Süre                : 1 Saat 56 dakika
Çıkış Tarihi     : 26 Aralık 2013 Perşembe, Yapım Yılı : 2013
Türü                : Biyografi,Drama,Romantik,Savaş
Ülke                : Avustralya,İngiltere,İsviçre
Yapımcı          :  Archer Street Productions , Latitude Media , Lionsgate
Yönetmen       : Jonathan Teplitzky (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Frank Cottrell Boyce (IMDB)(ekşi),Andy Paterson (IMDB)(ekşi),Eric Lomax (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Jeremy Irvine (IMDB)(ekşi), Colin Firth (IMDB)(ekşi), Stellan Skarsgård (IMDB)(ekşi), Nicole Kidman (IMDB)(ekşi), Michael MacKenzie (IMDB)(ekşi), Jeffrey Daunton (IMDB), Tanroh Ishida (IMDB), Bryan Probets (IMDB), Tom Stokes (IMDB), Tom Hobbs (IMDB), Sam Reid (IMDB), Akos Armont (IMDB), Kitamoto Takato (IMDB), Keith Fleming (IMDB), Ben Aldridge (IMDB), Yutaka Izumihara (IMDB), Louis Toshio Okada (IMDB), Micheal Doonan (IMDB), Shoota Tanahshi (IMDB), Peter Tuinstra (IMDB), Shogo Tanikawa (IMDB), Ben Warren (IMDB), Yasuhiko Miyauchi (IMDB), Keiichi Enomoto (IMDB), Masa Yamaguchi (IMDB), Hiroyuki Sanada (IMDB), Ewen Leslie (IMDB), Shinji Ikefuji (IMDB), Jack McTaggart (IMDB), Sarah McVicar (IMDB), Therese Bradley (IMDB), David Breen (IMDB), Byron J. Brochmann (IMDB), Ben Carey (IMDB), Ray Crofter (IMDB), Marta Dusseldorp (IMDB), Steve Fahl (IMDB), David Firestar (IMDB), Greg Matt Garcia (IMDB), Inessa Kraft (IMDB) >>devamı>>

The Railway Man (~ Geçmisin Izleri) ' Filminin Konusu :
2. Dünya Savaşı'nda Japonya'da savaşmış olan bir İngiliz subayı olan Eric, esir düştükten sonra çok ağır işkenceler görmüş, ancak yoğun bir tedavi sürecinden sonra kurtulmuştur. Yıllar sonra kendisine işkence edenlerden birinin yaşadığını öğrenen Eric, onu tekrar ziyaret etmek ister.

Ödüller      :

San Sebastian International Film Festival:


  • "anlatımındamıdır nedir birtürlü içine giremediğim, bana göre biraz havada kalmış bir film"
  • "nefretle yaşanmaz, her yangın bir gün söner temalı film."
  • "yaşanmış bir hikaye olduğunu öğrendiğinizde daha bir çarpıcı olan film. (bkz: görsel)"
  • "bu tür filmleri çok sevmememe rağmen, sıkılmadan sonuna kadar izlediğim film. içimden bir çok yorum yazmak geliyor ama yazmayacağım. izleyin, izlenmesi gereken bir film."
  • "konu gerçek bir hikaye olmasaydı bu kadar etkilenir miydim? diye düşündüğüm film. iyi ve kötü taraf ile ilgili bol bol düşündüren izlenmesini tavsiye ettiğim film ayrıca."
  • ""nefret bir gün bitmek zorunda"yaşadığımız coğrafyaya ne kadar da uygun bir cümle.."
  • "kalitesiz"




Facebook Yorumları
  • comment image

    şahane film. japonları itin götüne sokuyor fakat kardeşlik mesajını veriyor. askerlerin biraz fazla duygusal olması bana "işte sonuçta hepimiz memeliyiz be hacivat" diye düşündürdü.

    japonların almanyanın asya şubesi gibi düşünursek benzeri çinlilere yapılan zulümleri anlatan filmlerle birlikte izlenince japonların baya savaş suçlusu olduğunu görüyoruz.


    (fukka - 22 Nisan 2014 09:55)

  • comment image

    colin firth'ten çok ingiliz asilliğinin başrolde olduğu film. artık klişeleşen bağıran kötü kalpli japon askerlerinin yaptığı işkenceler sinir bozucu evet, ama arada ingilizlerin doğaya ve insana karşı duyarlılıkları da bahsedilmeden geçilmemiş. ormanlara ve insanlara zarar gelmesin diye ray hattı döşememişler söylendiği kadarıyla. emperyalizmin babası olan bir ülkeden böyle bahsedilince bıyık altından gülmemek olmaz. bu küçük ayrıntı dışında derli toplu, gösterişsiz, derdini dolambaçlı yollara sapmadan anlatan güzel bir film.


    (bir tane daha yiyeyim sonra birakicam - 24 Nisan 2014 20:26)

  • comment image

    çok güzel bir film. insanların savaş hallerinde nasıl kendilerinden geçtiklerini, onurlarını nasıl ayaklar altına aldıklarını ve birbirlerine nasıl kötü davrandıklarını anlatıyor. savaş halinin bitişinin o esnada savaşan insanlar için bir önemi olmadığını gösteriyor. çünkü o insanlar zaten savaş durumunda yara almış oluyorlar ve savaşın bitmesi onlar için bir anlam taşımıyor. eskisi gibi yaşayamıyorlar hatta yaşayamıyorlar. iki düşman askerin savaş bittikten sonra kin duygusunu bir tarafa bırakıp arkadaş olmasını anlatıyor. müzikler etkileyici. göz yaşartıyor.


    (kentist13 - 1 Mayıs 2014 13:27)

  • comment image

    savaş talihsizliğinin insanları neye çevirdiğini, nasıl izler bıraktığını ve insanların bu izlerle nasıl baş etmeye çalıştığını ya da nasıl baş edemediğini anlatan biyografik film. sinemadan çok anlarım havalarında konuşmalara hiç girmeyeceğim. film güzel. eğer "vals im bashir" ile çok yakın zamanda seyretmek gibi bir talihsizliğe kapılmasaydım, muhtemelen daha da çok beğenirdim.


    (gliondel - 1 Mayıs 2014 22:28)

  • comment image

    2. dünya savaşı filmi zannedebilirsiniz ama gerçek bir hikayeden kurgulanarak yapılmış ve psikolojik bir drama dönüşmüş filmdir.

    filmin ilk tren sahnesinde erkek karakterin yol ve yolculukla, şehirlerle ilgili o güne kadar bildiği öğrendiği her şeyi anlatacakmışcasına durmadan konuşması ve kadın karakterin sakince gülümseyerek dinlemesi aşırı güzeldi.

    "you're unexpected surprise." (ve tabii ki sonrasında birbirlerine aşık oldular.)

    bu arada japonları açık açık barbar, insanlıktan çıkmış vahşiler olarak betimlemekten çekinmemişler. 50 çeşit işkence gördük filmde. boşuna değil, bu kadar suçun ortasında kaldıktan ve işledikleri savaş suçlarını kabullenip, belli ki geçmişleriyle yüzleşmeyi başardıktan sonra, çocukluğumuzdan beri gördüğümüz her uzakdoğulu iki parmağı ile peace yapıveriyor verdikleri pozlarında.


    (bezdim - 11 Mayıs 2014 23:11)

  • comment image

    anlatımındamıdır nedir birtürlü içine giremediğim, bana göre biraz havada kalmış bir film


    (phopy - 20 Mayıs 2014 20:58)

  • comment image

    eric sutherland lomax'e ait yaşanmış bir hikayeden yola çıkılarak çekilen, 2013 abd yapımı başarılı bir drama ve biyografi. puan verecek olursam 7.5/10 derim.

    --- spoiler içerir ---

    uzun zamandır bir filmin sonunu ürpererek ve hayranlık duyarak izlememiştim. öykü amerikan ordusuna ait olmadığından her sahnesinden amerikan milliyetçiliği fışkıran bir filme dönüşmemesi ve daha çok öykünün ön plana alınması filmi daha başarılı kılmış. yine de yüceltilen, övülen, önünde eğilinen anglosaksonlar ve hain düşmanları gibi çıkarımlara ulaşmak mümkün ancak, bu düşüncelerden sıyrılarak izlemek mümkün olduğunda; savaşlara, hayata ve insanlara dair kişisel ve yaşanmış bir hikaye uyarlaması olarak oldukça başarılı bir film karşınızda duruyor olacak.

    lomax ve nagase'nin karşılaşması'nı, eşkıya filmindeki baran ve ihbarcının karşılaşmasına benzettim. bana göre o sahne açık ara efsane olduğundan belki, bu filmdeki karşılaşmalarını sönük buldum. sürprizden uzak aşırı sessiz, sakin ve planlı gibiydi, halbuki öyle olmamalıydı. filmde geçen ve vermek istediği mesaj da bence şudur:

    "nefret bir gün bitmek zorunda"

    --- spoiler içerir ---


    (eternel - 25 Mayıs 2014 20:46)

  • comment image

    --- spoiler ---

    kraliyet ordusunda telsizci olarak askerliği götten yemekteyken bir anda caponlara teslim olup ebesinin amını tersten gören eric'in hikayesini anlatan film.

    eric gençliğinden beri demiryollarına aşık. hatta o kadar ki tayyip'ten sonra dünyaya gelmiş en büyük tren aşığı olabilir. o lokomotifin bacasından çıkan dumanlar falan, anlayamayız..

    eric caponların elinde esirken arkadaşlarının da gazına gelip bir radyo yapar. radyoyla her akşam british fm'den haberleri dinleyip millete aktarır. tabi askerliğini telsizce olarak raaad bir şekilde yaptığından yatağının aranacağı aklına gelmez. capon bu, kaçar mı gözünden? hemen yakalıyorlar tabi radyoyu.

    akabinde eric'e veriyorlar odun veriyorlar odunu. bi de bi karanlık oda hikayesi var filmin başından beri o odayı gösteriyor ama içeride neler oluyor onu göstermiyor.

    tren'de tanıştığı kadınla iki muhabbet etmeden evlenen eric bir süre sonra askerde çektiği işkenceleri hatırlayıp krizlere falan giriyor, faturaları yatırmıyor falan bir de eve gelen iski görevlisine bıçak çekiyor namussuz. kadın da şok oluyor tabi ki ama müstehak amk sen trende tanıştığın adamla evlenirsen tabi eben sikilir.

    sonra nabıcaz be kamil derken asker arkadaşlarından biri olan finlay bir gün eric'e bıçağı verip "git namusumuzu temizle" diyor ve ardından kendini asıyor. aslında karıyı bulduktan sonra bu askerlik muhabbetlerine nokta koymak isteyen eric tekrar gaza gelip işkence gördüğü yere gidip ona işkence yapan adamı sikip bayıtlmak istiyor.

    tabi ingiliz vatandaşı olduğundan pasaporttur vizedir hiç siklemeden yola çıkan eric adamı eliyle koymuş gibi buluyor. karşısına geçip "bildin mi lan beni ibne capon?" diye soruyor. adam da "he bildim amk" diyor. tam orada bıcağı götüne sokup öcünü alması gerekirken eric muhabbeti epey bi uzatıyor.

    o sırada karaktersiz capon binbir türlü numarayla kendisini affettirmeyi başarıyor. ulan keriz eric adam hayatta kalabilmek için vatanını satmış, sana mı yalan söylemeyecek? eric ama işte, beyninin yarısını askerde bıraktığından adam kanıyor ve adamı affediyor.

    odada ne olduğunu da gösteriyor sonra. meğersem bunun afedersin ağzına hortum sokup su basıyorlarmış. ben de askerlik yaparken su basarlardı ama allahtan ağzımıza değil koğuşa basarlardı. 2-3 santim su olurdu onu paspaslardık. bunun direkt ağzına dayıyorlar hortumu, adamın da zoruna gidiyor haliyle.

    ama savaş zamanı sonuçta. ben filmin başından beri odayı gösterdikleri için kesin bunun götüne bi şey soktular dedim. bence ucuz atlatmış, hortumu götüne sokup da suyu basabilirlerdi. yine insaflı adammış caponlar.

    filmin sonunda adamı öldüremediği gibi bir de penfriend oluyor karakter yoksunu eric. sonra işte bunlar aynı yerde fotoğraf çektirip feyse koyuyorlar falan. eric kerizliğiyle öldüğü kalıyor. capon dayı yine hayatta kalmayı başarıyor. tam bir survivalist amk.

    film tam yeni çıkmaya başlanmış manitayı götürmelik. epey de uzun zaten kol atmaydı, yanaktan öpmeydi derken birkaç aşamayı tek filmde aradan çıkarabilirsiniz. onun dışında bir olayı yok.

    ---
    spoiler ---


    (oldboy - 22 Haziran 2014 21:03)

  • comment image

    king's speech filminden hayran kaldığım colin firth'in başrolde oynadığı film. siyasetten uzak kalmaya çalışmış ama becerememiş bir yönetmen... nicole kidman böyle mi harcanır, vereceksin onu benim elime bak neler oluyor. benzerlerinden ayrılabilen bir film olduğunu söyleyemeyeceğim. klasik savaş travması ve intikam temalı bir film.

    --- spoiler ---

    geçmiş acılarımızla yaşamamalıyız, o insanları bağışlamalıyız teması altında ilerleyen film, her nedense japonların acılarına hiç girmiyor. empati becerili arkadaşımız büyüklük göstererek japonları "bağışlıyor" ama insan sormaz mı ulan sizin hiç mi suçunuz yoktu, en başta ne işiniz vardı dünyanın öte ucunda amk. adamların tepesine atom bombası attılar teslim olmasına rağmen hala mı kendi acılarınız?

    --- spoiler ---


    (saksak turizmin yavsak yolcusu - 23 Haziran 2014 17:31)

  • comment image

    colin firth, nicole kidman ve stellan skarsgård'ın başrollerde olduğu, ıı. dünya savaşı sırasında bir ingiliz askerinin japonya tarafından esir alınarak yaşadıkları, japon bir askerin yaşattıkları ve bunların bütün hayatına mal olması konu edilmiştir. fakat bunu öyle ince ince dokumuştur ki senarist ve yönetmen, öyle sıradan bir konusu varmış gibi görünse de hatta öyle olsa da muhteşem bir şekilde içine alır film. izleyenlerin bütün bunların gerçek olduğunu göz önünde bulundurarak izlemesi gerekir diye düşünüyorum. uzun zamandır böyle psikolojik dramatik bir filmde hıçkıra hıçkıra ağladığımı hatırlamıyorum. belki de her film senaryosunun gerçek yaşamda mutlaka bir yeri olduğunu düşündüğümdendir; hele ki savaş filmleriyse konusu. bununla beraber filmin müzikleri harikulade şekilde david hirschfelders tarafından yapılmış ve muhteşem şekilde filmle iç içe geçmiş diyebilirim. kısacası gidip izlenilmesi gereken ve hatta arşivde olması gereken filmlerden benim için.

    ---spoiler---
    nefret bir gün bitmek zorundadır, beni koparan ve film bitmesine rağmen uzun süre salondan çıkmama engel olan cümle olmuştur.


    (crazymonsterpianist - 24 Haziran 2014 16:13)

  • comment image

    bu tür filmleri çok sevmememe rağmen, sıkılmadan sonuna kadar izlediğim film. içimden bir çok yorum yazmak geliyor ama yazmayacağım. izleyin, izlenmesi gereken bir film.


    (vahey vahey - 9 Temmuz 2014 18:14)

  • comment image

    gerçek bir olaydan uyarlanmaymış. filmin sonunda gerçek kişilerin görüntüleri ve bir kaç not var.

    travma, travma sonrası stres bozukluğu ve de yüzleşme ile ilgili en önemli filmlerden biri olacak. hele de yüzleşme kavramını düşündürmesi bağlamında bir başyapıt olmaya aday. mutlaka izlenmeli.

    akla takılan bir kaç not:

    not: lan şu gavurlar diyarbakır'ı mamak'ı yaşasa ne olurdu acaba. zira baş kişimizin yaşadığı bu coğrafyada yaşanılan işkenceler düşünülünce "çocuk işi" kalıyor.

    not 2: insanın/adamın patti-nicole kidman gibi bir eşi/sevgilisi olsun her şey vız gelir tırrıs gider. travma mıravma da hikaye olur.

    not 3: işkenceye uğradığın yerde bile öpüşmek tam hollywood işi. ama bence üstünde düşünmeye değer ve de makul.

    not 4: "yaşanılanları unutmasam da (sizi) tümüyle affettiğim konusunda sizi temin ederim. nefret bir gün bitmek zorunda" (colin firth-eric) cümlesine katılmasam da (biraz iyimser ve konformist buluyorum) iyi bir yüzleşmeyle olabilr diyorum. tabi eric'in bu cümlesini kafaya kaydetmek lazım.


    (parrhesiaturkiye - 26 Temmuz 2014 13:01)

  • comment image

    insanlık onuru işkenceyi yenecek. arkadaş şu sloganı duyup da bu ne diyor diye düşünen oluyor muydu acaba? gerçekten yenebilecek mi acaba? nereye yenecek amk, dün ikinci dünya savaşında işkence görenler, bugün filistin'de işkenceye devam ediyor. insanlık bir adım ileri gitmiyor. öğrenebilmek, idrak edebilmek için bizzat yaşamak gerekiyor herhalde. onu başarabilmek için de o işkencelerden ölmeden kurtulmak, yaptığının, maruz kaldığının kötülüğünü anlayıp pişman olmak için çoook yüce gönüllü olmak veya tekamül etmek gerekiyor. okuyup, duyup anlayıp ders çıkaran olmuyor.
    diğer taraftan nicole kidman'ın bile yaşlandığı bir hayatın acımasız olması da sürpriz değil elbette.
    film mi? film iyi ya, fena değil işte.


    (yorganadam - 3 Ağustos 2014 01:45)

  • comment image

    konu gerçek bir hikaye olmasaydı bu kadar etkilenir miydim? diye düşündüğüm film. iyi ve kötü taraf ile ilgili bol bol düşündüren izlenmesini tavsiye ettiğim film ayrıca.


    (kimbilirkacincielizabet - 29 Kasım 2014 22:04)

Yorum Kaynak Link : the railway man