colin firth, emily blunt, anne heche gibi oyuncuların rol aldığı komedi drama karışımı film.

http://www.imdb.com/title/tt1930546/
http://www.bakiniz.com/…thur-newmandan-ilk-fragman/

http://www.youtube.com/…ayer_embedded&v=pes3xbgkbaw

(zeddicus zu l zorander - 28 Mart 2013 19:24)

trailer'ı fena durmuyor. ayrıca colin firth aşığı olan bünyeler için izlemesi şart gibi. konusuna bakılacak olursa bu karakter için bu isim özellikle seçilmiş. güzel bir detay olmuş. newman = new man.

(evilinacloset - 31 Mart 2013 17:49)

1080p versiyonu malum ortamlara düşmüştür.

colin firth aşığı olan bünyeleri buradan uyarmak istiyorum. kalbiniz kaldırabilecekse izleyin. yoksa benim gibi ağzınız yüzünüz yamulur toparlanamazsınız.
(bkz: muhterem beyfendiyeee)
(bkz: sen insan mısın)
(bkz: sana insan diyenin gozü çıksın)

(bkz: yavrum sen hangi yunan tanrısıgillerdensin)
(bkz: sen errrrrrkeksen diğerleri ne)

--- spoiler ---

evet aşkımız bi'tanemiz yakışıklımız colin firth bu filmde yardırıyor. hem oyunculuk anlamında (ki aslında pek öyle ağır oyunculuk gerektiren bi film olmamış. bir the king's speech bir a single man kesinlikle değil zaten. hiç alakası yok.) hem de başka anlamlarda yardırmış. oyunculuğu bildiğimiz gibi. sade, abartısız, olması gereken kadar... öyle tks'deki gibi "muhteşem" diyemiyorum çünkü "muhteşem" dedirtecek senaryo ve yönetmenlik yok malesef. sanırım eleştirmenlerden aldığı kötü notlar da bu sebeptendi. ama tabi ki leşlik konusunda bir mamma mia! değil.

söyle iki adet caps veriyorum, film hakkında düşünceniz olsun diye: caps1 caps2

filmde ayıca çok gereksiz 2 sahne var. colin'le emily blunt denen şanslı hatun baya bi softporn işine giriyorlar. (kime göre soft tartışılır tabi) yani o kadar gereksiz ki. kardeşim sen bir basic instinct bir eyes wide shut tarzı film yapmamışsın ki, bu sahneler çok mu lazım? sapık mısın? ha bunları gözümüze sok aklımızı başımızdan al, ben burda yerlerde sürüneyim sonra filmin sonunda asıl seviştireceksen seviştirmen gereken yerde bi bok gösterme. asıl göstermesi gereken yeri kesmiş diğerlerini izlettirmiş bu ne ya. valla bak ayar oldum. bahsettim "softporn"ları kesip sonuna 1 tane koysaydı daha etkileyici olacağını düşünüyorum ben. karşı falan değilim böyle şeylere ama gereksiz yerde olmasın bi zahmet. ha benim fangirl tarafım mı? tamamen tatmin olmuş durumda kendisi. colin'i en son kevin bacon'la oynadığı "where the truth lies"ta böyle abuk subuk sapık bi şekilde görmüştü. sıkı update oldu kendisi için saol teşekkür ederiz.

lost'ta benjamin'in küçüklüğünü oynayan sterling beaumon var. eleman ne kadar değişmiş büyüyünce, adı yazmasa yemin ederim tanıyamazdım.

hikayeler biraz sönük kalmış. tamam wallace'ınkini az çok anlıyoruz ama mike'ınkine o kadar giremiyoruz. ki kendisi yardımcı kadın oyuncudan ziyade direkt başrol statüsünde. girilmesi lazımdı.

izlenir bi film ama. öyle çok yormuyor. durgun havasına göre çekimler hareketli ve seyirciyi yakalayabiliyor.
dediğim gibi, "mükemmel" değil ama "en kötüsü" de değil.

--- spoiler ---

(king firth the colin s speech - 7 Eylül 2013 09:39)

eşimin filmi izledikten sonraki yorumudur:

- çok kasmışlar konu çıkaracağız diye, koskoca colin firth olmuş colin fırt!
- ...?...

(mrtakdnz - 7 Ekim 2013 21:58)

dikkat, yorumda filmin içeriğine dair bilgiler neşredilmiştir!

sonunda ne olacağına karar ver(e)memiş bir film olmuş. hikaye çok iyi başlamış. hayatından/olmak zorunda olduğu adamdan bunalmış kişi kendi ölümünü kurgulayıp pılını pırtını toplayıp yeni bir hayata başlıyor. hanım kızımız da ailevi, genetik mirası olan hastalıktan (paranoyak şizofreni) korkup ve/veya ablasının bakımından kaçıp kendine kriminal tutunamayan bir hayat kurmuş. film böyle başlıyor.

bu gayet iyi bir başlangış ve hikaye. ama sonra bu ikili etraflarında gördükleri mutlu çiftlerin evlerine girip onları taklit etmeye başlıyor. al sana burada iş bozuluyor. film, yeni bir hayata başlayan bu iki kişiyle resmen çocuk gibi ya da onları çocuk yerine koyma başlıyor. başka hayatı her kes arzuluyor. bunlar böylesi bir şey yapmaya cesaret gösterdiği için filmleri çekiliyor ya lan. ama resmen "bir hayatı reddettiler al ne kadar mallar" demeye başlıyor film bu noktadan sonra. "her hayata özeniyorlar, bir şey olmaz bunlardan kendi hayatlarını kuramazlar" diyorlar.

hadi burası da özgün bir şey; başka "mutlu" çiftlerin evlerine girip onları taklit etme. ama o final neydi öyle!!!??

yine muhafazakarlığın dibine düşmüş amerikalılar. bu çiftimiz nihayetinde evlerine, eski hayatlarına, istemedikleri sorumluluklarına saplanma koyuluyorlar. yine ve yeniden aileciliği kutsama, sorumluluk fetişizmi diyeceğim. sanki filmlerin senaryolarını kilise yazıyor.

üstelik bunu o kadar apar topar yapıyorlar ki filmin sonu bir sürü soruyla havada kalıyor: adamın golf yeteneği, çocuğuyla durumu, mevcut sevgilisi, şizofren ablanın "sorumluluğunda" olan ablasına dönmesi ama şizofreni olma korkusu vb her şey ama her şey.

ha la o hayvan oğlu hayvan başkarakterin oğlu adamın/babasının manitasına asılıyor. ben sonunda adam eve geldiğinde sevgilisiyle onu yatakta yakalar diye düşündüm. sonra da "amk ne hayata döndüm ben" deyip gerisin geri dönmesini bile bekledim. zira film düşünsel olarak bu kadar devrimci bir pozisyondaydı yani. ama ne oldu, fırt.

hele de colin firth ve benim favori kadın oyuncularımdan olan emily blunt'un iyi performansına rağmen film hakettiği yere oturamadı.

(parrhesiaturkiye - 10 Mayıs 2014 15:36)