Süre                : 1 Saat 47 dakika
Çıkış Tarihi     : 30 Ağustos 2000 Çarşamba, Yapım Yılı : 2000
Türü                : Macera,Komedi,Cinayet,Müzik
Ülke                : İngiltere,Fransa,ABD
Yapımcı          :  Touchstone Pictures , Universal Pictures , StudioCanal
Yönetmen       : Joel Coen (IMDB)(ekşi), Ethan Coen (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Homer (IMDB)(ekşi),Ethan Coen (IMDB)(ekşi),Joel Coen (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : George Clooney (IMDB)(ekşi), John Turturro (IMDB)(ekşi), Tim Blake Nelson (IMDB)(ekşi), John Goodman (IMDB)(ekşi), Holly Hunter (IMDB)(ekşi), Chris Thomas King (IMDB)(ekşi), Charles Durning (IMDB), Michael Badalucco (IMDB), Wayne Duvall (IMDB), Ed Gale (IMDB), Ray McKinnon (IMDB), Daniel von Bargen (IMDB), Royce D. Applegate (IMDB), Frank Collison (IMDB), Lee Weaver (IMDB), Stephen Root (IMDB), John Locke (IMDB), Mia Tate (IMDB), Musetta Vander (IMDB), Christy Taylor (IMDB), Lindsey Miller (IMDB), John McConnell (IMDB), Seth Bailey (IMDB), Billy W. Blackwell (IMDB), Dan Braun (IMDB), Geoffrey Gould (IMDB), Nathan Kornelis (IMDB), Nathaniel Lee Jr. (IMDB)

O Brother, Where Art Thou? (~ Nerdesin be birader?) ' Filminin Konusu :
Hem hazineye hem de özgürlüğe kavuşmak için üç arkadaş hapishaneden kaçma planları yapmaya başlarlar....Kaçtıktan sonra komik olaylar gerçekleşecektir...Özelikle müzikleri ile akıllarda yer etmiş çok eğlenceli bir george clooney filmi....


  • "filmin başlarındaki zenci kahinin söyledikleri filmde birebir gerçekleşmiştir.yani bir inek çatıya nasıl çıkar dememek lazımmış."
  • "cok guzel bi film.ben cok begendim.herkes izlesin.muzikleri cok sahane.(ne o kelime, cumle kalabaligi mi beklediniz.yok o kadar iste, hadi yallah)"
  • "grammy ödüllerinde ilk kez yılın en iyi albümü ödülünün bir film soundtrack'ine verilmiş olmasıyla da göze batan bir filmdir."
  • "asıl oğlanların üç kuruş para için doldurduğu plağın ülke çapında ün kazanması, yok satması ve bundan zerre haberlerinin olmayışı... harika ötesi."
  • "absurd ayin sahnesiyle kirip gecirmis olan film."
  • "george clooneyin ayhan ışıka en çok benzediği filmi. *"
  • "insanin icine mutluluk yayan bir film... oyleki zevkten bitsin istemediğiniz filmlerden (bkz: snatch).. big lebowski mutluluğu zaten coen hissi.."
  • "inanılmaz müzikleri olan, coenlerin tarzını sevmeyen -bilmeyen- insanların sıkıldığı, yarısında çıktığı, çıkamayanların mütemadiyen konuşup sinemadaki herkesi çıldırttığı film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bir film nasil muzik uzerine kurulur, muzikle nasil bir film cekilir gosteren film. ders olarak okutulsa yeridir. filmden muzikleri cikarin filmin yarisi gider. ama bunu filmi ilk izlediginizde pek farketmezsiniz cunku izlendikce guzellesen filmlerden biridir.

    soundtrack'i poker gecelerinin degismez fon muzigidir. hele ki 'down to the river to pray'i soyleyen alison krauss'in sesiyle kendinizden gecersiniz.


    (aryon - 31 Ekim 2006 14:18)

  • comment image

    --- spoiler ---

    baby face george nelson bizimkileri arabaya aldıktan sonra direksiyonu jöleli saç everett e verir, silahını kavrar ve onları takip eden polis arabasına ateş açar, derken yolun kenarında otlayan inekleri görür ve "ben polislerden daha çok nefret ederim bu hayvanlardan.." diyerekten tüfengini ineklere döndürür. filmin sonlarında bi daha gördügümüz, yakalanmış ve elektrikli sandalyeye götürülmekte olan george nelsona, kalabalıktan biri tarafından inek katili denir..şüphesiz ki george nelson sinema tarihinin en komik inek katilidir..

    ---
    spoiler ---

    edit : lan denyo sinema tarihinde kaç tane inek katili tanıyosun da böyle genellemeler yapıyosun..

    edit 2 : apocalypse nowda var bitane gerçi..


    (wolfgang amadeus - 19 Aralık 2007 11:03)

  • comment image

    1 hafta içinde izlediğim 4. coenler filmi oldu bu film ve rahatlıkla söyleyebilirim ki bu kardeşlerin karakter yaratma konusunda inanılmaz bir dehaları var. film içinde geçen hemen her karakterde bir özgünlük söz konusu ve tek başlarına alınsalar bile birer anlamları var. bu film için bebek yüzlü banka soyguncusu, radyocu, vali, vali adayı, valinin oğlu vs. tek tek düşünülünce bile bir tebessüm bırakıyor insanda ve akılda kalıcılıkları var. 3 asıl elemanımıza ise söylenecek laf yok. george clooney kesinlikle mükemmel ama favorim john turturro.


    (xarziyan - 25 Haziran 2008 00:07)

  • comment image

    --- spoiler ---
    filmin başlarındaki zenci kahinin söyledikleri filmde birebir gerçekleşmiştir.yani bir inek çatıya nasıl çıkar dememek lazımmış.

    ---
    spoiler ---


    (ritz - 1 Ocak 2009 19:40)

  • comment image

    cok güzel bi film, simgeleme ve konuyu imgelerin olmalari gereken sekilde diil de hic beklenmedik sekilde yerlestirilmesiyle aslinda son derece dramatik olan bi öykünün, komiklestirilmesi sonucu- ki bu cok zor bi istir- yapilan film.....bu filmden sonra george clooney´e bakip "yala beni" diyen bayan tayfasinin ne kadar yüzeysel, ve oyunculuktan anlamayan bi grup oldugu ortaya cikar.....cünkü clooney sadece yakisikli diildir, gercekten iyi bir oyuncudur - ayrica clooney´nin dünyanin en seksi erkegi secilmesi türk milleti icin son derece gurur verici bi seydir, cünküm kendisine benzeyen cok sayida türk vardir- ben en az 5 türk tip tanirim, saclarini o sekilde kestirseler clooney´e ikiz kardesi kadar benzerler.....neyse ne diyorduk, konuyu dagitmayalim. obwat, oynanmasi kadar cok iyi bi sekilde yazilmistir da.... üc orospu konusunun filmdeki gibi alinmasi homeros un dramini taniyanlar icin cok komik bi seydir. ben bu filmi seyrettikten yillarca sonra kesfetmisimdir, minimal bi anlatim ve semboliklestirme tekniklerinden degisik degisik acilarda yararlanilmistir.
    cok güzel bi filmdir.....seyrediniz, gerci seyretmeden önce homeros un dramini bi okuyunuz, sonra seyrediniz o zaman- filmin sahane bi sekilde o drami sembolize ettigini anliyacaksiniz....ve filmi cok seveceksiniz.


    (dermuzisye - 23 Şubat 2009 03:17)

  • comment image

    anadili ingilizce olanların dahi anlamakta zorlanabileceği yerleri var. seneler sonra tekrar seyrettiğimde farkına vardım ki çevirmenlerin hakkını vermesinin teknik olarak imkansız olduğu kelime oyunları ve deyimlerle doluymuş. eğer altyazıdan ya da dublajdan takip etmişseniz, ister istemez hoşaf karşısındaki eşek pozisyonuna düşüyorsunuz. sanki coenler mükellef bir sofra hazırlamış da sadece ekmekle sudan almamıza izin veriliyor gibi...


    (ventolin - 11 Eylül 2009 13:19)

  • comment image

    coen kardeşlerin hikaye anlatmakta ne kadar başarılı olduklarının harika bir kanıtıdır bu film. binlerce yıllık bir hikayeyi alıp kusursuz biçimde uyarlamak bir yana tamamen alakasız bir zaman olan 1930'ların arka planını (depresyon, ırkçılık vs.) da bu hikayenin içine katarak uyarlamayı zenginleştirmeyi başarmışlar bir yerde gerçekten kendi hikayelerini yaratmışlardır.. filmdeki bambaşka ana ve yan karakterlerden bahsetmeye gerek bile yoktur. kısaca süper bir filmdir.


    (sing to the death rattle - 21 Mart 2010 20:10)

  • comment image

    hemen her filmi bir defa seyretmekle yetinmeyip, ikinci ve bazen üçüncü defalar seyretmek en büyük zevklerimden biri olmuştur. bazılarına çok yabancı gelebilir bu düşünce, hatta kimilerine göre tam bir gerizekalılıktır. ilk izleyişte filmi ancak tanıyabilirsin, belki eğlenirsin fakat filmin alt metnine tam olarak vakıf olamazsın. ikinci ve sonrasındaki izleyişler filmi izleyiciye açar, belki gördüğün aynı resimdir, dinlediğin aynı müziktir ancak ayrıntıları yakalayabileceğin için alacağın tad bambaşkadır. bu yüzden ben hep bir filmi adamakıllı anlayabilmek için en az iki defa izleyen gerizekalılardan oldum. bu yazı bir itirafname olmadığı için kısa keselim, meseleye girelim.

    geçenlerde coen kardeşlerin o brother, where art thou adlı filmini izledim tekrar. filmin homeros’un odysseia destanından uyarlandığını görünce bir an tebessüm ettim ve aklıma libya’ya yapılan operasyon geldi. malum, abd müttefiklerin libya’ya yönelik operasyonunun kendine ait kısmını “operation odyssey dawn” olarak adlandırmıştı.

    destanın coen kardeşler uyarlamasını izlerken, abd uyarlamasıyla o kadar benzerlikler taşıdığını gördüm ki gecenin bir yarısı kalktım, coen’leri ayakta alkışladım! filmin 2001 yılında çekildiğini, operasyonun da daha geçenlerde vuku bulduğunu düşündüğümüzde coen’leri basiretlerinden ( ya da değerli bir tevafuk) dolayı tebrik ve takdir etmek lazım.

    öncelikle filmin karakterleri bile, sanki bahsi geçen operasyonu yapan ülkeleri birebir temsil için konulmuş. (orwellvari bir temsil diyecektim; demiyorum!)

    ulysses everett mcgill abd’yi, delmar o’donnel fransa’yı, pete hogwollop da italya’yı anımsattı bana.

    everett’in kibri, çok bilmişliği, kendini her daim lider olarak görmesi, kör bir kahine dahi, iktisadi anlamda bugün bile bir teoriden ileri gidemeyen tam rekabete dayalı serbest piyasalardan bahsetmeye kalkışması ve daha nice şeyler amerika tarifi değil de nedir?

    delmar ise o kadar şaşkın ve o kadar salak bir karakter ki tam anlamıyla sarkozy’li fransa. delmar’ın, pete’in bir kurbağaya dönüştüğüne inanacak kadar beyinden yoksun oluşunu, fransa’nın yürüttüğü her iç ve dış politikanın da en ufak zeka parıltısından yoksun oluşu şeklinde düşünebiliriz ve bu düşüncemizde de yerden göğe kadar haklıyızdır.

    geçelim pete’e…pete’in italya’yı temsil ettiğini düşünmemde karaktere hayat veren john turturo’nun gerçekçi bir biçimde italyan erkeklerini andırması etkili olmuş olsa da onun su başındaki kızlara bakışı, bana 17’lik kızlarla birlikte olan berlusconi’yi de hatırlatmadı değil.

    bir benzerlik de şu ki, filmde ulysses, delmar ve pete’i hapishaneden kaçmaya ikna ederken koca bir yalan söylüyor. aslında ulysses’in tek hülyası karısına ve çocuklarına kavuşmak ancak onları eğer kaçabilirlerse büyük bir hazineye sahip olacakları şeklinde kandırıyor. aynen amerika’nın başta fransa ve italya olmak üzere müttefik devletleri kandırması gibi. fransa’yı belki tarihsel kibrini okşayarak kandırmıştır, ki fransa’da yaklaşan seçimler de epey etkili olmuştur; italya’yı libya topraklarının asıl sahibi görerek yanına çekmiştir; bilemiyorum ancak amerika’nın tek derdinin petrol olduğu açıktır. siyasi mevzulara fazlaca dalmayalım, haddimiz değildir. ancak filmin hemen başında kör kahinin öngördüğü üzere bulacakları hazine, aradıkları hazine olmayacaktır diyerek noktalayalım.

    http://lafaramizda.biz/yazi.asp?id=37


    (scourgeofgod - 13 Mayıs 2011 00:05)

  • comment image

    gordugum en iyi uyarlamalardan biri. kanimca odyssey'i en iyi benimseyenler arasindadirlar coen kardesler. baska turlu bu mukemmel sarkastik bakis acisi olamazdi diye dusunuyorum. olaylara absurd sekilde yaklasim kesinlikle sahane. bazi olaylarin kitaba gore tumden ters olmasi(penny'nin mukemmel sadik bir ev hanimi yerine yeni bir koca bulmak icin can atmasi bu sebeple cocuklara "babaniz oldu ben yine evlenicem" demesi, tek oglan cocuk yerine birkac tane kiz cocuk olmasi, vs..) super bir perspektif, oyle ki kitabi okuyup benimseyenler kanimca asil bu abes tersliklere gulmustur. ayrica zenci elemanin ruhunu satmis olmasi ile yapmaya calistiklari gonderme bence james browndur(zencinin yasadiklari james brownun hayati ile ayni).mukemmel bakis acilari, mukemmel oyuncular, mukemmel yonetmenler, kisacasi ustune tanimadigim mukemmel bir komedi.


    (shab - 4 Mart 2003 17:26)

  • comment image

    cok guzel bi film.ben cok begendim.herkes izlesin.muzikleri cok sahane.
    (ne o kelime, cumle kalabaligi mi beklediniz.yok o kadar iste, hadi yallah)


    (otisabi - 31 Aralık 2000 00:38)

  • comment image

    grammy ödüllerinde ilk kez yılın en iyi albümü ödülünün bir film soundtrack'ine verilmiş olmasıyla da göze batan bir filmdir.


    (brainfour - 23 Temmuz 2003 12:23)

  • comment image

    kurgusu homer'in odyssey'i esinlenerek yapilmis, gomulu bir hazineyi bulmak amaci ile hapishaneden kacan uc firari arkadasin yol boyunca hayat, dostluk ve birbirleri hakkinda ogrendiklerini aktaran, izleyicinin yuzunde film boyunca silinmeyen bir tebessum birakan ve gerek oyunculugu, gerek yonetimi, gerek de muzikleri ile kolay kolay hafizalardan silinmeyecek sinema filmi.

    "damn! we're in a tight spot!"


    (mil - 4 Haziran 2001 21:21)

  • comment image

    inanılmaz müzikleri olan, coenlerin tarzını sevmeyen -bilmeyen- insanların sıkıldığı, yarısında çıktığı, çıkamayanların mütemadiyen konuşup sinemadaki herkesi çıldırttığı film.


    (belit - 25 Kasım 2001 04:27)

  • comment image

    filmde coen kardeşler homeros'un odysseia destanindan esinlenerek 1900'lu yillarin basinda amerikada gecen bir hikayeyi işlemişler, oncelikle konu alinan efsaneyi hatirlatacak olursak:
    odysseia da truvali bir sigir cobani olan genc delikanlimiz paris, truvali helen'i aphrodite'in yardimi ile kacirir (bu başka bir hikaye başka bir yerde anlatilmali) ve bu olay sonucunda truva savasi cikar bu savasa katilmak zorunda kalan odysseus genc karisi penelope ve tuyu bitmemis oglu telemakos'u birakarak savasa gider. odysseus zeki bir planla savasin kazanilmasini saglar*. fakat bu olaydan sonra kici kalkan esas oglanimiz odysseus tanrilara meydan okur ve bunun sonucu olarak asla evi olan iteka'ya dönememekle lanetlenir. bundan sonra esas adamımız denizlerde sürüklenir, tüm gemilerini ve adamlarini kaybeder, 7 yıl su perisi kalypso'nun adasinda tutsak kalir (nasil tutsakliksa) bu arada evde kalan guzel karisi penelope'nin kocasinin oldugunu soyleyen talipleri ortaya cikar. bu talipleri kanunlar nedeni ile kovamaz ve içlerinden birin seçmesi istenir fakat o kocasının olmedigine inanmaktadir bir kilim ormeye baslar kilim bittiginde kocasi donmemisse taliplerden birini sececegini soyler. ama gunduzleri kilimi orerken geceleri gizlice orduklerini soker.
    sonunda hala onu seven tanrica athena diger tanrilari ikna eder. odysseus biraz daha macera yasiarak evine doner karisini taliplerini ogluyla beraber oldurur olay sonuclanir.
    odysseia bir yolculugun hikayesidir, coen kardeşlerin "o brother where art thou" suda buna benzer bir yolculugu anlatir, buradan filmin tum sevenlerine dapper dan'li gunler dilerim.


    (laos - 17 Ocak 2002 11:02)

Yorum Kaynak Link : o brother where art thou