"senin anani da, sulaleni de.." anlaminda kullanilan latin amerikan ispanyolcasinin en agir kufurlerinden biri.

(21inch - 9 Nisan 2002 22:42)

bu filmi izlemesi icin verdigim evli bir arkadasimla aramizda soyle bir diyalog gecmisti daha sonra:
arkadas_ allah seni kahretsin, filmi verirken konusunu boyle alatmamistin bana.
ben _ nooldu ki, cok eglenceli bir filmdir o?!
arkadas_ biz o filmi onur'la seyrettik (onur esi olur arkadasin)
ben _ ee yani?
arkadas_ ee si uc gunde anca seyredebildik iste..
ben _ hmm..

(katina scissorhands - 29 Eylül 2008 00:49)

izlemesi eğlenceli film. evde çocuklar varsa dvd oynatıcının içinde bırakmamak lazım derim. bir de dünyanın en dik göğüs çiftini barındıran film.

(bkz: maribel verdú)

--- spoiler ---

birine verdim öbürüne vermezsem ayıp olacak galiba.

--- spoiler ---

(evde bakla yiyen kek - 28 Ekim 2008 16:20)

nasıl arşive aldıysam bugün nasıl seçtiysem bilmiyorum ama değişik etkisi oldu. ilk başlarda beğenmedim kapatıyordum neyse devam dedim sonra eğlenceli giderken sonu ile farklı bir ruha soktu. film bitti eğlendim ama bişeyler oldu anlam veremediğim tuhaf duygu.

neyse bundan kurturmak lazım.

--- spoiler ---

dikkat... 2 erkek yukarda 1 kadın aşağıda durumu yaşadığınız zaman kafaları yan yana getirmemeye çalışın.

--- spoiler ---

(6dakika - 12 Şubat 2011 04:58)

filmden aklımda hiç unutmayacağım bir replik kaldı. tabi türkçe'ye böyle çevrilmiş, doğru olduğunu umuyorum. hoş olmasa da farketmez..

--- spoiler ---

arkadaşların birbirinin kız arkadaşını siktiğini öğrenen luisa'nın tepkisi:

- bu kadar erken boşalıyorken kimin kimi siktiğinin ne önemi var?

--- spoiler ---

(oziloz - 14 Eylül 2011 11:06)

bitmesi gerektiği gibi biten güzel film. hayat işte böyledir. yok öyle and they lived happily ever after...

(arsonist - 23 Mart 2003 18:47)

o kadar "öylesine" çekilmiş gibi gözükür ki film, ciddiye almadan izlemeye yelteniyorsunuz. aklı pipisinde iki ergenin bir kadını da yanlarına alıp yola düşme hikayesi. oysa ki hayatı da bazen bu kadar az ciddiye alıyoruz işte. herhangi bir hayal kırıklığı yaşayana kadar. hiçbir şey anlatmadığını düşündüğünüz noktada bir şeyler anlatıyor. yapraklarla dolu havuzdaki sahne bunu hissettirdi.

dış sesin olaya dahil olduğu anlar büyük çoğunlukla senaryonun büyüdüğü anlar olmuş. çok ince işlenmiş o kısımlar. güzel doldurulmuş. ama yetmiş mi, yetmemiş. muhtemelen bir erkek için daha fazla anlamı olacak bir film çekilmiş olmuş. büyük çoğunluğunda iki erkeğin dostluğu yine onların cinselliği üstünden sorgulanmış. ve evet, sevişme sahneleri var.

--- spoiler ---

"birbirimize bahaneler üretmektense oturup bir kahve içmek daha kolay geldi." hah işte, bence film öleceğini bilen bir kadının kimsenin hayatında bir iz bırakamamasından duyduğu pişmanlığı iki genç erkeğin üstünden çıkartmasını anlatıyordu. kadın iki erkeğin hayatında derin bir iz bırakmış oldu ve öldü. yani film gençleri, yolculuğu, arkadaşlığı, seksi anlatmıyor. bir kadının geriye bir şeyler bırakma inadını anlatıyor. bence film o kadını anlatıyor. o kadının ölüme yolculuğunu veya.

--- spoiler ---

"pop şiiri öldürdü." (bkz: charrolastra)

(bezdim - 15 Aralık 2013 12:12)

bir yol filmi ve bir alfonso cuaron işi olması itibariyle kendi nazarımda daha izlemeden 1-0 önde başlamıştı y tu mama tambien..ister uçsuz bucaksız arizona çöllerinde ister karlı bozkırlarda isterse de taşlı topraklı tali yollarda geçsin yol filmleri o kendine has akıcılıklarıyla ayrı bir haz vermiştir bana..

arabanın içi ve arabanın dışı olmak üzere sınırları net şekilde çizilmiş iki ayrı boyut var bu filmde..dışarısı; hayatın gerçekleri,ülkenin sosyal dokusu ve dönemin politik atakları hakkında ipuçları ile doluyken arabanın içinde sadece charrolastra manifestosu hakim.^*

detaylarlarsa leziz..tenoch'un kimseye bahsetmediği köyü ve konudan bağımsız şekilde aksettirilen 2 trafik kazası bu iki yeniyetme ve bir öğreten kadın arasındaki bazen bayağı bazen komik ama çokça erotik diyalogların arasına arasıcak olarak serpiştirilerek gerçekliği arttırıyor.

y tu mama tambien julio ve tenoch gibi erken boşalan bir film.itiraflar ve sırlar sonrasını hesap etmeden birden bire çıkıyor ağızlardan..manifestolarsa yalan oluyor..ama ortaya ergenlik konusunu olabildiğince iddiasız ve duru şekilde ele alan yetişkin bir meksika filmi çıkıyor.

(teenspirit - 7 Mart 2004 16:42)

bu filmi yirmili yaşlarımın başında izlemiş olsaydım; tenoch ve julio odağımda olurdu. onların ne yaptıklarına, ne dediklerine, nasıl yaşadıklarına, nasıl davrandıklarına bakardım. şimdi izleyince ise; odağım tamamen luisa oldu ve onun hissettirdikleri, onun söyledikleri, onun hareketleri... bir anda, gençlere tavsiyelerde bulunuyormuşum gibi hissettim, onun gibi. tenoch ve julio gibi olsam; o tavsiyelere kulak bile vermezdim oysa. neyi ne zaman yaptığınızın önemi kadar, neyi ne zaman izlediğinizin de bir önemi var demek ki. şimdi ile geçmiş ve şimdi ile gelecek arasında hep bir fark var çünkü. yirmi yaşlarında bayılarak izleyebileceğim bu filmi, belki bu farkı hissettirdiği için, pek sevemedim. bu da benim itirafım olsun. yine de luisa'ya selam vermeli, ne de olsa o bizden biri. cevaplarıyla da;

"günler geçti, jano toplantı için şehir dışına çıkmışken, luisa doktorda bazı testler yaptırdı. bekleme odasında, dergideki testi çözdü: "tatminkar bir kadın mısınız?". ilk soruda, luisa b şıkkını işaretledi: "uyumayı ya da hayal etmeyi, uyanık olmaya tercih ederim". dördüncüde c'yi seçti: "güç ve paradan çok, zamana önem veririm". yedinci soruda a'yı seçti: "dün ve yarına nazaran, bugünü tercih ederim". toplam 16 puana ulaştı. dergi, onu özgürlüğünü ifade etme konusunda korkak buldu. luisa aynı fikirde değildi."

(dolls - 28 Eylül 2014 16:25)

alfonso cuaron acaip bir yönetmenlik yapmıştır bu filmde.. her şeyiyle özgün ama bi o kadar da klişe. zaaflarından yakalıyo seyirciyi bu filmiyle diye düşünüorum. film boyunca planlar acaiptir. plan içinde cutlardan genelde kaçınan cuaron tek plan çekmiştir sahneleri.bunun yanına inanılmaz performanslar da eklenince acaip bir uslüp yakalamıştır bu film . hiç emek harcanmadan çekilmiş gibi durupta bu kadar ince hesaplanan bi film daha var mı bilmiyorum. elbette var.
ayrıca çok da başarılı bi senaryoya sahip olması çok da şaşırtıcı diil tüm bu yazdıklarımdan sonra.
genel örgü içinde araya sıkıştırılıp verilen küçük hikayeler küçük gerçekler filmi daha da zenginleştirmiş daha da insani kılmış sanki diye düşünüorum.

kısacası 2001 de çekilmesine rağmen 90 lı yıllarda çekilmiş en başarılı filmlerden biri benim için öle sevdim ben . hayatım boyunca sürekli seredicem . ve film bittikten sonra sevişmek istiycem. zaaf diyodum ya işte ahanda sana zaaf.

(iiaa2 - 10 Nisan 2006 02:35)