ilk film o kadar dövüşlüydü ki bir sahnenin sonunda bodur arkadaşın bir arkadaşı öldürmesiyle sinema anadolu'da alkış ve ıslıklarla karşılanmıştı. umarım yeni filmde çok germezler adamı, efendi gibi dövüşürler.

(armagan - 24 Ocak 2014 17:10)

(#41140149)

(sirevo - 14 Mart 2014 18:22)

posterinde yazan "tüm zamanların en iyi aksiyon filmi" cümlesine bakıp "yav he he" diyerek girdiğim, lakin izlerken kendimden geçtiğim muhteşem bir film. haftada iki defa sinemaya giderim, evde de mütevazi bir film arşivim vardır ama ben böyle dövüş sahneleri hayatım boyunca izlemedim. filmin başından sonuna kadar heyecanla izlediğimiz yetmiyormuş gibi bir de her sahnede "vaavvv" "ohaa" çektik tüm salon bir ağızdan. 10 puan 10 puan 10 puan.

--- spoiler ---

konuya çok kötü girdiler, mafyanın içine sızmak için hapisteki evlatla kanka olma klişesiyle başlangıç yaptılar, hatta filmin başında aha dedim scofield'lı departed. ama sonra heyecandan aklıma bir şey gelmedi.

oyuncuların hepsi tek tek harikaydı. özellikle ucok, prakoso ve hammer girl muhteşemdi. prakoso'nun elinde çocuğunun fotoğrafı olan kolyeyle ölüme gidiş sahnesi herkesi yıktı parçaladı.

rama'nın çekiçli kızla dövüşü çok iyiydi. özellikle kızlara vuramaması yüzünden ilk anlarda çekinik kalması bir türlü vuramadığı için itip, kaçak dövüşmesi çok komikti. ama sonunda kızıp çekici geçirdi ve hepimizi rahatlattı. ayrıca herkesi kendi silahıyla öldürmesi de güzeldi. çekiçli kızı çekiçle, bezbolcuyu bezbol sopasıyla, pıçaklıyı pıçakla, silahsızları çıplak elle... tabanca kullanmak onursuz bir hareket olsa gerek filmin sonuna kadar hiç kimse başvurmadı, koskoca mafya imparatorluğu bir tane silahlı adam yok, herkes tekmeyle damacanayla adam dövüyor ne iş anlamadım.

bana göre bölüm sonu canavarı niteliğindeki cecep arif rahman'ın oynadığı eleman ne dirençli çıktı arkadaş, yumruklarımızı sıkmaktan bitap düştük. o yemekhanedeki dövüş neydi öyle.

ayrıca filmin ucunu açık bırakan ve devamına selam çakan yapımcılara da buradan teşekkür ediyorum. böyle filmlerle gelin bize.
--- spoiler ---

(kjswbdlkjfdlkj - 5 Nisan 2014 01:04)

en iyi aksiyon filmleri genelde tarihe yenik düşer, o yüzden "en iyisi" diyemeyiz hiçbirine ama içinde bulunduğumuz kuşağın en iyi aksiyon filmi the raid 2 şüphesiz (bourn serisi ve bond'lar arkasından gelebilir). aksiyon filmlerinde konu arayanlar da mest olacak zira film 150 dakika. konuyu ve karakterleri derinleştirip amaçları plastikleştirmekten kurtarıyor.

bir aksiyon filminde olması gereken her şey var valla. delici, kesici aletler, her tip silah, dehşet bir araba kovalamacası. dar ve geniş alan dövüşleri, brutal sahneler, artistik hareketler ve bolca kan... gareth abimiz bunları yaparken de ustalığını kouşturmuş. bir arthouse hassaslığında ayarlanan sinematografi, konsept renk ve mekanlar, ışıklar, kamera oyunları hatta mekan oyunları (bir ara film only god forgives'e dönüşüyor mesela renk açısından). otobandaki bir sahnede kamera arabadan arabaya geçiyor ki daha önce öylesini görmediniz. bir de hapisteki tuvalet sahnesinde mekan bildiğiniz anlamda genişleyip kameramana geçecek yer sağlıyor. çamurdaki dövüş tarihe geçer, son dövüş ise orgazm nedeni...darbe eşliğinde sabitleştirilen kameralar, harika gopro açıları derken muhteşem bi film ortaya çıkartmış. the raid 3'ü sabırsızlıkla bekleyecek şekilde de bitiyor ki koşa koşa evinize gidin derim yoksa kavga çıkarmanız olası :)

(radau - 5 Nisan 2014 02:07)

hem adamakıllı bir hikaye, hem alabildiğine aksiyon, üstüne bir sürü çok ince işçilik isteyen harika sahneler... hepsi var bu filmde.

adamlar aksiyon filmi nasılsa diyip tipik amerikan filmlerinde olduğu gibi "sinema" yapmayı unutmamışlar. sinematografi ve görüntü yönetimi çok başarılı. tüm kamera hareketleri ince ince düşünülmüş.

özellikle bir sahne var filmde, hani hapishanede çamurlar arasında geçen o sahne: ef-sa-ne. al okullarda ders olarak okut.

bu arada bazı sahneler fena halde only god forgives'i hatırlatıyor, hem tarz hem mekan olarak, hatta aynı mekanları mı kullanmışlar diye düşündüm bir ara.

hikayesini anlatırkenki acelesizliği çok güzel.. filmde "gereksiz" kadın figürü yok. (hani o kurtarılmayı bekleyen, ordan oraya mal mal koşturan..) ters ninja kanunuyla işleyen düşman çeşitliliği.. görsel efekt kullanılmadan, ucuza kaçmadan çekilen kompleks sahneler.. bunlar hep filmin artıları işte. (ve herhalde ancak bir uzak doğu filminde karşımıza çıkacak şeyler)

ben yıllardır böyle başarılı bir aksiyon filmi izlememiştim. şiddetle tavsiye edilir.

(paspasanahtarinustunde - 6 Nisan 2014 10:27)

dostum the raid 2 demişsin ama bu bildiğin 3. dünya savaşı

hayatımda gördüğüm ve sanırım görebileceğim en iyi aksiyon filmidir. 150 dakikanın 120 dakikası hayretler içersinde perdeye bakakaldım. bu kadar şiddeti, bu kadar aksiyonu bünyem kaldırmadı artık, overdose oldum. içimdeki bütün şiddet yanlısı, hayvani içgüdülerim mum alevi gibi söndü gitti. salondan alice gibi çıktım şerefsizim. dünya üzerinde ne kadar dayak çeşidi varsa filmde atıldı. dayak ve şiddete dair sanırım artık görebileceğim birşey kalmadı. silatın ne daşşaklı teknik olduğunu birkez daha anladım.

ulan arkama filmle alakası olmayan, birbirleriyle öpüşüp parmaklaşmaya gelen bir çift vardı. salonda zaten 10 kişi vardık yoktuk. ilk 15 dakikadan sonra "mıç mıç" sesleri yerini "aşkım gördün mü, adamın derisini yüzdü... ohaaa ne yaptı" gibi seslere bıraktı. sevişemediler resmen lan.

(bkz: spoiler alarmı)

film kendi içinde birçok final fightlar barındırıyor. sayamadım ama sanırım 5-6 tane. ve bu fightların hepsi ayrı ayrı aksiyon filmlerinde final sahnesi olarak gösterilebilecek kalitede. hele ki mutfakta çekilen dövüş sahnesinde resmen vecde tutuldum. çamurlu sahne mi desem, ilk filmdeki mad dog abinin çılgın atışını mı desem, taksi sahnesi mi, araba kovalama sahnesi mi. hele bir eş zamanlı suikast sekansı var, peh peh peh dedim be. godfather dan mı özendiler naptılar. ama çok iyi yaptılar.

lakin ki film de göze batan ve mantıksız olaylar da yok değil. öncelikle neden kimse ateşli silah kullanmıyor. biliyorum kullansalar film olmayacak. ama sen mafyasın aq, hala beyzbol zopasıyla, falçatayla mafyacılık mı yapıyosun. çok az silah vardı. görsel açıdan iyi ama mantık açısından kötü bir olguydu.

saçları yana yatık topalı hiç sevmedim, çok saçma salak bi karakterdi. gücü nerden geliyo belli değil, daha yürümekten aciz. heryerde güneş gözlüğü takıyor, tuhaf tuhaf hareketleri var. çok zayıf ve çocuksu bir kötü olmuş.

bir de az çok insan vücudu ne kadar dövüşebilir vs. bildiğim için şunu da eklemek lazım. esas oğlan saatlerce ama saatlerce dövüşüyor. nefesi tükenmiyor. ulan en kral kick box cu bile 3 dakika dövüşünce götünden alev atıyor, sen saatlerce nasıl nefesin kesilmeden insanları dövebiliyorsun. tabi bu olay olmazsa yukardaki sahneler nasıl çekilecek. o da var.

bu tip eksileri yüzünden 10/9 verdim. yoksa 10/12 lik bi film.

(bkz: spoiler alarmı)

bir iki kere giderim diyordum aksiyon ve şiddet kontenjanımı birkaç seneliğine doldurduğum için bir daha gitmeyeceğim. gidin filme. çok beğendim.

(sulfateattack - 6 Nisan 2014 22:13)

sürükleyici, adamı geren, kamera görüntüleri etkileyici bir film. izlediğim süre boyunca içimde kavga etme dürtüsü uyandırdı, herif polat alemdar gibi ölmüyor, yorulmuyor lan. birinci filmi izlemedim ama iki saat boyunca çok şey kaçırdığımı hissetmedim. salonda yedi kişi vardı rahat rahat izledim. aklımda kalan en güzel çekim sahneleri şunlar;

--- spoiler ---

- sokak serserisi tipli uzun saçlı abinin sokakta bütün adamları dövdükten sonra asıl kişiye koca bıçağı sokarken tahta arkasından bıçağın geri çekilme sahnesi.
- en son sahnede bejo'nun pompalı ile kafasından vurulması bence en güzeli buydu, çok az sayıda filmde böyle bir vurulma gördüm.
- rama'nın mutfakta yaptığı uzun süreli dövüş filmde ne kadar emek olduğunu açıkça gösteriyor.
- çamurlu kavga sanırım başlı başına efsane.
--- spoiler ---

(faraton - 10 Nisan 2014 00:10)

son zamanlarda izlediğim en ama en iyi ekşın filmi. fazla uzatmak istemiyorum, uzatırsam karışır bu entari, o kadar çok şey var ki anlatılacak...

gidin. muhteşem dövüş sahnelerini yerinde açılar ile destekleyen bir yönetmeni ve çok başarılı görüntü yönetmenliği ile sanat yönetmenliğini izleyin.

10 üzerinden 9.9. mükemmellik allah'a mahsus. dağılalım.

(kopuksenaryoo - 10 Nisan 2014 00:54)

bir filmde veya dizide kötü karakterlerden en az biri karizma ise o film iyidir, gidilir, izlenilir.
beyzbolcu kardeş, çekiçli abla, uzun saçlı dayı...
film güzeldi güzel.
aksiyonseverler için 10 numara film.

ayrıca battal abimiz gibi tek vuruşta indirip bitirmiyor işi eleman. bayağı bildiğin bokunu çıkartıyor dayağın.

(norafzel - 14 Nisan 2014 18:55)

ilk filminde olduğu gibi türkçe altyazı indirme sıkıntısı mevcut. bazı releaseler için altyazı buldum. buradan yardırın*

(giymatli cocuk - 25 Haziran 2014 10:11)

bir siki beğenmeyen sözlük yazarları na aldırmadan izlenmesi gereken son yılların en güzel aksiyon serisinin ikinci filmidir. yok konu yok drama, cart curta aldırmadan izleyiniz.

ipucu : 966 mb lık geckos sürümü, bs player da kendi dilinde, km player da ingilizce dublajlı ve bs listesinde en alttan 2. altyazı sorunsuz diyolla.

(raad - 30 Haziran 2014 00:18)

ilk filmin üstüne çıkmayı fazlasıyla başarabilmiş serinin ikinci filmi. artarak devam edicek gibi (bkz: the raid 3)

(bellator - 13 Temmuz 2014 16:45)

üçüncü dünya savaşından sonrası düşünülerek çekilmiş olması muhtemel film. sokaktan taşı, nalburdan sopayı, küreği, çekici, tırmığı kapan 150 dakika boyunca yardırıyor. silah kullanan da hakkını veremiyor zaten. tam düşmanını öldürecekken mermisi falan bitiyor. oralarda ateşli silah kullanmak racona ters sanırım.

(alex xander - 19 Temmuz 2014 15:42)

adam 13,88 adam/dk hızla dövüşüyor amk. 1 dakika 48 saniyede 20 adam dövdü 2 sini arabayla yaraladı 1 ini ezdi, 1 tanesinin üzerine merdiven devirdi. 1 tanesine de damacana fırlattı. dikkat ettim sonra o damacanayı yiyen adam ayağa kalkmadı.

bir de kurallı dövüşüyor adamlar. silahı sadece ateş etmesini bilmeyenler kullanabiliyor mesela. onun dışında beyzbol sopası çekiç bıçak serbest. ama tek kullanımlık. son sahnede dikkat ettim. beyzbol sopasıyla atış yapıp adam öldüren herifi ve çekiçli kızı geçtikten sonra sopayı da çekici de almıyor.

diğer taraftan son zamanlarda izlediğim en iyi dövüş filmi diyebilirim. hakkını teslim etmek lazım. tam da artık böyle filmler çekmiyorlar derken... üstelik destekler nitelikte de bir senaryoya sahipti. ama drogbayı niye oynatmamışlar anlamadım.

http://i.hizliresim.com/0bq4rz.png

(aksam olunca eve en son giren cocuk - 20 Temmuz 2014 06:04)

boa yılanı bir geyik yavrusunu yedikten sonra bir yıl boyunca bir şey yemez ya: tam da işte o misal, dövüş filmi seven bireylere bir yıl yetecek kadar kavga sahnesi barındıran film. bu filmi seyredin, bir yıl boyunca vurdu-kırdılı film izlemenize gerek kalmayacak.
kanlı revanlı korku filmlerini sevenler bile hayatlarında en çok kan içeren bir filmle karşılaşacaklar. hatta o kadar kan var ki filmde; tv'de yayınlansa komple mozaikten bir şey izleyemez seyirci o derece. kendi adıma görüntü yanetmeninden figüranına kadar tebrik ettiğim bir yapım olmasının yanında; karakter oyunculuğu olarak biraz zayıf kalmış diyebilirim.
aksiyon filmi sevenler kaçırmasın diye tavsiye etmekten kendimi alamayacağım.

(trawmatolog - 22 Temmuz 2014 14:21)

amerikalilar cevirse efsane olabilecek karakterler ve sahneler barindiran film. ama asyalilar yaptigindan cok taninma firsati olmadi.

bu arada dogru ismi the raid 2 berandal seklindedir. beren dal ne lan dizi oyuncusu ismi gibi.

(onalan - 6 Ağustos 2014 20:29)

düzgün bir altyazısı buradan indirilebilir:

http://www.opensubtitles.org/…he-raid-2-berandal-tr

sonra teşekkür edersiniz.

heyecanı bol, ilk filmini aratmayan devam filmidir. üçüncüyü de bekliyoruz!

(slsk - 10 Ağustos 2014 00:52)

ilk filminden birşey kaybetmemiş, tam tersine daha dolu sahneler yerleştirmişler ve tabiiki daha kanlı sahneler eklemişler. 2.5 saat yerimden kalkamadım nerdeyse.
tartışmasız son zamanların en iyi aksiyon filmlerinden birisi..

(savaskubra - 13 Ağustos 2014 21:41)

ilk filmi izledikten sonra (bkz: serbuan maut) ikinci filmin başlangıcıyla birlikte lan yine mi devam filmi sıçışı dedirten, ortalarında ilk film kadar iyi yapmışlar helal olsun dedirten ve sonlarında artık sandalye tepelerinde vay babağun kemüğüne diyerekten orgazm sigaraları yaktıran bir filmdir the raid 2.

ilk filmin en eksik noktası senaryosuydu. daha doğrusu senaryosunun neredeyse olmamasıydı. bunu farkeden yapımcılar ikinci filmde hem süreyi uzatmışlar hem de senaryo konusunu ele almaya karar vermişler belli ki. ancak ele almaları bir işe yaramış mı? hayır. bir boka benzemeyen, klişelerle dolu bir senaryodan ötesi yok elimizde. ne zamanki film senaryo kasmayı bir kenara bırakıyor ve coşkun bir şekilde sade dövüş sahnelerine geçiyor işte o zaman bildiğin sanat eseri ortaya çıkıyor.

dövüş sahnesi diyince kulağa çok basit geliyor belki. ancak ne bizim çocukluğumuzda izlediğimiz dövüşe benzer ne de bu devirde izlediğimiz dövüşe benzer sahneler bunlar. sinema tarihinin suratına tokat gibi çarpacak, mükemmel ustalıkla, mükemmel açılarla çekilen, bir durup mantıklı düşündüğünüzde akıl almaz abartıya sahne olsa da, her bir karesinin paçalarından doğallık akan sahnelerden bahsediyoruz burada. iko uwais de akıl almaz bir iş çıkarmış. bir adamın üzerine bu kadar yakışabilir bir rol.

öyle yerler vardı ki sonlara doğru, geri alıp bir daha izledim, her izlediğimde keyiflendim, her izlediğimde bir sigara daha yaktım. biz erkek familyası için bu film nirvana gibi bir şey açık konuşmak gerekirse.

film bitti, evde adam olmadığından kediyle dövüşüyoruz. filmi de beraber izledik zaten. arada tırnaklayarak ibnelik yapsa da, kapmış bir şeyler.

(bir fidandim derildim - 14 Ağustos 2014 22:27)

filmin ilkini abd'de sinema salonunda seyretmiştim. seyirciler "oh man. fuck that, yeah!" nidalarıyla kendinden geçmişti. bunu da güzide bir iç anadolu şehrimizde seyretme şansım oldu. seyirciler "vur amuğa goduumunun gözüne gözüne" nidalarıyla coştu.

demek ki film heryerde aynı etkiyi yapıyor.

(kriker - 5 Ekim 2014 23:04)