Süre                : 1 Saat 28 dakika
Çıkış Tarihi     : 08 Ekim 2009 Perşembe, Yapım Yılı : 2009
Türü                : Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  57th & Irving Productions , Truly Original , Periscope Entertainment
Yönetmen       : Austin Chick (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Howard A. Rodman (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Josh Hartnett (IMDB), Naomie Harris (IMDB)(ekşi), Adam Scott (IMDB)(ekşi), Robin Tunney (IMDB)(ekşi), Andre Royo (IMDB)(ekşi), Emmanuelle Chriqui (IMDB), Laila Robins (IMDB)(ekşi), Caroline Lagerfelt (IMDB)(ekşi), Alan Cox (IMDB), David Bowie (IMDB), Rip Torn (IMDB), Jeremy Bobb (IMDB), Jason Calacanis (IMDB), Joie Chen (IMDB), Athena Currey (IMDB), Sanjit De Silva (IMDB), Carmine DiBenedetto (IMDB), Sandriel Frank (IMDB), Joe Huu Nguyen (IMDB), Ron Insana (IMDB), Zoe Kazan (IMDB), Marc Klee (IMDB), John Lavelle (IMDB), Mozhan Marnò (IMDB), Martha Millan (IMDB), Celeste Octavia (IMDB), J.J. Ramberg (IMDB), David Sack (IMDB), Marvin Scott (IMDB), Robin Taylor (IMDB), Francesca Tedeschi (IMDB), Jeffrey Evan Thomas (IMDB), Charlene Biton (IMDB), Jackie Brown (IMDB), George W. Bush (IMDB), Laura Bush (IMDB), Kevin Cannon (IMDB), Michael Ciesla (IMDB), Bill Clinton (IMDB), Tom Cruise (IMDB) >>devamı>>

August (~ Agustos) ' Filminin Konusu :
August, iki kardeşin zor şartlar altında kurdukları bir teknoloji şirketini (Landshark) ayakta tutmak için verdikleri mücadeleyi konu alıyor. Bu eksende, 11 Eylül saldırıları öncesinde Ağustos ayında yaşanan olaylar anlatılıyor.


  • "seyircisini bir müzikal, bir konser izlemişçesine müziğe doyuran film..."
  • "august rush'un gitarı perküsyon gibi çaldığı sahneleri harika olan film. müzikleri gerçekten çalan müzisyen kaki king'dir."
  • "hakkında çok şey yazmak istediğim, ama yazamadığım bir film.hissettirdikleri de kendi gibi yalnızca müzikle anlatılabilir herhalde."
  • "bütün film boyunca tüylerim diken dikendi diyebilirim. müzikler konuyla paralel izlerken hissetmenizi sağlıyor. ayrıca aradaki küçük tesadüfler insanın içini ısıtıyor (günleri sayma vs.)"
  • "tesadüfen izlenip, sevgiliyle küçük august rushcıklar imal etmeye sevk eden güzel ve samimi film."
  • "modern bir oliver twist yorumu. ayni kafada masal niyetiyle izlemek lazim."
  • ""müzik heryerdedir. tek yapmanız gereken onu dinlemek.""
  • "müziğe inancı pekiştirir."
  • "sezercik'in müzik kulağı olanı. (bkz: august rush müzisyenim benim)(bkz: august rush virtüöz parçası)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    bazen hayattan uzak durmak, masallara, gerceklesmeyen ve gerceklesmesi olanaksiz seylere ozenmek, mesela bir masali yasayabilecek kararliliga sahip olmak gerekiyor. ruh haliniz musaitse tum filmi hem aglayarak hem gulumseyerek izleyebilirsiniz.

    liv tyler degil, keri russell filmde basrollerden birisini oynamaktadir.


    (thunderroad - 25 Kasım 2007 04:37)

  • comment image

    "müzik üzerine hoş bir film". bu şekilde tanımlandığını duyduğumdan beri gidesim olan filme bir de atilla dorsay'ın sabah gazetesindeki köşesinde "küçük ve iddiasız filmler vardır. oscar'lara aday olmaz, festivallere katılmaz, eleştirmenlerin bile dikkatini pek çekmezler. ama insanı öylesine yüreğinden yakalayan, duygularımızı öylesine coşturan filmlerdir ki bunlar, nerdeyse sinemanın, en azından popüler ve kitlesel bir sinemanın temel taşlarından olduğunu düşünürsünüz. işte kalbini dinle de bunlardan biri." şeklinde tanımlamasıyla artık gidip görmek benim için farz olmuştu. film kabaca, bir çellocu kadınla bir rock grubunda solist olan adamın ortak bir arkadaşlarının partisinde aşık olup, aynı gün birbirlerini kaybetmesini; o gün işi pişirişlerinin meyvesi olan çocuğun yıllar sonra yetimhaneden kaçıp müziği takip ederek ailesini bulmaya çalışmasını anlatıyor. son derece masalsı olan bu öykü o kadar iyi işlenmiş ve robin williams'ın o her zamanki itici mimiklerine (bkz: robin williams/#12737230) rağmen, august rush rolündeki çocuk freddie highmore o kadar güzel ve etkileyici bir oyunculuk sergilemiş ki izleyici bu sıcak filme bir anda kendini kaptırıveriyor. kurgusu, hikayesi ve müziklerinin uyumluluğuyla atilla dorsay'ın eleştirisinin ne kadar yerinde olduğu anlaşılıyor. başta bach-alternatif rock geçişli olan parçadaki fikir olmak üzere soundtrackini özellikle ve ayrı olarak dinlemek gerek.


    (ceseth - 3 Mart 2008 13:16)

  • comment image

    bu kadar müthiş bir film nasıl tek dalda oscar adayı* olmuş anlamadım gitti. inanınki o dandirik michael claytondan ve junodan kat be kat güzel bir film. herzaman savunduğum gerçek aşk olayını o kadar güzel anlatmış ki. hele bir de işin içine müzik girince tadından yenmez bir film olmuş çıkmış. oyunculuklar harika, keri russell ablamızı ve jonathan rhys meyers abimizi zaten çok severiz, robin williams için bişey demeye gerek yok herzamanki gibi harika, ama özellikle filmin başrol oyuncusu freddie highmore o kadar hissederek oynamış ki en azından oscar adayı olmasını beklerdim. zaten critics choice award'da en iyi genç oyuncu adayı gösterilmiş. filmi izlerken hep bir ağlama hissi kabardı içimde. duyguları oldukça harekete geçiren bir film olmuş. müziğe biraz olsun ilginiz varsa, klasik müziği de seviyor ve gerçek aşka inanıyorsanız mutlaka izleyin bu filmi bir şekilde. imdb'de birisi çok güzel bişey demiş filmle ilgili; "if you don't have a great imagination, you won't like it". doğru demiş, eğer hayalgücünüz gelişmemişse bu filmi sevmemeniz normaldir. inşallah seversiniz*.


    (venus - 6 Mart 2008 01:15)

  • comment image

    film aslinda guzel, e$eklik edilmemesi gerek ama - i$im bu.

    ilk on dakika dolmadan evan/august kendini itip kakan adamlara elinde fotografla ko$up "ben pic degilim, babam var benim" diyecek diye beklemediysem, $erefsiz evladiyim. bir ara da eski sinema/tiyatro salonunda arka fondan ali $en ve guzin ozipek cikacak, munir ozkul da central park konserinde pirtik kiligi ile keman / girnata calacak diye baktim yeminlen...

    keri russell'in babasi da die hard 2'deki kotu albay idi, bir ara kafayi koyacak diye bekledim birine, o da olmadi.

    ulan ne hayal kirikligi ile izlemi$im filmi meger!


    (lord aragorn - 7 Nisan 2008 15:08)

  • comment image

    müziğe dair çekilmiş masalsı bir film. freddie highmore mükemmel bir oyunculuk sergilemiştir ki haley joel osment büyüyüp eşşek kadar adam olduğundan beri hiç bir çocuk oyuncudan böylesine bir performans izlememiştim. bir çok sahnesinde boğaz düğümlemesi olasıdır. benim gibi denyoluk yapıp öğlen vakti izlerseniz bir daha birşey yapasınız gelmez, bu yüzden gece izlenmesi önerilir.

    --- spoiler ---

    - what do you wanna be in the world? come on close your eyes and think about that...

    - found

    ---
    spoiler ---


    (crimean - 15 Mayıs 2008 18:26)

  • comment image

    hakkında çok şey yazmak istediğim, ama yazamadığım bir film.
    hissettirdikleri de kendi gibi yalnızca müzikle anlatılabilir herhalde.


    (carc - 21 Mayıs 2008 00:41)

  • comment image

    yeşilçam'ın 30 yıl önce çektiği kahraman velet temalı filmlerin daha süslü püslü olanı, güzel müziklisi.

    --- spoiler ---
    evan taylor - ilker inanoğlu
    lyla novacek - hülya koçyiğit
    louis connelly - ediz hun
    wizard - erol taş
    arthur - çitlenbik ihsan
    ---
    spoiler ---


    (david lynch - 29 Ağustos 2008 01:52)

  • comment image

    bütün film boyunca tüylerim diken dikendi diyebilirim. müzikler konuyla paralel izlerken hissetmenizi sağlıyor. ayrıca aradaki küçük tesadüfler insanın içini ısıtıyor (günleri sayma vs.)


    (carpe diemzy - 23 Ocak 2009 22:45)

  • comment image

    müzikleri ve farklı müzik sahneleri* arası geçişleri muhteşem olan film.

    --- spoiler ---

    mutlu sonla biteceğini tahmin edebildiğim halde gerim gerim gerildim izlerken. tam "hah bu kez buldular çocuğu" derken hop yine olağanüstü bir olay ve dön baba dönelim. sondaki konser sahnesinde çocuk anacığına dönsün artık diye tutup ekranı çeviresim geldi o derece.*

    ---
    spoiler ---


    (concon denetci - 10 Şubat 2009 15:33)

  • comment image

    çok fantastik tutarsızlıklar da olsa amerikan romantik sinemasının verdiği en zevkle izlenebilecek filmlerdendir. olay örgüleri amerikan işi gayet basmakalıp olsa da, filmin sonuna kadar pes etmeden zevkle izlemenizi sağlayan bir olgu üzerine oturtulmuş senaryo; müzik! ama öyle bir oturtulmuş ki masal diyesim var hani.
    --- spoiler ---
    kodaman bir ailenin biricik kızı olan güzeller güzeli lyla novacek (keri russell) en görkemli filarmoni orkestralarında çalan, belli ki bu işin en iyi düzeyde eğitimini falan da almış bir müzisyendir. bu arada şehrin salaş barlarında gitar çalıp vokal yapan, kendi dünyasında belli bir itibar edinmiş rocker ağabeyimiz louis bu güzeller güzeli kızımızdan bir haberdir. film, bu iki insanın yolunun bir yerde kesişeceğinin sinyalini birisinin orkestrada çello, diğerinin de barda gitar çalar iken adeta yarın apocalyiptica gibi bir grup kurmak için sözleşmişler gibi aynı karede fantastik bir şekilde birleşmesiyle başlar. sonra bu iki insan tesadüf ki bir partide denk gelirler. diğer insanlar yiyip içip eğlenirken bu iki duyarlı sanatçı kardeşlerimiz çatıda şehrin sesini dinlemeyi tercih ederler. oğlanımız hâlihazırda rocker yakışıklısı, kızımız da güzeller güzeli kodaman ailenin çiçek gibi büyütülmüş kızı. e haliyle bu romantik ortamda, filmin başrolü olan, sonradan august rush lakabı verilen fantastik kahramanımızın temeli atılır. sonra yeşilçam’dan aşina olduğumuz, kodaman baba kızının serseri bir rockerla birlikte olmasını onuruna yediremez, kızı oğlandan uzaklaştırmakla kalmaz da abarıp doğum sırasında hastanede bir katakulli çevirerek kızına çocuğunun öldüğünü söyleyerek august’u bir yetimhaneye verir. fakat ana müzisyen, baba müzisyen e bu çocuğumuz yetimhanede durur mu hiç? kaçar tabi şehrin sesine karışır ve bir sokak müzisyenleri ekibine katılır. müzik kariyerine çok hızlı giriş yapan oğlanımız hayatında daha önce hiç eline almadığı gitar denen bir alete daha ilk dokunuşuyla birlikte harikalar yaratır. hatta literatüre yeni bir çalma stili kazandıracak kadar aşar konsepti. daha sonra bu oğlanımız ilk kez bir piyano ile karşılaştığı zaman da beş dakika gibi bir sürede öğrendiği notaları kullanarak birkaç senfonik eser besteleyerek mozart’ı felan fersah fersah aşar. bu kadar dikkat çekince bu çocuğu dünya müziğine kazandıralım babında bir müzik okuluna felan kaydettirirler. ama orda da darlanır birkaç rapsodi besteler daha okulda dersler başlamadan beyimiz new york filarmoni orkestrasına rapsodisini çaldırmayı başarır. aslında bu beste ne müzik kariyeri ne itibar maksatlıdır zira küççük çocuk netçek kariyeri. bu öksüz yavrumuzun yarattığı doğaüstü eser tüm new york şehrini inim inim inletirken anneciği ve babacığı bu eseri duymasıyla anında bu melodilerin kendilerinden bir parça olduğunu anlarlar ve konser alanına koşup orda yıllar sonra tekrar bir araya gelirler. eh sonrası onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine…
    ---
    spoiler ---

    aslında spoiler desem de izlemeyen birinin okuması pek bir şeyi değiştirmez kanımca. hatta hiç izlemeye niyetli olmayan insanlar bu naçizane özeti okuduktan sonra hususi izlerler diye düşünüyorum. zaten ben de özetlemekten ziyade çok eğlendiğimi ifade etmek istedim.


    (nophiem - 16 Mart 2010 12:24)

  • comment image

    yıl 2013. melodram yılları çoktan geride kaldı. sezercik büyüdü ve yerine kimse gelmeye bile cesaret etmedi. 40 günlük iken at binip ok kullanan atalarımız mitini artık pedagog ihtisası yapan öğrenci gözü ile algılarken, hiç nota bilmeden beste yapan, havayı koklayarak annesini ve babasını bulan çocuk filminin övgülerinden oluşan bir ayinde buluyorum kendimi. dayanılır gibi değildi.

    --- spoiler ---
    küçük siyah kızın önde vokal olduğu gospel müziği dehşet bir müzik olup bana inanılmaz bir keyif verdiğini hiç çekinmeden eklemek isterim.
    tam bir çıt kuşu gibi; küçücük bedenden kocaman ses.
    http://www.youtube.com/watch?v=jifxuj5i5do

    ---
    spoiler ---


    (ikipirekareboluyedi - 19 Haziran 2013 22:43)

  • comment image

    bir otobüs yolculuğu sırasında izlediğim film. tam filmin sonuna doğru müziğin giderek arttığı ve bir anda kesildiği bir sahne var. işte o sahnede ses kesilince şöförün radyoda dinlemekte olduğu eser bir anda çalınıverdi kulağıma. o eser orhan gencebay'ın bir teselli ver isimli eserinin ta kendisiydi. film mesajını bana bu yolla bir kez daha hatırlatmıştı işte. müzik her yerdeydi ve tek yapmamız gereken onu dinlemekti.


    (kitty fane - 25 Ağustos 2013 21:53)

Yorum Kaynak Link : august rush