--- spoiler ---

filmin sonunda yanlış görmediysem t.i. ve chris brown filmin yapımcılıgını da yapmışlar,eğer doğruysa, iyi iş ,çocuklar derim.neyse filmde hosuma gitmeyen bişiyden bahsetmek istiyorum , bu soyguncu çetesindeki karakterlerin meziyetlerinden pek bahsedilmemiş, herkes catır catır işini yapıyor profesyonelce biraz adamların hangi konuda bilgisi var falan onlara girmeleri gerekirdi.
ikinci soygundaki küçük aksaklık ise t.i. ibnesi'nin yüzünden.zaten sevmezdim tiyi ,bu filmde de acayip derecede itici bir karakteri canlandırıyor kendisi gibi.
--- spoiler ---

(g 7 - 27 Aralık 2010 02:31)

paul walker' ın filmin başından sonuna kadar en aksiyonlu sahnelerde bile dozajını düşürmediği muhteşem soğukkanlılığıyla hayranlık uyandırdığı film.

(ritu vs asas - 27 Aralık 2010 23:40)

hakkında bu kadar az entry girilmesi şaşırttı beni. yılın en iyi filmlerinden biri. evet klişe bir senaryo fakat baştan sona havalı ve buram buram kalite kokuyor. ayrıca paul walker her zaman kendisine yakışan cool rolleri buluyor.
bu arada o nasıl harika bir opening müziğidir lan;

kram - the best thing
http://www.youtube.com/watch?v=n47lypiewaa

(baykus kusu - 28 Aralık 2010 20:56)

imdb puanına(5.6/10) aldanmayın, daha fazlasını hak eden bir film. soygun filmlerinin hastasıyım diyorsanız izlenmeli.
kadın oyuncu sayısı oldukça az bir sevgili ve bir abla o kadar.

(recru1t - 2 Ocak 2011 14:42)

kasıtlı ya da kasıtsız olarak the italian job'a göndermeler yapmış aksiyona doyuran macera filmi.

--- spoiler ---
görüp görebileceğiniz en güzel manzaralı, mimarisi olan evlere sahne olmuş.
--- spoiler ---

(cemtakifriedchicken - 8 Ocak 2011 15:41)

sadece açılış müziğiyle bile 10 üzerinden 6.5 alabilecek film. imdb niye böyle kıt puan vermiş bu filme anlamadım ama kovalamaca sahneleri, kurgusu falan gayet kaliteliydi. evet izleyin. ayrıca hayden christensen için 0.5 puan daha verilebilir.

(fairytale gone bad - 9 Ocak 2011 00:58)

baya deginilmis ama, bende ben degdirmeden gecemeyecegim, hakkaten muzikleri cok guzeldi ha. genelde senaryosu klise olan filmlerin muzikleri de pek klise olur. bu filmde oyle degil. senaryosu da o kadar tirt degildi zaten. ilk soygundan kacis yontemleri de gayet zekiceydi bence.

bununla birlikte izleyecek bir ton film icinden bunu secme nedenlerimden baslicasi da idris elba reyizdir. paul walker karizmasina eyvallah. chris brown, hayden christensen de tamam ama, idris baba baska ya. efsanelerin efsanesi the wiredan beri nerde gorsem abiyi izlerim.

idris babanin hatirina notum 7/10'dur.

(arnatuile - 18 Ocak 2011 19:18)

--- spoiler ---

imdb puanına aldanmayın, daha düşük olmalıydı. bu kadar berbat bir film olabilir mi? demek ki olabiliyormuş. bildiğin heat çakması. bir tane sorunlu polis, bir soyguncu çetesi, soygun çetesindeki arkadaşlık, dayanışma falan, soyguncu çetesi içindeki çürük, dandirikten iki soygun ve en sonunda da saçma sapan bir final. aha budur. başrolüne al pacino'yu koysan yine de kurtarmazdı. micheal man bile heat'de 3 saatte anca anlatmıştı olayı. düşünün artık.
--- spoiler ---

(pink floyd floyd yaylalar - 27 Ocak 2011 00:17)

izlemesi zevkli film. ama senaryo o kadar açık ki ne olacağını hemen tahmin ediyosunuz. şaşırtmıyor maalesef.

(orgasmico - 14 Mayıs 2011 12:57)

imdb kullanıcılarının izlemeyip oy verdiği film. bu ne lan! film gayet iyi. en az 7 puanı görmeliydi.

(saladze - 7 Temmuz 2012 12:23)

içinde, factotum filminde oynama yetisi gösteren matt dillon'un var olduğu aksiyon filmi.

--- spoiler ---

tipik bir banka soygunu ve polis arabasında, yani mesai de bile içki içen bir savaşçı dedektif ile başlıyor film. yani nasıl desem, pet şişeden votka içiyor ibine. neyse, “tipik,” demiştik, öyle çok da tipik değil, çünkü; banka soyanlar sekretere polisi arattırıyor, “los angeles merkezindeki fedcal bankası’ndan arıyorum. şu anda bir soygun yapılıyor.” kaçışları daha da sıradışı. bu adamları seviyoruz hepimiz.

kötü olması gereken hırsızların iyi niyetli, iyi olması gereken polislerin ise psikopat olduğu bir film düşünün. işte şimdilik ya da hemen hemen böyle bir filmin içindeyiz.

hayalet kod adlı ajan filmin reyting butonu. o butona basıyorsun ve film yükseliyor.

tipikıl polis psikopatlıklarını an be an görüyoruz. çetrefilli de değil, direkt olarak gözümüze sokuluyor. memur beyler elbette görevlerini yapıyorlar ve elbette bildikleri birkaç şey var, her allah’ın kulu gibi. lakin nedir bu hukukun boşlukları? bu kadar boşluğa tüm sultan ahmet müminleri dolar, tüm safları sıklaştırırlar. sanılanın aksine bu dünyada sadece polisler psikopata bağlar, şairler bağlayamaz.

fakat ne yazık ki, dinmeyecek göz yaşları. sen böyle aklı selim, ev-i anne olduğun sürece sağlığından noktan etmez, en azından mezarımda görüşürüz. şaka, annelere şakaya bayılırım, annemle iliişkimi bir görsen. çokça selam etmekteyim ben de, sana ve tüm parlayanlarına.

artık ne kadar amerikan filmi izledim bilmiyorum ama, yaklaşık hiçbirinde samimiyet yok, hem oyunculukta hem de kendi bilmezlikte.

bir babanın, kızına karşı tuhaf kabalığı. neden açıklamazsın başından geçeni? çok zekisin, evet çok zekisin. gidip kızını her fırsatta öpemeyen, fakat ölümüne seven bir babadan söz ediyoruz burada.

mezar dediğimiz şey bi' güzel şey ki, kimsecikler yok orada, sanırım sadece şiir var, sevaptır, günahtır. izlemek istediğin şeyi hafızandan açar izlersin tekrar. ölüyken eminim ki her şey daha net görünecek. bizler sadece bu dünyanın şahitleriyiz. bu dünyanın şahidi olmaktan ve üç-beş şey değiştirmekten başka ne yapabildik ki?

kalemim nicedir seyrelemedi ya da masalsılaşamadı, tüm masallar beni kabuslara götürdü.

ne güzel masallar gördüm ben, hepsi de aydınlığa çıktı. sadece bir tane... bir tanesi işte... sonrasında ne masal kaldı, ne derbeder, ne şımarık, ne de bilgin. hepsi gitti, geriye dürüst ve izleyici bir insan kaldı. şimdi memnunum bu masalların diyarındaki atmosferden. ufak ufak uyum sağladım. biliyorum ki, gelip geçecek her şey, lakin yaptıklarımızla kalacağız bu dünyada, diğer dünyada, diğer dünyada ve diğerlerinde.

“para önümdeydi. önümdeydi ve ben de aldım.” her zaman öyledir dostum, her zaman öyledir. tüm dini kitapları geçiyorum, bizleri günaha iten ne büyük olasılık da budur. para ve türevleri…

tuhaf aksiyon sahnelerinin bulunduğu paralı bir filmden bahsediyoruz en nihayetinde. biz fakirler filmi izlerken gerçekten para harcamış da sevinmiş gibi oluyoruz. yetkin hayal gücü dediğimiz şey ne kadar güçlüyse paramız da o kadar çok arkadaşlar, artık bunu hepimiz kabul edelim lütfen.

borçlarını ödeyemeyen memur beyin hazin sonu. bir yanlış yapmıştı evet, lakin düzeltmek için de elinden geleni yaptı. sonuç: ölüm.

filmdeki tek şiir sahnesi: “sanki o, benim onu öldürmemi ister gibiydi.”

filmin sonlarına doğru otel odalarındaki aksiyon sahneleri aksiyon filmleri için yeni bir çığır diyebiliriz. gayet insanı kilitleyen bir teknik kullanılmış. ben buna “dur kalk” taktiği diyorum. aksiyon duruyor, kalkıyor, duruyor, kalkıyor ve ölmesi gereken herkes ölmüş oluyor.

--- spoiler ---

(saykoblack - 21 Ekim 2012 19:07)

föter şapkalı, justin timberlake stayla anakin ve suça meyilli rapçi arkadaşlarının maceraları. matt dillon hiç bu kadar üfürükten oynamamıştı.

(ed gein jr - 18 Aralık 2012 01:05)

detroit'tense, los angeles.

(delikan76 - 18 Haziran 2004 11:25)

eğlenceli bir soygun filmi.kafa yormadan sakince izleyebiliyorsunuz.

soygun filmlerini seven biri olarak benden geçer not aldı.

rahmetli paul walker'ı sevenler,nostalji amaçlı izlemeli bence.

(amadeyyus - 14 Mayıs 2015 21:38)