Süre                : 1 Saat 42 dakika
Çıkış Tarihi     : 13 Mayıs 1994 Cuma, Yapım Yılı : 1994
Türü                : Aksiyon,Drama,Fantazi
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Crowvision Inc. , Edward R. Pressman Film , Entertainment Media Investment Corporation
Yönetmen       : Alex Proyas (IMDB)(ekşi)
Senarist          : James O'Barr (IMDB)(ekşi),David J. Schow (IMDB)(ekşi),John Shirley (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Brandon Lee (IMDB)(ekşi), Ernie Hudson (IMDB)(ekşi), Michael Wincott (IMDB)(ekşi), Bai Ling (IMDB)(ekşi), Anna Levine (IMDB)(ekşi), David Patrick Kelly (IMDB)(ekşi), Laurence Mason (IMDB)(ekşi), Michael Massee (IMDB)(ekşi), Tony Todd (IMDB), Jon Polito (IMDB), Bill Raymond (IMDB), Marco Rodríguez (IMDB), Henry Kingi Jr. (IMDB), Thomas Rosales Jr. (IMDB), Tim Parati (IMDB), Matt Adler (IMDB), Spencer Garrett (IMDB), Jennifer Blanc (IMDB), Carlyle King (IMDB), Holly Dorff (IMDB), Juan Pope (IMDB), Greg Finley (IMDB), Rachel Hollingsworth (IMDB), Phoebe Dollar (IMDB), Hamilton Perkins (IMDB), Kai Portman (IMDB), David J. Schow (IMDB)

The Crow (~ The crow - Ölümsüz ask) ' Filminin Konusu :
Bir zamanlar insanlar biri öldüğünde ruhunu bir karganın ölümün ülkesine taşıdığına inanırlardı.Ama bazen çok kötü birşey olduğunda büyük bir kederde taşınırdı ve ruh rahat edemezdi.O zaman bazen,sadece bazen karga yanlış şeyleri düzeltmek için ruhu geri getirebilirdi... Eric Draven (Brandon Lee) ve nişanlısı Shelly Webster (Sofia Shinas) düğünlerine 1 gün kala Top Dollar (Michael Wincott) un başını çektiği çetenin saldırısına uğrayarak vahşice katledilirler.Bir yıl sonra Eric Draven in mezarını ziyaret edecek olan karga genç adamın intikamcı bir ruh olarak geri dönüşününde simgesi olacaktır.Alınacak intikamlar verilecek dersler vardır... James O'Barr ın karanlık çizgi romanı Alex Proyas ın elinde kült bir esere dönüşürken Brandon Lee çekimleri sırasında yanlışlıkla vurulduğu Eric Draven ile beyazperdenin en etkileyici karakterlerinden birine efsanevi bir yorum getiriyor


  • ""anne tüm çocukların dudağında ve kalbinde tanrının adıdır."the crow"
  • "binalar yandı, insanlar öldü ama ben bu filmi hep sevdim."
  • "blu-ray versiyonu yarından itibaren satışa çıkacakmış büyük efsanenin. efsane. kuzgununa, makyajına, duruşuna, repliklerine, gotik havasına, 90'lar ruhuna, her bir karesine ayrı hayran olunan efsane."
  • "olm ilk zamanlar ergenim diye seviyorum zannediyordum ama ergenlikten çıkalı bi' yüz yıl kadar oldu hala güzel film ya. evet."
  • "bir tane siki adam tanimadim ki, crow ile ilgili hos anilari olmasin. devami cekilmemeliydi."
  • "catı katı penceresi yuvarlak olmaz.olsa bile orda gitar calınmamalıdır."
  • "tüm görüntüler gece cekilmiş. hic gündüz sahnesi yok. kameranın karganın gözünden gösterdiği sahneler de insanın karga olası geliyoo. kargaları çoğu insandan daha fazla seviyorum."
  • "acaip etkileyici bir film, yazık olmuş brandon'a...o ateşten karga sahnesi süperdi..."




Facebook Yorumları
  • comment image

    kesinlikle olmeden izlenmesi gereken filmlerden biri.

    --- spoiler ---
    hatirladigim kadariyla eric in insanlarin ya da nesnelerin tasidigi anilari alip, hissetme gibi bir gucu de vardi. dondukten sonra oldurulen ya da soyulan insanlarin alyanslarini satan picin dukkanini bastiginda bir kutudan tek tek alyanslari cikarip dokunuyordu, nisanlisinin alyansina geldiginde ise feci bir ani ve aci saganagi geciyordu beyninden… ardindan dukkana benzin doktukten sonra disari cikip, shotgun namlusundan iceri bir suru alyansi dokup dukkana ates ediyordu ki, bu yasima kadar onca film izledim boyle manyak bir sahne cok az gordum. filmin sonunda da olmek uzereyken esas kotu adamin kafasini iki eliyle kavrayip, karisinin olmeden onceki cektigi acilari elamana yasatip gebertiyordu su sozlerle sanirim “30 saatlik aci tek seferde…” cunku eric oldukten sonra karisi hemen olmemis komada can cekismisti, erici bekleyerek, eric de kadinin acilarini, dondukten sonra muhabbet kurdugu polis vasitasiyla aliyordu birebir ayni acilari yasayarak.
    ---
    spoiler ---

    yazarken tekrar farkettim ki, ulan nasil bir filmmis bu arkadas, sevgililer gununde sacma sapan seyler yapanlara uymaktansa sevdicegi ve bir sise sarabi alin bu filmi izleyin.


    (toruzdeyn - 14 Şubat 2008 15:48)

  • comment image

    soundtrack'inde bolca duduk dinleyebileceğiniz film. ayrıca filmin ortalarında bir yerde, "skank", markete bira almaya girdiğinde markette "parmağında yüzükler, kolunda bilezikler, oy sana dolanayım, oy oy eminem, nedir bu güzellikler?" şeklinde sözleri olan nadide türkümüz* enstrümantal olarak (bağlama ile...) çalmaktaydı. dumur yaşamadım dersem yalan olur. (hatta şöyle bir kıyak da yapayım; bendeki divx'te tam olarak 00:51:20'de başlıyor eminem...)


    (armonipolisi - 14 Haziran 2002 01:36)

  • comment image

    rock starlarının 27 yaş ölümü efsaneleriyle, eric draven rolündeki brandon lee'nin öldüğünde 27 yaşında olması arasındaki paralelliğe de dikkat çekmek gerekir ki bu filmi daha da karanlık bir hale getirmektedir...


    (josephine - 18 Kasım 2002 23:39)

  • comment image

    10 yaşında falandım bunu izlediğimde. etkisinden uzun bir zaman boyunca çıkamamıştım. sleepy hollow ile birlikte çok küçükken izleyip, etkisinde kaldığım filmleri oluşturur. bu ikisi yüzünden siyah renge inanılmaz bir tutku geliştirdim, asla çok gülen biri olamadım. bütün ergenlik hayatım boyunca the crow'daki eric draven gibi, sleepy hollow'daki ichabod (bu muydu lan ismi) gibi hissettim, olmaya da çalıştım. artık etkisinden çıkmış olsam da, karakterimin oluşmasında büyük pay sahibi olduğu kesin bu iki filmin, özellikle "the crow"un.

    devamını, yeniden çekimini bilmem ben arkadaş. ben o sisli, o yağmurlu, karanlık havada eric'i "tin tin'in iç organlarını çıkarıp alfabetik sıraya göre yeniden dizerken" görmek, öyle hatırlamak istiyorum.

    (bu replik kaç senedir zihnime kazınmış durur. vay anasını!)

    edit: ayrıca dergime amblem olarak karga seçmemin (poe ve rabenballade ile birlikte) sebebidir bu film. bırak the crow'u düşlerimde kalsın ey hollywood!


    (arpad - 5 Haziran 2011 00:19)

  • comment image

    blu-ray versiyonu yarından itibaren satışa çıkacakmış büyük efsanenin. efsane. kuzgununa, makyajına, duruşuna, repliklerine, gotik havasına, 90'lar ruhuna, her bir karesine ayrı hayran olunan efsane.


    (bal i shikeste - 18 Ekim 2011 00:12)

  • comment image

    olm ilk zamanlar ergenim diye seviyorum zannediyordum ama ergenlikten çıkalı bi' yüz yıl kadar oldu hala güzel film ya. evet.


    (syd - 18 Ekim 2011 00:14)

  • comment image

    bugune kadar izlemedigim her gun icin beni pi$man eden, aradan o kadar zaman gecmi$ insanlardan o kadar yorum dinlemi$ olmanin dolduru$u ve 17" monitorde izlemi$ olmama ragmen bunu yapan insan olamaz dedigim a$iri guzel film..


    (ssg - 20 Kasım 2000 17:09)

  • comment image

    90'ların karanlık bilinçaltısına damgasını vuran filmlerden biridir. müzikleriyle, oyunculuklarıyla, senaryosuyla ve genel atmosferiyle ne zaman seyredilse zamanda yolculuk etkisi yaratır ve her seferinde bünyeye o yıllara özgü ve o yıllarla özdeşleşmiş tuhaf bir melankoli verir. ayrıca seyreden kişi bir süreliğine geceye, yağmura ve karanlığa doyar.


    (charlotte light and dark - 2 Aralık 2013 01:30)

  • comment image

    ortalama film izleyicisi tarafından hafife alınması muhtemel karanlık bir masal..

    15 senedir ne zaman içim sıkılsa, dipte hissetsem, ruhum karanlıkta kalsa izlerim.. o kadar ki, 3-4 sene önce dvdsi bozuldu sürekli izlenmekten.. o zaman anladım: hardware bir nesnenin dayanabileceğinden daha büyük bir acı var bu filmde.. ve daha büyük bir umut var..

    ve sanırım esas tuhaf bağlantı da tam burada; acı ve umut arasındaki tarifi zor ilişkide.. neden bu kadar zor bunu izah edebilmek..?

    nasıl yapıyor hiçbir fikrim yok ama, inandırıyor ve sanırım en çok ihtiyacım olan şey bu..
    çünkü bilmek yetmiyor, tükeniyor insan bazen..

    birilerinin:

    "korkma, bu yağmur sonsuza kadar sürmeyecek"* demesine ihtiyaç duyuyor..


    (sahlanankoc - 30 Aralık 2013 03:47)

  • comment image

    tüm görüntüler gece cekilmiş. hic gündüz sahnesi yok. kameranın karganın gözünden gösterdiği sahneler de insanın karga olası geliyoo. kargaları çoğu insandan daha fazla seviyorum.


    (mesci - 18 Mayıs 2001 17:28)

  • comment image

    izledikçe izleyesim geldiği filmlerden birtanesi. bruce lee 'nin oğlu brandon lee baş rolde oynamıştır ve ne yazıkki çekimler sırasında ölmüştür.ayrıca murat kekilli'nin bu akşam ölürüm adlı şarkısına çektiği klip, bu filmin özentisidir.


    (allanon - 14 Haziran 2001 17:56)

  • comment image

    acaip bi filmdir, her sahnesinde ayrı şeyler düşünürsünüz, ama insana direk hissettirdiği acıdır... hele o son sahnede söylenen sözler, o son kavga... uyuşturucu bağımlısı kadına yardımı, yüzünü boyaması... sadece yazmak bile gözlerimin dolmasına neden olabilecek kadar etkileyici muhteşem bir eser...


    (huzursuz - 16 Kasım 2001 01:54)

  • comment image

    filmler gerçek dünyadan kaçışı simgeler çoğu kez insanlar için. 1994 ya da 95 yılında bir gün sinemaya gidersiniz. blade runner, metropolis gibi bir anti-ütopyada, omuzunda kargası, beyaza boyalı yüzü, acı dolu ama ironik replikleriyle kurşunun zarar vermediği bir ölüm meleğinin; "katillerin katili" olarak kendisini ve sevdiği kadını öldüren bir grup kötüyü cezalandırdığı görürsünüz. o iki saat için gerçekler farklı oluvermiştir birden. zorbalık ve haksızlıkla, salt kötülükle mücadelenin başarılı olacağına, adaletin bir gün, bir şekilde yerini bulacağına dair inancınız artar. ancak adalet yerini bulsa, katiller hakkettikleri cehennemi yaşasa da iki gencecik insan hiç uğruna ölmüş, birlikte geçirebilecekleri bir ömürden olmuşlardır. her ne kadar filmin sonunda shelly ve eric'in yeniden birlikte olduklarını görsek de, insanlar ölse, gerçek aşk sonsuza dek sürse de, bu yönüyle içimi hep hüzünle dolduran bir filmdir the crow. bir intikam hikayesini anlatmakla birlikte kanımca aşk ve sevgi üzerine çekilmiş en güzel filmlerden biridir, romantizmin doruklarında gezinir. yan karakterlerin sağlamlığı, çekimleri, atmosferi, karanlık ve gotik yapısı, diyalogları, vermek istediği mesajları gözümüze gözümüze sokmayışı ile her zaman kalbimde ayrı bir yeri olacaktır. trajik bir raslantıyla brandon lee'nin filmin çekimlerinde ölmesi, sarah'nın "real love is forever" demesinin ardından perdede beliren "for brandon and eliza"*yazısı da filmin sahip olduğu duygusal derinliği artıran bir yürek burgusudur.


    (cathy - 5 Aralık 2005 00:02)

  • comment image

    --- spoiler ---
    ''bir zamanlar insanlar birisi öldüğünde ruhunu bir karganın ölüm ülkesine taşıdığına inanırlardı. ama bazen çok kötü bir şey olduğunda büyük bir keder de taşınırdı ve ruh rahat edemezdi. o zaman bazen, sadece bazen karga yanlış şeyleri düzeltmek için ruhu geri getirebilirdi..''
    ---
    spoiler ---

    filmin atmosferiyle örtüşen kasvetli ve yağmurlu bir eskişehir gününde izlediğim, ertesi gün, onun ertesi gün derken aynı hafta içerisinde beş kez gittiğim filmdir..

    eric draven ve shelly webster'ın gerçek aşkının sadece filmlerde var olabileceğini bilemediğimizden yıllar boyu anlamsız acılar çektik.. öyle sağlam bir aşkın peşinden koştuk.. bu film yüzünden oscar törenlerine lanet ettim izleyen yıllar boyunca.. ruhumu bunaltan kapalı havalar, tarifsiz bir mutluluk vermeye başladı bu filmden sonra.. ve kargaların ne kadar büyüleyici hayvanlar olduğunu, siyah rengin görülebilecek en güzel tonuna sahip olduklarını farkettim.. kılıcın çeliğine aşık oldum.. yağmurun her zaman yağmayacağını öğrendim..*

    --- spoiler ---
    bir bina meşale gibi yanar, geriye kalan sadece küllerdir. herşey için bunun doğru olduğunu düşünürdüm; aileler, arkadaşlar, duygular..ama şimdi biliyorum ki bazen aşk iki kişinin beraber olması gerektiğini kanıtlarsa, hiçbir şey onları ayıramaz..
    ---
    spoiler ---


    (firtinanin gozunden - 5 Aralık 2005 00:57)

Yorum Kaynak Link : the crow