bastille'in kar yağışından sonra yumuşayan hava kıvamındaki parçası.

hashtag: #yardırıngençler

(birberberbirberberebreberber - 25 Ocak 2013 00:17)

bastillenin how am i gonna be an optimist about this diye tatlı tatlı sızlandığı parçadır. dinlemeyen kalmasındır.

kimse link vermemiş: http://www.youtube.com/watch?v=f90cw4l-8ny

(fancy pants - 1 Ağustos 2013 10:40)

enfes bir bastille şarkısı. özellikle sabahları benim kadar nemrut kalkan birisine bile, işe giderken hazırlanma aşamasında enerji patlaması yaşattırdığı için özellikle paylaşmak istedim.

amme hizmeti başlığı altında sözleri de şöyle;

eh-eh-o eh-o [6x]

ı was left to my own devices
many days fell away with nothing to show

and the walls kept tumbling down
ın the city that we love
great clouds roll over the hills
bringing darkness from above

but if you close your eyes,
does it almost feel like
nothing changed at all?
and if you close your eyes,
does it almost feel like
you've been here before?
how am ı gonna be an optimist about this?
how am ı gonna be an optimist about this?

we were caught up and lost in all of our vices
ın your pose as the dust settles around us

and the walls kept tumbling down
ın the city that we love
rain clouds roll over the hills
bringing darkness from above

but if you close your eyes,
does it almost feel like
nothing changed at all?
and if you close your eyes,
does it almost feel like
you've been here before?
how am ı gonna be an optimist about this?
how am ı gonna be an optimist about this?

oh where do we begin?
the rubble or our sins?
oh where do we begin?
the rubble or our sins?

and the walls kept tumbling down
ın the city that we love
rain clouds roll over the hills
bringing darkness from above

but if you close your eyes,
does it almost feel like
nothing changed at all?
and if you close your eyes,
does it almost feel like
you've been here before?
how am ı gonna be an optimist about this?
how am ı gonna be an optimist about this?
but if you close your eyes,
does it almost feel like
nothing changed at all?

(lumeys - 26 Mart 2014 11:00)

pompanın tarihi başkenti. bu da mı tesadüf ?

(scholastic oscillator - 1 Nisan 2014 15:45)

malum ortamlarda arz-ı endam etmeye başlamış filmdir. dikkat ederseniz "düştü" demedim.

tanım 2: 4 battal gazi gücündeki film. büyük ekran ve iyi bir ses sistemiyle izlemeniz tavsiye olunur.

(beni arayan olursa banyoda de - 2 Mayıs 2014 15:19)

(bkz: yify sen bizim her şeyimizsin)

(confession - 2 Mayıs 2014 19:03)

üçlemenin ikinci filmi.

(bkz: pompe i)
(bkz: pompe ii)
(bkz: pompe iii)

(kurk mantolu kaporta - 2 Mayıs 2014 21:18)

vizyondan önce hd kalitede malum ortamlarda yer edinmiş film. tam bir gişe yapımı. yamulmuyorsam dünya'da en son bizde vizyona giriyor . bu vizyon tarihlerini falan koordine eden yetkilileri anlamak mümkün değil. 2. sınıf romantik komedi ya da korku filmi 6 ay 1 sene sonra vizyona girerse anlarım ama böyle bir gişe filmi... tam bir fiyasko.

(baykus kusu - 2 Mayıs 2014 22:57)

--- spoiler ---

roma'lılar gelip köy basıyor. başlarında da kötü mü kötü bir roma senatörü. bütün köyle birlikte bir adet anne ve bir adet baba öldürüp bir adet çocuğu da sağ bırakıyorlar. çocuk gladyatör oluyor. içinde ailesinin intikamı ile büyüyor. pompeii'ye yolu düşüyor. bu arada o köy basan romalı senatör meğer pompeii prensesine yanıkmış. ama kızın gönlü yok. senatör de sırf inadına taa roma'dan geliyor kızı alacağım diye. baba deseniz paragöz. karısının hayır demesine aldırmadan kızı vermeye razı oluyor. kızda ise bir tripler bir tripler. derken kız bizim gladyatöre aşık oluyor. tam da o esnada bir gümbürtü bir hengame derken ortalık toz duman.

--- spoiler ---

(kurk mantolu kaporta - 3 Mayıs 2014 10:21)

pompeiinin vezüvden değil klişeden yıkıldığını gözler önüne seren film.

(la sportiva miura - 5 Mayıs 2014 08:12)

--- spoiler ---

jack bauer'e kızı yaşındaki çocuklara musallat olmak yakışmadı. ama bence kesin ortada ulusal güvenliği tehdit eden bir unsur vardı. yoksa jack böyle yanlış yapmaz. bir diğer üzücü kısım adebisi'nin bekleneni verememesi. zaten şapkası da yoktu. trinity'nin varlığı ile yokluğu bir. jon snow ne zaman köle oldu da dövüşlere katılmaya başladı, onu da anlamadım. sanırım kitapların sırasını izlemiyorlar.
kısaca söylemek gerekirse, rolünün hakkını veren bir tek yanardağ vardı. neyse ki filmin sonunda hepimiz için en hayırlısını yapıp herkesi taşa çevirdi de bizi ikinci filmden korumuş oldu.
--- spoiler ---

(alex xander - 5 Mayıs 2014 13:58)

görsel anlamda fena olmasa da senaryo olarak vasatın ciddi anlamda altında kalan sıkıcı film. yani bir dağın patlaması ancak bu kadar sıkıcı ve kabız bir senaryoyla anlatılırdı herhalde. filmdeki oyuncular da lost, game of thrones ve fringe gibi dizilerden toplama.

(feministim ben - 8 Mayıs 2014 14:51)

mr eko / adebisi , jon snow ve jack bauer'in gladiator, titanic, volcano , spartacus gibi çeşitli yapımlardan önemli bölümleri yeniden canlandırdıkları sahneler bütünü....

(witchking - 9 Mayıs 2014 01:57)

dövüş sahneleri ve görsel efektler konusunda başarılı olsa da, senaryo ve hikaye bakımından yerlerde sürünen filmdir. sırf kit harington için sabrettim sonuna kadar. jon reyize yakışmadı bu film. daha sağlam karakterler seçmesi gerekiyor.

(bkz: klişeden ölen var)

(jason305 - 10 Mayıs 2014 05:14)

başrollerini uğur boral ve nurgül yeşilçay'ın oynadığı spartacus çakması bir film.

(the man from another earth - 25 Mayıs 2014 20:20)

geveze arkadaşımın teki yüzünden 6.his gibi bi filmi doktorun ölü olduğunu bile bile izledim.
-napıyosun..
-ay naapıyım 6. his'i izliycem.
-izle izle çok güzel. ama doktor ölü. haberin olsun...
-hangi doktor? ne demek o be?!?
-ya işte bruce willis oynadığı karakter aslında ölü..hadi ben kapattım. bye.

allah var, telefonu kapatırken kıza dua ettim. hani david lynch filmleri gibi izlersiniz izlersiniz bi bok anlamazsınız ya. keşke biri açıklasa dersiniz. hah bu da öyle heralde. bunu bildiğim iyi oldu. doktor aslında ölüymüş dedim. sonra anladım nolduğunu da iş işten geçti tabi.

o gün bugündür de film izleyecek olsam bir spoiler a yakalanıcam, film zevkim bok olacak diye asla internete girip de "bakıyım film hakkında yorumlar nasılmış" demem.

yine bu film de aklıma bile gelmedi yorumlara bakmak. hele bi de filmde jon snow var. çekirdek gibi adam. ne kadar kötü olabilir?

dedim. oturdum izledim. ben ettim siz etmeyin.

senaryonun saçmalığı zaten sizi sizden alıyor. fakir oğlan zengin kız bozması. kolayınan ölmeyen kötü adam karakteri burada hit yapmış durumda, adama 120 kere filan hah şimdi ölmüştür diyosun. bi bakıyosun adam orda. adamı canlı görmekten ben utandım. adam ölüp ölüp dirilmeye utanmadı. cüneyt arkın bile daha kolay ölüyo filmlerde. valla bak.

hah filme bi de 100 m dolar harcanmış. nereye harcadılar bulamadım.

mis gibi bi konu var. bunu naaparım da bok ederim diye düşünmüş. başarmışlar.

(hartnettugce - 14 Haziran 2014 21:39)

--- spoiler ---

bu filmi kurtaracak tek şey kiefer sutherland'ın you know nothing jon snow diyerek ölmesi olabilirdi.

--- spoiler ---

(ventolin - 24 Haziran 2014 11:08)

--- spoiler ---
(spoiler ifadesini sadece politically correct olmak için koyuyorum, gladiator filmini izlediyseniz spoiler mpoiler hava cıva zaten, filmi izlemiş gibi olacaksınız.)
taklitte çığır açmış bir film. aga adamlar aylarca film çekmiş içlerinden biri de çıkıp dememiş ki "baba biz bunu çekiyoruz ama insanlar bizi ayıplamaz mı, iki üç kuruş gişe yaparız ama bu taklitçilik kara bir leke olarak kariyerimize yazılmaz mı?!" bilemiyorum, demişse bile şöyle bir yanıt almış herhalde: "merak etme, biraz gladiator ağırlıklı oldu ama sona doğru bir de titanic patlattım (üstelik kızı da öldürdüm), üstüne birkaç film karıştırdım, kimse bir şey anlamayacak." gladiator filmiyle benzerliklerini saymak isterdim ama benzemeyen yanlarını saymak daha kolay: kahramanımız ispanyol değil kelt, kötü adam imparatorun oğlu değil senatörü, kötü adamın sulandığı esas kızın da kardeşi değil bir şehir devletinin prensesi olması... gerisi hakikaten aynı. ailesinin vaktiyle kötü adamca katledilmiş olması, roma'nın gladyatör oyunlarına ince bir eleştiri getirmesi, zenci bir dost gladyatör, arenada haksız bir dövüşte coşma, at üstünde küçük bir şov, romalı'nın "ben tarihi böyle hatırlamıyordum" geyiği, dövüş sonrası roma'lı şerefsize meydan okuma, live or die muhabbeti, halkın live live diyerek esas oğlanı kurtarması. vay anam, daha fazla dayanamıyiciğim!
--- spoiler ---

(thinkingthing - 26 Temmuz 2014 04:35)

kit harington'in kelt gladyatör jon snow rolünde karşımıza çıktığı film. kendisi bu film öncesi vücut geliştirmiş biraz ve fakat bir ganiccus ya da crixus olamadığı için adamı film boyunca zırh ile dolaştırmışlar. minyon yapısı ve köpek yavrusu gibi bakan gözleriyle tatlı bir şey zaten. o yüzden bu rol için bence başarısız bir seçim olmuş. öte yandan esas kızımız cassia rolündeki emily browning'in seçimi de bence pek başarılı değil. aslında onun kölesi rolünde olan ve bazı yazarlarımız tarafından filmde onun göğüslerinden başka görülmeye değer bir şey olmadığı iddia edilen (fakat çok ayıp ediyorlar) jessica lucas ile rolleri değiştirselermiş daha iyi bile olabilirmiş.

filmde bütün klişeler bir bir işlenmiş, o bakımdan gayet başarılı. hayatımızda bir kez olsun, önceden düşman sonradan dost olan iki gladyatörden yan rolde olanı, filmin sonlarına doğru başrol oyuncusu için, ondan önce can vermesin, kalp krizi geçirsin mesela, eceliyle ölsün arkadaş. yok işte. bu arada filmde vesuvius diye bir dağ var, filmin sonlarına doğru ateş topları falan püskürtüyor şehre, ortalık toz bulutu, ekseriyetle enteresan bulduğum olaylar gerçekleşiyor resmen. (bkz: yersen)

bazı sapkınlıklarından dolayı günümüzdeki bir kısım koyu katoliklerin, "bu olay onlara tanrı'nın gazabıydı" şeklinde yorumladığı bir yer pompeii. bugün o antik şehrin kalıntılarında dolaşırken, yerlerdeki taşlara oyulan penis figürlerinin sizleri götürdüğü genelevlerin duvarlarında sapasağlam duran freskler size az çok bir fikir verir zaten sosyal hayatlarının bir bölümü hakkında. fakat bu filmde bu detaylara girip ses getirecek hiçbir sansasyonel sahneye başvurulmamış.

pompeii halkının başına gelen bu doğa olayı oldum olası ilgimi çekmiştir, o yüzden konuyla ilgili dizi, film, belgesel ne bulsam ayırt etmeden severek ilgiyle izlerim ama eğer vaktiniz kıymetliyse, bu film pek de hoşunuza gitmeyebilir, bilginize.

(ugandali helen - 12 Kasım 2014 19:35)

bu şarkının en sevdiğim yanı arka vokaldaki arkadaşın bir siyahi edasıyla "heho heho he-heho heho" kısmıdır. ne zaman duysam bende eşlik etmeden duramıyorum.

(ai virus - 24 Kasım 2014 12:37)