imajının ve görüntüsünün aksine son derece uysal aynı zamanda bakımı kolay canlılardır. 30*30*30 ebatlarında bir terarium, saklanabileceği bir mağara, zemine torf toprak ve su kabı dışında bir gereksinimi yoktur. bunların dışında haftada bir kaç adet vereceğiniz börtü böcek elinizdeki tarantulanın bir ömür mutlu mesut yaşaması için yeterlidir.

bugüne kadar 1500'ün üstünde farklı tür keşfedilmiştir. her birinin özellikleri, davranışları ve görüntüleri farklıdır. 3-5 saldırgan ve agresif tür dışında geneli defansif yapılıdır. tehlike anında kaçmayı yeğler. bilinen o meşhur zehir ise arı sokmasından farksızdır. yani alerjik bir durumunuz yoksa tarantula ısırığı asla ölümcül değildir.

ağaç, çalı, yer, tünel türleri olarak ayrılırlar. ağaç ve çalı türleri avını ördüğü ağ ile tuzağa düşürerek yakalar, yer türleri toprak üstünde hareket eden herşeye av gözüyle bakar, tünel türleri ise kazdığı derin çukurların(tünel) içinde yaşar ve sadece avlanmak için(genelde geceleri) toprak altından çıkar.

bakımı çok kolay olmasına karşın, yine de bu canlıları beslemek için önceden bilgi sahibi olmak gerekmektedir. tarantula ölümlerinin çoğu kabuk değiştirirken meydana gelmektedir. tarantulalar yılın belli mevsimleri kabuk atarlar. bu aşama bir kaç gün sürer. ex pozisyon alarak sırt üstü yatarlar, ve kabuk atana kadar hiç kıpırdamazlar. bir çok bilinçsiz bakıcı bu durumu görünce baktığı canlının öldüğü kanaatine vararak aslında son derece sağlıklı olan tarantulanın gerçekten ölümüne sebep olmuşlardır. kabuk atarken yaşam alanının nemini artırmak dışında hiçbir müdahale de bulunulmaması gerekmektedir.

koleksiyoncular için eşsiz tarantula türlerinden biri hatta en popüleri poecilotheria metallica'dır. çok nadir bulunması ve harika güzellikteki renkleri hasebiyle fahiş fiyatlara satılmaktadır. şu an kendi koleksiyonumda eksik olan tek parçadır. aranmaktadır, özlenmektedir...

edit: bulunmuştur, temin edilmiştir artık helalimdir...

(superman is the shit - 19 Şubat 2008 15:20)

hold your colouralbümünün bir diğer aşmış gaz parçası. (bkz: pendulum)

the tarantula,
time for the massive come sing ya
blad tarantula
don't play with my style i might sting ya
blad tarantula
you want me inject me bacteria
and if ya body goin’ stiff
and your spine goin’ numb
now come fi get some...

massive! time to fix you up something here right now!

shotter, hitter, serial killer
go-a your funeral and all drink out your liquor
when you are bury we a-stand next to the vicar
fling on some dirt and make your bury a little quicker
shouldn’t test the youth them in the tommy hilfiger
hug up ya mama, say sorry to ya poppa
all-a get number for ya little sister
it true we cold like alaska, freezer

(sir gawain - 13 Mart 2008 00:09)

insanlara anlatmakta güçlük çektiğim canlı.

şimdi, buna sevimsiz deniyor, e oyuncak ayı alıp koynunuzda yatıyorsunuz, o da kıllı bu da kıllı, bunun nesi sevimsiz? gerçek ayıyla yatabilecek misin? hem daha küçük.

sonra "yok, bu böcek yılan gibi, çok soğuk" deniyor. bi kere o böcek değil örümcek, ayrıca neresi soğuk onu anlamadım, hayvancağızın vücut ısısından sana ne? mizaç olarak gayet efendi, kendi halinde bir hayvandır. kelli felli, elinde sefer tasıyla gezen serbest muhasebeci gibidir^*. etliye sütlüye karışmaz, ufak böcükler ilgisini çeker. büyük şeyler beni aşar deyip bırakır.

gene bunun için felaket zehirli, kodu mu oturtur diyorlar ki buna diyecek söz bulamıyorum, arı sokmasından ölen insanlar vardır ancak bunun yüzünden ölen 1 vatandaş çıksın, ben öldüm desin. yok öyle birşey. asabi modelleri sıkıştırırsan kurtulmak için sokabilir ama o da aklına gelirse çünkü pek aklı yoktur bu nanenin.

(sarge - 25 Temmuz 2008 18:28)

aslında theraphosidae ailesine ait tüm örümcekler için kullanılan genel ad. theraphosidae ise eski yunanca kökenli olup canavar, yabani yaratık anlamına gelir. günümüzde birçok avrupa dilinde ise kuş örümceği (bird spider) şeklinde karşılığını bulmuştur. bu ad 18. yüzyılda yaşamış olan alman ressam maria sibylla merian'ın bir güney amerika gezisi sırasında resmettiği kuş yiyen bir örümcekten ileri gelmektedir. almanca konuşulan ülkelerde halen theraphosidae ailesi kuş örümceği (vogelspinne) olarak adlandırılır. tabi aslında kuşlar tarantulaların diyetinde en son sıradadır ve zor zamanlarda tesadüfi olarak kuş avlarlar.

zehirlerinin şiddeti türlerine göre çeşitlilik gösterir. örneğin brachypelma ve grammostola cinslerine ait türlerde zehrin gücü düşükken poecilotheria cinsinin bireylerinde bu zehir oldukça güçlüdür. bunda zehirdeki nörotoksin miktarının fazlalığı etkilidir. düşük zehirde sadece uzun sürmeyen ağrılar ve uyuşma görülürken bir poecilotheria tarafından ısırıldığınızda dehşet bir ağrı, morarma ve uyuşmanın yanında nörotoksin etkisiyle 3-5 gün kafanız güzel de gezeblirsiniz.

ancak sanılanın aksine ölüme yol açan bir zehir -alerjiniz yoksa- söz konusu değildir. çeşitli filmlerde bir canavar gibi gösterilen bu hayvanlar aslında son derece naiftirler. hatta çok komiktir ki 1955 yapımı "tarantula" adlı filmde bir canavar olarak gösterilen tür aslında "brachypelma smithi"dir ve en sakin tarantula türüdür. şahsen ben rahatlıkla elime alıp onu kolumda bacağımda gezdirebiliyorum.

sözü uzatmadan ayrıca belirtmek isterim ki, yoğun iş temposu nedeniyle içindeki hayvan sevgisini bir türlü tatmin edemeyen çağdaş insanımız için tarantulalar mükemmel birer pet hayvandır. çünkü ortam koşulları ve yemleme adına sizden periyodik bakımlar haricinde bir şey istemez. karnını bir günde güzelce doyurursunuz ve artık 3 ay boyunca bir şey yemese de gül gibi yaşar.

onların hayatına şahit olmanın keyfini de yaşamadan bilemezsiniz. sadece oldukları yerden hareket etmeleri, yürüyüşlerindeki ve avlanışlarındaki estetik size yetecektir. her sabah mıntıka temizliğini yapar, avından kalan artıkları paketleyip teraryumunun bir köşesine bırakır.

kısacası güzel hayvanlardır, kedi köpek gibi yalaka değildir, sadakat, zeka gösterileri gibi olaylara girip insan taklidi yapmaz ve her zaman doğasını yansıtır. anlatmakla da bitmezler..

(missile - 16 Ağustos 2008 12:08)

tarantula denince akla devasa boyutlardaki siyah örümcekler gelse de, türkiye'de ve bilumum akdeniz ülkesinde toprağa silindirik yuvalar yapmış şekilde vardır bu örümceklerden. yaklaşık 2 santim uzunluğa sahiptirler, genellikle kahverengi ve yeşilin pastel tonlarında olurlar. bunlar genel ad olarak "kurt örümceği", cins olarak "lycosa" olarak bilinirler. rakım olarak yüksekçe yerlerde (ereğli'de kepez civarındaki tepelerde ve aktaş'ta bolca bulunurlar), hafif nemli topraklara yuva yaparlar; gelen geçen böceği avlarlar. yuvasında rahatsız ederseniz bunlar dışarı çıkarlar, kavanoza falan alınıp beslenebilirler. en güzel örümcek cinsidir bunlar vesselam.

(bkz: sakızla pehlivan böceği avlamak)'ta bahsedilen yaratık da böcek değildir, tarantuladır aslen.

amerika'ya giden avrupalılar, oradaki dev örümcekleri görünce onlara avrupa'dan bildikleri ve saygıyla korktukları tarantulanın adını vermişlerdir, ve bu böylece kalmıştır. bu isimlendirme yanlışı buradan gelmiştir. amerika'daki dev örümceklerin familyası: theraphosidae. avrupa tarantulasın familyası: lycosidae.

(tsan chan - 16 Kasım 2008 15:34)

türkiye'de de oldukça meraklısı bulunan pet.
(bkz: http://www.tarantulam.com/)

(pick - 22 Nisan 2009 18:28)

zamanında yaklaşık olarak yanılmıyorsam 13 kadar türünü besleme ayrıcalığına sahip olmuş olduğum örümcek türüdür. sanıldığının aksine öldürmez, ama evcilleşmez de, kedi gibi sevemezsiniz tabii.. en zehirlileri tünel türleri (haplopelma lividum buna güzel bir örnektir) olmakla birlikte, en zehirli türleri genel olarak hindistan ve uzakdoğu ülkelerinde bulunmaktadır. lakin bu en zehirli türler dediğimiz türler bile örümcek zehrine alerjiniz yoksa sizi öldürmez ama bir kaç gün ısırılmış olduğunuz kolunuzun uyuşmasına, morarmasına, baş dönmesine yol açabilir.yani aslında o minik diyip korkmadığınız örümcekler gibi öldürücü olma ihtimalleri yüksek değil.
yer, ağaç, çalı ve tünel olarak dört gruba ayrılan bu arkadaşların en ünlü türü (filmlerde, medyada, kliplerde vs kullanılan) brachypelma smithi'dir.
ve bu arkadaşların asıl baba üreticileri (evet üretiliyorlar bunlar) almanya'da bulunmaktadır genel olarak ve her yıl bu hobiyle alakalı orada fuarlar yapılmaktadır.
böyle hevesi olan bir arkadaş varsa da ona başlangıç tarantulası olarak grammostola rosea'yı tavsiye edebilirim, agresif olmayan, sakin, zehirsiz denebilecek kadar az zehri olan bir hayvandır. (bir tarantula aldıktan sonra neden başlangıç tarantulası dediğimi anlayabilirsiniz, çünkü ister inanın, ister inanmayın, bu da bir çeşit koleksiyon halini alıyor bir yerden sonra)

(piggythehippy - 29 Temmuz 2009 02:36)

eşimi bulmamı sağlamış olan karizmatik hayvandır. bünyedeki aşırı hayvan sevgisi yüzünden hayvanlardan korkan " ıyy çek şunu , pis kedi defol" tadında takılan kızlar yıllarca bünyeden uzaklaştırılmıştır tabi kocaman smithiyle bebek gibi oynayan o zaman kız arkadaşım şimdi eşim olan bayanla tanışana dek. türden türe bakım farklılıkları gösterir.bazıları aşırı derecede sakin olmasına rağmen bazılarını bir kaptan diğer kaba aktarmak için oldukça uğraşmanız gerekir. genellikle un kurduyla ve hamamböceğiyle beslenir. iri olanlarına fare yavrusu verilebilir (ben kıyıp veremedim bu yüzden yılan beslemiyorum) bombalama denen savunma amaçlı kılların fırlatılması olayı deride kaşıntıdan başka bir etki yaratmaz. bazı türler devamlı saklanarak yaşar bu yüzden alırken kolleksiyon değil izleme amaçlı alacaksanız bu türleri tercih etmemeniz gerekir. tünel kazanlar genelde bu türe dahildir.kaplarında devamlı taze su bulundurulmalı ve nem eksik edilmemelidir. kabuk değiştirme zamanı yem vermemelisiniz çünkü dişleri sertleşmemiştir.
bünye tarantuladan sıkılmış ve camel spider aramaya koyulmuştur.
(bkz: deve örümceği)

http://fc07.deviantart.com/…r_by_the_chosen_few.jpg

http://static.panoramio.com/…s/original/6147232.jpg

(whitesinek - 23 Ekim 2009 16:43)

yeni yuvalarına yerleştikten sonra ortama iyice ısınan, hatta kabuk atan, 8 bacaklı ve bakmaktan gayet memnuniyet duyduğum eklembacaklı.

edit: 3. geldi.

(forget about the dog beware of the owner - 11 Şubat 2011 14:17)

epilasyonun ne olduğunu bilmeyen, bakımsız örümcek.

(sokart - 11 Aralık 2011 22:22)

götveren örümceklerin abisi, babasıdır. şuradakiler aynen geçerlidir kendileri için de: (bkz: #29258244)

sikeceksin hepsini sikeceksin.

(vandalist psycho - 5 Temmuz 2012 15:06)

eger discovery'deki sahis yanlis bilmiyorsa bunun zehiri bir insana fazla etki yapmiyormus ve o kadar tirsilmasi gereken bir hayvan degilmis.
eger karsiniza birden cikarsa durum degisebilir altiniza yaptirabilir.

(ahmet corleone - 29 Aralık 2000 04:18)

bilinenin aksine bir insanı ya da bir fili 7 saniye içinde öldürmeyen (ki şu an bir tanesi klavyemin üstünde dolaşıyor), aşırı zehirli olanlarını saymazsak ısırdıklarında bir arı sokmuş hissi yaratan soğukkanlı hayvanlardır. herhangi bir tehdit algıladıklarında, abdomen denilen karın kısmında bulunan tüyleri arka iki bacağıyla atarlar ve bir kirpi misali bu tüyler sağa sola yayılır. eğer bunlar ellerimize falan denk gelirse, temas ettiği yerlerde kaşıntı ya da deri dökülmesi görülebilir. korkmamak gerekir.

(zugasi bere - 30 Temmuz 2012 15:29)

spider man'in guney amerika asilli du$manlarindan biri . ceviktir gucludur vs ama en onemli ozelligi ayaklarinin ucundaki zehirli bicaktir . abd'de ya$ayan multecilerin tehdit edilmelerinin konu alindigi bolumler klasiktir . spidey her seferinde bu genci hirpalar, dover o ayri ..

(set - 8 Ocak 2001 20:01)

örümcek korkumu yenmek için alıp evde beslemeye karar verdiğim hayvan. gittim sordum bi pet shopa 300$ dedi satıcı. iyi dedim ben korkmaya devam edeyim o zaman.

(kunculu akit - 5 Ağustos 2003 13:29)

sheltox'u sıkınca ölen hayvan.

(kronin tisleknot - 30 Ocak 2004 15:55)

biraz önce izlediğim bir ngc ^* belgeseline göre, resmi kayıtlara geçmiş, bugüne kadar tarantula ısırığı yüzünden ölen tek bir insan bile olmamıştır..

yinede yetişkin bir insan eli büyüklüğünde olan bu canlının şeftali tüyü benzeri kıllı kütlesi, tiksinç bir görüntüyle ince ince tırsıtmaya devam etmektedir..

(core i - 10 Nisan 2004 20:19)

bu hayvancağızın eğer tehdit altında kalırsa,zehirinden başka kendini savunmak için bir alternatifi daha vardır.arka bacakları yardımıyla gövdesindeki kılları hızlı hızlı yolar ve bu minicik kıllar,birer polen misali dört bir yana saçılır.düşman ise eğer bunları solursa,solunum yolunda bir hayli acı hisseder çünkü,bu kıllar ısırgan yaprağından bile beterdirler.yakın planda bakıldığında bu kıllara,bir sürü sivri uzantıdan oluştukları görülür.bu da saldırgan için yeterince yıldırıcıdır.

(fragman - 28 Ağustos 2004 15:14)

yine gece gec saatte bir belgesel... dakikalarca tarantuladan övgüyle söz ediyor. görüntülerle de desteklemiyor değil, afacan bir fare sagi solu kemirirken tarantula buna bir atak gerçekleştirip önce zehiri salıyor sonra da zehirden felç olan fareyi salgıladığı enzimlerle eritip yiyor. belli ki rejimde falan degil bu heyvan.

sonra round 2. pembe kırkayak beliriyor ekranda. onun da özelliklerinden bir güzel bahsediliyor. ona yem olarak da bir serçe seçilmiş. serçe uçmayı bilmesine güvenerek ibnelik yapmakta ısrarlı. ancak bir anda pembe kırkayak bunu "mini mini bir kuş donmuştu pencereme konmuştu" tadında bir güzel yakalayıp, eritip mideye indiriyor...

ve işte beklenen an. tarantulayla pembe kırkayak karşı karşıya geliyor. tarantula' nın "heeeeyt ulan... havada uçan, karada kaçan, anasını koynundan kız kaçıran var mı bana yan bakan" şeklindeki naralarına pembe kırkayak tesbihini çekerek "ananı sikmeye yeminim var" şeklinde mırıldanarak karşılık veriyor... biraz yaklaşıyorlar birbirlerine... ilk saldıran tarantula olsa da bir anda paldır küldür kaçmaya başlıyor ama ne kaçış. sanırsınız ki pembe döneri çekmiş hücum ediyor. bu arada dikkatli bakan izleyiciler, tarantulanın o kıllı ayaklarından birinin pembe kırkayak tarafından koparıldığını görüyor. pembe kırkayağın o kılları saçları dökülen amcaoğluna saç nakli yaptırırken kullanacağını düşünenler yanılıyor çünkü pembe kırkayak bacak macak iplemeyerek başlıyor tarantulayı bayır aşağı kovalamaya. derken az sonra takip bitiyor ve bu iki delikanlı alt alta üst üste kapışa başlıyorlar. tarantula az önce geri vites yapıp topukları yağlamış olsa da delikanlılığı elden bırakmayarak "yapma etme abi" demeden kavgaya giriyor. ikili birbirlerine kenetlenerek ne kadar zehirleri varsa birbirlerine transfer ediyor. ormanın o bölgesinde çıt çıkmıyor. bu iki yağız delikanlının kavgasına kimseler karışamıyor. fareyle serçe zaten karışamıyor çünkü az önce tarih olmuşlardı.

sonunda kavga bitiyor. tarantulanın cansız bedenine şöyle bir bakan pembe kırkayak, rahmetlinin zehirinden hafif sersemlemiş durumda ama yavaş yavaş kendine geliyor. hasmını yiyecek kadar da saygısız degil, onu bir yaprak altına saklayarak yoluna devam ediyor. yeni serçelere, yeni farelere dogru yelken açıp uzaklaşırken küçüklükten beri efemine rengiyle dalga geçenlere bir kez daha gözdağı veriyor. tarantula efsanesi böylece son buluyor.

(kalashnikov - 18 Şubat 2005 22:19)

bende yıllar önce,gecenin köründe ege tvde seyrettiğim bir belgeseli anlatıyım.bu hayvanların yuvaları toprak altında olur.ağını,yuvanın girişinin etrafına örer ve yuvanın içinde pusuya yatar.kurban ağlardan birine dokunduğu an atlayıverir üstüne.zehirini akıttığı avı öldükten sonra,salgıladığı bir enzim sayesinde kurbanın iç organlarını eritip emer.
belgeselin çekildiği borneo yağmur ormanlarında yaşayan bir kabilenin avcıları,ormanda iyi bir av bulamazlarsa tarantula yiyorlarmış.tarantula deyip geçmeyin,bizdeki g8 liderlerinin açlığı tartışmak için yaptıkları toplantıda yedikleri viskide tütsülenmiş ıstakoz gibi bir şeymiş onların kültüründe.
adamların tarantulayı yakalamasını da anlatıyım.elemanın biri,ince bir dal parçasını tarantula yuvası olmasından şüphelendiği deliğe soktu.dalı kıpraştırıp dururken tarantula yuvadan çıktı.durumdan kıllandıktan sonra tekrar yuvasına girdi.eleman aynı yöntemle hayvanı tekrar dışarı çıkardı.bunun üzerine kafası atan tarantula karnındaki tüyleri plöff diye havaya fırlatarak tıslamaya başladı.eleman son anda kendini geriye attı,söylediğine göre bu tüyleri soluyan birisi günlerce her nefes aldığında akciğerlerinde korkunç bir yanma hissedermiş.neyse hayvanın tüylerinden kurtulan eleman,kıvrak bir hareketle işaret parmağını hayvanın üstüne bastırarak yere yapıştırdı örümceği.sonra tarantulanın bacaklarını teker teker sırtında birleştirmeye başlayarak bir nevi domuz bağıyla etkisiz hale getirdi hayvanı.tarantulayı dikkatlice şekli bozulmadan büyük bir yaprağa sardı.pişirmeden önce hayvanı öldürmeye hazırlanırken şansına hayvanın hamile olduğunu gördü.karnını bıçakla yardıktan sonra,akan sümük kıvamındaki yumurtaları ayrıcana bir yaprağa koydu.daha sonra közlenmiş ateşin üzerine yaprakları oturtarak,dumanda pişirmeye başladı yemeğini.söylediğine göre tarantulanın en lezzetli kısmı bacaklarıymış.bir ilginç not,adam tarantulanın hepsini yedikten sonra geriye 4-5 santim uzunluğunda sivri bir diş kaldı.tarantula ısırığını arı sokmasıyla karşılaştıranlara biraz daha düşünmesini öneririm.maazallah o dişi bir geçirse,adamın götünden kan alır vallahi.
belgesel bana biraz saçma geldi.koca yağmur ormanı etli butlu kuşlarla doluyken,bula bula tarantulayı mı buldun be adam? ne kadar et çıkacak o hayvandan.

(betonarme - 8 Temmuz 2005 14:23)