Vampire Academy (~ Vampir Akademisi) ' Filminin Konusu : class="text-collapsed" style="overflow: hidden;" ''Adım Rose Hathaway. On yedi yaşındayım, vampirleri korumak ve öldürmek için eğitildim, kesinlikle yanlış adama aşığım ve en yakın arkadaşım tuhaf büyü güçleri yüzünden kafayı sıyırmak üzere. Hey, kimse lise kolaydır demedi zaten. ''Tüm dünyanın merakla beklediği Vampir Akademisi'ne hoş geldiniz. Rose Hathaway yarı insan yarı vampirdir. St. Vladimir Akademisi'nde kendisi gibi olanlarla birlikte koruyucu olmak için eğitilmektedir. Onun dünyasında vampirler iyi ve kötü olarak iyiye ayrılır: İnsanlarla barışçıl bir şekilde yaşayan, sadece bağışçılardan kan alan ve dört elementten -su, toprak, ateş, hava- birini kontrol edebilme yeteneğine sahip Moroi'ler. Ve özellikle Moroi’lerin kanıyla beslenen acımasız Strigoi'ler. Rose ve diğer koruyucular Moroi'leri korumak ve Strigoi'leri öldürmekle görevlidirler. Rose'un en yakın arkadaşı Lissa ise kraliyet ailesinden bir Moroi'dir ve duyulmamış bir elementi kullanma yeteneğine sahiptir. Yeni dönemde Rose’un eğitimi için okulun en iyi ve en güçlü öğretmenlerinden biri olan Dimitri’nin atanmasıyla Rose’un hayatı değişmeye başlar. Lissa’nın peşindeki karanlık güçler yaklaşırken, Rose ve Dimitri kötülere karşı beraber savaşacak ve imkansız bir aşk yaşamaya başlayacaktır.
The Duff(2015)(6,5-71778)
Before I Fall(2017)(6,4-37088)
Insurgent(2015)(6,2-195260)
Beautiful Creatures(2013)(6,1-85678)
The Host(2013)(5,9-104284)
The Mortal Instruments: City of Bones(2013)(5,9-121591)
Beastly(2011)(5,6-71692)
Red Riding Hood(2011)(5,5-107975)
Fallen(2016)(5,5-11028)
The Twilight Saga: Breaking Dawn - Part 2(2012)(5,5-211316)
The Twilight Saga: Eclipse(2010)(5,0-208061)
The Twilight Saga: Breaking Dawn - Part 1(2011)(4,9-204910)
richelle mead'in 2007 yılında yayınlanmış romanı. bu romanda moroi ve strigoi adlı iki tür vampir vardır. moroiler ölümlü ve büyü yapabilen vampirlerken, strigoi'ler ölümsüz ve büyü güçleri olmayan ancak çok üstün fiziksel güçlere sahip vampirlerdir. moroiler'i koruyan dhampirler yarı insan yarı vampirdir. strigoiler moroilerin can düşmanıdır. --- spoiler ---asil bir moroi ailesinden olan lissa ve bir dhampir olan rose eğitim aldıkları st. vladimir akademisi'nden kaçarlar, ama iki yıl sonra yakalanıp geri getirilirler. aralarında bir koruyucu ve vampir arasındakinden daha güçlü bir bağ vardır. okula döndüklerinde güvende olacaklarını sanan okul yetkilileri ve diğer öğrenciler ve dahi rose ile lissa, bunun böyle olmadığını gayet güzel bir biçimde anlarlar.--- spoiler ---twilight'tan sonra yeni bir vampir çılgınlığı daha yaratabilecek bir roman gibi duruyor. bildiğim kadarıyla henüz türkçe'ye çevrilmedi ama yakındır diye düşünüyorum. ha ayrıca serinin devam kitapları da var.düzeltme: kitap türkçeye çevrilmiş "vampir akademisi" adı ile. voices of the soul'a teşekkürler.
(tokillaman - 24 Haziran 2009 23:28)
okumadım etmedim, ama bu atıp tutmaya engel değil elbette. vampirler anne rice'ın anne rice olduğu günden beri bu kadar sevilmemişti; şimdi yine öyle bir "vampir işinde iyi para var" dönemi açıldı twilight'tır true blood'dur derken. bu daha da başka bir şey ama, aha tanıtımının ilk cümlesini değiştirmeden alıyorum: "st vladimir's academy isn't just any boarding school - it's a hidden place where vampires are educated in the ways of magic and half-human teens train to protect them."vampir prenses var! koruması var! yatılı sihir okulu! yasak aşk! adeta my immortal adlı efsane fanfiction!öte yandan çoluk çocuk işiyle dalga geçtiğim için sen günah yazma rabbim; kolay hedefi vurmaya alışkın kılma. ama çok zevkli bu hagaden, bi yerden elime geçse ya da ebook olarak bulsam okurum, for the lulz.
(langsuyar - 6 Ağustos 2009 01:13)
serinin orjinal isimleri, sırası ile:vampire academyfrostbiteshadow kiss blood promisespirit bound - 18 mayıs 2010 artemis yayınları tarafından, ilki vampir akademisi, 2. si buz öpücük olarak türkçeye çevrilmiştir. ilk kitap fazla light ve çocuksu olup, 2 de biraz daha güzelleşiyor. yolculuk için uygun okuması kolay, kafa yormayan bir seri
(pegasos - 21 Aralık 2009 09:51)
beyaz perdeye aktarılacak olan seri.
(misunderstood a - 19 Temmuz 2010 03:25)
twilight saçmalığı ile kesinlikle karıştırılmaması gereken seridir. öyle "sınıfın karşısından gördüm onu, hem çok da yakışıklıydı, oracıkta aşık oldum, tüm hayatımı da anında ona bağladım" şeklinde yaratıcılık yoksunu hikayeler değildir bunların arasındaki ilişkiler.herşeyden önce bu serinin sağlam karakterleri vardır. hepsi birbirinden güçlüdür karakterlerin. en zayıf karakterin bile serinin sonunda geldiği nokta şaşırtıcı derecededir. esas karakter rose hathaway zaten ayrı bir konudur, kafasına koyduğu planı ne kadar imkansız, ne kadar mantıksız görünse de bir yolunu bulup gerçekleştirmesi ile ünlüdür va dünyasında. arkadaşlarına, özellikle de en yakın arkadaşı ve unofficial gardiyanı olduğu prenses lissa dragomir'i ve bazen de arkadaşlar arasında kendisinden "tanrı" olarak bahsedilen yasak aşkı dimitri belikov'u korumak ve ona yardım etmek için her türlü tehlikeyi göze alır. yardım etmek dediysem yanlış anlaşılma olmasın, bu karakterler çoğunlukla yardıma muhtaç karakterler olması şöyle bir yana, yeri geldiğinde hepsi birbirinden korkunç güç dalgaları yayabilmektedirler. lissa, dimitri ile tanışıncaya kadar rose'un hayatındaki en önemli insandır. ilk kitabın ortalarına kadar süren kırılgan yapısı ve kişisel problemleri onu sürekli tehlikeli sulara gönderirken rose kendi hayatı pahasına olsa da onu korumaya yemin etmiştir. dimitri ile tanıştıktan sonra rose'un bütün hayatı tepetaklak olur ve bütün bildiklerini sorgulamaya başlar. dimitri en iyi gardiyanlardan biridir, ve onun özel hocasıdır, 24 yaşındadır ve en malesef lissa'nın diğer gardiyanıdır. dimitri'nin okuldaki açıklarını kapatması için rose'a verdiği özel dövüş dersleri sonucu ikilinin arasında fiziksel, duygusal ve ruhsal bir bağ oluşur ve çok geçmeden farkederler ki birbirleri ile muhteşem bir uyum içindedirler. fakat içinde yaşadıkları dünyanın kuralları birlikte olmalarını engellemektedir: gardiyanların birbirleri ile birlikte olmaları kabul edilmezdir, hatta gardiyanların moroilerler olmaları bile kabul edilmezdir! onların tek görevi moroi'yi korumaktır! rose, zaman zaman beklenmedik tutku patlamaları ile dimitri'nin duvarında çatlaklar oluşturmayı başarsa da dimitri bir türlü görevine olan bağlılığından vazgeçemez.bir de christian ozera vardır lissa'nın sevgilisi, ki serideki şahsi favorilerimden biridir. son derece ukala, son derece umursamaz, asi ve asosyal soylu bir moroi'dir ancak anne-babasının kendi seçimleri ile strigoi'ye dönüşmüş olmalarının acısı tüm moroi toplumunca bu çocukcağızdan çıkarılmaktadır, onun bununla savaşma yöntemi ise sivri dili olmuştur. tabi bunların hepsi lissa ile tanışıncaya kadar. bununla da önceleri nefretle başlayıp sonradan güvene dönüşen garip bir arkadaşlığı vardır rose'un. tabi bir de kitaplar ilerledikçe rose'un karışan aşk hayatının katalizörü adrian ivashkov var. moroi soylularından biri ve kraliçenin yeğeni olan adrian, 2. kitapta seriye dahil olduğunda tam bir casanova olmakla birlikte söz konusu rose olduğunda fedakarlıkta sınır tanımayan bir vampire dönüşmüş ve rose'un büyük dimitri aşkına rağmen hiçbir zaman duygularını saklama zahmetine girmemiştir.karışan aşk hayatı dediysem, pembe dizi tarzı bişey beklemeyin ama, karışıklıklar daha çok kahramanlarımızın yakasını bırakmayan felaketlerden kaynaklanmakta ve biz sürekli rose'un birşeyleri yoluna koyma çabasını izleriz 6 kitap boyunca. va dünyasında ters giden herşeyi düzeltmek kendi sorumluluğundaymışçasına uğraşır da uğraşır, bir yandan da moroi dünyasının iki yüzlü politik oyunlarının içine çekilir durmadan. moroi'ler, daha doğrusu 12 asil moroi ailesi va dünyasını yönetmektedir ve bu 12 aile arasından seçilen bir kral/kraliçe hüküm sürmektedir tüm dünyadaki vampirler üzerinde. tahmin edileceği gibi bu 12 ailenin üyeleri arasında sürekli bir güç mücadelesi vardır ve bu mücadele sarayda olduğu gibi akademide de tam gaz devam etmektedir. ailesinden hayatta kalan son kişi olması dolayısıyla kendini bu oyunların ortasında bulan lissa'nın yüzleştiği zorluklar ve başlarına gelen çeşitli felaketlerle mücadele eder ekibimiz sürekli. --- yarı spoiler ---bir de rose'un kendi içindeki mücadelesini izleriz sürekli. çünkü aslında lissa'nın büyük bir sırrı vardır. moroi dünyasında her vampir 4 elementten birini kullanabilmektedir ancak bunu barışçıl yollarla kullanmak doğru kabul edildiği için strigoi'ye karşı savunma amaçlı kullanılması bir tabudur. lissa ise hiçbir elemente yatkınlık göstermemiştir. herkes onun uzmanlaşamadığını sanırken onun gizli gücü spirittir. insanları ölümden döndürebilir, yaralarını iyileştirebilir, insanların davranışlarını kontrol edebilir ya da istediği şeyi görmelerini sağlayabilmektedir. ama bunun bir bedeli vardır: spirit kullanıcılarının akıllarını kaybetmemelerinin birkaç yolu vardır. lissa'nın durumunda birini ölümden döndürüp onunla bir bond'a sahip olmaktır. ki bu kişi de rose hathaway'den başkası değildir! 2 sene önce lissa'nın ailesi ile birlikte lissa'nın ailesinin ölümüne yol açan bir trafik kazası geçiren rose, lissa tarafından farkında olmadan geri getirilmiş ve shadow kissed olarak yarı ölüler dünyasına bağlı yarı lissa'ya bağlı olarak yaşamaya devam etmiştir. rose, lissa'nın düşüncelerini görebilir, hatta deneyimlerini kendininmişçesine hissedebilir. bunun yanında lissa'nın aklını kaçırmasına sebep olacak karanlığı kendine çekerek onun akıl sağlığını koruyabilir ve arkadaşını korumak adına bu hareket kendisi için ne kadar tehlikeli boyutlara ulaşsa da bunu yapmaktan vazgeçmez.--- yarı spoiler ---
(jean grey - 31 Ocak 2011 00:25)
şu günlerde filmiyle ilgili bilgiler geliyor oyuncular açıklanıyor derken endişeleniyorum. sevdiğimiz bir seri acaba yine beyaz perdede mahvolacak mı? kimlerin kimlerin dalga konusu olacak? diye... son yıllarda gündeme gelen vampir serileri arasında( en azından okuduklarım arasında) en iyilerinden biridir bence. iyi olmaktan da ziyade farklı bir yeri var, bir şekilde sevdiriyor kendini seviyorsunuz. karakterler basit değil, başı yazılırken sonu da tasarlanmış belli bir plana göre ilerlemiş, salt aşk dolu bir seri değil güzel yani. yazarın dili ilk iki kitaptan sonra gelişiyor özellikle. işin içine simyacıların da dahil olmasıyla evren genişliyor, yazarla aynı anda keşfediyorsunuz bilinmeyenleri. alt serisi olan kanbağı da seriye ayrı bir tat katmış. aksiyonu, macerası bazen şaşırtıcı derecede tatmin edici olabiliyor. özellikle son kitaplar filme iyi aktarılabilirse leziz sahneler çıkacaktır. ve endişeli olmakla birlikte nedense umutluyum da filmi adına. açıklanmış olan oyuncular fena görünmüyorlar. dimitri rolü için seçilen oyuncu belki bütün dreamcastların üstüne çıkabilir. oyuncunun rus olması da güzel bir avantaj. abe için de türk bir oyuncuyla anlaşırlar mı diye de umutlanmadım değil. serinin en eğlenceli karakterlerinden biri, çok isterim bir türk canlandırsın.
(otheralive - 9 Nisan 2013 21:04)
ilk fragmanı gelmiş.http://www.youtube.com/watch?v=mfbvcfjj-yi
(zeddicus zu l zorander - 15 Ağustos 2013 17:07)
kendini pataklamak isteyenleri engelleyenin olmadığı kitap serisi. ikinci fragmanı da yayınlandı bu arada.
(cam kavanoz - 27 Kasım 2013 17:39)
vampir temalı serileri seven varsa söyleyeyim; bu seri en iyilerinden biridir. tabi seri 16 yaşa hitap ediyor. görünüşe göre gelecek film de 12-13 yaş grubuna anca... ayrıca o nasıl dimitri lan? tipleri iyi seçememişler ama izleriz tabi 6 kitabı okudun mu bal gibi izlersin.
(ivich - 26 Ocak 2014 01:45)
"they suck at school" gibi müthiş bir sloganı var filmin.lan ben neyse...
(sambalici - 29 Ocak 2014 02:28)
bazen uyumadan önce bir film açıp, duruma göre 15 - 30 dakika arasında uyuyorum.bunun için genellikle tercihim genellikle böyle liseli filmleri oluyor, filmi beğenip uyumamak için direnmeyeceğiniz kesin, minimum beyin aktivitesi gerektiriyor, ama uykudan önce bastırmak istediğim arkaplan sinyallerini ortadan kaldırmaya yetecek kadar da bir şeyler oluyor işte. işe yarar bir filmse 30 dakikadan 3-4 gece idare ediyor.bu yüzden bu tür filmlerin mümkün olduğu kadar çok çekilmesini destekliyorum.sabırsızlıkla beklediğim film.
(yalnux - 29 Ocak 2014 11:01)
severek okuduğum fantastik kitapların film uyarlamalarını beğenmeyen biri olarak, kesin bu da kötüdür diye önyargı ile gittim fakat beğenerek çıktım filmden. hiç kitabı okumamış kişilerinde beğeneceğini düşündüğüm türden olmuş filmi.kitaba bağlı kalınmış, arada "what is hashtag" gibi günümüze atıflar da yapmışlar, hoş olmuş.kitapta dimitri the god diye bahsi geçen rus, süper yakışıklı, süper karizmatik, cool olması gereken dimitri, yüzü güzel olmasına rağmen vücudu olmamış, boyuna olması gereken genişlik enine gitmiş, daha iyi olmalıydırose, biraz çocuksu olmuş ama izledikçe alışılıyor, lissa, daha güzel olabilirdi,christian ozera, cuk oturmuş çok beğendim diğer filmleri de arayı fazla uzatmadan çekilir umarım.
(pegasos - 17 Şubat 2014 10:21)
harry potter'ın vampirlisidir.
(ayakta duramayan adam - 26 Şubat 2014 23:04)
filmi şu an izlemek resmen mümkün değil. vizyondan kalktı, ki zaten çok sınırlı yerde gösterimdeydi. dvd'sinin çıkıp çıkmayacağı beli değil, dvd çıkış tarihi yok. her şeyden geçtim, malum ortamlarda bile yok! malum ortamlarda olmaması için bir açıklama bulamıyorum resmen. malum ortamlarla alakamız olduğundan değil tabii, dvd bekliyoruz biz*.afişini ilk gördüğümde o kadar dalga geçmemden anlamalıydım aslında. ne o öyle yeşilli pembeli falan demiştim. şimdi bayılıyorum! seriyi duymuştum ama okumamıştım. bir iki hafta önce, kafamın bozuk olduğu bir gün bir arkadaşım sinemaya gidelim kafan dağılır dedi. ergen filmi severiz ikimiz de, buna girdik. eğlendik de. çok takılmadan izlemek lazım, malum filmin konusu, hedef kitlesi belli. izlerken eleştirdiğim bir şeyler olmuştu (christian'ın tip olarak tam bir edward olması, rose'un etekleri ekstra miniyken lissa'nınkilerin rahibe kıvamında olması falan) ama üzerinden zaman geçtiği için tam hatırlamıyorum açıkçası. filmi bir daha izlerim hemen diye düşünmüştüm, saf ve temiz duygular :d izleyemiyorum ya içimde kaldı. neyse. filmde eğlenince dedim kitapları okuyayım. çünkü kitaplar (6 adet) daha güzeldir eminim. bir de dimitri saçını kesse çok taş olur demiştim, nitekim danila kozlovskiy, mucuks. film gençlik filmi olarak yaklaşınca zaten gayet eğlenceliydi. kitapları okuduktan sonra seriye baya sadık kaldıklarını da fark ettim. sadece belki lissa için daha güzel birini bulabilirlerdi. gişede patladığı için hakkında hep olumsuz şeyler denilse de umarım devamı da çekilir, seri giderek fantastikleşiyor çünkü. özellikle 3. filmin sonu manyak olurdu yani.şu an 4. kitaptayım, seri çok akıcı. sonunu nasıl bağlayacaklarına dair tahminlerim var ama okuyup görmek lazım tabii. goodreads'te yorumları ya da sonraki kitapların açıklamalarını okumamak için zor tutuyorum kendimi. spoiler free bitirmeye azmettim seriyi. öyle yani. filmin soundtrackini de liste halinde youtube'da bulmak mümkün. aramaya inanın, mutlu olun.
(brooke - 9 Mart 2014 17:08)
fragmanında,"they suck at school" diye bir yazı görünce,"hocam okul piyasası marc dorcel tarafından çoktan kapıldı" diye cevap verdiğim film.
(troykahan - 9 Mart 2014 17:15)
ergenler için yazılmasına rağmen twilight'ın aksine daha sağlam hikaye ve karakterlerle yazılmış seri. elbette birkaç cheesy yanı var ama en azından yazarın dili gayet iyi, konusu heyecanlı, ana karakter rose mükemmel biri değil (bu tür gençlik romanlarında ana karakter kız saf ama mükemmel olur), teen drama sürekli var ama 3. kitaptan sonra drama azalıp aksiyon artıyor. türünü seviyorsanız (vampir, romantizm, gençlik, aksiyon), türüne göre en en iyi seri gerçekten ki ben twilight-vari serileri bayağı bulurum.neyse filmini izleme şansına eriştim, dün torrent'lara düşmüş. açıkçası kitaba çok sadık kalmışlar, çoğu önemli ayrıntıyı unutmamışlar. muhtemelen olmaz ama keike her kitaba film çekseler. 3. kitaba kadar olsa bile olur. ilk kitabın çoğu high school drama içerdiği için filmin de öyle olması doğal. ikinci kitap da öyle aslında, üçüncüde olaylar bayağı değişiyor. oyuncu seçimleri harika olmuş, özellikle de yan karakterlerinki harika (mason, christian, natalie, mia). rose'u oynayan hatun çok sıska ama en azından rose karakterini iyi yansıtmış, özellikle de sarkastik yorumlarında.bi de dimitri'yi oynayan danila kozlovskiy'in ingilizcesi ne kadar iyi yahu. "rus karakteri amerikan oyuncuya mı oynattılar?" demedim değil.
(tulpen en molens - 27 Nisan 2014 12:38)
credits'teki bela lugosi's dead cover'ıyla son şakasını yapan film.
(amandur - 19 Mayıs 2014 23:49)
sayesinde dampir diye bi kelime öğrendiğim ilginç film. dampir ler efem iyi vampirlerin bekçileri ve koruyucularymışmış ( muhtemelen bir türkçe çeviri fiyaskosu bu dampir ama sevdim kelimeyi ).hocam filme gelecek olursa en iyi tanım sanırım tuhaf olur. hoş fikirlerin, yeni fikirlerin, sıradan fikirlerin, sıradan sahnelerin hatta vasat sahnelerin bir mix'i olmuş.kitap serisinin çok daha iyi olduğuna nerdeyse eminim okumamış bile olsam ve filim için söylenecek tek şey:yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaani.evet. bak bu güzel oldu. hatta tam oldu film'i tarif etmek için.
(travenian - 8 Temmuz 2014 17:40)
--- spoiler ---seriyle ilgili ama gereksiz sayılabilecek bir bilgi olarak serinin ana karakteri rose hathaway'ın babası neredeyse tüm vampir dünyasında tanınan ve hatta korkulan, yapamayacağı ya da ulaşamayacağı herhangi bir kişi ya da şey olmayan ibrahim mazur adındaki bir türk moroi vampir'dir, yani ana karakter yarı türk'tür.--- spoiler ---
(birdirbir oynarken sek sek seken kedi - 6 Şubat 2015 18:27)
son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden.aslen kitap olması sebebiyle karakterler çok başarılı, buna iyi kurgu eklenerek konu yavaş yavaş verilmiş. hem komik sahneleri var hem aksiyon sahneleri var. vıcık vıcık olmayacak şekilde aşk bile var filmin içinde. oyuncular çok iyi seçilmiş çoğunun ilk filmi veya ilk büyük projesi olmasına rağmen oyunculuklar da başarılı. ikincisini sabırsızlıkla bekliyorum.
(prison way - 10 Mayıs 2015 19:50)
Yorum Kaynak Link : vampire academy