versiyonu da (bkz: sharknado).

(mornie - 9 Mart 2015 18:27)