john grogan'ın marley & me adlı kitabına konu olmuş hayat dolu, güzeller güzeli labrador retriever.

(murrun - 3 Şubat 2007 17:00)

çaylaklık döneminden çıkıp, onuncu nesil sabırtaşı yazar olalı çok olmuştur.

(fuatturkrap - 7 Temmuz 2009 15:06)

çocukluğumun en zevkli faaliyetlerinden biriydi marley kırmak. o zamanlar her evin zemini marley kaplı olmasına rağmen kırmak için marley bulmak çok zordu, ulaşılmazdı. betebe taşından sonra en zor bulunan ikinci maden diyebiliriz marley için.

aslında döşenmesi de çok meşakatlidir. önce odanın tamamına zift sürülür, daha sonra ucu testereye benzeyen (adını bilemedim) mala benzeri bir alet ile tırtıklı tırtıklı düzleştirilir, marley yerleştirilir ve bir osmanlı tokadıyla yerle yeksan edilir. marley ustalarının -ki aynı ustalar genelde tesisat işlerine de bakar- elleri insan eli gibi değildir. görüldüğü yerde kaçılması gerekir. pembe, yeşil ve mavinin en uçuk tonlarında imal edilen marleylerin üzerinde siyah kesik kesik çizgiler bulunmaktadır ve gerçek bir marley ustası bu çizgileri asla birbirini takip edecek şekilde döşemez. zira döşenen marleyi gören başka bir şahıs, oranın muşamba ile kaplanmış olabileceğinden endişe eder.

hiç bütün marley'i ortadan ikiye kıramadığımdan olsa gerek hâlâ marley kırmaya heves ederim. önce a4 kağıdı gibi 2 ucunu birbirine değdireceksin, sonradan ortadan bastırıp çıt diye kıracaksın, hayali bile güzel.

(sotw - 20 Kasım 2009 17:10)

sosyal statü belirleyen ayrıntılar listesine 8 numaradan giriş yapmış fayans türevi.

- evladım marleye çıplak ayakla basma hasta olursun..

(perer - 24 Mart 2011 18:01)

bugün uğruna 19 pare top atılıyor. kutlu olsun.

(bkz: doğumgünü çocuğu)

(g man - 26 Nisan 2011 00:49)

facebook'u açtığımda 40 ortak beğeni ile, "en çok bununla aynı şeyi beğenmişsiniz, utan bence." diye facebook'tan uyarı aldığım ve dalga geçmek için açık vermesini dört gözle beklediğim değerli badim.

yiğidi öldür hakkını yeme güzel tespitleri var. özellikle başucu entryleri defalarca okunası.
sözlükte olduğu kadar sözlük dışında da aktif bir insan bir de bu. esprili kişiliğinden ötürü genelde bulunduğu masadan sürekli kahkahalar yükselir. en azından benim üzerimdeki etkisi bu.
ve son olarak;

"kendisinin yeryüzüne gönderilmiş bir armağan olduğunu düşünüyorum, bir daha onun gibi biri gelir mi bilmem."

kıps.

(dontmesswithme - 23 Haziran 2011 14:14)

dünden bugüne arabesk rap rehberi çalışması şahane. hatta mükemmel, belki de süper.

(kullanici girisi - 14 Kasım 2011 22:45)

müthiş tespitlerin yılmaz savunucusu.

(zumdurbeyan - 3 Aralık 2011 03:43)

düzgün şap ın üzerine katranla yapıştırılan eski moda yapı malzemesi. ısı yalıtımı, hijyen, dekoratiflik gibi vasıflardan uzak olmasına karşın bir dönem tüm apartmanlar moda halinde kullanılmıştır. yerden kaldırılan kısmından küçük küçük kırmak çok eğlenceliydi ama sonunda uçan terlik yeme riski barındırırdı.

(angelofdeath - 30 Aralık 2011 16:41)

etkileyici bir bob marley belgeseli. hayati hakkinda herseyi bilenlere dahi farkli ve yeni bir yonunu gosteriyor bob'un. ozellikle jamaika'daki arkadaslarinin konusma tarzi ve ilginc anilari icin bile izlemeye deger. olumden bile korkmayan, insanlarin surekli insan gibi kardes gibi yasamasi icin hayatini adayan bu adamin hayata vedasi da bir film sonu uzuntusunden daha fazlasi.

bu arada filmi izledigim yerde yanimda oturan kisi bob'un son ucagi miami'ye inince aglamaya basladi. daha sonra ise sebebini anlatti bob miami'de olumu beklerken arkadaslariyla bir restorana gitmis. orda bu kisi tek basina yemek yiyormus. bob marley, adamin tek basina oturdugunu gorunce yanina gitmis ve masasina cagirmis, tek basina sikilmak yerine bizimle oturursan hayatin daha guzel olur demis. gercekten bir insandan cok daha otesi bob marley.

(servicio - 23 Nisan 2012 00:26)

güzel tespitlerin yazarı. ayrıca bir yapımı izlerken her yönü ile ele alıyor. kendisi ile yaptığımız avatar the legend of korra ve avatar the last airbender tespitlerinin devamını getirip kitap haline getirmek istiyorum.

(pandasal - 18 Haziran 2012 15:59)

filmekimi sayesinde izlediğim, bob marleyi bir kez daha sevmeye yolaçan belgesel. izlerken bob marley özelinde 70'lerin ortamının ne kadar naif ve kırılgan olduğunu, o ortama bugünün gözüyle bakmanın ise ne kadar yanlış olduğunu farkediyorsunuz. bob marleyin samimiyeti, hayatta kardeşlik ve barıştan başka bir şey düşünmemesine yapılan vurgu ise benim gibi materyalizmin göbeğine doğup yaşlanmaya başlayan idealistleri kalbinden yakalıyor. çünkü böyle adamlar bu dönemde fazla ortada gözükmüyorlar. olanların çoğu ya kocaman birer aptal olarak görülüyor ya da samimi değiller. en çok üzüldüğüm şey 36 gibi gencecik bir yaşta kanser denen illet yüzünden yaşamını yitirmesi. ama belgeselde bu durum güzel bir şekilde kotarılmış. belgeselin sonu, tam da adamın yapmak istediğine odaklanarak bitirilmiş ve gerçekten keyifle izlenecek bir hale getirilmiş. kısacası izlenmeye değer bir belgeseldir, izlemeyenler bir yerlerden bulup bir şekilde izlesinler derim.

(franny - 8 Ekim 2012 10:48)

bu seneki filmekimi’den nasibimi fazlasıyla almamı sağlamış bir şölen. *

“dünya dediğimiz kocamanlığın içine ne güzel insanlar doğuyor, büyüyor, inanıyor, savaşıyor, yaşıyor, çaba sarfediyor, o kocamanlığın sınırsızlığında ne kadar çok insana ulaşıyor, yaşamın sınırlılığında ne kadar erken ölüyor, ama nasıl böyle ölümsüzleşiyor... işte bunların hiçbiri tesadüf değil” diye seslenen bir bob marley belgeseli bu. bob marley’in jamaika’nın hiç bilmediğimiz tepeleri ve yeşillikleri içinde başlayıp oradan tüm dünyaya yayılan adının ve müziğinin hikayesini edinin ve izleyin. ve hatta eşinize, dostunuza, en çok da çocuklarınıza izlettirin. izlettirin ki onlar da bilsinler bu adamı, hayatını, savaşını, çabasını, ve belki en önemlisi de yaptığı müziğin kıtasızlığını, dilsizliğini, dinsizliğini, renksizliğini, tarafsızlığını... tam 144 dakika boyunca; rastalı saçlarımızla, ellerimizde belki tadını hiç bilmediğimiz sarma sigaralarla, reggae müziğinin büyüleyici etkisi eşliğinde bob marley ile salındık. hayatının tek bir anını bile öylesine yaşamamış, boşa geçirmemiş, bir adamın hayatının tek bir karesini bile kaçırmak istemedik biz de...

“siyah bir anneden ve beyaz bir babadan doğmuşum. ama ben tarafsızım. ne siyahın ne beyazın tarafındayım. sadece tanrı’nın tarafındayım. beni siyahtan ve beyazdan yaratan tanrı’nın...”

(dolls - 16 Ekim 2012 14:01)

5 metrekaresi yaklaşık 20 liraya bulunabilen bir yer döşemesi. eski sistem olduğu kesin ama iş görüyor. döşemesi kolay. görüntüsü parke, laminant gibi olanları bile var, gayet şık duruyor hem. bugün bir oturuşta bir odayı kendi kendime döşedim, süper durdu. bildiğin fukara laminantı yahu.

(sturmgewehr - 9 Ekim 2013 23:29)

hakkında hiçbir şey yazılmamasına şaşırdığım, tamamen bob marley çizgisinde tasarımlar yapan kulaklık firmasıdır. bugün sennheiser cx 200 street ii kulaklığımın bozulması sayesinde kendileri ile tanıştım ve tek kelime ile hayran kaldım. aynı fiyata bu kadar şık, sağlam ve ses kalitesi de güzel olan bir kulaklık sahibi olabileceğimi düşünemezdim.

http://www.thehouseofmarley.com/

(tyhjyys - 22 Kasım 2013 22:12)

richard harrow'un ölümünü çok güzel şekilde, resmen tekrar betimlemiş yazar.

(vincent emilio - 5 Aralık 2013 05:07)

fox kids çizgi dizileri ve çizgi dizilerinin karakterleri hakkında el emeği göz nuru, uzun yazılar yazmış olan yazar. ellerine sağlık.

(peh peh peh peh peh peh peeeh - 3 Ağustos 2014 22:55)

(bkz: bob marley)

(castro - 11 Temmuz 2001 17:53)

mavi, yesil ve pembe renklerinin populer oldugu, betonun uzerine dosenilen ve en ucuza maledilen zemin kaplama bicimi. bizzat bob marley tarafindan 1982 yilinda kesfedilmistir..

(barbie - 9 Ocak 2000 03:01)

plastikten elde edilir ve fakat öldürücü bir silaha dönüşebilir, kırıldıktan sonra, parçaları yatay ayarlanıp sawrulduğunda hasmın kafasına disk gibi girer şerefsisim...

(cyrano - 5 Şubat 2000 20:28)