Süre                : 1 Saat 4 dakika
Çıkış Tarihi     : 07 Eylül 1986 Pazar, Yapım Yılı : 1986
Türü                : Döküman,Tarih
Ülke                : Arjantin
Yönetmen       : Susana Blaustein Muñoz (IMDB), Lourdes Portillo (IMDB)
Senarist          : Susana Blaustein Muñoz (IMDB),Lourdes Portillo (IMDB)
Oyuncular      : Carmen Zapata (IMDB)(ekşi)

Las madres de la Plaza de Mayo (~ The Mothers of Plaza de Mayo) ' Filminin Konusu :
Las madres de la Plaza de Mayo is a movie starring Carmen Zapata. The movie follows the struggle of the Mothers of the Plaza of Mayo, a group of mothers who challenged authorities during the repressive regime in Argentina...

Ödüller      :

Sundance Film Festivali:Honorable Mention-Documentary


  • "arjantin'de 1973-1976 yılında kaybolan/katledilen çocuklarının izini süren annelerdir. (bkz: cumartesi anneleri)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    plaza del mayo anneleri anlamına gelen ispanyolca söz. tam türkçe tercümesi emirhan oğuz 'un bir şiirinin adıdır.

    plaza de mayo anneleri

    <<en argentina

    no pasa nada>>

    künyemde onbeşbin ad okunuyor

    hem derin uçurumlardayım hem kör dehlizlerde

    her evin temel çukurundayım

    mezarım belirsiz

    yedi yıl yirmiyedi mevsim anne

    kurudu kanım tank paletleri altında

    törenleriyle sirenleriyle çiğnediler cesedimi

    gözlerimi kara çaputlarla bağladılar

    çaldılar benden günü geceyi

    gördüm kaç genç kızın gelinliğini kirlettiler

    kaç bebeğin beşiğini sarstı postalları

    gördüm anne

    çelik miğferleriyle tuttular sabahın kapısını

    sorgulara taşındım

    mitralyöz tarakaları yaladı

    çiçek tarhlarında çürüyen saçlarımı

    dinle anne

    bir desparesido’nun kurşun geçmez sesiyim

    beni bir dağın kıyısında vurmuşlardı

    mezarım belirsiz

    erimiş gözlerinin menevşe vakti

    yirmiyedi güz yaşlanmışsın anne

    kayısı dallarından süzülen yağmur damlası gibi

    akardı ayışığı boynundan omuzlarına

    rüzgar ıhlamur kokusu getirirdi dağdan

    ocakta közler ışıldardı

    kıvılcımlar uçururdu ateşböceklerinin ışığına

    ölü demire can veren elleri babamın

    çocuk gözlerimizde duyardık anne

    göçer kemanların çağrısı gelirdi uzaktan

    koşar gelirdi ablamın ezgili sesine

    acı aşk şarkıları kır gecesinin

    dinle anne

    bir desparesido’nun ağıt tutmaz sesiyim

    beni bir gecekondu avlusunda vurmuşlardı

    mezarım belirsiz

    dumanrengi bir gökyüzü anne

    çökerdi karanlık sokaklarına akşamın

    oturup camın kıyısına yolumu gözlerdin

    kirpiklerine değerdi pervazdan sızan rüzgâr

    kulağın kapıda korkuyla ürperirdi yüreğin

    dışarda kar anne karda ayak izleri

    neyi anlatırdı geceye bırakılan kâğıtlar

    onlar hiç ana sütü emmemişlerdi

    ve anaları hiç oğul emzirmemişti onların

    birağızdan söylenmemiş türkülerle ışıyacaktı

    gün bizim sokaklarımızdan akacaktı kentlere

    dinlerdi gözlerin iri iri açılırdı

    bugün haftanın dördüncü günü anne

    son perşembesi eylülün

    mayıs meydanı’nda ilk çiçeklerini açıyor bahar

    ve başörtün

    ülkemin mavi kelebekleri gibi

    dalga dalga uçuyor saçlarında

    bir öfkenin öce yargılı sesisin anne

    sarmışlar çevreni sırmalı kollarıyla

    parmakları tetikte dirsekler kenetli

    kaçırıyorlar gözlerini gözlerinden

    gizlemeye çalışıyorlar yüzlerini

    susturmak istiyorlar acı aşk şarkılarını kır gecesinin

    silmek yok etmek istiyorlar kardaki ayak izlerini

    seni yirmiyedi güz yaşlandıranlar

    sana plaza de mayo’nun delisi diyorlar anne

    çelik yelekleriyle uykularını basıp

    gelinlik kızlarına saldıranlar

    sana perşembe’nin delisi diyorlar

    bugün haftanın dördüncü günü

    ilk perşembesi ekim’in

    mayıs meydanı’nda yuvalarını kuruyor kırlangıçlar

    ve senin yumruklaşan ellerin

    tıpkı sonsuz toprakları gibi ülkemin

    doğacak günü taşıyor avuçlarında

    bir acının sevince yazgılı sesisin anne

    yolumu bekleyen gözlerin

    bir daha göremeyecek karda savrulan atkımı

    o emekçi ellerinle saçlarımı saramayacaksın

    ama üzülme

    gölgemin değdiği duvarlardan

    tülden bir esintiyle geçecek mayıs sabahı

    gün gelecek

    sevinçle savurarak sigara dumanını

    şarkılar söyleyecek fabrika kapılarında kardeşim

    ve sen her perşembe geleceksin

    ve mezarımın toprağını hep gizleyecekler senden

    bugün dördüncü günü haftanın

    acıyı ve özlemi

    umudu ve öfkeyi çağırıyor mayıs meydanı’nda toprak

    duy çağrımı

    ağarmış kızılderili alnınla gel anne

    yorgun bilekleriyle ayaklarının

    yurdumun uçsuz bucaksız pampaları gibi

    üretken öpülesi ellerinle gel

    toplumezar çiçeklerinden topla türkümü

    türkümü söyleyen melez sesinle gel

    listelerde onbeşbin kayıbım anne

    onbeşbin ölü

    onbeşbin kayıp


    (fakfa - 26 Mart 2007 21:45)

  • comment image

    madres de la plaza de mayo'nun liderlerinden, kayip alejandro'nun magdur annesi tati almeida kayip annelerinin ruh halini su sekilde anlatir:
    "the mothers are like the phoenix that in the legend dies during the night and is reincarnated the next day with a new strength. this strength comes from our children. for those of us that have other children, from them too."


    (chisa - 18 Şubat 2009 20:09)

  • comment image

    türkiye ve şili'de darbe dönemi ve sonrasında oluşan militer rejimlerin postallarıyla yok ettiği, meçhule gönderdiği, işkencelerden geçirdiği evlatlarının hesabını devlete sormak için yan yana gelen cumartesi annelerinin esinlendiği anneler.

    (bkz: plaza del mayo)

    (bkz: cumartesi anneleri)

    (bkz: cumartesi türküsü)

    (bkz: paşanın basucu sarkıları)

    edit: cumartesi anneleri'nin esinlendiği anneler demekle hata etmiş olabilirim bu arada. bilemedim şimdi. aynı acıyı paylaşan anneler demeliydim. çünkü bu bir sanat akımı değil. "militarizmin postallarının tekmelediği insanların eş acılarını paylaşan anneler" daha iyi bir tanım olacak. buna bir de ben şu bakınızı ekleyeyim:

    (bkz: diyarbakır anneleri)


    (myneminene - 21 Mart 2010 17:45)

  • comment image

    ''hebe, ben ki oğullarının, bugün kızlarının olacakları yaştayım sana cevap veriyorum... gizli tutuk merkezleri'nden birinin hücresinden.
    hebe, ben ki oğullarının, bugün kızlarının olacakları yaştayım sana cevap veriyorum... cevap veriyorum çünkü benim gibi el ele verip direnen başkaları var.
    yıllar geçti, hebe, senin için de, bizim için de, ve bilmem bilir misin, ama geceleri, özellikle de gece on ikiden sonra, ölüm yakınmaları, açılan hücre kapılarının sesleri, postalların yürürken, merdivenleri çıkarken çıkardığı seslerle dolu anılar dolduruyor belleğimi ve uyuyamıyorum; uyuyacak olursam rüyalarımda ışıklı bir yerde titreyen çıplak bedenim kıvrılırken "chupete" (emzik) ve "coronel" (albay) ziyaretime geliyorlar.
    bu benim başıma gelen, artık biliyorum ki bu şenin için önemli değil, eski yaraları silen rüzgarlar esiyor, senin olmayan bir acının yorumu.
    benim adıma, ölüler adına, hala adaleti bulamayanlar adına karar verdin.... devamını gör
    sen çocuklarını kaybettin, tıpkı çocuklarını kaybeden öteki anneler gibi. sen acı çektin ve savaştın, tıpkı acı çeken ve savaşan öteki anneler gibi. acın senin acındı çektin, yasını tuttun; öteki anneler de kendi acılarını çektiler ve hâlâ ölülerini bulmayı umuyorlar.
    senin başkalarının acılarına ilgisizliğin bana yanılıyorsun dedirten.
    "ömür boyu direnme" idi o günkü parola; her anneye oğlunun ya da kızının bedenini bulup verene dek direnme.
    çocuklarının hepsinin ve her birinin çektiklerini çektim, ama yaşamım devam ediyor, yeniden yaşama fırsat (şansı diyelim) bana "belki bir şey için ölmemişimdir" diye düşündürüyor, bugün hâlâ el ele verip direnen, mahkemede tanıklık eden, itirafçıları arayanlar birçokları gibi "bir şey vardı da götürdüler"... beni de etkiledi.
    sen ne beni doğurdun, ne de çocuklarımı, doğum sancısı gibi bir acıya sahip çıkma; doğum yapan her anne çocuğu ölünce öldü, ve yaşarken öleler hâlâ bir gün çocuklarının kemiklerini ya da küllerini bulmayı umuyor.
    otuz yıl sonra bir mahkemede tanıklık ederken insan neler hisseder hiç düşün mü? o zaman olanları haykırmak için yalnız başına yolan çıkan birinin aklından ve bedeninden neler geçer hiç düşündün mü? dayak yiyip, hakarete uğradıktan, aşağılandıktan sonra yaşamak kolay mı sanıyorsun? ya da kendi acınla öyle dolusun ki başkalarının acısına, adalet hâlâ yerini bulmadığı için direnen bizlerin acısına uzaksın.
    ve ben sana yanıt vermek istiyorum çünkü ben quilmes/banfield'deki bir dehşet kuyusu'ndan canlı kurtulan biriyim
    başka bir direnişe davet ederek yanıt vermek istiyorum sana... ve beni yanıtlamayacağını bile bile sana yanıt vermek istiyorum; yanıtlamayacağını biliyorum çünkü sana yanıldığını gösteriyorum... gözlerime bakma cesareti bulamayacaksın, sana ruhumdaki yaraları göstermeme dayanamazsın, beni susturamayacaksın... yapamayacaksın hebe, çünkü başkasının acısını paylaşamıyorsun...
    belki de yaşasalardı çocuklarında benim yaşımda olacaklardı ve sana belki onların da söyleyeceklerini söylüyorum... yanıldın.''

    maría cristina saborido

    1 hebe maría pastor de bonafini, 1979'dan beri plaza de mayo anneleri derneği (asociación madres de plaza de mayo) başkanı.


    (dinakaki - 25 Mart 2010 20:23)

  • comment image

    orijinal ismi: madres de plaza de mayo. 1986 yılında ikiye bölünmüştür: madres de plaza de mayo ve madres de plaza de mayo linea fundadora. annelerden bir kimsi kurum içinde demokrasi eksikliğini öne sürerek linea fundadora’yi kurmuşlardır. fakat annelerin çoğu ayrılanları iktidar partisi yandaşları olmakla suçlamış ve ayrılmamayı seçmişlerdir.


    (imadeddin nesimi - 11 Şubat 2011 20:17)

  • comment image

    bana göre arjantin'in en büyük simgelerinden biri. casa rosada'daki salón mujeres'te fotoğrafları en baş köşede, eva peron'un fotoğrafıyla birlikte durur.

    dernekleri* hala aktif ve perşembe günleri saat 3'te toplanıyorlar.
    simgeleri olan beyaz başörtüleriyle meydan boyunca yürüdükten sonra basın açıklaması yapıyorlar ve dağılıyorlar. bazı üyeleri kurulan standlarda derneğe destek amaçlı hediyelik eşyalar satıyor. latin amerikalılara özgü güler yüzlerini hala kaybetmemişler.

    plaza de mayo'ya, hiçbir anı kaçırmamak için, avenida de mayo sokaklarını koşa koşa geçerek gitme sebebimdi; ancak etrafları destekçileriyle, gazetecilerle çevrili olduğundan kendileriyle konuşmaya fırsat bulamadım. bir fırsatım olsa bile; heyecanımı yenip, onlara cumartesi anneleri'nden bahsedip, bunca sene yaşadıklarını, duygularını anlatmalarını isteyebilir miydim, bilemiyorum.


    (black sabahat - 29 Nisan 2014 03:11)

Yorum Kaynak Link : madres de la plaza de mayo