• "birlikte yaşlanmak hiç bu kadar güzel anlatılmamıştı. mutlaka -ama mutlaka- izlenmeli.-iyi günler bay frederiksınn!!"
  • "kapitalist düzenin üzerinden balonlarıyla uçan idealist bir amcanın ve unutulan sevginin öyküsü."




Facebook Yorumları
  • comment image

    yaklasik bir ay evvel babam kalp krizi geçirmişti. bir istanbul gezisinde, annemle beraber, yanında sadece annem varken. gelme dediler yanimiza iyiyiz biz, gelicez hafta sonu. geldiler de bir şekilde. iyileşirken babam, geçmiş olsuna gelenlere kendini degil, 28 senelik karısının neler yaptigini, onu nasil kolladigini anlattı. hatta bir gün, annemi birlikte gormeye gittikleri ablasina bile "biz mükemmel bir gelin almişiz abla" dedi..

    birlikte yaşlanmak, 28 senenin 28'inde birlikte olmak.. birlikte ev almak, her saniyeyi birlikte doldurmak.. işte bu film, bu mükemmel film o dört ayakli hayat masasindan, ikisi gittiginde geri kalan ikisinin macerasidir.. bu film, yarim bir kalbim macerasidir.. vay efendim cocuk filmiymiş de, balonlarla ev uçuyormuş da.. yahu benim annem ile babam'in ilk birlikte izledikleri film, vecihi'nin ucakla eve girdigi film.. balonla ucup gitse yarim bir kalp, neyi değiştirir ki bu?

    özeniyor insan, üzülüyor insan.. notebook filminde de, ne bileyim efendim, şu sean penn'in 11 eylül filminde de böyleydi bu. herkesin elindeyken bir insanla ömür boyu yaşayabilme şansı, cogu insan ufak tefek şeylerle itiyor bunu. oysa ki dünyanin en güzel şeyi olsa gerek, 30 sene 40 sene aynı dudaklari öpmek..


    (azuth - 2 Kasım 2009 01:04)

  • comment image

    uzun zamandır birçok filmde alamadığım hissi, bana ilk on dakikasında verebildi bu film. üstelik neredeyse hiç konuşmadan… iç gıcıklayan bir neşeyle başladı, hayatın gerçekleri yüzünden ertelediğimiz, nasıl olsa ilerde yaparız, daha vakti var dediğimiz çocukluk hayallerimizi nasıl hasıraltı ettiğimizi gösterdi. sonra da kaçınılmaz olan sonla yüzleşmeyi, sarının sıcaklığından, grinin donukluğuna geçişi izletti. hepsini ilk on dakikasında yaptı. ne yalan söyleyeyim, ben film bitti sandım. bitse ses çıkarmazdım.

    ama yolun başındakiyle, yolun sonuna gelmiş olanın rövanşını eklemişler, uzun uzun onu izledik. hatta belki yer yer gereğinden uzundu bu sahneler. gerçi araya serpiştirilmiş muazzam detaylar sayesinde hiç rahatsız etmedi bu durum.
    örneğin neşe kumkuması bir çocuğun o denli bir melankoliye kapılıp, bir kaldırıma duyduğu özlemi anlatışı tokat gibi vuruyor surata.

    pazartesiden cumaya hangi hızda geldiğimi fark etmiyorum çoktandır. hatta büyük bir hayalim var mıydı onu bile hatırlamıyorum. şurası bir gerçek ki insanın en duygusal yanını gıdıklıyor film. biraz dürtmek istiyor. hani illa biri mi ölmeli hayalini yaşamak için diyor ya, biraz öyle maalesef. hayatımı değiştirecek bir film değil elbette -hangi film yapıyor ki zaten bunu- ama neşe kattı be, güzeldi.


    (pul - 6 Kasım 2009 16:39)

  • comment image

    sağlam ağlatan animasyon.

    --- spoiler ---
    gerçekdışı bir karakter barındırmamakla birlikte bi teknoloji sonucu konuşan köpekler, bacasından çıkan balonlarla güney amerikaya uçan ev falan gibi bi miktar gerçeküstü öğeleri vardı.

    buraya kadar herşey bir animasyon için normal. gerçi evet animasyon için herşey normal ama beni asıl etkileyen nokta, bu gerçekötesiliklerin yanı sıra, çiftin çocuk sahibi olmak isteyip bulutları bebek şeklinde görüp çocuk yapamamaları, para biriktirip biriktirip başka şeylere harcamak zorunda kalmaları, tam paraları olmuşken elli'nin hastalanması gibi çok rasyonel, çok gerçek, çok dünyevi şeyleri barındırması.

    carl, ellie'nin albümünde kendine bıraktığı "artık yeni maceralar yaşa" mealindeki notu üzerine, o güne kadar gözü gibi baktığı elli'nin koltuğunu bile evden atması ölümle barışma, kayıbı kabullenme, nesnelere anlam yüklememe gibi bi aydınlanma yarattı bende bile. evle birlikte ben de hafifledim.

    ---
    spoiler ---


    (purpurum - 26 Kasım 2009 12:15)

  • comment image

    yaşlı adamın sesi ilk duyulduğunda ve tipine dikkat ettiğimde, dedim ki "ulan bu adam bir yerden tanıdık." beş dakika sonra jeton düştü. o ses, o dörtgen çene: spencer tracy. film bitince hemen trivia'larına baktım. yaşlı adamı tasarlarken spencer tracy ve walter matthau'dan esinlenmişler. üstelik seslendiren amcanın sesi de aynı tracy'nin sesi. benden kaçmaz oğlum..

    yalnız düşünüyorum da, şu animasyon teknolojisi daha bir gelişse de, merhum oyuncuları bire bir canlandırıp filmlerde oynatsalar. ne zamandır böyle bir fantazim var. mesela düşünün; teknoloji öyle bir gelişiyor ki, alıyorsun humphrey bogart'ın, marlon brando'nun genç halini. görüntüsünü, sesini falan dijitize ediyorsun. oynatıyorsun yepyeni bir filmde. hatta teknoloji daha da ilerliyor. blu-ray'den sonra 10 tane format çıkıyor. sonunda öyle bir gelişiyor ki ev sineması teknolojisi. iyice boku çıkıyor. mesela bir film var. istediğin oyuncuları seçebiliyorsun istediğin role. kendin yapıyorsun casting'i. böylece aynı filmi defalarca izleyebiliyorsun. artık şu filmde şu oynasa daha iyi olurdu. bu adam şu rolde sırıtmış derdi falan kalmıyor. hatta eski klasik filmleri de bu teknolojiye göre yenileyip piyasaya sürüyorlar falan. koyuyorsun godfather'da marlon brando'nun yerine mehmet ali erbil'i öyle izliyorsun. ya da türkiye'de sinemalarda öyle gösterime giriyor. mesela irreversible'ı monica bellucci yerine, melis birkan ya da özgü namal seçenekleriyle izliyorsun. eh napalım türk oyuncularda fazla alternatif yok. yalnız bu teknoloji porno filmleri desteklemiyor. ne fesatsınız aq!


    (axellennox - 17 Aralık 2009 02:03)

  • comment image

    filmin beni etkileyen bir bölümünü paylaşayım dedim ben;

    --- spoiler ---
    carl, my adventure book'un boş sayfalarına bakarken, ellie'nin
    o boş sayfalara carl ile olan fotoğraflarını yapıştırdığını görür.
    işte o zaman carl ile birlikte biz de anlarız ki ellie'nin carl ile olmaktan daha mutlu bir hayali
    hiç yokmuş aslında, hiçbir pişmanlığı yokmuş.
    ---
    spoiler ---
    bu kadar.


    (opvea - 23 Ocak 2010 20:54)

  • comment image

    animasyonlarda, gerçekte mümkün olmayan fiziksel olaylar kolaylıkla canlandırılabiliyor. fakat bu filmde fiziksel ögeler değil; carl ile elie'nin aşkıdır gerçekleşmesi imkansız olan; saf, samimi ve sonsuz...


    (inklings - 13 Nisan 2010 04:00)

  • comment image

    kapitalist düzenin üzerinden balonlarıyla uçan idealist bir amcanın ve unutulan sevginin öyküsü.


    (tabanca - 5 Ağustos 2010 17:56)

  • comment image

    5 yaşındaki oğlumun ölümü anlamaya çalışmasına sebep olan çizgi filmdir.

    --- spoiler ---

    mutlu mesut yaşarlarken, el ele, diz dize gözlerinin içine bakarken birden kadının kaybolmasına bir türlü anlam veremedi. ölümü izah etmeye çalıştıkça, bizim de yaşlandığımızı, ne kadar daha yaşayacağımızı sormaya başladı. son olarak ben yalnız kalınca ne yapacağım? diye hüzünlere gark oldu.

    ---
    spoiler ---

    bir de onun gözünden izleyince hak verdim. hiç dikkat etmemişim, gerçekten çok koyuyor sindirerek izleyince. ölümü hala anlatamadım adam gibi. durup durup siz yaşlanıyorsunuz diyor çocuk, botoks yaptıracağım bu gidişle.


    (diazepam - 20 Ocak 2012 15:43)

Yorum Kaynak Link : up