Moonlighting (~ A nagy gázsi) ' Filminin Konusu : Moonlighting is a movie starring Jeremy Irons, Eugene Lipinski, and Jirí Stanislav. A Polish contractor, Nowak, leads a group of workmen to London so they can provide cheap labor for a government official based there. Nowak (Irons)...
Ödüller :
Deep End(1971)(7,3-4452)
Betrayal(1983)(7,3-1327)
Cztery noce z Anna(2008)(6,8-1577)
The Shout(1978)(6,7-3103)
Success Is the Best Revenge(1984)(6,3-163)
The Lightship(1985)(6,2-599)
Cannes Film Festivali : "Best Screenplay"
al jerrau nun söylediği jenerik şarkısı aynen şöyle söynlenmektedir;"samvan maviayyyyyyyyyyyy samvan maviay deey muunlaytin strennnnnncırs kos vi met on dı veeeeeeey"ulan adam nasıl mavi ay diyor diye deli olurduk.
(otisabi - 22 Nisan 2000 02:53)
bruce willis'i platonik aşk ikonu haline getiren o muhteşem gülümsemesini, bakışını, "maddie" deyişini izlemek için çocuk halimizle bizi akşamın o saatinde ekrana kilitleyen gelmiş geçmiş en iyi dizilerden. hafızamızda hoş bir tat bırakan şarkısı bugün bile dinlendiğinde, bizi taa o yıllara götürerek yüzde tebessüm yaratır.
(calamary and wine - 25 Aralık 2008 11:17)
biraz spoiler var ona gore:dun gece bir baktim sozluk kimlik kartina (din hanesi olmayan), 3599 diyor entry sayisina, vay anasini dedim, 3600. entrymi girecegim. sonra kendi kendime guzel bir seye gireyim, ozel bir entry olsun dedim. 2000 3000 3500 falan girilirken pek de farkinda degildim, simdi bunu farkettim ya, birden kiymete bindi. halbuki 100 entry onceki 3500 daha yuvarlak, daha manali, daha datlim giymatlim olmaya layik, ama iste deger vermek icin farketmek gerekiyor demek ki. neyse, farkettik, anlam yukledik, 3600. entry senlikleri baslasin dedik, ama "e ne yazicamm?" diye kalakaldik. bir iki kelam etmek istedigim bir iki baslik gorduysem de 3600cugume layik gormedim. iste bu kafayla dun gece the thin man isimli filmi izledim, vay anasini dedim, bu film de mavi ay'in yillar oncesinden bir prototipiymis. "yakisikli detektif ve her bolumde elinden gecen yavrular" yerine "bir kadin bir erkek detektif ve aralarindaki didismeler"in ilk orneklerinden biri olsa gerek film (mavi ay zamanlari ve sonrasindan aklima gelen dempsey ve makepeace, the x files ornekleri de kadin-erkek takimin gizem cozmeleri uzerine kurulu). the thin man ile bunlari ayiran sey ise filmdeki kadin ve adamin evli olmasi. diger dizilerde izleyicinin merakini hep canli tutan david maddy'i yataga atacak mi, yok mulder scully'i opecek mi, dempsey ile makepeace dunyaevine girecek mi gibi olaylar yok. ama zamaninin otesinde bir kadin var mi, var? zamaninin otesinde kadindan kastim, ben bilmem beyim bilir demek yerine kocasiyla tatli tatli didisen, isine burnunu sokan, asil isi detektiflik olmasa da ise dahil olup davanin cozulmesine katkida bulunan bir kadin. burada tabii herifin kadina miras kalmis parayla geciniyor olmasinin bir rolu vardir elbet, ya da o zamanda boyle bir kadini ve onu kabullenebilen bir adami oyle rasyonalize etmislerdir ne bileyim. iste zaten bunlarin bu karsilikli hem didisip hem sevgi ve ilgi gosterilerinde bulunarak dava cozmeleri bana mavi ay'i hatirlatti.neyse iste, mavi ay'i hatirladim, sonra da oturdum nette bir yerlerde buldugum (ipucu: veoh) ilk sezonun ilk 6 bolumunu izledim. tey tey teeeeyyy. nostaljiye bak. turk televizyonlarinda izledigimde kac yasindaydim kim bilir? daha smirk lafini duymamisken, bilmemisken bu lafin anlamini, hatta tanimini gormusum o dizide, hatta (bkz: #9006129) iki sene once de kayitlara gecirmisim burada bruce willis gulusu= smirk esitligini. yalniz sunu farkediyorum ki willis'in kafasinda sac varken o gulus kellesmis yimirta kafasi ile yaptigi gulusten daha etkili degil, kellesmek bu acidan yaramis diyebiliriz rahatca. benzemez kimse sana smirkune hayran olayim diyorum kendisine, simdi gobeklenmis olsa da. su didisme meselesine gelecek olursak: bu diziden anladigimiz odur ki ilkokulda hoslandigi kizin sacini ceken oglan ve hoslandigi oglana "hih!" deyip dil cikaran kiz cocuklarinin yetiskin versiyonlari da varmis. boyle bir elektrik aliyorum ama sigortalarim atar diye korkuyorum halleri, bir ifade edemedigi ilgisini bik bik bik bik didismeye kanalize etmeler. bir zamanlar egleniyordum bundan, lakin farkettim ki simdi yoruluyorum. boyle ekranin icine dalip ikisini de kulagindan tutup birbirlerine dogru savurup zorla opusturecegim falan, oylesine elalemin fazla nazi usandirdi beni yani. curb your enthusiasm'da the office'de adamlarin yerine utanip sikilmam gibi burada da david ve maaddy maaddy maaaddy yerine duygusal yorgunluk hissediyorum (hatta hem asik hem masuk olarak!). tabii diziden ogrendigimiz baska bir sey de hissiyatini eyleme geciremeyip bik bik bik didismeye kanalize edince asil kizla -beeelki- bir ask dolu gece yasarsin ama sonra o kiz gider alakasiz herifin tekiyle evlenir. e yormussun kizi, "bu ne boyle bik bik bik, yattik hamile kaldik hala bik bik bik, dalgalandik durulamiyoruz anasini satayim" deyip boyle sessiz sakin bir iliskinin kollarina atar kendini, baskasiyla evlenir. maddy mutlu olamiyor tabii o iliskide, o ayri, david'den hala umidi kesmeden de baskasiyla mutlu olmasi zor zaten.neyse, iste 3600 numerolu entrymde bunlari anlatmak istiyordum ama deprem oldu (ara: los angeles depremi). bildigin deprem. deprem denyolarina laf anlatmak icabedince bu entry de 3602 mi 3 mu bir sey olacak simdi. gerci yazdigim entrylerin muhataplari silindi gitti, bu durumda onlari oyle cuk gibi birakmak yerine silmek icabedebilir ve bu da birden yine 3600 nolu ozel guzel maypre$$iiissssssss entry olabilir ama olmasa ne yazar, gonullerin kiymetlisi olsun. entrye son vermeden once dizideki dipesto (topezto diil) karakterinden de bahsetmek lazim, dizinin emekcisi kendisi zira. devamli "para yok, para yok, para kazanmak icin dava bulalim dava cozelim" diye sikayet eden maddy hanim hicbir luksten geri kalmazken dipesto butun gun telefonlara kafiye uyduracagim diye kicini yirtsa da overtime ucretlerini alamamaktadir. butun entry boyunca lumpen lumpen maddy ve david'in ask maceralarina iclendikten sonra dipesto hanimin cilelerini bir cumleyle de olsa andim, uzerime duseni yapmis olmanin rahatligiyla simdi gidip bir deprem daha olmadan uykuya dalayim diyorum. dipesto'dan bir kelime bahsetmeyen diger entry yazarlari utansin, onlar boku los angeles'a da atamazlar hem yok sallaniyor yok besik gibi diye.
(a lifetime of type ii errors - 9 Ocak 2009 10:50)
dizinin rating'leri düşmeye başladığında david bir bölümde artık mavi ay'ı seyretmeyen amerikan halkının neler yaptığını anlatmıştı eski siyah beyaz film görüntüleri eşliğinde.bir sürü insan kendilerini yüksekçe yerlerden atıyorlar, bazıları can sıkıntısından hepsi yere çakılan uçaklarla uçuş denemeleri yapıyorlar ya da ayaklanıp isyan falan çıkartıyorlardı . işte böye kendi rating'lerinin düşmesiyle bile dalga geçebilen bir diziydi. bir de hemen her bölümde birbirlerinin suratına seri bir şekilde kapı çarpardı bunlar.hastasıydık bir dönem, yazık artık çekmiyorlar böyle dedektiflik dizileri diil mi azizim...
(days - 18 Eylül 2002 11:59)
izlediğim en iyi dizilerden biri. son bölümlerinde duygusallik falan kattilarak igrencleşmiştir. ayrıca bu diziyi seyredip de bruce abime hayran olmayan var mi ki?
(body - 21 Ağustos 1999 00:00)
tnt'nin yayınladığı bölümlerin dublajları, yanılmıyorsam daha önce retromax'in yayınladığı bölümlerle aynı. yani bruce willis'in sesi alev sezer değil murat şen, cybill shepherd'ın sesi tülay bursa değil şebnem ünaldı. akıllarda kalan eski dublajlı halleri malum trt'nin elindeydi. bazı kaynaklardan okuduğum kadarıyla trt'nin elinde bu dizinin dublajlı halinin sadece 2 bölümü kalmış, diğer bölümlerin bantlarına ne yazık ki başka kayıtlar yapılmış. gerçi zaten yayınlama hakkı yoktu ama bunların yok olması yine de büyük bir kayıp olmuş, o halleri hakikaten mükemmeldi. tnt'nin yayınladığı hali de fena değil ama ben yine de beklediğim tadı bulamadım.
(baggio gomza - 8 Mart 2010 15:15)
internet ortamında ısrarla aradığım ve yine ısrarla bulamadığım bir dizidir bu ayrıca...küçüklüğümü düşündüğümde bana aile saadetini çağrıştırmakla kalmaz bruce willis sevgimi her aklıma geldiğinde bi' kat daha arttırır...sadece bir bölümünü* bile bulabilsem gam yemeyeceğimdir ancak bir şekilde benden saklanmaktadır...gördüğüm yerde bağrıma basacağım ve ilk cümlemde teeeessssüfflerimi de iletmekte gecikmeyeceğim bu nostaljik diziye.
(kafka - 21 Aralık 2002 19:52)
tnt'de görünce mutlu olduğum fakat bruce willis in alev sezer taklitli seslendirmesiyle beni hayal kırıklığına uğratan dizi.
(aylak leydi - 23 Ekim 2010 13:19)
80'lerden günümüze çeviride bazı farklılıklar olmuştur. olsun. mavi ay aşkımızı hiçbir şey zedeleyemez.1980'lerde trtdeki hali http://alkislarlayasiyorum.com/…-ay-trt-dublaji-ileen son geçen sene tntdeki hali (2:47'den itibaren)http://www.youtube.com/…oumsz8mjpno&feature=relatedhangisi doğru çeviridir bilmiyorum. orijinal halini izlemedim. zira bu diziyi 80'lerde türkçe olarak izleyip sevdiğimden (radyodan aynı anda ingilizcesini izlemek için de çok küçüktüm) orijinalini ya da altyazılısını hiç izlemek istemedim. sanki o başka bir dizi olur, benim mavi ayım olmaz diye düşündüm. bakma öyle. yakın gördüm paylaştım be sözlük..
(sizinle beraber olmadigimiz dakikalarda - 20 Ağustos 2011 19:17)
o sıralarlar barmen lik yapmakta olan bruce willis,bir gazete ilanında moonlighting dizisi icin oyuncugu arandıgını görür we hemen gidip bu aktiviteye istirak eder...daha sonra binlerce katılımcının arasından o secilir we bugünkü kariyerinin ilk adımını atar...o muhtesem diziyle bizi ekranlara kitler we o diziyi izleyen her erkek cocugu david addison dan biseyler ögrenir...gene yayınlansa keske...bilgilerimizi tazelesek...ne bakardı adam maddie hayes e....
(groovy - 22 Mart 2003 14:28)
cogu gencin en buyuk hayalinin gece jaluziden ayi$igi sizan odasinda uzaktan gelen siren seslerini dinlerken viski yudumlamak olmasina yol acan dizi.(bkz: kendine bir icki al)
(ssg - 5 Ocak 2004 00:49)
ne zaman aklıma düşse gülümsüyorum. alf bir, bu iki bir de varsayalım ismail . hem erkek baş karakteri hem kadın baş karakteri karşı cinslerinin kalbini hoplatmayı başarmıştı. bayan topesto' ya aşık olanlarımız bile vardı.
(fatih in fedaisi - 14 Nisan 2014 16:27)
amerikan ofislerinde "hep parti, hep limbo..." ortamı vardır yanılsaması yaşatarak genç türk dimağlarını zehirlemiş dizidir ... bu ümitle çalışma hayatına girip, patronunun kravatını başına geçirip, limbo yapmasını beklemiş nesiller hayalkırıklığı içindedir...
(yukselkiyerinbuyerdegildir - 30 Kasım 2004 12:07)
dün akşam bu diziyi izlerken, alev sezer'in trt'de yayınlanan bölümlerinde bruce willis'i ne kadar başarılı seslendirdiğini, ses tonunu willis'in tavırlarına ne kadar uydurduğunu farkettim. alt yazıyı sanki alev sezer'in sesi ile okuyor gibi oldum.
(iett 99 806 - 30 Kasım 2004 14:01)
ing. asıl işinden başka bir işte de çalışmak.
(magician - 23 Eylül 2001 03:47)
mavi ay dedektiflik bürosunda david ve maddie'nin çekişmeli aşkını izlediğimiz zaman zaman absürd öğelerle dolu, trt'nin 80li yıllar klasiği... bi de sekreter vardı adı sanırım bayan topestoydu...o dizide buruce willis'i alev sezer seslendiriyordu... o ne süper bi dublajdı tanrım! "hey maddie" tripleri unutulcak gibi değil...
(brecht - 23 Eylül 2001 03:54)
zamanında cuma geceleri hiç kaçırmadan izlediğim, benim için televizyon tarihinin en önemli dizilerinden biri. dizinin en önemli tarafı komedi ve duygusallık arasındaki dengeyi çok iyi tutturmuş olması ve bunu da bir polisiye dizi formatında gerçekleştirmiş olmasıdır. o günden bu güne bu dengeyi bu derece tutturabilen dizi sayısı da yok denecek kadar azdır. gösterimde olduğu süre içinde altın küre ödüllerinde komedi/müzikal dalında, emmy ödüllerinde ise drama dalında yer alması da bunun en güzel göstergelerinden biridir ve, yamuluyorsam düzeltin, bunu gerçekleştirebilmiş tek dizidir.dizinin bizim için en önemli yanlarından biri de alev sezer'in muhteşem david addison seslendirmesidir. dizi trt'de yayınlandığı zamanlarda, bir süre trt 4'den dizi ile senkronize olarak orijinal ses bandı verilirdi. ingilizce'yi yeni yeni öğrenmeye başlayan bizler orjinal ses bandını dinlerken bir yandan da alev sezer'in seslendirmesine bir kez daha hayran olurduk. dizinin dvd setleri ülkemizde de çıkacaksa ne yapıp edilmeli (artık trt'ye telif mi ödenir ne olur bilemiyorum) eski seslendirmeler kullanılmalıdır.
(filmmaker - 24 Haziran 2005 11:53)
ikincil bir iste, genellikle aksamlari, calismak anlamina gelen bu sozcuk, kokenini 1930larda abd'yi etkisi altina alan buyuk buhrandan alir. buyuk buhran doneminde ickinin yasaklanmasiyla, gunduzleri cafe veya restoran olarak isletilen yerler geceleri icki satilan ve kumar oynatilan kulupler haline gizlice getirilirdi. bu nedenle moonlighting sozcugu belli bir oranda yasa-disilik, kanunsuz is yapma anlamlarinda da kullanilir.sozcuk, bugun ayni zamanda bir molekuler biyoloji terimi olarak da kullanilmaktadir. bilinen bir yapisi ve gorevi olan bir proteinin, baska islerde gorev almasi gibi. ornegin, bir dna baglanan proteinin ayni zamanda mg tasiyicisi olmasi, vb. moonlighting proteinler yapi-fonksiyon iliskilerin anlandirilmasi ve proteinlerin evrimsel gelisimlerinin anlanmasi icin onemli bir yapi tasi olarak kesfedilmeyi bekliyor.
(vanimelda - 4 Haziran 2005 03:06)
alev sezerin unutulmaz david seslendirmesi kadar mukemmel olan tulay bursa'nin maddie hayes, meral babacan'ın bayan topesto seslendirmeleri bellegime kazinmi$ olan, ayni dublaj olmazsa tekrar seyredemeyecegim bir guzel dizi.
(karadagin bozyilani - 19 Aralık 2005 22:14)
yaran bolumlerinden biri olan hircin kiz bolumunde, david'in bindigi atin uzerindeki bmw amblemine ek olarak, kendisinin ve atinin gozundeki gune$ gozlukleri ikibinalti senesinde dahi zincirleme kahkaha yaratmayi ba$armi$tir.
(iris - 9 Şubat 2006 13:52)
Yorum Kaynak Link : moonlighting