sevimli bir emir kustrica filmi. daha sonraki filmlerine göre daha yavaş müzikler ve daha az fantazi öğeler kullanılmış.
ayrıca (bkz: komünizm)

(ekruli - 25 Şubat 2007 18:37)

diayloglariyla dikkat cekmistir. universite amfilerinde bile goremedigimiz marx ve sosyalizmle ilgili iddiali diyaloglarin bir varos evinde tartisilmasi.

ayrica:
"kadin tuz gibidir onsuz da olur ama onunla bir baska"

(gogdabor - 9 Ocak 2008 09:48)

kusturica'nin kendi hikayesini anlatmaya basladigi film, ilk film.

--- spoiler ---
diger filmlerindeki gibi bir ince alegori ve sembolizm bu filmde basliyor. henuz mistik gucler gelistirmis karakter olayi yok belki, ama dino'nun hipnoz calismalari bunun ilk denemeleri denebilir.

filmin asil ustune oturdugu konu, ince bir komunizm elestirisi. dino, koyu komunist bir bosnak baba'nin tek gozlu evinde yasayan bir cocuk. baba, marx la yatip marx la kalkiyor, ote yandan aile iki goz odali gecici konuttan apartmana gececekleri gunleri dusluyorlar. baba, baskici komunizmden ziyade, cok sey vaad edip elinden pek birsey gelemeyen komunizmi temsil ediyor aslinda. dino'nun ona olum doseginde okudugu gazete makalesinde gecen, mevsimlerin degistirilecegi, sonsuz baharin gelecegi, insanlarin bin sene yasacagi utopya da boyle bir gonderme. sonucta aile apartmana gecme hakkina kavussa da, babalarini kaybediyorlar ve hicbirseyin bir anlami kalmiyor.

diger bir tema da, dino nun sevdigi kiza, kizin orospu olusundan dolayi sahip olamamasi. kiza asik olduktan sonra daha sevisemeden baskalarina peskes cekilmesi, yine bir caktirmadan yugoslavya gondermesi olabilir kusturica'nin. nitekim sevilen ve ulasilamayan kadin - yugoslavya sembolizmini daha sonra da devam ettirmisti.

ayrica icten ve guzel diyaloglari da akillarda yer ediyor filmin;

baba: kulubedeki kizi hipnoz mu ettin?
dino: dalga mi geciyorsun?
baba: ciddi soruyorum. birsey yaptin mi?
dino: nasil yani?
baba: ilkel guduler dogrultusunda bedensel isler. seks.
dino: sey, biraz. agizdan.
baba: -sasirip duraksar- nasil agizdan?
dino: opustuk.
baba: haa.

--- spoiler ---

(ndg - 4 Nisan 2008 13:24)

filmde basröl oynayan cocuk(slavko stimac) emir kusturicanin bir baska filmi olan zivot je cudoda da oynamaktadir..adama baktıgımda hala o cocugu görüyorum,yillar insani hic mi degistirmez kardesim..

(spanishflyhigh - 11 Ağustos 2008 15:58)

filmde, komünist gazeteler şöyle bir ütopyadan! bahseder:

--- spoiler ---
"fakat modern bilim ve teknoloji çok gelişti ve insanlık iklimleri etkileyecek kadar ileri gitti. dünyanın her tarafından yüz milyon bilim insanından oluşan bir bilim ordusu bir araya gelerek, bir insan ömrü kadar sürede bunu gerçekleştirebilir.

önce kuzey kutbundan güney kutbuna doğru dev bir siper inşâ edilir. ardından yerkürenin dönüş eksenine de etki yapılarak, eksi dereceler tamamen ortadan kaldırılabilir ve ebedi gündüze ve bahara kavuşulur.

hint okyanusu'nun hareketli kütlesi gezegenimizin dengesini bozuyor. ve yerkürenin ekseninde açıyla dönmesine neden oluyor. hint okyanusu'nun kurutulmasıyla dünyadaki karasal alan 91,200,000 km kareye ulaşabilirdi. bu alanın tarıma elverişli hale getirilmesiyle, 146 milyar insan beslenebilirdi.

tüm okyanus suları başka bir yere akıtılsaydı, dünya 72 katrilyon ton daha hafif olurdu. ve güneşten 30 milyon kilometre daha uzak olurdu. bir yıl 365 yerine 425 gün olurdu. ve yaşanan tek mevsim, yaz olurdu.

dünyanın yerçekimi azaltılsaydı ve yaşayan canlıların ağırlığı düşürebilseydi, canlıların devasa boyutlara ulaşması mümkün olurdu. insanlar mitolojideki titanlar gibi olurdu. hepsi birer deve dönüşürdü. yaşam süresi bin ile 5 bin yıl arasında olurdu."
--- spoiler ---

filmde en çok duyulan şarkı da;

(bkz: 24000 baci)

(endless bliss - 31 Ağustos 2008 15:34)

emir kusturicanın kanımca en iyi filmi. bu filmin yanına çingeneler zamanı yaklaşabildi bir de. 1981 yapımıdır. sosyalist yugoslavya döneminde geçer. ergenüstü bir gencin etrafında geçer ve o dönemin sahici ve abartısız bir yugoslavya tablosu vardır. başroldeki genç "her gün daha iyiye doğru gidiyorum" gibi bir repliği film boyunca tekrarlar.

(nazmiye demirel - 20 Eylül 2002 23:07)

1981 yilinda venedik film festivali'nde altin aslan kazanmis, kusturica'nin ilk filmi..

(willy van der kerkhoff - 21 Eylül 2002 01:27)

bu film 1986 yilinda istanbul film festivali'nde gosterildikten kisa sure sonra trt2 ekranlarina gelmisti. bir zamanlar trt2'de bu tarz bir kusak vardi, bir onceki yilin festival filmlerinden secmeler gosterirdi. neyse... iste taaaa o zamanlar izledigim bu filmden aklimda kalan tek sey, cocuklarin kafalarini su dolu kovalara (veya ayni islevi gorecek baska bir nesne, hatirlamiyorum simdi) sokup, nefes tutma yarismasi yaptiklari. keske bir yerlerde oynasa da tekrar izlesek.

(electric cafe - 22 Şubat 2003 02:33)

aman yarabbi, hayde buyrun gibi bize yabancı olmayan ve duyulduğunda insanın hoşuna giden(genelde biz türklere böyle olur gerçi) kelimelerin de geçtiği, 1981 yapımı emir kustirica'nın ilk uzun metraj filmidir.

benim favori karakterim; rakı masasında, sazı eline alıp söylediği boşnak türküsüyle besim eniştedir.

ayrıca güzel ve düşündürücü replikler vardır bu kominizmden etkisindeki yugoslavya'yı anlatan filmde.

--- spoiler ---
devlet varsa özgürlük yoktur.
--- spoiler ---

(avoger - 22 Ağustos 2011 17:10)

türkiye'de sosyalist bir rejim olsa herhalde böyle olur dedirten film.

(bkz: dedirten)

(soselo - 7 Ekim 2011 01:07)

kadınların her halükarda batıl inançlı olduklarını ve daha gelenekçi olduklarını da gösterir.

--- spoiler ---
baba ölmüştür, kız kardeşi yere yatırıp üstüne bin türlü arapça dua okur; içeri giren enişte "o bir komünistti" deyip, fırçayı basar karısına
--- spoiler ---

ayrıca sevgiliyle bir kere bile olsa görüşme için gözde tavşanının bir "binliğe" satılabileceğini de göstrerir. ama ne sevgili o öyle tanrım...koltukaltı kılı bile güzelliğine gölge düşürmez; arzulu...

(struwwelpetter - 29 Ekim 2011 22:52)

bir doğaçlama örneği olaraktan:

- merhaba dolly, beni anımsıyor musun ?

- ... mmeeee ?

- yaşasın ! dolly ! seni tekrar kopyalayabildik !...

- meeee ?!.... meee....meeee....

(roland the knight - 27 Şubat 2004 23:43)

filmdeki söylenen şarkı için:
(bkz: 24000 baci)
http://www.youtube.com/watch?v=ugn0b8n4w-k
http://www.youtube.com/watch?v=e_b97ereaom

(zemin yesil 12 yildiz 3 ok sari - 8 Ağustos 2014 01:34)

altyazilarini hiçbir yerde bulamadigim için beni bir yugoslavla evlenmeye zorlayacak olan film.

(eternal - 15 Nisan 2005 12:32)

1986 yiliydi. bos vakti cok, yapacak seyi az olan bir cocuk olarak, buyuk biraderin nokta dergilerini karistiriyordum. o zamanki nokta'yi hatirlayanlar vardir, doyurucu bir icerikle tutarli bir muhalif cizgide yayin yapan epey kaliteli bir dergiydi, kapak resimlerine ozellikle hastaydim. [pantolonu indirilmis ihsan dogramaci'yi, klozet yerine istanbul universitesi'nin o unlu kapisinin uzerine oturttuklari resmi her hatirladigimda hala guluyorum.] her neyse, bu derginin o yilin istanbul film festivaline denk gelen gunlerinde cikardigi sayisindaki film kosesinde, babam is gezisinde filminden miki manojlovic ve filmde buyuk abi mirza'yi oynayan perhan dujmovic'in icinde oldugu bir film karesini gorup, filmi gormeden filme asik olmustum. dunya uzerinde bir bosnak yonetmen^* olabilecegi gercegi beni sasirtmaya yetmisti. bu adamin diger filmi de festivalde gosteriliyordu. onun da ismine asik olmustum. "dolly bell'i animsiyor musun?" uzun yillar bu iki filmi gorme istegiyle yanip tutustum. cingeneler zamani ve sonrasi kusturica filmleri piyasaya ciktiginda, hemen gidip seyretsem de, bu iki film de uzun sure ukte kaldi icimde. nihayet babam is gezisinde'yi 90'larin ortasinda bir toplu gosterim sayesinde izleyebildim. dolly bell'i gormek ise bugune , 20 yil sonrasina, kismetmis..
hayal kirikligi korkum bosa cikti. huzunlendim, melankoli hissim azdi. sigara iciyor olsaydim, bir cigara tellendirirdim muhtemelen. 1960'lar saraybosna'sinda gecen filmin otobiyografik ogeler tasidigi bariz. kahramanimiz, ergen dino'nun gozunden anlatilan hikayede, her karakter incelikle islenmis. kendi evinde sosyalizme uygun olarak ev ahalisiyle toplanti yapan ve fakat sonunda hep kendi dedigini kabul ettiren ve fakat yine de sempatik olmayi basaran idealist komunist baba, sert erkek pozlarinda gezen buyuk abi, surekli becerdigi kizlar hakkinda hikayeler anlatan arkadas, "halkevi" muduru "dort goz", filmin huzun veren karakteri fahise "dolly bell", ergenligin o belirsiz gunlerini yasayan, suca egilimli, tavsanlari hipnoz etmeye calisan dino.. abartisiz, gosterissiz bir o kadar da etkileyici performanslar, hepsi de..
hapisten yeni cikmis bir motosikletli bir serseriyle takilan dino ve arkadaslari, bolgedeki suca egilimli cocuklari topluma kazandirmaya calisan halkevi yetkililerinin dikkatini cekerler. halkevi yetkilileri, cocuklari rock'n'roll grubu kurmaya ozendirirler. ilk baslarda, olaya ilgisiz kalan dino, serserinin yaninda kalmasi icin kendisine emanet ettigi fahiseye asik olur, bu yuzden hayatinin en buyuk travmalarindan birini yasar. ote yandan ailesi de, yasadiklari evden kurtulma, toplu konutlara gocme hayalleri yapmaktadir, sigara tiryakisi babanin sagligi bozulmaktadir.. olaylar gelisir..
surekli calinip soylenen italyan rock'n'roll parcasi, dino'nun "her gun her sekilde daha iyiye gidiyorum" soylemi, komunist adamin olusunun basinda dua okuyan dindar kadina "komunist adamin arkasindan ne duasi bu?" seklinde cikisan bir diger komunist amca, filmin unutulmaz kareleri.. hani neredeyse soguk savas gunlerini ozletiyor film..
tekrar izleyesim geldi..

(willy van der kerkhoff - 18 Haziran 2005 00:28)

- babam komünizme hipnoz olmadan da ulaşabileceğimizi düşünüyor..
- neresi orası?
- (gülerek) orası bir yer değil, komünizm bir toplumsal düzen.. herkesin ihtiyaç duyduğunu eşitçe elde edebildiği bir düzen..
- güzel yermiş!

(damon - 2 Şubat 2006 03:47)

emir kusturica'nin dokusunu gecirdigi film.. senlikli bir balkan kasabasi/sehri, deli dolu karakterler, uc kagitlar, olum ve huzunlu bir ask var.. film dogrudan olmasa da, biraz politik soyleme de burunuyor.. bu arada bu filmdeki subyan dino yillar sonra zivot je cudo'da karsimiza aile babasi luka olarak karsimiza cikacaktir..

--- spoiler ---
saray bosna'da bir dernek, baska dernekleri yakalayabilmek ve gencleri cekmek adina bir orkestra kurmaya karar verir. bir taraftan da dino ve arkadaslarinin yasantisi surup gitmektedir.. ve dernek yetkilileri dino ve arkadaslarini bu gorev icin secerler.. fakat film agirlikli olarak bu orkestranin kurulma sureci uzerinde durmaz.. merkezde dino'nun yasadiklari vardir.. dino'nun kendinden yasca buyuk olan arkadasi (?) bir gun gizlemek uzere dolly bell'i getirir - soz konusu adam, dolly bell'i pazarlayacaktir.. dino, dolly bell'i evlerinin bir kosesinde saklar.. fakat yuregini dolly bell'e dusurur.. sonrasinda bu kadin saticisi olan arkadasi dino'nun, kadini alir ve goturur.. dino da kadini bulmaya gider, bulur da.. fakat kotu adam, ikiliyi rahat birakmaz.. bu arada orkestra kurulur, dino huzunlu gozlerle sarki soyler.. iste boyle bir filmdir.. bu sarkimiz da dolly bell'e gitsin..
--- spoiler ---

(whatdreamsmaycome - 23 Nisan 2006 16:22)

altyazısının nihayet divxplanet net'e düştüğü film.

(atelye - 7 Ağustos 2005 01:21)