Süre                : 2 Saat 9 dakika
Çıkış Tarihi     : 05 Ocak 1996 Cuma, Yapım Yılı : 1996
Türü                : Gizemli,Bilim Kurgu,Heyecanlı
Taglar             : zaman yolculuğu,virüs,akıl hastanesi,veba,Yeraltı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Universal Pictures , Atlas Entertainment , Classico
Yönetmen       : Terry Gilliam (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Chris Marker (IMDB)(ekşi),David Webb Peoples (IMDB)(ekşi),Janet Peoples (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Bruce Willis (IMDB)(ekşi), Jon Seda (IMDB), Vernon Campbell (IMDB)(ekşi), Simon Jones (IMDB)(ekşi), Bill Raymond (IMDB), Madeleine Stowe (IMDB)(ekşi), Joey Perillo (IMDB), Bruce Kirkpatrick (IMDB), Brad Pitt (IMDB), Frederick Strother (IMDB), Frank Gorshin (IMDB), Pat Dias (IMDB), Aaron Michael Lacey (IMDB), David Morse (IMDB), Thomas Roy (IMDB), Chuck Jeffreys (IMDB), LisaGay Hamilton (IMDB), Felix Pire (IMDB), Matt Ross (IMDB), Christopher Plummer (IMDB), Christopher Meloni (IMDB), Joseph McKenna (IMDB), Annie Golden (IMDB), Stephen Bridgewater (IMDB), Ray Huffman (IMDB), Charley Scalies (IMDB), Tiffany Baldwin (IMDB), C.J. Byrnes (IMDB), Tom Detrik (IMDB), Adam Hatley (IMDB), Bonnie Loev (IMDB), Raymond Mamrak (IMDB), Sal Mazzotta (IMDB), Roger Pratt (IMDB), Allelon Ruggiero (IMDB), Thang (IMDB)

Twelve Monkeys (~ 12 maymun) ' Filminin Konusu :
Dünyada insanlığın yok olmasına yetecek derecede tehlikeli olan bir virüs yaklaşık beş milyar kişinin ölümüne yol açmıştır. Geriye kalan az sayıdaki insan yer altlarına kurdukları barınaklarda yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Bu esnada virüsün yok olması için bir çözüm yolu bulan insanlar, zamanda geriye gidebilecekleri bir zaman makinesi yaparlar. İlk test sürüşü içinse eski bir mahkum olan James Cole gönüllü olur. James kendisini yedi yıl geride, bir akıl hastanesinde bulur. Akıl hastanesi gibi bir ortamda gelecekten geldiğini ve misyonunu anlattığında ise gerçek anlamda akıl hastası etiketi yemesine neden olur. 12 Maymun, zamanda yolculuk temalı filmlerin arasında en önemli olanlardan biri. Terry Gilliam imzalı filmin başrollerinde Bruce Willis ve Brad Pitt gibi ünlü isimler var.

Ödüller      :

Academy of Science Fiction, Fantasy & Horror Films:Saturn Award-Best Supporting Actor


Distopya / 20 İçinde Kaybolacağınız En İyi Zamanda Yolculuk Filmleri / 10
  • "bruce willis-"all i see is dead people", brad pitt - "we are consumers""




Facebook Yorumları
  • comment image

    christopher plummer ve ozellikle david morse da iki ho$ role sahiptir bu filmde. ayrica filmin sonlarina dogru bruce willis ve madeleine stowe'un bindigi $ehirici otobusun uzerinde "zoo" reklami bulundugunu belirtmek ister, konseptle alakali olarak da $oyle bir bkz veririm: fallout.

    filmin quote'larindan da iki ilginc parcayi burada belirtmek isterim:
    willis'in canlandirdigi karakter'in adi james cole'dur ve bir yerde demektedir ki "all i see is dead people"
    6th sense'teki joel osment'in canlandirdigi karakter'in adi ise cole'dur ve o da cok unlu bir $ekilde "i see dead people" demektedir. ilginc bence. ilginc i$te lan.

    ayrica filmin sonunda super bir olay vardir, ucakta cole'u gelecege gonderenlerden biri kotu adama $oyle der:
    "sigorta i$indeyim". bunu ne yazik ki sadece filmi izleyenler anlayacaktir.


    (set - 4 Mart 2002 13:08)

  • comment image

    filmin sonundaki sigortacı hikayesi, çevirme ya da çevirememe hatasıdır.
    kadın tam olarak ben sigortacıyım değil "i'm in insurance" bir nevi ben sigortayım demektedir,
    son anda işi garantiye almaya gelmiştir,
    içten içe kötü adama bittin olm sen seyirciyeyse mutlu son mesajıdır.

    hoş 5.000.000.000 kişinin ölümü yüzünden batan sigorta şirketlerini kurtarmaya da gelmiş olabilir ;)


    (finkployd - 31 Temmuz 2009 21:23)

  • comment image

    terry gilliam'ın harikalar yarattığı film. sondaki sigortacı muhabbetinden bahsedip, gidiyorum.

    --- spoiler ---

    şimdi james cole abimizin 2035 yılından 1996'ya postalanmasının nedeni virüsten örnek almak ve gelecek zamandakilerle bağlantı kurarak bir bilim adamına virüsü teslim etmek. görev başarısızlıkla sonuçlanmış gibi görünüyor ama aslında mutlu sonla bitiyor. zira cole havaalanındayken telefonla gereken bilgiyi veriyor. twelve monkeys ordusunun bu işle bir alakası yok diye. uçaktaki ablamıza baktığımızda da kendisinin gelecekten geldiği ayan beyan ortada. çünkü 1996 yılında da yaşlı bir şekilde çıkıyor karşımıza. büyük bir ihtimalle yolculuğun devamında virüsü yaymaya çalışan lavuğu katakulliye getirip virüsten örnek alıp geleceğe dönmüş olacak.

    yani ben gelecekteki insanların sigortasıyım gibi bi mana çıkmış oluyor ortaya.

    ---
    spoiler ---


    (fast thinker - 15 Nisan 2010 14:37)

  • comment image

    --- spoiler ---

    filme ismini veren kavram olarak: 12 havari

    nitekim akıl hastanesinde 12 maymunun akıl hocası (?) jeffrey goines babası için "benim babam tanrıdır" diye bağırır.

    tüm film, insanoğlunun büyük oranda yok oluşu, yer altındaki "cehennem", yokoluşu getiren kötü adam, yok oluştan hemen önce ortaya çıkarak hapsedilmiş olan hayvanları serbest bırakan, yerine insanları hapseden, 12 takipçisi olan, çevresi tarafından meczup olarak nitelendirilen biri vs. benzeri ahit göndermeleri ile doludur.

    ---
    spoiler ---


    (bagimsiz elektron - 10 Şubat 2013 05:07)

  • comment image

    eksiklerine rağmen gerçekten güzel bir film. benim gibi kafasını yormayı sevenlere, gizemli film arayanlara, psikolojik kasveti yaşamak isteyenlere ideal bir yapım. şimdi bazı açıklamalarım var. filmi izlemeyenler kesinlikle bakmasın. arzulayanlar okuyabilirler.

    --- spoiler ---

    filmimiz kapitalizm, insanlığın sonu (bir nevi insanların kıyameti), psikoloji ve zaman kavramı üzerine dört farklı yolda gidiyor. en etkisiz kullanılan ve tadında bırakılan kısmı ise kapitalizm kısmı olmuş. diğer üç konu derinlemesine şekilde işleniyor.

    öncelikle belirtmeliyim ki filmin kötü kahramanı bana göre başlı başına ''sigortacıyım.'' sözünü dillendiren ablamız. cole kesin olarak yanlışlıkla 1990 yılına gönderilmiyor. bilerek ve isteyerek o yıla gönderiliyor. onun sorumlusu da bilim adamı rolü kesen sigortacı. böylece cole'u akıl hastanesine yatırıp hem jeffrey ile tanışmasını hem de ona olası bir fikir aşılama psikolojisini yaratmak için o yıla gönderiyor. cole ve railly kendileri için çabalarken diğer yandan insanlığın sonu ve menfaatler güzel bir şekilde işleniyor.

    dişsiz adam hep cole'un peşinde. beyninde, aklında, her yerde.. onun aklına yerleştiren kişi yine bilim sigortacısı. bunu şöyle açıklıyorum... cole'un laboratuvarda perde arkasından gördüğü kişi de dişsiz adam. çünkü o hep orada. dişlerini söktüğü sahneyi anlatırken ''beni izleyemezler çünkü dişlerimi söktüm.'' diye vesvese okuyor. zaten otel odasında cole'un dişlerini sökmesi bu adamın fikirleriyle oynamasına izin verdiğini gösteriyor.

    gelecekte tekrar gönüllü koltuğuna oturtulan cole şu yazıyı görüyor.

    http://d1212.hizliresim.com/14/b/grzjp.jpg

    bu yazıyı görmesinin sebebi ne olabilir? tabii ki sigortacı ablamız. ondan sonra tekrar geçmişe gönderilen cole bu sefer 12 maymun merkezi'nde bu yazıyı görüyor. bu yazıyı railly yazıyor ve onu yazmadan önce danıştığı kişi kim? dişsiz bey. bunlar tesadüf değil.

    http://g1212.hizliresim.com/14/b/grzkr.jpg

    bunu da gördükten sonra cole ''bu yazıyı daha önce gördüm'' diyor.

    http://g1212.hizliresim.com/14/b/grzll.jpg

    yazıyı railly okumadan hemen önce resimde sol tarafta görünen asistanla çarpışıyor. sonra resimde elinde görülen virüsü engellemek için geçiş yerine doğru harekete geçiyor. sigortacı kadın zaman makinesiyle içli dışlı olan biri. neler olup bittiğini çok iyi bildiği için uçağa binen de o, bu resimi railly'nin aklına sokan da o, bunun akabinde gelişen cole'un vurulmasına sebebiyet veren kişi de o.

    http://g1212.hizliresim.com/14/b/grzn8.jpg

    şu kareye dikkatle bakın. aslında tüm insanlık için kırmızı ışık yanmış durumda. ama bu kırmızıyı en çok hissedenler 'wanted' ilanındalar. olan herşey de onlara oluyor. şimdi en önemli soruya cevap vereyim. neden cole'un rüyasında jeffrey var?

    http://g1212.hizliresim.com/14/b/grzpn.jpg

    ''watch it!' repliği geliyor bununla birlikte. hay tipini siktiğimin şu surata bak. neden asistan yok da jeffrey var değil mi? cole akıl hastanesinde ''insanlar herşeyi yok ediyorlar. keşke onlar da yok olsalar ve sadece hayvanlar dünyaya hakim olsa'' sözcüklerini sarfediyor. bunları jeffrey'e karşı söylüyor, jeffrey ondan ilham alıyor ve cole fikri ona verdiği için son derece pişman. bu yüzden kendisine bir idea yaratıyor. burada da başrol jeffrey.. işte bu yüzden orada asistan yerine jeffrey var.

    http://g1212.hizliresim.com/14/b/grzs3.jpg

    şu sahneyi gördüğünüzde aklınıza ilk hangi hayvan gelir? kesinlikle maymun. bu sahneden hemen sonra başta verdiğim sahne gözüküyor. bundan hemen sonra geçmişe dönüldüğünde de ikinci verdiğim sahne peş peşe sıralanıyor. filmde asıl maymun olan bilim sigortacısı. ''bütün bu şiddet, bu delilik çok iğrenç. havaalanlarında bile silahlar patlıyor artık. sıradaki yok olacak tür biziz desen yanlış olmaz. biz, insanoğlu.'' burada asistanla tanışıyor ve kendisinden virüsü bir şekilde alıp kendi yararına kullanıyor. pekin, bangkok gibi şehirlere seyahat edip oralara da bulaştırıyor. tüm dünya böylece mikrop yuvası haline geliyor. filmin finali böyle müthiş bir şekilde bağlanıyor. ayrıca railly'nin dünya savaşı'nda cole'u gördüğü sahnede müthişti. zaman makinesine ait bir çizgi film geliyor filmin bir yerinde. ''bu zaman makinesini ben yarattım'' diyor karakter. filmde gerçekten de zaman makinesi yaratan biri vardı çünkü.

    ---
    spoiler ---

    gerçekten takdire şayan bir senaryo... benim teorim bu şekilde, saygılar.


    (edwood10 - 10 Ağustos 2013 17:55)

  • comment image

    terry gilliam’ın artık bir bilimkurgu ve kara-film klasiği olarak kabul edilen sinema eseri. 12 maymun, ana bağlamını zaman yolculuğunun paradoksları, ekolojik tehditler ve insanlığın sonu çerçevesinde kuran ve delilik üzerine yaptığı çarpıcı göndermelerle, virüsler, sapkınlık ve teröre dair kurgularıyla, içinde yaşadığımız çağı yorumlama konusunda çarpıcı açılımlar getirmekte.
    12 maymun filminin dünyasında, 1996 yılında, yapısı bilinmeyen bir virüsün salgını insanlığın büyük bölümünü yok eder. kurtulan az sayıda insan da yerin altında yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. 2035 yılına gelindiğinde, bir grup bilimadamı zaman yolculuğunu sırrını çözer ve film, (aynı zamanda bir makum olan) james cole’un (bruce willis) bu bilimadamları tarafından, suçunun affedilmesi karşılığında, riskli bir yöntemle zamanda geriye 1996 yılına, salgına neden olan virüsü yaydığı iddia edilen 12 maymun örgütünü bulmak ve virüs yapısına dair bilgi toplamak amacıyla gönderilmesi ile açılır.
    neden sonra, james cole, 12 maymun örgütü ile ilişkili olduğunu tahmin ettiği jeffrey goines’ı (brad pitt) bir akılhastanesinde bulur. yönetmen 12 maymun’da tımarhaneyi önce, delilerin dünyası ve “akıllı” dünyayı karşılaştırabilmemiz için kullanır ve bir akıl hastası olan jeffrey goines’u adeta foucault’nun ağzından konuşturarak “delilik çoğunluğun koyduğu kurallardır” der. “doğru yok, yanlış yok, sadece çoğunluğun kararı var!” kimin deli, neyin delilik olduğuna karar veren de çoğunluktur. goines’e göre, dün tüm insanları mikropların varlığına inandırmaya çalışan dr.semmelweis deliydi, bugünse, ilaç ve deterjan sattırmak amacıyla uydurulduğunu düşündüğü için mikropların varlığına inanmadığını söyleyen biri delidir artık.
    tam bu noktada, gilliam kamerasını, deliliğin tanımını tersyüz edecek şekilde çevirir. hastane koğuşundaki televizyondan son derece akıl-dışı sloganlar içeren bir reklam akmaktadır. akılhastanesi bir anda “aklın tamamen özgür olabildiği belki tek durum olan deliliğin tadını çıkarabileceğiniz, düzen dışı mutlu bir dünya” olarak belirir bu sefer gözümüzde. ve jeffrey goines yanında yatan james cole’a tımarhanenin demir parmaklıklı pencerelerini göstererek şöyle der: “dışardakileri bizden koruyorlar. dışardakiler bizden daha deli olduğu halde.” veya tam tersi, parmaklıklar, onları dışardakilerden korumak içindir.
    bundan sonra, deli ile akıllı arasındaki sınır yıkılır ve duvarlardaki yazılamalarla reklam panolarının, sokakta yatanlarla harıl harıl işlerine koşuşturanların birbirine karıştığı, delilerin kapatılmak yerine salıverildiği ve belki de zaten herkesin bir şekilde delirmiş olduğu, bir dünya sergilenir, filmin arkaplanında. farklılık imkanının yokolduğu rayından çıkmış böylesi bir düzen, önünde sonunda “insanlığın doğanın kanseri olduğu” gibi bir fikri saplantı haline getirecek sapkınları doğuracak ve bu sapkınların terörü ve feleketi karşısında düzen boyun eğecektir.


    (verwandlung - 9 Haziran 2004 20:07)

  • comment image

    --- `tam spoiler olmasa da "spoiler yapar mıyım" kaygısı güdülmeden yazılmıştır` ---

    zaman yolculuğunu en muhteşem kullanan, üstelik kurgusundaki zaman anlayışından dolayı da neredeyse her zaman yolculuğu içeren filmin düştüğü sebep-sonuç ilişkileri kaosuna düşmemiş film.

    elbette ki zaman yolculuğu işlenmesi zor bir temadır.. yirmi sene öncesine gidip bir adama ters ters bakmak, kelebek etkisi sonucu üçüncü dünya savaşına yol açıp yirmi sene sonrasını insanların neslinin tükendiği bir çöl haline getirebilir. ama yirmi sene sonrası bir çölse oradan birisinin geçmişe gelip ters ters bakması mümkün değildir, bu durumda savaş da çıkmaz ve herşey eskisi gibi olmalıdır.. bu durumda yirmi sene sonrasından birisinin gelmesi tekrar mümkün hale gelmiştir, bu böyle uzar gider.. bu paradokslar batağında zaman yolculuğu konusu işlemeye kalkışmak bile cesaret isteyen bir iştir. (geçmişte asansörü bulan adam ölünce gelecekte asansörlerin yokolduğu ancak asansör boşluklarının aynen kaldığı komik filmleri hatırlayınız)

    bu film ise zaman yolculuğunu bambaşka bir yaklaşımla ele alır. şöyle ki bu filmde a olayının b'nin sebebi olması için b'den önce gerçekleşmiş olması gerekmemektedir. çocuk james cole ve yetişkin james cole aynı tarihte aynı yerde bulunabilirler. bunun sebebi olayın gerçekleştiği tarihten yıllar sonra james cole'un geri gönderilmesidir. ancak geleneksel bilim kurgu mantığının aksine, havaalanındaki olaylar bir kere olmuş, zaman geçmiş, cole büyümüş ve tekrar gönderilip ikinci seferde olaya dahil olmuş değildir. james cole'un yetişkin hali, olay ilk gerçekleşirken de oradadır. bu klasik zaman anlayışını sarsan bir mantık olsa da bütün filmdeki olaylar sadece bir kere ve filmde gösterildiği haliyle gerçekleşmiştir.

    iki boyutlu canlılar düşünelim, sadece x-y düzleminde yaşayan.. çok güzel bir örnek olmasa da bütün ömrünü bir masanın üstünde geçiren bir solucan bizim modelimiz olabilir. bu solucan sabit bir hızda, üçüncü boyut olan z yönünde masayla beraber hareket etmek zorunda bırakılsın. asla üçüncü boyutu anlayamayacak bu canlılar, örneğin masaya tepeden bir kitap koyduğumuzda bu cismin nereden geldiğini asla idrak edemeyecektir. bu solucan yalnızca kendisiyle aynı hızda z yönünde hareket eden cisimlere akıl erdirebilir. aynı şekilde n boyutta işlem yapabildiği halde 3 boyuta sıkışmış ve zaman içinde zorla yol alan insanoğlu da, dördüncü boyut olarak değerlendirilebilecek "zaman" kavramındaki alışık olmadığı bağlantıları algılayamamakta çok haklıdır, ama bu durum bu bağlantıların olamayacağı anlamına gelmez.

    bu filmde de bu olgu sonuna kadar zorlanmıştır. filmdeki zaman anlayışına göre herşey herşeyin hem sebebi hem sonucudur. "ama şu değişik olsaydı" demek anlamsızdır, çünkü başından sonuna kadar tüm "zaman" zaten olmuş bitmiş bir video kasedi gibidir. geçmişe giden birisi geçmişi değiştiremez çünkü olaylar zaten o geçmişe gittiği için bu şekilde gelişmiştir.

    bu özelliği sayesinde bu film bence bir sci-fi başyapıtı ve modern kader anlayışının temelidir.

    railly: peki sen bizi kurtarmaya mı geldin yani?
    cole: sizi nasıl kurtarabilirim ki? bunlar zaten oldu bitti..


    (dae - 26 Mayıs 2005 23:34)

  • comment image

    filmin sonundaki "sigortaciyim" repliginin aciga kavusmasi mumkundur aslinda

    --- spoiler ---
    sigortaci, pazarlamaci gibi meslekler ozellikle amerikan kulturunde en alt siralarda yer alir. sigortaci olan kadin, 2035 yilinda tum bir sehrin, (hatta dunyadaki sag kalanlarin) yoneticisi olmustu. bu hem iktidar kavrami uzerine sorular sordurur: "iktidar her zaman yetkinlerin elinde midir?", "erkin dagiliminda kisisel beceriler mi, yoksa donemsel olgular, tesadüfler mi daha etkilidir?".

    yaratacagi ikinci onemli soruysa, gelecegin toplumundakiler acaba gercekten virüsü yok etmeyi istiyorlar mi? ne kadar sefil de olsa bir sehrin/dunyanin yoneticisi ve tek hakimi onlar. eger virusun 1996'daki dagitimi engellenirse bu insanlar yine siradan, vasat hayatlarina geri donecekler. acaba gercekten virusu yok etmek istiyorlar mi, yoksa var olan duzenin devamini istiyorlar, ama milleti inandirmak icin bir kurtarma operasyonu duzenliyorlar, bunun da basarisiz olmasi icin cole adindaki yari deli/yari sucluyu mu gorevlendiriyorlar? bu gorev en basindan itibaren ölü bir görev mi?
    ---
    spoiler ---


    (umka - 19 Eylül 2005 16:28)

  • comment image

    filmin kurgusunun zaman yolcuğu üzerine kurulmuş olması filmin ortaya koyduğu çok önemli bir noktayı sanki önemsizmiş gibi göstermektedir. filmde her ne kadar cole zamanda yolculuk yapıp başından elvan çeşit şey geçmesi, tımarhane sahneleri ve neyin gerçek neyin sanrı olduğunu ayırt edememesi vs vs. bütün bunların ardında virusun bilincli olarak üretildiği ve bilincli olarak bir bilim adamı tarafından dünyaya bulaştırılmış olması çok önemlidir.

    matrix filmlerinden ilkinde ajan smith morpheus'a insanlık hakkında bir söylev veriyordu. ve davranış şekli olarak insanlığı bir viruse benzetiyordu, insanlık bu gezegen için bir virus'tü, bu filmde ise insanlığı bir virus yok edip dünyayı hayvanlara veriyor...

    bu gezegen üzerinde bu sekilde yasamaya devam edersek (ki bence geri donulemez noktayı gecmis bulunuyoruz) çok yakın bir süre içinde kendi sonumuzu ve diğer canlıların sonunu getireceğimiz gayet aşikardır.

    filmde kötü adam olarak lanse ediliyor olmasına rağmen turuncu saçlı bilim adamı kardeşimiz, sadece insanları etkileyecek olan virus ile dünyayı kurtarmıştır aslında. mevsim dengesizlikleri ve çoğalan doğal afetler, dünyayı mahvettiğimizi gösteriyor olması ve bizim bunu görmemeye inat etmiş olmamız. o bilim adamının yaptığı eylemi ne kadar haksız ve ne kadar delice bulduğumuz bunların hepsi tipik insan bakış açısı, artık dünyaya insan gözünden değilde başka bir gözden bakmamız lazım, büyük kızılderili şeflerden birisi ki ne kadar bilgece söylemiş o sözü; son ağaç kesildiğinde ve son nehir kuruduğunda milyarlarca insan ne yapacak? kaçınılmaz olarak yok edeceğiz kendimizi (böyle giderse)...

    yani dostlar bu filmde zaman atlaması yada yolcuğundan, brad pitt yada bruce'un oyunculuğundan çok daha önemli bir gerçek var. bazı insanlar bizlere birşeyler anlatmaya çalışıyor, insan olmamasına rağmen ajan smith bize birşeyler anlattı ve dediki:
    "türünüzü sınıflandırmaya kalktığım bir günde sizin aslında memeli olmadığınızı anladım..."
    kötü adamları seven kardeşiniz...


    (abdulica - 21 Aralık 2005 21:59)

Yorum Kaynak Link : twelve monkeys