h g wellsin ilk romani.

daha gorelilik teorisi bulunmadan quantum fizigi icat edilmeden once 1890'larda yazilmis oldugundan, dort boyutlu uzay zamandan ve gelecekte gunesin genisleyerek ic gezegenleri icine alacagindan bahsetmesiyle yazarina saygi duydurtur.

wells'in thomas huxley'den aldigi biyoloji derslerinin etkisi cok bariz gorunmektedir. gelecekteki tum varliklarin evrimsel bir aciklamasi vardir. ki zannimca bu gelecekte insanlarin eloi ve marlock'lar kadar birbirlerinden ayri turler olusturacak sekilde evrim gecirecegine kendisi de inanmaz (eger oyle olsaydi ilk basta hindistan'daki kast sistemi sayesinde bu gerceklesmis olur, ozel vahiy gucleriyle rahipler ve super tuccarlar ortaya cikardi, fakat kaldi ki insanlar surekli kaynasma egilimindedir ve turun evrimesi icin gereken tecridi asla saglayamazlar) ama bu tarz bir benzetme varolan duruma cok guzel aciklama imkanlari sunar.

kitabin genelinde insanin dogaya hakim olmasini iyi ve zorunlu bir sey oldugu ama bunun dogru bir sekilde yapilmasi gerektigi anlayisi yaygindir. bunun yaninda mantarlar ve curume olmadan ekosistemin nasil ayakta durdugu tartisilabilir.

kitap ayrica wells'in "eger benim uyarilarimi dinlemezseniz dunya boyle olacak" seklinde bir uyarisidir.

(sokratesla - 2 Mart 2002 20:05)

film daha ziyade insanligin varolma savasini hatirlatiyor.
ve sahsen su cumleyi beynime kazıdı:
"the future is now"
konuyla alakadar olanlarin cok sevecegi bir film.

(tanios - 17 Nisan 2002 15:01)

romanda bir mantik hatasi vardir.aslinda pek mantik hatasi sayilmaz ama fazla uzerinde durulmamis bir detay.
zaman gezgini zaman yolculugu sirasinda zaman makinesinin maddesel olarak olmadigini, bu yuzden o noktada yer alan diger maddelerle cakismadigini soylemektedir.makine zaman yolculugu sirasinda maddesel ozelliklerini yitirmekte ve bir ruh gibi olmaktadir.
eger durum boyleyse makine agirligini da kaybeder dolayisiyla yer cekiminden etkilenmez.zaten zaman gezgini de makinenin yolculuk sirasinda uzayda bulundugu konumda kaldigini belirtmektedir.
buraya kadar hersey normal fakat sorun su: eger zaman makinesi yolculuk sirasinda uzaydaki konumunda sabit kaliyorsa, yolculuk boyunca dunya uzerinde bulunamaz.cunku dunya sabit degildir.gunes etrafinda donerek hareket etmektedir dolayisiyla zaman makinesi uzay boslugunda sabit kaldiginda dunya bir sure sonra altindan kayip gitmelidir.ama kitapta yolculuk boyunca dunya uzerinde kaliyor.
sanirim bunu yazar da dusunmustur ama kitabin ana konusu "zaman yolculugu ve gelecekte dunyanin hali" oldugu icin uzerinde fazla durmamistir.kitabin gidisatini engelleyen bir detay degil ama dogru bir ayrinti.

(bart - 28 Mayıs 2002 19:15)

h g wells'in gelecege yolculuk yapan bir adamin serguzestlerini anlattigi bilimkurgu romani.

(robin - 11 Nisan 2000 15:42)

filmdeki zenci hatun bir zamanlar şarkıları radyolarımızdan eksik olmayan samantha mumba imiş.

sarışın, güzel yüzlü, çıkık dudaklı bayan ise sienna guillory oluyormuş. kendisi bundan sonra filmlerde daha sık görünürse pek mutlu edecek bizleri.

(psi - 29 Ağustos 2002 11:19)

alexanderın ^*2030 a gittiği zaman ,zaman makinesini saklama gereği duymadığı film. yaw bi allahın kulu da demez mi bu alet ne sen nerden geldin diye. adam aleti park edip elini kolunu sallaya sallaya geziyo.

(maniaque - 2 Eylül 2002 12:14)

zaman da yolculuk kavramına saygısız bir sığlıkta yaklaşan bir film daha. orjinal kitap, yazıldığı dönemde kabul görmus olabilir ama insanların zamanda yolculuk ve hatta arkeoloji hakkında bu kadar filim seyredip, bilgilendiği bir dönemde böyle bir film çekmek ayıptır bence. masalsı anlatımı kaybetmeden masal anlatan, yine de oldukça iyi bir film olan a i ^* böyle bir film çekmenin imkansız olmadığını ispatlıyor.
ayrıca belirtmeden geçemiyeceğim; benim gördüklerim arasında zaman kavramına en saygılı zaman filmi bence twelve monkeys'dir

(alp turac - 3 Eylül 2002 11:29)

h.g. wells'in "dört boyut" kavramını hemen ilk sayfalarda oldukça iyi açıkladığıkitabı. türkçesi zaman "tüneli" imiş, onu öğrendik.

(nightling - 6 Eylül 2002 17:35)

kapitalizm ve evrim kol kola vermiş 802701 yılında insan adına ne varsa ikiye bölmüştür. tarih yerüstünde yaşayanları o kadar rahat ettirmiştir ki yarattığı o narin vücutları ve minicik kafaları ile üretmeyi unutturmuştur. yeraltında yaşayanları ise göz kapağı olmayan, solgun beyaz renkte ve sadece karanlıkta rahatça yaşayabilen canlılardır artık. h.g. wells zaman makinesi adlı kitabında sınıflar arası farkın giderek açıldığı ve sonunda ise bu farkın birbiri ile alakası olmayan iki insan-torunu yarattığı bir gelecek resmediyor.

(kubrsese - 19 Aralık 2009 22:58)

içerisinde albert einstein esprisi barındıran bilimkurgu filmi... kitap okunmadan izlendiğinde oldukça vasat gelmektedir... şahsen benin böyle bir fırsatım olsa, evrimin gideceği noktayı görebilmek için dünyaya hiç dokunmadan gezmeye devam ederdim.

(qfwfq - 8 Haziran 2010 21:18)

öncelikle filmi de kitabı da süperdir, keşke daha uzun olsalardır, bitecek diye kıyamazsınız.

büyük usta h.g.wells zaten ne yazarsa güzel yazar, ne eylerse güzel eyler.kitap hakkında konuşan çarpılsın vs. saygılarımızı sunuyoruz usta. sen insansan biz hayvanız usta.

filme gelince fakat bence birçok romantik diye adlandırılan filmden daha romantik bir filmdir. fakat romantik komedi diye birşeyi(tür diyemiycem bu şeye, bir kandırmaca, oyun,zevzekliktir romantik komedi ama bu başka bir hikaye, geçelim) sevebilen insanlar bu filmdeki romantizmi anlayamaz.

(yoruk ali efe - 10 Şubat 2011 21:08)

2030 yılında kütüphaneye gönderdiğiniz çocuğumuzun öğretmenleri tarafından

- yaramazlık yapma yoksa senin dna nı değiştiririm

şeklinde tehdit edileceğini görünce yarıldığım
sonucunda beğendiğim 1.5 saate değdiğini düşündüğüm güzel bir yapım

(thug love - 15 Şubat 2003 04:45)

muhteşem bir roman -mış.

zira ben bunu sadece, "oldukça iyi bir bilimkurgu romanı" sanıyordum. oysa gayet derinlikli düşüncelere sahip; biyolojiden fiziğe, sosylojiden psikolojiye kadar birçok bilimle harmanlanmış, insan evrimini inceleyen harika bir kitapmış. müthiş.

h. g. wells de boşuna efsane değilmiş.

(sutsuz kahve - 12 Ocak 2012 01:06)

şahsımca eloi-morloch ırkları fikriyle de tolkien'in elf-orc fikrini geliştirmesinde etkileyici olmuş olan kitaptır.
(bkz: elf) (bkz: orc) ve hatta ayrıca (bkz: irda) (bkz: ogre)

(aernath - 26 Haziran 2003 14:58)

adı gibi içerigi de tam anlamıyla zaman makinesi olan h.g. wells kitabıdır. insalık tarihinin henuz yasanmamıs ve yazılmamıs kısımları gösterir adeta.

yalnız kitabın en ilginc yanı einstein'dan 10 sene önce zamanı 4.boyut olarak ele almasıdır ki bu kesinlikle muazzam bi hayal gücü mü zeka mı desem bilemedim , özetle zamanının cok cok ötesinde bir sey.

(alice in tardis - 14 Ekim 2012 22:33)

guy pearce'ın çok başarılı bir performans sergilediği, jeremy irons'un ise morlock tiplemesiyle (kendisi kanımca drow elf veya half dragon oynamak isteyen pek çok kişiye esin kaynağı olmuştur bu rolüyle) dungeons and dragons rezaletini unutturduğu, mekan tasarımlarının çok özenilerek yapıldığı belli olan zevkli ve eğlenceli bir film. yalnız, h.g. wells'in romanını değil, kendisinden önce çekilmiş filmi baz aldığı zaten yönetmeni tarafından açıklanmıştır. filmin tek garip yönü (tabii bakış açısına göre değişir) yukarıda da anlatıldığı gibi, esmer, naif, elflerden çok britanya efsanelerindeki faerie halkını andıran eloi ırkını iri yapılı ve afrika yerlisi misali resmetmesidir. emma'yı oynayan o güzeller güzeli, sevimli kızdan sonra samantha mumba "nasıl yani" şeklinde bir etki yaratmaktadır mesela. ancak, mekan tasarımları, eloi'lerin yaşadığı yer ve morlock ırkının tünelleri gerçekten büyüleyicidir, ayrıca aksiyon sahneleri de gayet güzel kotarılmıştır. ne var ki filmin asıl yıldızı klaus badelt'in imzasını taşıyan, dinleyeni alıp götüren nefis soundtrackidir. her track'i ayrı bir esinlenme sağlar, özellikle eloi adlı şarkı tüyler ürperticidir.

(solonielle - 15 Temmuz 2003 16:13)

ayni mekanin bes ayri zamaninda gecen bir profesorun eve donus macerasini anlatan basit ve tatli bir amiga 500 oyunu

(trixi - 3 Ağustos 2003 23:57)

1960 yapımı george pal adında bir adamın filmi. duygusal bir iki sahne dışında filmi çok beğendim. zaman makinasının minyatürünün sunulduğu sahne çok güzeldi. zamanda yolculuk adına hiçbir şey izlemeseydim ve izlediğim ilk film bu olsaydı birkaç gün kendime gelemezdim.

--- spoiler ---

weena ateşi ilk kez görüyor, ne olduğunu bilmiyor ama daha sonra george ona 'bana yanacak bir şey ver' dediğinde elbisesinden bir parça kopartıyor. sesli güldüm.

--- spoiler ---

birkaç mantıksızlık dışında bence iyi bir film.

(littletingoddess - 25 Ekim 2013 20:11)

1960 ve 2002 yıllarında iki ayrı filmi çekilmiş roman.
şartlar göz önünde bulundurulduğunda 1960 yılında çekilmiş olan film 2002 yapımından çok daha başarılıdır.

(xaxxbczczaaxax - 2 Kasım 2014 16:44)

1960 yapımı olan filmi 22 sene önce izlemiştim ilk kez. o zaman etkileyici gelmişti. imdb

dün gece yarısı tekrar izledim. 2014'ten bakınca çok basit ve kurgu hatalarıyla dolu olduğu görülüyor doğal olarak. yine de o dönemin teknolojisi falan düşünüldüğünde, fena olmamış film. 1960 versiyonunun imdb puanı 7,6

2002 versiyonu ise hiç çekilmese de olurmuş. imdb puanı 5,9. bence çok bile. 1-1,5 yetermiş bana göre.

her iki filmi de izlerken, bunun 100 yıl önce yazılmış bir romanın sinemaya uyarlandığını bilerek izlemek gerekiyor. daha doğrusu bundan ötürü 2002 versiyonunu izlememek gerekiyor.

şu zamanda yolculuk üzerine aklı başında bir film yapılacak mı gerçekten merak ediyorum. 800 bin yıl sonrasına gidiliyor ama hâlâ günümüz algısı var filmde. bir de hollwood'un amerika kompleksinden zaten gına geldi artık. maymunlar cehennemi serilerinde de aynı kompleks vardı. mına kodumun topraklarına beyaz amerikalılardan başka hiçbir uygarlık gelmemiş yüz binlerce yılda, ille de brooklyn köprüsü, ille new york halk kütüphanesi. aradan milyon yıl geçiyor, dünyada yaşam duruyor, sıfırdan yine canlılar gelişiyor, buzul çağ yaşanıyor vs, o mına kodumun brooklyn köprüsü tabelası kalıyor 800 bin yıl sonraya. haa, bir de ille o ingilizce. ulan şurada 2 bin yıl önce yaşamış uygarlıkların dilini çözebilmek için 4 yıl özel eğitimden geçiliyor, ancak uzmanlarının kısmen okuyabildiği metinler var, ama milyon yıl sonra hâlâ ingilizce konuşabiliyor insanlar. 800 bin yıllık evrim sonrası bugünküyle bire bir aynı insan modeli görmek de ayrı bir hıyarlık.

dediğim gibi, 1960 yapımı olan film, gerek dönemin şartları gerekse dönemin bilgisi dahilinde ve en önemlisi kitaba yakın bir tarih olması nedeniyle, sinema tarihinde yerini almış ve konuyu kapatmış bana göre. artık daha mantıklı ve günümüz bilimsel verilerine uygun yeni bir öykü üzerinden işlenmeli bu konu. izlerken az da olsa tatmin edici olmalı.

2002 versiyonuna 2 puan verdim imdb'de.

(cassey jones - 24 Kasım 2014 00:10)