Do Ankhen Barah Haath (~ Two Eyes, Twelve Hands) ' Filminin Konusu : Do Ankhen Barah Haath is a movie starring Shantaram Rajaram Vankudre, Sandhya, and Ulhas. Progressive, reform-minded young warden gets permission to take six surly murderers from prison to dilapidated country farm, to rehabilitate...
Ödüller :
Koshish(1972)(8,6-1260)
Guide(1965)(8,5-6157)
Pyaasa(1957)(8,5-4532)
Angoor(1982)(8,4-4221)
Sahib Bibi Aur Ghulam(1962)(8,4-1336)
Do Bigha Zamin(1954)(8,4-1495)
Aandhi(1975)(8,2-1203)
Madhumati(1958)(8,1-1032)
Kaagaz Ke Phool(1959)(8,1-1720)
Naya Daur(1957)(8,1-938)
Chalti Ka Naam Gaadi(1958)(8,0-1180)
Abhimaan(1973)(7,9-2316)
Berlin Film Festivali : "OCIC Award"
Berlin Film Festivali : "Silver Berlin Bear-Special Prize"
(bkz: kubilay han) nasıl yazılır bilmeyen samuel bir gün bir şiir yazmaya girişir, olaylar gelişir...
(tsan chan - 5 Mayıs 2002 18:42)
hikayesi 2000 yapimi pandaemonium filmine konu olan coleridge siiri.orijinali asagidaki sekildedir:in xanadu did kubla khana stately pleasure-dome decree:where alph, the sacred river, ranthrough caverns measureless to mandown to a sunless sea.so twice five miles of fertile groundwith walls and towers were girdled round:and there were gardens bright with sinuous rills,where blossomed many an incense-bearing tree;and here were forests ancient as the hills,enfolding sunny spots of greenery.but oh! that deep romantic chasm which slanteddown the green hill athwart a cedarn cover!a savage place! as holy and enchantedas e'er beneath a waning moon was hauntedby woman wailing for her demon-lover!and from this chasm, with ceaseless turmoil seething,as if this earth in fast thick pants were breathing,a mighty fountain momently was forced:amid whose swift half-intermitted bursthuge fragments vaulted like rebounding hail,or chaffy grain beneath the thresher's flail:and 'mid these dancing rocks at once and everit flung up momently the sacred river.five miles meandering with a mazy motionthrough wood and dale the sacred river ran,then reached the caverns measureless to man,and sank in tumult to a lifeless ocean:and 'mid this tumult kubla heard from farancestral voices prophesying war!the shadow of the dome of pleasurefloated midway on the waves;where was heard the mingled measurefrom the fountain and the caves.it was a miracle of rare device,a sunny pleasure-dome with caves of ice!a damsel with a dulcimerin a vision once i saw:it was an abyssinian maid,and on her dulcimer she played,singing of mount abora.could i revive within meher symphony and song,to such a deep delight 'twould win methat with music loud and longi would build that dome in air,that sunny dome! those caves of ice!and all who heard should see them there,and all should cry, beware! beware!his flashing eyes, his floating hair!weave a circle round him thrice,and close your eyes with holy dread,for he on honey-dew hath fedand drunk the milk of paradise.
(unforeseen - 18 Mart 2008 13:07)
rivayet odur ki, coleridge afyon sonrasi uykularindan birinde bir ruya gormus. siir okuyan bir ses, garip bir muzik akabinde bir cin sarayinin insaati. velhasil sarayi insa eden muzikmis. saray da kubilay han'in sarayiymis, bunu da anlamis arada. akabinde uyanir uyanmaz yazmaya baslamis mevzuyu. ve lakin afyonun etkisinden midir, araya baska bir seyler mi girmistir bilinmez unutmus ruyanin sonunu ve yazabildigi ilk 50 dizeyle kalakalmis.ilginctir, daha sonradan kubi kisisinin de sarayini, rüyasinda gördügü bir plana göre yaptirdigi anlasilmis. bu ne garip bir tesadufmus, oyleymis, boyleymis..
(kite kat - 26 Eylül 2002 20:25)
tim powers'ın ithaki yayınları'ndan çıkan anubis kapıları (bkz: gates of anubis) adlı kitabında, yazılışına dair alternatif bir hikaye anlatılan ünlü coleridge şiiri.
(jazzbass - 26 Eylül 2002 20:29)
kendisine düşünsel olarak tam anlamıyla katılmasam da sıkı bir hayranı olduğum kenneth anger'in inauguration of the pleasure dome adlı filmine ilham veren şiir."the title of the film comes from the poem "kublai khan" by the english romantic poet samuel taylor coleridge. coleridge claimed that the poem came to him during an opium dream. the poem tells the story of the mongol general and statesman who built a pleasure dome. the film. subtitled "lord shiva's dream" is a complex meditation of ideas that anger absorbed from his interest in the occultist aleister crowley."a convocation of magicians assume the identity of gods in a dionysian revel. lord shiva, the magician, awakes. the scarlet woman, whore of heaven, smokes a big, fat joint; astarte of the moon brings the wing of snow; pan bestows the grapes of bacchus; hecate offers the sacred mushroom, yage, wormwood brew... the orgy ensues - a magick masquerade at which pan is the prize. lady kali blesses the rites of the children of light as lord shiva invokes the godhead with the formula force and fire." - kenneth anger(bkz: http://www.subcin.com/anger.html)
(manzikert - 6 Nisan 2010 03:55)
2011 yapımı sanctum filminin önemli yerlerinde geçen şiir.
(tilyus - 17 Temmuz 2011 13:50)
rush'in xanadu isimli sarkisina da kaynaklik eden, on dokuzuncu yuzyil ingiliz romantizminin en onemli siirlerinden; coleridge'in belki de en bilinen siiri. ancak maalesef siirin kendisi hikayesinin golgesinde kalmistir. o tatli ve akilda kalan melodisi coleridge'in iambic tetrameter'i cok ustaca kullanmasindan kaynaklaniyor.
(evenzohardidit - 10 Ekim 2011 20:41)
citizen kane adlı filmde de kendisine göndermeler yapılmış coleridge şiiri. şiiri yazmaya başladıktan sonra kapısı mı ne çalınmış da yarısından sonra farklı bir üsluba geçtiği açık seçik görülebilirmiş. böyle de rivayet edilir, hatta kapısını çalan kişi belki de lord byron'dır.
(trainstopping - 31 Mart 2013 23:14)
bu sene final sınavından cok cok yuksek aldıgım şiirdir kendisi. ama vizem dusuk olunca cok da fazla hava atamamıstım
(orchard - 29 Eylül 2004 19:52)
bu siirin psikanalitik ve feminist cozumlemeleri bulunur, hatta daha da varmis.
(ulver - 10 Ocak 2005 10:28)
samuel taylor coleridge’nin bir şiiri. bu siiri, 1816 yilinda, kitap okurken daldigi uykuda gordugu bir ruyada yazmis, fakat tam da uyandiktan sonra gelen bir ziyaretci yuzunden eksiksiz olarak kagida gecirememistir. douglas adams'in kutsal dedektiflik burosu adli kitabinda da rastlanabilinecek bu siirin turkce tamami asagidadir.kubla han, buyurdu yapila,gorkemli bir zevk kubbesi, xanadu’da,alph’in, o kutsal irmagin,ucsuz bucaksiz magralardan gecerek gun gormeyen bir denize aktigi yerde.iki kere bes millik verimli toprakduvarlar ve kubbeler sarildi;bahceler vardi, dereleri parlak,ciceklenmis bir cok gunluk agaci;guneslicayirlari kucaklayan,daglar kadar yasli ormanlar vardi,fakat o derin ve hulyali ucurumyesil dagdan sedir ormanina inenvahsi bir yer! her zaman kutsal ve buyulu.bir kadin hayaletin dolasip durdugusoluk ay isiginda sevgilisi seytani cagiran.ve bu ucurumdan, sonu gelmez bir kaynasmayla,sanki topragin hizli ve derin nefes alislariyla,bir an icinde guclu bir kaynak fiskirdi:onun hizli ve kesintili patlamalariyladevasa parcalar firladi, sicrayan dolu gibi,samanli tahil gibi harman dovenin altinda.ve bu dans eden kayalarin arasindabir an icinde savruldu kutsal irmak.saskinca bes mil boyunca medreseler yaparakorman ve vadiden akıp gecti kutsal irmak,sonra ucsuz bucaksiz magralara ulastive bir gumburtuyle cansiz okyanusa karisti:kubla, bu gumburtunun ortasinda, duydu uzaktanatalarin seslerini savas kehaneti yapan!zevk kubbesinin golgesidalgalarin ortasinda yuzuyordu;orada kaynak ve magralarinkarismis nagmeleri duyuluyordu.buzdan magarali, gunesli bir zevk kubbesi,nadir gorulecek bir mucizeydi.santurlu bir genc kizduslemistim bir zaman:habesli bir genc kiz,santurunu calan,soyleyerek abora daginin sarkisini.icimde yeniden canlandirabilsemonun muzigini ve sarkisinibana oyle derin bir haz verebilirdiki,o gur sesli ve uzun soluklu muzikleo kubbeyi havada kurabilirdim,o gunesli kubbeyi, o buz magralarini!duyanlarin hepsi onlari orada gormelidir,hepsi haykirmalidir, amann! dikkat!simsek cakan gozleri, ucusan saclari!onun cevresinde uc kere dolasve gozlerini kapa kutsal bir korkuyla,cunku o cicek ozuyle beslenmis,ve cennet sutu icmistir...
(synthetic - 5 Ocak 2002 20:54)
sabah uykudan kafamdan ilk dizelerini söyleyerek uyandığımda (in xanadu did kubla khan a stately pleasure dome decree) huzur ve bahar hissi yaşatmış olan coleridge şiiridir. kendisi bu şiiri için "a vision in a dream" (düşte görülen hayal) tanımlamasını yapmıştır; sürrealist şiirin ilklerinden sayılır.
(psykhe - 24 Şubat 2006 00:32)
Yorum Kaynak Link : kubla khan