dünyanın en zeki senaristi ve aksiyonda en yetenekli yönetmeninin işbirliği sonuc.. lan ben ne diyorum böyle haldun dormen ağzıyla konuşuyorum. demin "allaaaaaaaaaahh" çektiydim senaristin steven moffat olduğunu gördüğümde.. uzun zamandır sabırsızlıkla beklediğim film yoktu, artık tenten var.

abi delirmek üzereyim, çocukluğum tenten okuyarak, spielberg filmleri seyrederek geçti benim. sadece bu iki isim bile yeterdi ama senarist moffat'mış olm.. lan lan laaaaağğğhhhnnnnn.....

(brick top - 5 Eylül 2009 15:09)

türkçe fragmanında yılların düpont'una ingilizce adıyla thompson denen filmdir. milu'ya da snowy ya da kar tanesi falan diyecekler diye korkuyorum. lütfen çocukluğumuzla oynanmasın. dahası da var, çocukluğumuza dokunulmasın.

(under rug swept - 5 Eylül 2011 00:06)

animasyon olması güzel bir hareket olmuş, tenten'e hakkettiği itibarı gösterip, angut bir karakterle özleştirip piç edilen çizgi kahramanlara eklememişler.

örnek olarak: lara croft ve ablak suratlı angelina jolie.

(contravener - 18 Eylül 2011 07:42)

2 kasım'daki ön gösterime katılmak isteyenler filmlerim.com'dan çift kişilik davetiye kazanabiliyorlar.

(jiletlipasta - 29 Ekim 2011 15:48)

iflah olmaz bir tenten hayranı olarak tam not verdiğim muhteşem film. bu film ile tenten'le tanışıp daha fazla okuma yapmak isteyenleri buraya (bkz: #19573284) alalım. biz burada film üzerinden devam edelim. tenten'i sıradan ve sıkıcı bulmuş hemen her eleştirmen. bu yorumu cehaletlerine bağlıyorum. tenten bilerek o kadar niteliksiz bir karakter olarak yaratılmıştır. bomboş bir tuval gibidir, ki her okuyan kendini o tuvale rahatça yerleştirip macerayı iliklerine kadar hissedebilsin. işte bu katıksız macera filminde usta yönetmen spielberg bize bunu yaşatmış. uncharted 3 ile kendimden geçtiğim bu günlerde bu olağanüstü filmden aldığım tadı oyun oynarken de alabildiğim bir devirde yaşadığım için çok mutluyum. spielberg gerçekten de kariyerinin en iyi aksiyon sahnelerini çekmiş. kamera kullanımı özellikle son aksiyon sahnesinde çok yaratıcı ve nefes kesiciydi. peter jackson'ın elindeki teknolojiyle neler yapacağını çılgınca merak ediyorum. hareket yakalama tekniğini tercih ettiklerini duyduğum ilk zamanlar üzülmüştüm, ama sonuçtan son derece memnunum.

altyazılarda gözümün takıldığı kadarıyla çevirmenleri kutlayayım her şeyden önce. arada bir kere araya "fındık" kaçmış olsa da snowy yerine milu'yu kullandıkları, thomson ve thompson yerine dupont ve dupond dedikleri, kaptanın küfürlerini az çok bildiğimiz gibi bırakmaları kalbimi sıcacık yaptı. avengers'ı yenilmezler diye çeviren bir ülkede böylesi bir çalışma ayakta alkışlanır.

--- spoiler ---

film giriş sekansıyla tenten hayranlarını kendine aşık etmeyi daha ilk dakikadan başarıyor. eski maceralara yapılan göndermeler ve pazar yerinde tenten'in karikatürünün çizilmesi müthiş olaylardı ve beni sinema salonunda keyiften öldürdüler. giriş sekansında "hedef ay", "ay'a ayak basıldı" ve "esrarengiz yıldız" göndermeleri ve sonra gelen "altın kıskaçlı yengeç" göndermesi çok ama çok güzeldi, yineleyeyim.

asıl maceradan çok şey çıkarılıp çok şey eklenmiş. ama bir harry potter filmi gibi üzerinde çok durup çok mızıklanmak yersiz. harika sahneler eklenmiş. kaptan hadok ile tanışma macerası olan "altın kıskaçlı yengeç"in atlanılması sebebiyle karaboudjan hikayesini entegre etmişler. bu maceranın devamı olan "kızıl korsan'ın hazinesi"nden de finali almışlar. kaptan hadok'un dedesinin hikayesini anlatması sonraya bırakılmış ve çok eğlenceli olmuş. araya muhteşem aksiyon sahneleri eklemişler. birkaç eleştiride aksiyonun hiç nefes aldırmadığı ve yorduğunu okumuştum. bence son derece kararındaydı tempo. koltuğumun ucunda seyrettim bütün filmi. arada kalp atışlarım yavaşlasa da çok eğlenceli bir sinema deneyimi yaşadım ve hiçbir sıkıntı duymadım aksiyon sahnelerinin yoğunluğundan.

kastafiore'nin gözükmesi tenten hastaları salonun ortasında orgazm olsunlar diye planlanmış sanki. bir an "ah ne komik aynada..." diye şarkıya girecek sandım da, o kadarı olmadı. muhteşemdi. kaptan'ın tepkileri özellikle. bir de tanışıp kaptan'a asılsaydı ben bayılabilirdim gülmekten.

real d üç boyut teknolojisiyle güzel bir şekilde izledim filmi. xpand ile şikayet edenler olmuş sözlükte, şahsen benim gittiğim cinebonus salonunda uzun zamandır izlemediğim ve özlediğim kalitede bir üç boyut deneyimi yaşadım. herkese tavsiye ederim, seviyorsanız üç boyutu es geçmeyin.

şahsen bir sonraki filmin tamamının "kızıl korsanın hazinesi"ne adanacağını düşünmüyorum. filmin başında hazine bulunurken kaptan-tenten-dupont ve dupond yeniden hatırlatılır ve yeni bir maceraya yelken açılır bence. zira o kitabin final sahnesini de kullanmış oldular şu anda.

--- spoiler ---

harika bir filmdi. tenten'i daha önceden tanıyın tanımayın, içinizde en ufak maceracı bir ruh varsa gidin ve acayip eğlenerek izleyin filmi. ben bu filmin beğenilmeme ihtimalini göremiyorum, beğenmeyenler kusura bakmasın. filmin blu-ray'i çıktığında tahmin ediyorum ki en ilgi çekici yapım belgeselini içerecektir. merakla bekliyorum.

(under rug swept - 6 Kasım 2011 00:00)

sonra yine uzun bi kritiğini yazarız da şimdilik şunu demezsem öleceğim, seksen yaşına da gelse bu alemin kralı spielberg'dir. adam artık gençken ruhunu şeytana mı satmış nedir, mümkün değil kimse geçemiyor adamı aksiyon çekmekte. yuh be arkadaşım, nasıl bi yetenek sendeki anlamadım ki.. helal olsun valla ne diyelim.

(brick top - 6 Kasım 2011 22:47)

--- spoiler ---

filmin sonunda kaptan haddock içki şişelerini sakharin'in üzerine fırlatırken ahmet abi modunu etkinleştirmiştir. acaba spielberg de mi izledi lan malum videoyu?

--- spoiler ---

(oldtimer - 9 Kasım 2011 00:47)

öncelikle çok ağır bir tenten fanı olarak resmen ilk fırsat bulduğum boş anda koştura koştura gittim bunu belirtmeden geçmeyelim. tenten fanatikliğim okuma öğrenmeden önce ailemin yurtdışından satın almış olduğu ingilizce tenten kitaplarının resimlerine olan düşkünlüğümle başlamıştı. daha sonra siyah beyaz versiyonlar ve ardından orijinal türkçe ve renkli baskıların tamamını satın almam ve odamda pırıl pırıl bir şekilde halen daha muhafaza etmemle devam eder. posterler, t shirtler ve dvd çizgi fimler de cabası. bir konuda çok sevdalı iseniz eğer, onunla reel hayatta tanışmak biraz zor olabilir. o yüzden filme girerken acaba mı diye bir kaç kere sordum kendime ama spielberg'ün çocuksu ruhunun herge'yi üzmeyeceğine emindim. spielberg'e çocukluğumuzdan beri güvenimiz tam. bu arada; keyfini kaçırmak istemem kimselerin o yüzden çok spoiler vermeyecek bile olsam ne olur ne olmaz diye ibareyi yapıştırıyorum aşağıya:
--- spoiler ---
nitekim tenten, efsanevi denebilecek bir jenerikle ve tenten evrenine ciddi şekilde bir saygı duruşuyla start alıyor. filmin başlangıcından sonuna kadar tüm hikayeyi en az 20 kere okumuş biri olarak daha çok spielberg'ün yaratmış olduğu evrene ve tenten dünyasıdaki diğer klasikleşmiş obje ve tasarımlara yapılan göndermelere dikkat ettim işin sanatsal mükemmelliğinin yanı sıra. herge'nin kendisi, motosikletler, kırmızı jeep, sarı deniz uçağı, castafiore'nin kırmızı kıyafeti, jenerikteki sarı kristal top, yengeçli konserveler, tank, çölde hayata geçen korsan sahnesi, mulensar şatosu ve şatonun kahyası ile yan kesicinin cüzdan koleksiyonu mükemmel işlenmiş. filmde sarı yengeç esrarı, tek boynuz'un sırrı, kızıl korsan'ın hazinesi ve biraz da kara elmas hikayelerinden alıntılar mevcut. filmin evreni için bence oldukça iyi ve geniş perspektiften bakıldığı belli. film bizler gibi çok çok sıkı tenten fanlarının beğenebileceği kadar yüksek bir çıtada kotarılmış. eğer tenten evreninden uzak insanların beğenmesi için yapılmış olsaydı diyecektim ki genel olarak yapımcılar tenten olayından bir şey anlamamışlar. ileriki bölümlerde kesinlikle turnesol'un olaya gireceğini, köpekbalığı şeklindeki denizaltının da kullanılan klasikleşmiş araçlar arasına katılacağını, tenten'in meşhur takip sahnelerinde yer alan klasik lancia'nın da biraz da olsa gösterileceğini tahmin ediyorum.
--- spoiler ---

anafikir: dünyanın çizgi roman olarak değil tasarım çizgisi olarak da en büyük eserlerinden birisi olarak görülen tenten, sinemaya bence bir başyapıt olarak geçmiş. 27 yıllık dostlarımı beyaz perdede koştururken, gece yalnız başıma hayalini kurduğum maceralarını üç boyutlu olarak yaşarken izlerken sonsuz bir mutluluk hissettim. benim kadar olmasanız da tenten'e ,spielberg'e, peter jackson'a en önemlisi de herge'ye saygınız sevginiz varsa gidin dostlarınızla beraber. ve evet sinema ağzına kadar doluydu çok mutlu oldum.

(kowalski - 9 Kasım 2011 01:43)

(bkz: dostum tenten demişsin ama bu indiana jones)

--- spoiler ---
filmin başında tenten'in portresini yapan hergé'dir
--- spoiler ---

(darth werther - 9 Kasım 2011 01:55)

filmin ilk beş dakikasında spielberg izleyicilere şu soruları soruyor;

"atmosfer nedir? nasıl kurulur?"

(maniac and my pretty prozac - 10 Kasım 2011 11:43)

ilk 3 boyutlu film tecrübem.. o yüzden boyutlar hakkında ^* yorum yapamayacağım.. 3d olayını sevdim diyeyim kısaca..

film her zamanki ten ten hareketliliğinde, akışkanlığında. aynı tempoyla gidiyor.. sıkmıyor.. izletiyor.. sıkmak ne kelime lan.. keyifli film işte.. sağlam espriler de var..

ben daha çok görsellere ve detaylara takıldım.. gayet başarılı buldum.. en detaysız surat tentenin suratıydı.. gençlikten heralde.. herkesin yüzündeki cizgiler harikaydı.. hele ki -kuzey afrika'da sanırım- gittikleri şehirde pazar sahnesindeki kişilerin yüzleri çok hoş resmedilmişti.. yaşlı insanların yüzlerindeki cizgileri böylesine güzel verebilmek başarılı bir işmiş gibi geldi bana.. tekrar ediyorum kıyaslayabilecegim başka bir şey yok..

ana ve yan karakterlerin hareketleri de çok akıcıyıdı.. cizgi filmden öteydi.. dogaldı.. güzel çalışılmış.. geri planlar da çok hoştu..

kısaca gidiniz, izleyiniz.. pişman olmazsınız..

(visnevotka - 12 Kasım 2011 23:15)

ten ten cizgi romanlarinin "herkese hitap etmeli ama suruklemeli de" mantigi uzerinden cekilen uyarlamadir...
cizgi romandaki abartili karakter hareketleri, bozulmayan sac stilleri aynen filme aktarilmistir super de olmustur...

(dirk pitt - 13 Kasım 2011 00:20)

uzun süredir bu kadar akıcı, kendimi bir çırpıda hikayenin içinde bulduğum, aksiyonu bol, eğlenceli bir film izlememiştim. kan yaptı mübarek. indiana jones filmleri kadar keyif aldım diyebilirim.

--- spoiler ---
tenten'in anahtarı almak için uğraştığı sahne olsun, kaptan haddock'un uçaktaki sahneleri olsun şahsımı koparmıştır.

''ayyyyaaaaşşşş''

--- spoiler ---

(keke23 - 14 Kasım 2011 20:07)

bin milyon kere bin lombar!

orta okulda, lisede öğle arasında yemek yemek için eve gelirdim. masanın üzerinde doğal olarak bir tabak yemek, meyve suyu falan, bir de çoğu zaman bir tenten kitabı olurdu. bir yandan ilk defa okurmuş gibi, aynı kitapları bilmem kaçıncı kez, aynı heyecanla okurken, bir yandan da kaşığı ağzıma sokmaya çalışırdım. hala da duruyor kitaplar başucumda. koleksiyonumda bir tek kırık kulak yok. bir de yky sonradan tenten sovyetler'de'yi çıkarmış galiba, ama onu hiç okumadım.

neyse işte aylardır, yıllardır bekliyordum. sonunda geçen hafta gittim, izledim filmi imax'de. spielberg ve ekibi, o yemek masasında, evde halının üzerinde kurduğum hayalleri alıp, film yapmış. özellikle ticari başarı için tenten'in ruhuna dokunmaması alkışı sonuna kadar hak ediyor. gidip tenten'e bir manita uydurmamış adam. binlerce kez teşekkür ediyorum kendisine.

ilk dakikadan itibaren göndermeleri^*, mizah anlayışı, geçişleri, müthiş görseli, her şeyiyle olmuş bir film. havada uçuşan toza kadar yapmış adamlar. kuşgil kardeşler de unutulmamış. bazı kareler kitapla birebir aynı. tekboynuz'un hikayesinin anlatıldığı kısım, kitaptaki versiyondan iyi hale getirilmiş ki, kitaptaki hali mükemmeldir. çok iyi olmuş gerçekten, eksiksiz.

hafif negatif anlamda söyleyebileceğim iki şey var: birincisi müzikler, diğeri de açılış jeneriği. ikisi de hiç fena değil, ama daha iyi de olabilirmiş. jenerik direkt olarak catch me if you can'in jeneriğini hatırlatıyor. şimdi daha iyi olabilirmiş dedim, ama okuyanlar bilir, kitapların arkasındaki resimde, serideki her maceradan bir parça bulunur. işte aynen bu özellikte bir jeneriğe sahip film aynı zamanda. bundan ayrı olarak, tüm hikayeyi, twisti bilerek izlemek film sonunda hevesimi kursağımda bıraktı diyebilirim.

ben, film 25 aralık'ta gösterime girecek diye biliyordum. emin değilim, ama abd'de hala gösterime girmemiş olabilir. türkiye'de de, her ne kadar bayramda gösterime girdiyse de, yeteri kadar reklamının yapılmadığını düşünüyorum. milletin koşa koşa gittiği, klişe senaryolu avatar'dan karşılaştırılamayacak kadar iyiyken, kimsenin filmden haberinin olmaması da çok ilginç. sinemada, imax'de izleyenler çok şanslı, özellikle de çocuklar. 12 yaşındaki halim, bu filmi imax'de izleseydi...

umarım devam filmleri de bir an önce gelir ve "her şey tatlıya bağlanır."

not: son olarak da şunu belirteyim, bazıları filmi tamamen animasyon sanıyor galiba, ama yanılıyor. tüm karakterler, birebir seslendiren aktörler tarafından oynandı. filmde gördüğünüz her jest, mimik vesaire aktörlere ait. genç oyuncular rahat olsun.

(marcowhisky - 18 Kasım 2011 01:15)

son zamanlarda izlediğim en mükemmel film diyebilirim. her yaşa hitap ediyor, babanızı da küçük yeğeninizi de rahatlıkla götürebilirsiniz.
biran animasyon değil de gerçek bir film izliyormuş hissine kapılmadım değil, "amukoim o sahneleri nasıl çekmişler lan" diye içimden geçirdim.

imdb'de de çok nadir kullandığım 10 puanımı da bastım.

(koy gotune rahvan gitsin - 30 Kasım 2011 11:27)

bundan daha iyi motion capture tekniğinin kullanıldığı film yoktur herhalde diye düşündüren filmdir. inanılmaz sahneleri vardır 3 arkadaş ağzımız açık izledik mükemmeldi vesselam.

(sayiylabindokuzyuzyedi - 8 Nisan 2012 00:14)

fragmanlarından ne tenten'in tipini ne kaptan'ın ne de dupond kardeşlerin^* tipini beğenmedim, bence bir tek fındık^** olmuş dedim. dün gece filmi izleme şansımız oldu. ve inanın eski bir fanatiği olarak baya gözümün önünden çizgi romanı sahne sahne geçti ve izlemeye devam ettikçe aslında baya sağlam bir şekilde aktarmış spielberg abimiz. karakter tasarımları gayet olmuş ve ben haksızlık etişim. mümkünse 3d izleyin, hem eğlenceli hem de güzel bir film.
kısaca olmuş filmdir. izleyin, izlettirin ulan!

bir de spoiler olmayan ama olabilecek bir not:
kovalamaca sahnesinde bir sahne çok uzun ve kesintisiz, normal filmde yapılamayacak kadar kesintisiz akıyor sahne. işte o sahne mükemmel eğlenceli. resmen bitmesin istiyorsun.

(xi - 13 Nisan 2012 13:21)

çocukluğundan beri tenten okuyan ben ve benim gibi bir sürü insanı mest etmiş film. hemen hemen her sahnesinde ayrı maceralara göndermeler olsun, tenten'in olayları çözüş biçimi olsun, milu olsun nefis iş yapmışlar. umarım mavi lotus işine de girerler. en sevdiğim macera oydu zaten, malum ay biraz kasar.

(farewell - 3 Mayıs 2012 08:22)

animasyon olduğu için hep önyargılı yaklaşmıştım filme, ama keşke bu filmi zamanında sinemada 3d ile izleseymişim. eşşek kadar halimle zamanında indiana jones'u izlerken alığım keyfi aldım resmen filmden, heralde koca perdede 3d ile izlesem hepten mest olacaktım, kısmet değilmiş. entry nin burdan sonrası spielberg'e sitem niteliği taşıyacak... ey spielberg madem yapabiliyordun. demek ki köreltmemişsin kendini de sorarım neden mahvettin indiana jones'u.

(danadeviren - 10 Haziran 2012 04:31)

fas'da geçen aksiyon sahneleri şahanedir. 80'li 90'lı yıllardaki sipelberg ruhu ve ten ten ruhu süper harmanlanmış. özellikle bir spielberg klasiği olan sepetli motosikletli aksiyon sahneleri mükemmel.

(akmaral - 4 Temmuz 2012 02:54)