Süre                : 3 Saat 18 dakika
Çıkış Tarihi     : 14 Kasım 1976 Pazar, Yapım Yılı : 1976
Türü                : Biyografi,Drama
Taglar             : Disosiyatif kimlik bozukluğu,Psikiyatrist,Çok kişilik,Çocuk tacizi,bölünmüş kişilik
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Lorimar Productions
Yönetmen       : Daniel Petrie (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Flora Rheta Schreiber (IMDB)(ekşi),Stewart Stern (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Joanne Woodward (IMDB), Sally Field (IMDB)(ekşi), Brad Davis (IMDB)(ekşi), Martine Bartlett (IMDB)(ekşi), Jane Hoffman (IMDB)(ekşi), Charles Lane (IMDB)(ekşi), Jessamine Milner (IMDB), William Prince (IMDB), Penelope Allen (IMDB), Camila Ashland (IMDB), Tommy Crebbs (IMDB), Gina Petrushka (IMDB), Harold Pruett (IMDB), Natasha Ryan (IMDB), Paul Tulley (IMDB), Anne Beesley (IMDB), Virginia Campbell (IMDB), Missy Karn (IMDB), Tasha Lee (IMDB), Cathy Lynn Lesko (IMDB), Rachel Longaker (IMDB), Jennifer McAllister (IMDB), Kerry Muir (IMDB), Karen Obediear (IMDB), Tony Sherman (IMDB), Danny Stevenson (IMDB), Gordon Jump (IMDB), Lionel Pina (IMDB)

Sybil ' Dizisinin Konusu :
Şiddet ve istismarla dolu bir çocukluk dönemi geçiren genç bir kızın ilerleyen yaşlarda yaşadığı kişilik sorunlarına değinen filmin yönetmenliğini Joseph Sargent yaparken oyuncu kadrosunda Tammy Blanchard, Jessica Lange ve Ron White gibi isimler yer alıyor.


  • "son derece edebi bir dille yazılmış, psikiyatrik çatısı son derece sistematik olarak inşa edilmiş, okunmadan geçilmemesi gereken roman."
  • "ayıptır söylemesi 3-4 kere okudum ben bu kitabı. ne zorum vardı bilmiyorum. ama " sürekli şizofren olabilir miyim lan acaba ?" diye düşünmeme neden oluyor. verseler yine okurum o ayrı."
  • "dünyanın en ünlü çok karaketrli insanı."
  • "sybil'ın bedenini kullanan kişiliklerinin ikisi erkek ve marangozdur."




Facebook Yorumları
  • comment image

    (bkz: sybil isabel dorsett)
    film yada kitaptan ote yasamistir sybil..(gercek adi gizlidir) onyedi kisilikli en onemli psikanaliz vakasidir.
    kitabi yasaklanmisti simdi yeni cikti e yayinlarindan okumanizi da siddetle tavsiye ederim..


    (yumusakca - 15 Şubat 2002 00:38)

  • comment image

    son derece edebi bir dille yazılmış, psikiyatrik çatısı son derece sistematik olarak inşa edilmiş, okunmadan geçilmemesi gereken roman.


    (safinaz - 8 Kasım 2007 15:59)

  • comment image

    az once lie to me dizisinin 2. sezon 1. bolumunu izledim de, bu bolumun icerigi yuzunden seneler once okudugum ve muthi$ anlatimiyla beni (cogu ki$ide oldugu gibi) cok etkileyen bu kitap aklima geldi. okuduktan sonra uzun bir sure kitabin ya$attigi haz ile dola$mi$tim. daha sonralari "bazi karakterler gercek degil, gazeteci ve doktor kitabi suslemi$ler." iddialarini duyunca tadim tuzum kacmi$ti. her $eye ragmen kitabin verdigi lezzet asla kaybolmadi.

    neyse bunlari yazmamin sebebi de, kitabini okumadan once filmlerini izlemek isteyen birileri bu yazimi gorsun ve u$enmeyip once kitabi okusunlar diyedir. filmleri cok kotu degil ama kitabinin verdigi lezzeti filmleri izledikten sonra alamayacaginiza eminim.

    bu eser soz konusu oldugunda: kitap > film


    (karaktersiz - 4 Mart 2011 04:16)

  • comment image

    okuduğum en etkileyici romanlardan biri. psikanalize biraz merakı olan herkese önerdiğim kitap. kitabı bi elime aldığımı biliyorum bir de son sayfaya geldiğimi, o derece sürükleyici. gerçek bir hikaye olması da başka bir hava veriyor okurken.


    (gokten dusen 3 elma - 28 Kasım 2011 09:58)

  • comment image

    flora rheta schreiber ın müthiş kitabı. kitabın kahramanının tam ismi sybil ısabel dorsett tir ki bu bir takma addır. bayanın gerçek adı öncelerde gizli tutulsa da sonradan shirley ardell mason olduğu ortaya çıkmıştır. 17 farklı kişiliği tek bedende barındıran birinin hastalığının teşhisi ve tedavi sürecini anlatır, romandan öte araştırma, inceleme kitabıdır. 17. kişilik yeni sybil yani tüm kişiliklerin birleştirilmiş halidir.
    1976 ve 2007 yapımı iki de filmi çekilmiştir.

    kitap yazıldıktan sonra uzun tartışmalar yaratmış, ortaya farklı suçlamalar atılmıştır. bunlardan biri sybil ın doktoru cornelia wilbur ve kitabın yazarının başına büyük dert açmıştır, ki bu suçlama hastanın aslında hafif şiddette manik depresif sorunlarla psikiyatra başvurması ve bu sırada bir takım psikolojik çalışmalar içinde olan dr. wilbur un bu hasta üzerinde çalışmalarını deneyimlemesi sonucunda birden fazla kişilik ortaya çıkarmış olabilmesidir. o dönemde büyük tartışmalara yol açmış olsa da tam bir açıklığa hiç bir zaman kavuşamamıştır.

    kitapta ise tam aksi bir süreç vardır. sybin in sorunlarını hafif depresif problemlere bağlayan psikiyatrlar vardır ama dr.wilbur tesadüfen diğer kişiliklerden ilkiyle tanışmış ve olayı psikiyatr arkadaşlarına bir türlü izah edememiş, bu yüzden dışlanmıştır. kendisiyle ve eğitimiyle çelişmesine rağmen tedaviyi sürdürüp sybil ı intihardan kurtarmıştır. yıllarca süren tedaviden sonra dr. wilbur ölene kadar sıkı bir dostluk sürdürmüşlerdir.

    ama shirley ardell mason ın ölümünden sonra evinde bulunan resim çalışmaları günümüzde incelendiğinde, resimlerin kesinlikle tek elden çıkma ihtimali olmadığı farklı kişiliğe, karaktere ve yeteneğe sahip insanlar tarafından çizilmiş olduğuna kesin gözüyle bakılıyor. ayrıca hastanın annesinde ağır şizofreni bulunması kanıtlanmıştır ki şizofreninin genetik etkisi de göz önüne alındığında mevzunun büyük bir kısmı aydınlanıyor ve bu da dr. wilbur u aklamaya yetiyor sanırım.


    (l herbe rouge - 13 Nisan 2013 01:57)

  • comment image

    ayıptır söylemesi 3-4 kere okudum ben bu kitabı. ne zorum vardı bilmiyorum. ama " sürekli şizofren olabilir miyim lan acaba ?" diye düşünmeme neden oluyor. verseler yine okurum o ayrı.


    (je suis perdu - 3 Mayıs 2015 01:19)

  • comment image

    flora rheta schreiber adli gazeteci tarafindan romanlastirilmistir. literature çok yönlü kisilik sorunu olarak gecen bu vakanin ardindan bircok benzer vaka cikmis olmasina ragmen daha sonralari sybil'i tedavi eden doktor ve gaztecinin olayi biraz (!) renklendirdigi ortaya cikmistir.

    bu konudaki spiegel makalesini kopyalayalim olsun bitsin. tabi bunu ceviren arkadasin linkini de vererek *;

    http://www.interbilim.8m.com/cokyonlukis.htm

    psikoloji literatüründe ''çok yönlü kisilik sorunu'' (mps) olarak yerlesen hastalik, doksanli yillarin baslarinda, milyonlarca insanda ''en gözde'' psikolojik rahatsizlik olarak ortaya çikmisti.

    içinde 16 farkli kisiligi barindiran ''sybil'', aslinda bir terapistin ve gazetecinin ortak çabalari sonunda, yarattiklari bir senaryo muydu?

    sanatçi ve entelektüel yani agir basan, wisconsin'li genç kiz sybil son derece yetenekliydi. 31 yasindaydi ve 170 iq'luk bir zekâ puanina sahipti. ama herseyden önemlisi, sybil,isabel dorsett in, kendisini tip tarihine yazdiracak kadar ender olarak görülen bir özelliginin bulunmasiydi. sybil, yedek oyunculari ile birlikte tüm bir futbol takimini içine saklamisti, çünkü kendi benliginde tam 16 farkli kisilik barindirmaktaydi.

    farkli isimlerde olan sybil benlikleri, ayri ayri begeniler ve becerilerle, hatta kendilerini farkli ifade etme biçimleri ve birbirinden degisik konusma tarzlari ile ortaya çikiyorlardi. ''peggy'', sybil'in açiklamalarina göre, ''kendine emin'' ve ''ihtirasli'', ''marcia'' daha çok depresif olarak tanimlanirken ''vanessa'' yasam doluydu. müsfik ve sanat düskünü olan ''victoria antoinette scarleau'', kendisine yakin buldugu arkadasi ''dul marion ludlow'' ile düzenli olarak konserlere ve müzelere gidiyordu. bunlarin disinda ''mike'' ve ''sid'' adindaki iki ''delikanli'' da, sybil'in erkek kisiliklerini temsil ediyorlardi.

    sybil'in çok yönlü kisilik bölünmesi, ilk olarak, amerikali psikoanaliz uzmani cornelia wilbur tarafindan kesfedildi. genç kadin onbir sene süreyle, wilbur'un new york park avenue'daki muayenehanesinde tam 2354 seansa katildi. wilbur bu arada hastasini, gazeteci flora rheta schreiber ile de tanistirdi. ''science digest'' adli derginin, psikolojik haberleri sayfasindan sorumlu olan bu muhabir, sybil'in hikâyesini uzun bir roman halinde ortaya koydu. ''sybil'' 1973 yilinda kitap olarak yayimlandiginda, psikoloji üzerine bir sahaser olarak yorumlandi ve kisa sürede bestseller listelerine girmeye basardi.

    en büyük psiko-skandali mi?

    ''sybil''in uluslararasi psikoloji sahnesine çikmasindan tam 25 yil sonra, genç kizin durumunun ''tuhaf'' bir hastalik olarak gösterilmesi olayini 66 yasindaki new yorklu psikolog robert rieber , ''kendilerine psikoloji tarihinde önemli bir yer arayan kisilerin, yüzyilimizda yarattiklari en büyük psiko skandali'' olarak tanimlaniyor. san francisco'da yapilan, amerikan psikoloji birligi toplantisinida, rieber verdigi raporda ise, ''sybil olayini'', haince tasarlanmis bir düzmece olarak bildirdi. buna kanit olarak kendi bürosunu toplarken, tozlu çekmecelerde buldugu ses kasetlerini gösterdi.

    rieber, bunlari 1972 yilinda, o zamanlar kendisi gibi manhattan'daki john jay college'de görevli olan flora schreiber'den edinmisti. hatirladigina göre, yazar, psikiyatrist wilber ile birlikte, sybil'in kisilikleri hakkinda yazdigi raporu yayimlayacak bir gazete ariyordu. tüm girisimleri basarisizlikla sonuçlaninca, schreiber son çare olarak arkadasi rieber'e basvurmustu ve ona bir düzine kaset vermisti. rieber bu kasetleri dinlemeye çalismis, ancak kayitlari çok kötü oldugundan ve kendi çalismalarina da yararli bulmadigindan, bunlari çekmecesine koyarak unutmustu.

    geçen yil, ''sybil olayi'' yeni bir ekspertiz tartismasinda, gündeme gelince, aklina bu kasetler gelmis. iki ay sonra iki tane kaset bulan rieber, bunlari tekrar dinledikten sonra adeta sok olmus. duyduklari simdiye kadar, esrarengiz sybil isabel dorsett olayinin gerçekten de hayali bir eser oldugunu ispatlayacak en önemli bilgileri vermekteydi. herbiri bir saat kadar süren kasetlerde, terapist wilbur ve gazeteci schreiber, plandiklari kitabin içerigi, kompozisyonu ve dramatürjisi hakkinda konusuyorlar. rieber'e göre sybil'de muhakkak bazi davranis bozukluklari vardi, ama kesinlikle farkli kisiliklere sahip degildi.

    farkli kisilikleri, psikolog yaratiyor

    cornelia wilbur hastasini nasil yönlendirecegini, çok ustaca kavramisti. farkli kisilikleri sybil'in agzindan alabilmek için, çesitli yollara basvurmustu. aslinda bu kisilikleri yaratan ve onlara çesitli karakteristlik özellikler veren aslinda hastasi degil, terapistin kendisiydi.

    psikiyatrist wilbur hastasini, sigmund freud'un insan ruhunu her türlü ''utravma'' dan daha fazla etkileyebilecek anahtar sözcüklerle telkin etmisti. sybil, kisa bir süre sonra, çocukken anne ve babasinin yatak odasinda uyudugunu ve onlari cinsel iliski sirasinda gördügüne inanmisti.

    ayni zamanda terapist olarak, hükmedici gücünü kullanan wilbur, sybil'i telkin edici sorularla gerçekte hiç yasamadigi olaylari hatirlamaya zorlamis. kasetlerdeki konusmalara göre, annesi sybil'e iskence zoru ile kendi piyano çalisini dinletmisti.

    gerçekte hiç yasanmamis, tamamen zorlamayla ortaya çikarilan bu anilar, yazacaklari kitap hakkinda yeni bir fikir vermesini saglamisti: sybil'in annesi, riyakar, kötü ve vicdansiz olarak gösterilmeliydi.

    sybil'in fantastik gibi görünen anilarini daha etkili hale getirmek için, schreiber ve wilbur, genç kizin annesinden nefret etmesinin uygun olacagina karar vermisler: ''...annesinden nefret etmeli, ne kadar acikli olursa, o kadar iyi...'' (band kayitlari). new york'lu analizci, sybil'de bu nefret duygularini uyandirmakta hiç zorlanmadi.

    sex, siddet ve kötüye kullanma gibi davranislarla yüklü, esrarengiz bir hastaligi belgeleyerek, üne ve paraya ulasacaklarini hesaplayan, flora schreiber ve cornelia wilbur planlarinda basariya ulastilar.

    ''biz bu kitabi histerik bir hastanin, dert ortagi tarafindan yazilmis, kötü bir romani olarak degerlendirmistik'' diyen psikologlar, kitabin ne kadar büyük bir basariya ulasacagini tahmin edememislerdi. oysa kitap adeta yok satiyordu, 1976 yilinda filmi de çekildikten sonra (basrol oyuncusu sally field), olaganüstü gelismeler yasanmaya baslandi. birden bire çok sayida, tipki sybil'de oldugu gibi, birden fazla kisiliklere sahip hastalar ortaya çikmaya basladi.

    uyduruk hastalik

    bu garip sendrom psikologlar arasinda öyle etkili olmustu ki, adi ''çok yönlü kisilik sorunu''(mps) olarak anilmaya baslandi. daha henüz 1990 yilina gelindiginde, amerikali psikiyatristler 20000'den fazla hasta üzerinde bu rahatsizligin teshisini koymuslardi. tedavi edilmeyenlerin sayisi ise yaklasik olarak iki milyon olarak tahmin edilmekteydi. bati avrupa'da da bu hastalik sikça görülmeye baslanmisti. psikolog michaela huber'in verdigi bilgilere göre, doksanli yillarin ortasinda sadece almanya'da 80000 hastanin kafasi, hayali yaratiklarla dolmustu.

    bu hastaligi basindan beri, ''yeni biçimiyle ortaya çikan histerik rönesans'' olarak degerlendiren ve bunu durdurmaya çalisan bir grup psikolog arasinda yer alan, hannover tip yüksek okulu'ndan hinderk emrich bazi hastalarinda bu psikolojik durumun nasil ortaya çiktigini bir türlü anlayamamis. bu hastaligi olasilikla bizzat psikologlarin, suni yollarla asiladiklarina inaniyor. o zamanki hastalarda sözde ortaya çikan kisiliklerin, farkli ten ve göz renklerine veya farkli bagisiklik sistemlerine rastlanmasini ise, emrich bir ''sihirbazlik'' hikâyesi olarak yorumluyor.

    sendrom henüz baslangiç asamasindayken, istahsizlik, depresyon ve diger rahatsizliklardan sikâyetçi olan hastalar, nedense çocukluklarinda cinsel siddet gibi olaylara maruz kaldiklarini anlatmaya baslamislar.

    21 kisilikli oyuncu!

    peki bu insanlar, yillarca kendilerine aci veren ve gaddarca uygulanan bu iskenceleri neden unutmuslardi? terapistlere göre bunun açiklamasi çok basitti. insanlar, sorunlarindan kurtulmak için, bunlari yenmek zorundaydilar. psikolojik sarsintilara sebep veren anilarindan kurtulmak isteyen çocuklar, ''paylasilmis dert, yarim dert'' düsüncesinden yola çikarak, kendi kisiliklerini bölmüsler, bunlarin da karsilikli olarak birbirlerini korumalarini saglamislardi, ta ki on yil aradan sonra ruh doktorlari onlari sadist anneleri, siddet düskünü babalari ve cinsel tacizlerde bulunan yakinlarini hatirlatmalariysa, tekrar ortaya çikana dek.

    ''çok yönlü kisilik sorunu'' kazançli bir medya konusu olmaya devam ediyordu. daha geçen günlerde, bir alman radyo kanali (hessiche rundfunk), almanya'da söz konusu psikolojik rahatsizliklara sahip olan, yaklasik 40000 kadin ve erkegin bulundugu haberini geçiyordu.

    amerikan televizyonunda ise oprah winfrey adindaki bir talk showcu, kisilik sorunlari olan hastalari programina davet ediyor, daha sonra da kendisini, cinsel siddete maruz kalmis bir kurban olarak açikliyordu. ''soap opera'' yildizi roseanna, 21 tane kisilige sahip oldugunu ve bunlardan birinin ''bambi'' digerinin ise ''tacizci'' oldugunu söylüyordu.

    istatikçilerin verdikleri bilgilere göre, söz konusu rahatsizliga yakalanan on kadindan dokuzu beyaz tenliydi. her hasta ortalama olarak yedi sene süreyle psikolojik tedavi görmüs ve bunlarin %0'i depresyon geçirmisti. yaklasik olarak üçte ikisi intihar etmeye kalkmis, hemen hemen hepsi ilaç bagimlisiydi.

    bu ilginç psikolojik rahatsizliklar üzerinde uzmanlasmis olan amerikali psikiyatrist diane humenansky (minneapolis), hastalarina yogun miktarda ilaç tedavisi uyguluyordu. korkuya karsi valium, xanas ve ativan, depresyonu önlemek için prozac ve diger zihin açicilari ve uyku bozukluklarini tedavi etmek içinse restoril kullaniyordu. humenansky'nin düsüncesine göre, insan ne kadar çok ilaç alirsa, geçmisteki olaylari o kadar iyi hatirlayabilirdi.

    söz konusu hastalar, terapistler tarafindan kolayca hipnotize edilerek, gençliklerinde yasadiklari olaylari anlatabiliyorlardi. örnegin humenansky'nin bir hastasi (elizabeth carlson), terapistin etkisi ve istegi üzerine, ''satan'' (seytana tapanlar tarikati) ayinine katildigini hatirlayarak, tüm ayrintilarina anlatmisti: ''ortadaki bir sunak üzerinde yeni dogmus bir bebegin etenesi bulunmaktaydi, etrafindaki kukelatali adamlar bu kanli dokuyu yemekteydiler''... elisabeth, sözde seytanin ruhani lideri olmus ve bu törensel yemege davet edilmisti.

    vücudunda 25'ten fazla kisiligin dolastigi söylenen, bu hasta kiz için, terapiler zamanla hayati tehlikeler yaratmaya baslamisti. elizabeth saçlarini yoluyor, kafasini duvarlara vuruyordu. daha sonraki açiklamalarina göre, genç kiz kendini öldürme safhasina gelmisti.

    2.5 milyon dolar tazminat

    sans ve tesadüf eseri, elizabeth'in annesi, kizinin terapisti tarafindan etkilendigini fark edebilmis ve humenansky'i mahkemeye vererek, 2.5 milyon dolar tazminat almisti.

    son çocugunun dogumundan sonra, agir bir depresyon geçiren patricia burgus, chicago'daki st. luke's hastanesinde alti yil psikoterapi tedavisi gördükten sonra, kendisine ve iki çocuguna haksizlik yapildigini ileri sürmüstü. burgus daha sonra mahkemede, doktorlarin kendisini hipnotize ederek, yine bir ''satan'' ayinini hatirlamaya zorladiklarini ifade etmisti. burgus'un hatiralarindan çikan bir olaya göre, kocasi ona ''süpheli'' bir etten yapilmis bir hamburger veriyor. hasta bu olaylari terapiste anlatirken, güya bunun insan eti olup olmadigini kontrol ettirmesini rica etmisti.

    patricia burgus tüm diger hastalar gibi, birçok erkek tarafindan cinsel tacize ugramisti. digerlerinden farkli olarak bu sefer hasta, kendi çocuklarina karsi kötü muamele yaptigini da hatirliyordu. bunun üzerine burgus'un dört ve bes yaslarindaki iki çocugu da tedavi altina alindi. çocuklara tedavi sirasinda çesitli iskence aletleri gösteren doktorlar, kafalarinda ''kötü'' anne imajini yarattilar... carlson ve burgus gibi tatsiz olaylar yasayan milyonlarca kisi bulunmakta. ancak özellikle amerika'da, psikologlarin karierlerini korumak için, bu tür vakalar mahkemelere yansitilmadan çözülmeye çalisiliyor.

    ayni zamanda mps yanlilari, geçmisteki olumsuzluklari örtbas etmek için çesitli taktikler uyguluyorlar. skandallarla ilgili sözcük ve terimler, egitim kitaplari ve raporlardan siliniyor. ''çok yönlü kisilik sorunu'' olarak bilinen hastaligin resmi adi artik ''çözülmüs kisilik'' olarak degistirilmis.

    kaynak: spiegel, 44/98


    (ride - 22 Şubat 2005 10:03)

Yorum Kaynak Link : sybil