Süre                : 1 Saat 57 dakika
Çıkış Tarihi     : 23 Mart 2007 Cuma, Yapım Yılı : 2007
Türü                : Drama,Müzik,Romantik
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Barracuda Films , Elixir Films , Entertainment Farm (EF)
Yönetmen       : Ethan Hawke (IMDB)
Senarist          : Ethan Hawke (IMDB),Ethan Hawke (IMDB)
Oyuncular      : Mark Webber (IMDB)(ekşi), Daniel Ross Owens (IMDB)(ekşi), Glen Powell (IMDB)(ekşi), Anne Clarke (IMDB)(ekşi), Cherami Leigh (IMDB), Catalina Sandino Moreno (IMDB)(ekşi), Josh Zuckerman (IMDB)(ekşi), Michelle Williams (IMDB), Jesse Harris (IMDB), Bill Dobrow (IMDB), Jon Fowler (IMDB), Guyora Kats (IMDB), Nick McDonnel (IMDB), Alexandra Daddario (IMDB), Ethan Hawke (IMDB), Jonathan Marc Sherman (IMDB), Richard Linklater (IMDB), Ryan Shawhughes-Hawke (IMDB), Sonia Braga (IMDB), Iraida Polanco (IMDB), Gabriel Rivera (IMDB), Laura Linney (IMDB), Greta Gaines (IMDB), Frank Whaley (IMDB), Lynn Cohen (IMDB), John Patrick Shanley (IMDB), Elissabeth Blofson (IMDB), Benjamin Dickey (IMDB), Lara Theodos (IMDB), Melissa Coleman (IMDB), Ben Hamby (IMDB), Matt Jade (IMDB), Elizabeth Marley (IMDB), Lee Miller (IMDB), Steven Weisz (IMDB)

The Hottest State (~ Alithinos erotas) ' Filminin Konusu :
Yirmi bir yaşında yakışıklı bir oyuncu olan William, Teksas’tan New York’a geldiği ilk günlerde, güzel şarkıcı Sarah ile karşılaşır. Karlı bir New York gününde tasadüfler sonrası yaşanan bu tanışma, iki genci tutkulu bir aşkın içine sürükleyecektir. Fakat bir gün Sarah için ilişkilerindeki herşey tersine döner. Büyük bir kavga sonucu yaşadıkları ayrılık, William için büyük bir yıkım olacaktır. Aşkı da acıyı da doruklarda yaşadığı bu ilişki sonrası iyice kendi içine dönen William, hayatı ile hesaplaşmak üzere yeniden Teksas’a ailesinin yanına döner.


  • "filmde dikkat çeken unsurlardan biride ethan hawke daha önce ki filmlerde oynadığı karakter isimlerini filme yansıtmış. before sunrise ve before sunset jesse, tape filminde ki vince."
  • "babanın* aşk acısı çeken oğluna*, 'aşktan ümidini kesenler,aşkı haketmezler' dediği filmdir.ha bir de; kalbim altından olsa karşılığında ne verirdin?"
  • "ethan hawke'un yazdigi ilk kitap"
  • "ethan hawke'un iki kitabından biri* *. reality bites'ı da çevirdiği yıl olan 1996'da yayımlanmıştır. lisa loeb'la geçmişte kalmış ilişkisini konu alan bir kitap olduğu rivayet olunur."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ethan hawke'ın kendi romanından uyarlayarak yönettiği film. 26. uluslararası istanbul film festivali "uluslararası yarışma" kategorisinde gösterime girecek. ethan hawke, 15 nisan 2007 günü emek sineması'nda düzenlenecek olan geceye katılmak için istanbul'a gelecekmiş.


    (ranini - 10 Mart 2007 17:22)

  • comment image

    tüm zamanların en iyi ethan hawke filmi. çılgın bişey. ama benim babam senelerce beni hiç aramadı diye skim hareketler yapmak nedir william? babam benle ilgilenmedi ondan böle siker kaçar oldum, mal oldum tavrı niye? ben babası çok güzel ilgilenen insan da tanıyorum, onlar da senin gibi moloz çoğu? biraz içine dönmeni tavsiye ediyorum william. lütfen.


    (neen - 10 Nisan 2007 12:38)

  • comment image

    filmden ilk çıktığım anda üstüne düşünmedim... ama sonrasında düşündüğümde, birine delicesine tutkuyla aşık, karşısındaki tarafından da ısrarla gitmesi istenen bir insanın oldukça sağlam anlatıldığını düşünmekteyim...
    ilginçtir; william karakteriyle empati kurmama rağmen sarah karakterini çözemedim bir türlü...


    (minik sincap - 10 Nisan 2007 17:10)

  • comment image

    aşkın sonunun ne kadar iki taraflı ve ne kadar birbirinden farklı olabileceğini anlatan film. bir taraf terkederken, terkedilenin düştüğü haller. terkedilene daha yakın, ama terkedenin de korkularını biraz da olsa göstermiş film. terkedildiyseniz william'ı, terkedilip çok yara aldıysanız ve bunun sonunda kendinize bir daha incinmemek için çok şeyler yapabileceğinizin sözünü verdiyseniz sarah'ı anlayacağınız film.


    (miel - 10 Nisan 2007 17:21)

  • comment image

    babanın* aşk acısı çeken oğluna*, 'aşktan ümidini kesenler,aşkı haketmezler' dediği filmdir.ha bir de; kalbim altından olsa karşılığında ne verirdin?


    (crestfallen - 12 Nisan 2007 10:03)

  • comment image

    böyle filmleri izlete izlete, insanı aşkın ve hayatın çok temel bir felsefesi olduğuna inandırmaya çalışan insanlardan birisiymiş gibi davrandı ethan hawke bu senaryoda.

    --- spoiler ---
    aşık olduğum insanın, kesinlikle değişmeyecek bir fikri varsa ve bu benim mutluluğuma engel oluyorsa, onu sevmeye devam edebilir miyim? william ediyor ve de sanırım iki çeşit seyirci profili ortaya çıkıyor tam bu noktada:

    sarah'ı can sıkıcı ve aptal bulan ve de william'a kızan ya da bu filmi "aşkın felsefesi" tadında ele alan.
    ---
    spoiler ---


    (huthut - 12 Nisan 2007 14:03)

  • comment image

    kitabını da okumuştum ve yayınevleri neden bu kitabı türkçeye çevirtip yayınlamıyorlar diye düşünmüştüm. london'dan sonra izlediğim ve bittiğinde nefes alamadığım filmlerden bir tanesi. ethan hawke iyi bir iş çıkarmış.


    (estella - 23 Eylül 2007 20:36)

  • comment image

    karakterlerin çok kolay kategorize edilebildiği bir film. ve ne yazık ki bu filmin vasatın altında olmasının tek sebebi de bu değil.hadi şu bahsettiğim kategorizasyonu bir irdeyelim:

    --- spoiler ---

    william: sürekli rol yapıyor,teatral konuşmalarla etkileyici olmaya çalışıyor. kendisinin de söylediği gibi bir başkası olmaya çalışarak kendini bulmaya çalışıyor. herşeyin bir anlamı olduğuna inanmak istiyor,çünkü ilgisiz ve babasız geçen bir çocukluğun ardından hayatının oldukça anlamsız olduğunu düşünüyor. bu yüzden ancak-herşeye gereğinden fazla da olsa- anlam yüklediği zaman,hayatının özel olmaya başlayacağını düşünüyor.

    bu anlam yükleme olayını da en fazla sarah üzerinde uyguluyor. o kadar ki,sarah ona ne kadar basit ve aptal olduğunu defalarca anlatmaya çalışsa dahi,william için onun bu uğurdaki her çabası,ona biraz daha anlam yükleyebilmek,onu süblimleştirmek için bahane oluyor. sarah aptalca şeyler için kavga çıkartıyor,william onun kesinlikle önemli bir sebebi olduğunu düşünüp,bu yüce varlığın(!) canını sıktığı için kendini suçluyor;sarah eski erkek arkadaşına ne kadar bağımlı ve güçsüz olduğu hikayesini anlatıyor,william "oh tanrım,ne kadar da özel. nasıl da kıymetini bilememişler,ne kadar iyi yargılıyor kendini,kesinlikle hayatı çözmüş olmalı benim sevgilim" diye düşünüyor... örnekleri çoğaltmak,filmi izleyen sizlere haksızlık olacağından en iyisi kısa kesmek,sanırım işaret etmek istediğim noktayı gördünüz.

    yine de özetleyecek olursak william'ın,herhangi bir kızdan farklı olmayan sarah'ı önce gözünde kendisinin bile dokunmaya korkacağı bir yüksekliğe koyduğunu,buna karşılık sarah'ta ortalama bir insanın bu kadar ilgiye karşı tavan yapan egosunun verdiği "tamam beni çok seviyor ama biraz kendi başıma kalmalıyım,önemli olan benim mutlu olmam vs. vs." motivasyonlu,aşırı dominasyon sonrası gelen küçümseme ve uzaklaşma/uzaklaştırma güdülerini görüyoruz. en sonunda da bu,tanrılaştırdığı insan tarafından uzaklaştırılan özenti yetim'in,önce giderek kendini küçültüp en alt mertebeye getirmesini,sonra da giderek akıl sağlığını yitirme aşamasına gelmesini izliyoruz.

    sarah:bu tanrılaştırılan kız,kurban rolünü çok güzel oynuyor. ayrılıklar sonrası sağa sola,eski erkek arkadaşının kendisini ne kadar rahatsız ettiğini anlatıp yakınan,ama aynı zamanda bundan sapıkça bir zevk duyan insanlardan. eski kalp kırıklığının,temel olarak sadist ve bağımlı kişilik bozukluğu olan iki bireyin birlikteliği olan eski ilişkisinin,acısını şimdi eline geçirdiği çocuktan,william'dan çıkarıyor. aslında aynı zamanda çok şanslı,bir bar sandalyesinde,dibe vurmuş,bilmediği şehirde ilk gecesini yaşayan ve bir kadeh şarap içen bu kıza birden talih kuşu konuyor. kendine güvenini tazeleyecek,egosu için sıçrama tahtası olacak bir oyuncağı oluyor o bar sandalyesinde oturduğu geceden sonra. hatta belki hikayenin sonunda ünlü oluyor,müzik kariyerinde başarılı dahi oluyor olabilir.(bkz: lisa loeb)

    "bana o kadar değer verseydin,beni anlamaya çalışırdın." ne kadar küstahça! anlaşılmamak için herşeyi yaparken,bir hafta önce evlenmek için ikna etmeye çalıştığı adamı bir hafta sonra herşeyin çok hızlı gittiği,bir birey olmak istediği-bir çiftin parçası değil- bahanesiyle terkederken sarfettiği cümle sarah'ın verilen aşırı değer karşısında kapıldığı tanrı kompleksinin bir kanıtı adeta.

    ---
    spoiler ---

    filmi çok beğendiğimi söyleyemem. babayla oğulun yarım kalan hikayesinin filmin sonunda tatmin edici birşekilde bağlanmadığı göze batıyor. sonda,baba-oğulun tekrar buluşması oldukça üstünkörü ve özensizken,sarah ve william'ın giderek felakete dönen ilişkileri,wiliam'ın sonu gelmez geri dönme teşebbüsleri ve sarah'ın tutarsızlıkları çok uzatılmış. özellikle mark webber'in oyunculuğu çok abartılı ve teatral. izlerken,birinin hayatını değil de birinin kendi hayatını oynamasını izliyormuş hissine kapılıyor insan. öte yandan catalina sandino moreno'nun ise ağır aksanı kendini çok belli ediyor. hispanik kökenli bir amerikalıyı canlandırması gerekirken aksanı ve karakterinin aitsizliği amerika'yı ziyaret etmeye gelen ispanyol bir turist havası veriyor. sözün özü ethan hawke hayranlığımdan ötürü çok sevmek,benimsemek istedim bu filmi,hatta güzel başladı film ama ne yazık ki film bittiğinde sevmedim,sevemedim...


    (october swimmer - 26 Nisan 2008 02:06)

  • comment image

    "film festivali" jenerasyonunun bayıldığı kral çıplak filmlerinden bir diğeri,.. "o kadar etkileyiciydi ki çıkınca kendime gelemedim" diyen izleyici, "o kadar sıkıldım ki çıkınca kendime gelemedim arkadaşım" demeyi becerebildiğinde, her şey çok daha kolay olacak,..

    will'in kırık kalbine pansuman yapma endişesinden bir anda dysfunctional ailesine odaklanan filmin bu pek fena zaafının tek bir iyi yanı var; yazar da yönetmen de ethan hawke olduğundan kimin sıçtığı konusunda düşünmeye gerek kalmıyor,.. filmin ikinci önemli zaafı da, sarah'ın karakter gelişimine, bir öyle bir böyle hallerinin arkasındaki mekaniğe açıklık getirilmemesi. sadece david diye bir herifin adı geçince her şey açıklığa kavuşmuyor. bu; ucu açık hikayeyi izleyicinin yorumuna teslim etmek filan değil, alenen tembelliğe kurban gitmiş sernaryonun defolarından biri,.. hikaye arkını en çok yaralayan şey bu bana kalırsa.

    ethan hawke, lütfen, aktör olarak keanu reeves kadar yeteneksizsin, kesebildiğin tek bir rol var, tekrar edip duruyorsun. yönetmen ve yazar olarak da en fazla keanu reeves'in olabileceği kadar başarılı olduğunu görebiliyoruz. şimdiye dek ele avuca gelir bir para kazandığını tahmin ediyorum,.. kazanmadıysan da uma thurman'dan çocuk yardımı filan koparabileceğine eminim,.. bu hevesten vazgeçip bizi rahat bırakmaya ne dersin?


    (vic vega - 27 Ağustos 2008 20:44)

  • comment image

    --- spoiler ---

    -(adam) o kızı çok sevmiştim
    -(anne) babanla bana anlattıgı bir fıkra sayesinde evlendim.
    -(adam) (o fıkranın kız arkadasını guldurmedıgını dusunur) o fıkra her zaman işe yaramıyor.
    (anne) bu olayın son derece keyfiyata kalmış bir şey oldugunu anlatmaya çalışıyorum
    -(adam).....
    -(anne) hayatın boyunca seni güçsüz kılmaya çalışanlar olacak. bunun için ugrasacaklar. önemli olan seni güçlü kılmak isteyen kadını bulmak.

    ---
    spoiler ---


    (tuzbuzz - 26 Mayıs 2011 16:56)

Yorum Kaynak Link : the hottest state